18 Şubat 2022 23:46

Metal işçileri: Bir arada olursak patron bizi ezemez

Sendikasızlaştırma, düşük ücret ve işten atmalara karşı direniş gerçekleştiren Birleşik Metal-İş üyesi Farplas, Aryıldız ve Kıraç Metal işçileriyle deneyimlerini konuştuk.

Farplas işçileri | Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/Evrensel

Paylaş

Hasret Gültekin KOZAN
Gebze

İşten atılan işçilerin geri alınması ve sendika haklarının tanınması için mücadelelerini sürdüren Farplas işçileri, 2 Şubat’tan bu yana fabrika önünde direnişte. 19 Ocak günü patronun ücretleri asgari ücret düzeyine çekmesiyle önce iş durduran Farplas işçileri, 20 Ocak günü fabrika CEO’su ile yaptıkları görüşmeden de olumlu sonuç alamadı, hızlıca sendikal örgütlenmeye girişti. Patron sendikalaşmayı engellemek için yine işten atmaya başvurdu. 2 bine yakın işçinin çalıştığı Farplas’ta işçiler patronun bütün engelleme çabalarına karşın çok kısa bir sürede bütün iş kollarında çoğunluğu sağladı ve Çalışma Bakanlığından yetki belgesini aldı.

30 Ocak’ı 31 Ocak’a bağlayan gece, atılan işçilerin geri alınması ve sendika haklarının tanınması için kendilerini T1 fabrikasına kapatan Farplas işçileri, dondurucu soğukta saatler süren direniş gerçekleştirdi. T2, T3 ve T4’te ise amirlerin baskısı nedeniyle adım atılamadı. Direnişteki işçiler polisin sert müdahalesi ile karşılaşarak sabaha karşı gözaltına alındı. Ardından da işçi atılması gündeme geldi.

Atılan işçilerin direnişi fabrika önünde sürüyor. Direnişteki Farplas işçileriyle yaşadıkları süreci, dayanışmanın önemini ve bundan sonrasını konuştuk.

"ÇOĞUNLUĞU SAĞLADIK ÖNEMLİ YOL KATETTİK"

İlk etapta eylemleri ‘kendiliğinden’ gibi gözüken işçiler, aslında durumun göründüğü gibi olmadığını söylüyor. Yücel, “Önceden hazırlığımız vardı ama bazı arkadaşları ikna edemiyorduk, sendikanın ne demek olduğunu bilmiyorlardı. Geçtiğimiz yıl 7’nci ayda sendikal örgütlenmeye, Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şube ile görüşmeye, toplantılar yapmaya başladık” dedi. Geçmiş dönem yaşanan sendikalaşma süreçlerinde yaşanan işten atmaların işçiler içinde endişe yarattığına dikkat çeken Yücel, şöyle devam etti: “Bu nedenle toplantılara bütün üye arkadaşlar gelmiyordu. Ama birkaç kişi başladık, 40-50’lere ulaştık. 4 ayrı şirkette tanıdığımız, güvendiğimiz arkadaşlara ulaştık. Onları bilgilendirdik, sayımız daha da artmaya başladı. Her sene Farplas yönetimi asgari ücreti bize zam diye veriyordu, bu sene de öyle oldu. Biz de sendikayı öne sürdük. Geçmişte çoğunluğu sağlayamadan sendikalaştıkları ortaya çıkan arkadaşlarımız kapı önüne konulmuştu. Şimdi çoğunluğu sağladık, önemli bir yol katettik. Bundan sonra patron masaya oturana kadar mücadelemiz sürecek.”

İş bırakma eylemi ve sonrasını ise Can anlattı: “Ayın 19’unda zam oranı açıklandı, gece vardiyası iş durdurdu, bütün bölümlerde makineleri çalıştıramadık. 20’si sabahı CEO yaklaşık 30 işçinin katıldığı ve 2 saat süren toplantı yaptı. Yapılan açıklamayı kimse kabul etmedi. Biz isteklerimizi sunduk, ‘Yapamam, 10 gün bana mühlet verin’ dedi. Dışarıda arkadaşlarımız bizi bekliyordu, içeride söylenenleri onlara aktardık ve kimse bunu kabul etmedi. Sendikacılar da o gün buraya geldi. Bunu görünce o gün sendika üyesi olmayan arkadaşlarımız da birer birer üye olmaya başladı.”

"CEO’YA GÜVENMEMELİYDİK"

WhatsApp grupları üzerinden haberleştiklerini ve 20’si sabahı T1 önünde iki vardiyanın buluşacağını duyurduklarını anlatan Yücel, patronun ise Türk Metal’i çağırarak iki sendikanın birbirine düşmesini istediğini söyledi. Patronun bu durumu kullandığını anlatan yücel, “CEO ‘Sendikalar dışarıda birbirini yiyor, siz de arada kaynamayın, ben size sözümü verdim’ dedi. Çevik kuvvet de fabrika önüne gelmişti. Gece vardiyasından çıkan arkadaşlarımız yorgundu, dışarıda da bir kargaşa vardı. Biz kendi aramızda konuştuk iş bırakma eylemine son verdik. Biraz da CEO’ya güvendik ama güvenmekten de pişman olduk” diye konuştu.

Fabrika içinde büyük bir baskı olduğuna dikkat çeken Can şunları anlattı: “Çalıştığımız taşeron şirketleri kapattı yenilerini açtı, çalışanları o şirketlere geçirdi. Şimdi taşeron firmalara yeni işçi alımı yapıyorlar. Taşeronlar işi öğrenmeye başladığında içerideki arkadaşlara da kıyım yapmaya başlayacaklar. Ama içerideki arkadaşlarımız korkmasın. Sendikamız arkalarında. Bizim de burada durmamızın en büyük nedenlerinden birisi içerideki arkadaşlarımız içindir.”

Yücel de patronun grup liderlerine, takım liderlerine yüksek zamlar yaptığını, onlar vasıtasıyla işçiyi Türk Metal’e geçmeye ikna etmeye çalıştığını belirterek “Biz sendikamızı seçtik, çoğunluğu da sağladık. Diğer bir sendikayı getirmek vicdansızlıktır, bunu kabul etmiyoruz” diye konuştu.

"ARKADAŞLARIMIZA GÜVENİYORUZ"

İçeride işçilerin bir kısmı “Biz maaşların düzeltilmesini istemiştik, düzeldi. İkramiyemizi 4’e çıkardık, mesailerimiz istediğimiz gibi oldu, daha ne isteyelim” deyip sendikaya bulaşmak istemiyor. Ama dışarıdaki işçiler, sendikalaşma sürecini tamamlamakta kararlı. Eylemlerini sürdüreceklerini söyleyen Yücel, “Fabrikaya kapandığımız gece 4 fabrikada bütün bölümler dursaydı daha farklı olabilirdi diyoruz tabii ki. Biz T1’e kapandığımızda diğer fabrikalarda çalışan arkadaşların önü yöneticiler tarafından kesildi, çalışmaya zorlandı ama hâlâ da güveniyoruz arkadaşlarımıza. İçerideki baskı sürüyor ama onları dört gözle bekliyoruz. Onlar bizim arkadaşlarımız” diye konuştu.

Kendi seçtikleri sendikada örgütlenmenin önemine dikkat çeken direnişteki Farplas işçileri içerideki arkadaşlarına şöyle seslendi: “Patron daha önce de sözler verdi ama birkaç ay sonra o sözlerinden geri adım attı. Bizi belki tek tek ezebilir patron ama bir sendika çatısı altında bir arada olursak bizi ezemez.”

"DAYANIŞMA ÇAĞRISI"

Dayanışma konusunda eksik kalındığı görüşündeler. Sendikalı olan diğer fabrikalardan destek gelmesi gerektiğini söyleyen Ümit, şu çağrıyı yaptı: “İşçinin işçiden başka dostu yok. Bu organize sanayi bölgesinde birçok fabrika sendikalı. Her gün bir fabrika ziyarete gelse ya da biz o fabrikaların önüne gidip sorunlarımızı anlatsak, yan yana gelsek, bir arada olsak kendimizi daha güçlü hissedeceğiz.”

Bir yandan da sosyal medya aracılığıyla diğer işçi direnişlerini takip ettiklerini dile getiren Yücel, “Birçok eylem, direniş bizim ardımızdan başladı. Hemen hemen birçoğu kazandı, kazanmaya da devam ediyor. Birbirimize güç veriyoruz” dedi.

DAHA ÖNCE DE SENDİKA GİRİŞİMİ OLMUŞTU

Birleşik Metal-İş çatısı altında toplanan Farplas işçileri için sendikalaşma mücadelesi yeni değil. 2007-2008 yıllarında Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikası örgütlenme çalışması yürütmüş ama patron sendikanın önüne geçmek için ileri işçileri işten atmıştı. Sendika girişiminin ardından patron fabrikayı farlı iş kollarından şirketlere böldü. 4-5 yıl önce ise Türk-İş’e bağlı Türk Metal örgütlenmeye çalıştı, patron yine sendikaya üye olan işçileri kapı önüne koydu. Şimdilerde ise patron, fabrikada çoğunluğu sağlamasına rağmen Birleşik Metal-İş’e karşı Türk Metal’i örgütlemeye çalışıyor.

"GEZİ'DE POLİSİ ELEŞTİREN ÜSTÜMÜZE POLİSİ SALDI"

Devletin patronu koruduğunu söyleyen Serdar şunları söyledi: “İşverenin sendika istememesinin sebeplerinden biri de yapılan toplu sözleşmelerde ara dönemlerde enflasyon zammı alınması. İşçiyi asgari ücrete mahkum etmek istiyorlar. Hakkımızı aradığımız zaman da terörist diyorlar. Sendikaya üye olma hakkını neden anayasaya koydun, madem koydun uygula bunu o zaman. Uygulayınca terörist biz oluyoruz. Bazı yöneticilerimiz solcuydu, Gezi eylemlerini destekliyordu. Ama şimdi sağdan destek almaya başladılar bize karşı. Gezi’de polis şiddetini, bazı medyaların haber yapmamasını eleştiriyordu. Şimdi aynı polisi bizim üstümüze saldılar. Bir emniyet amirinin ‘Ölen ölür, kalanı biz buradan alırız’ demek gibi bir hakkı yok. İşveren işine nasıl gelirse öyle hareket ediyor.”

KİMSE ÜCRET ARTIŞLARINDAN MEMNUN DEĞİL

Alım gücünün düşük olduğunu söyleyen Can, asgari ücrete yapılan zammı şöyle değerlendirdi: “Aslında tüm Türkiye’de yapılan bu sefalet zammı kimse tarafından beğenilmedi, o yüzden herkes ayaklandı. Bir yanda asgari ücrete gelen zamma bakalım; bir yandan da gıdadan, akaryakıta, doğal gaza, elektriğe varıncaya kadar her şeye gelen zamlara bakalım. Bize verdikleri zammı neye göre yapıyorlar? En yüksek neye zam gelmişse, işçiye de ona göre zam yapsınlar. Bunu iktidar yapıyorsa neden yapmıyor? Her iyi şeyi iktidar yaptı diyorlar ama iktidar bunu niye yapmıyor? İşveren devlete suçu atıyor, devlet işvereni suçluyor olan yine işçiye oluyor. Burada çalışan herkes bu ülkenin vatandaşı, bir şey istemiyoruz ya, ekmek istiyoruz, iş istiyoruz.”

DAHA AZ İŞÇİYLE DAHA ÇOK İŞ

“İyileştirme” adı altında daha az işçiyle daha çok üretim yapıldığını söyleyen Serdar ise “Ben kalıp bağlama yapıyordum. 3 kişi çalışıyorduk, 2 kişiye düşürdüler. Yeni gelen CEO bunu ‘İyileştirme’ adı altında uyguladı. Daha az işçiye yaptırıp, daha çok kazanmak için her yolu denediler. İşten atıldığımız yetmedi, terörist damgası yediğimiz yetmedi, bir de iş bulmamıza engel oluyorlar. İş başvurusu yaptığımız fabrikalara en son Farplas’ta çalıştığımızı söylediğimizde bizi işe almıyorlar. Patronun diğer patronlarla birliği var” diye konuştu.

FABRİKADA ÇALIŞAN İŞÇİ: SENDİKANIN NE OLDUĞUNU ANLATMAK LAZIM

Fabrika halen çalışmaya devam eden bir işçiyle konuşuyoruz. Baskı olduğunu tüm işçilerin takip edildiğini anlatan işçi, “Dışarı çıkıyoruz kapı önünde direnen arkadaşlarımıza bakmak için, amirler bizi çekiyor ‘Size saldırırlar’ diye. Ya bize niye saldırsınlar, arkadaşlarımız hakkını arıyor. İçeride çoğu insan vicdanen rahatsız ama korkudan dolayı selam bile veremiyor. Dışarıdakilerle iletişim kurmayalım diye vardiya bitiminde bizi mutfağa kapatıyorlar, servis gelince hemen bindirip gönderiyorlar” dedi.

Yeni kurulan şirketlerin alakasız iş kollarında olduğunu söyleyen işçi şöyle devam etti: “Ben metal iş kolunda çalışıyordum, yeni kurdukları firmaların iş kolları resmen komedi. Park bahçeler, ofis elemanı olarak bizi çalıştırıyor. Şimdi zam verdiler güya ama yine adamına göre, memleketine göre muamele var.” Elde edilen kazanımları, “Mesailer istediğimiz gibi oldu. Hafta içi yüzde 100, hafta sonu yüzde 200, bayramlarda yüzde 300 oldu. Kıdem farkını da verdiler” sözleriyle dile getiren işçi şunları anlattı: “Sendikanın S’si bile yetti. Ama şimdi de mesaiye kalma, bayramda çalışma savaşı veriyor herkes. ‘Ben mesaiye kalırım, bayramda memlekete gitmiyorum, buradayım’ diye yöneticilere söyleniyor işçiler. Eskiden mesaiye kalmayan işçi, şimdi yeni kazanımın ardından kredi borcu var, kira ödüyor, çocuğu okula gidiyor diye mesaiye kalmak için can atıyor.”

İçerideki tartışmaları da aktaran işçi, “Dışarıdaki arkadaşlarımız için ‘Bunlar olayı başka yere çekiyorlar’ diyeni de var. Oysa arkadaşlarımız ekmeğinin peşinde, yanlış yapmıyorlar. Bizim gönlümüz onlarla, içeride böyle düşünen arkadaşlarımızla konuşuyoruz, anlatıyoruz doğruyu. Sendikanın ne olduğunu bilmiyor çoğu, bunu anlatmak lazım” diye konuştu.


İŞÇİLER BİRLİK OLURSA HER ŞEYİ KAZANABİLİR

Tuncay SAĞIROĞLU
Çorlu

İşçi direnişinin yaşandığı fabrikalardan biri de Çorlu’da kurulu çelik tencere, çatal kaşık üretimi yapan Aryıldız fabrikası. 150’nin üzerinde işçi çalışıyor. Uzun yıllar Birleşik Metal-İş Sendikası örgütlü olmasına rağmen bundan 6 yıl önce sendika yetkisini kaybediyor. Örgütsüz kalan işçilerin ücretleri düşüyor, çalışma koşulları kötüleşiyor. Bu süre içinde yaşanan işçi sirkülasyonundan dolayı işçi profili ise sürekli değişiyor. Öyle ki, sendikanın tasfiye edildiği günden bu yana sadece 12 işçi kalmış.

Hakların gasbedilmesi nedeniyle işçiler geçen yıl yeniden Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlenmeye başlıyorlar. İlk başta yavaş ilerleyen sendikalaşma süreci, hayat pahalılığına duyulan öfkenin genç işçilerin atılganlığıyla birleşmesiyle hızlanmış ve 2021’in sonunda 15 günde işçilerin büyük bir kısmı sendikaya üye olarak çoğunluk elde etmiş.

Patron bir yandan çoğunluğa itiraz ederken diğer yandan ise sendika ile TİS görüşmelerini sürdürüyor. Hatta patronun sendikanın taslağının olumlu bulduğunu söylemesi bir müddet işçileri rehavete dahi sürüklemiş. Ama kısa süre sonra patronlar görüşmeleri kesip yasal süreç devam deyince işçilerdeki öfke daha da kabarmış. Çoğunluk geldikten hemen sonra belirlenen temsilcileri sıkıştıran işçiler eylem tartışmalarına da başlamış.

Tam da bu sırada Trendyol işçilerinin başlattığı ve gittikçe birçok sektör ve fabrikaya yayılan eylemler ve elde edilen kazanımlar işçileri daha da cesaretlendirmiş.

Sonunda işçiler eylem kararı alması için sendikacılar ile toplantı yapmaya başladılar. Sendikacılar yasal süreci anlatıp beklemek gerekli deseler de işçiler her gün bir saat iş bırakma kararı aldı. Eylem kararlı bir şekilde sürerken fabrika müdürü ise işten atma tehdidinde bulundu. Buna karşın eylem devam edince patron yeniden toplu sözleşme masasına oturmak ve imzalamak zorunda kaldı.

Bu süreci değerlendiren bir işçi şunları söyledi: “Koşullar uzun süre kötü olmasına rağmen birleşememiştik ve birçok hakkımız elimizden gitmişti. Ama artık bıçak kemiğe dayandı. Hayat pahalılığı, her gün gelen zamlar belimizi bükmüştü. Biz de çareyi sendikalaşmakta gördük ve örgütlendik. Örgütlendikten sonra bir türlü sözleşme imzalanmıyordu. Ama bizim dayanacak gücümüz kalmadı. Bütün işçi öfkeliydi. Bizim gibi birçok işçi eylem yapmaya başlayınca bizde eylem yapma fikri ortaya çıktı. İlk önce sendika çok oralı olmamasına rağmen bizim bastırmamız ile hem eylem kararları alındı hem de yanımızda durdu. Bu eylemde şunu gördüm, eğer işçiler birlik olursa her şeyi kazanabilir. Her şeyi de sendikaya bırakmamalı.”

Bundan sonra ne olacak diye sorduğumuz başka bir işçi ise “Bizim işçi birleşilebileceğini ve mücadele edince kazanabileceğini gördü. Bu önemli bir deneyim. Ama bu yetmez. Yeniden temsilcilerin belirlenmesi için seçim yapılmalı. İşçiler güvendiği işçileri seçmeli. Fabrikada bu eylemlere öncülük eden işçiler vardı. Bunların birliği dağılmamalı. Çünkü bunlar hem örgütlenme zamanında hem de eylemlerde etkili oldular.”


KIRAÇ METAL İŞÇİLERİ: DAYANIŞMA VE GÜVEN DUYGUSU ARTTI

Çağlar KAZAK
Eskişehir

Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kıraç Metal, işçilerin fabrikaya kapanma ve üretimi durdurma eylemiyle gündeme geldi. İşten atmalara karşı arkadaşlarına sahip çıkan işçiler, bir gece fabrikada kalmış ve üretimi durdurmuştu. Patronla yapılan görüşmelerin ardından hiçbir işçinin isteği olmadan işten çıkartılmayacağı ve her ay 400 TL ek zam aldıkları duyuruldu. Yapılan eylemin ardından işçilerin birliklerini nasıl sağladıklarını 76 kişinin çalıştığı Kıraç Metal işçileriyle konuştuk.

Kendi gündemlerinin hayat pahalılığı olduğunu ve geçinmekte zorlandıklarını anlatan işçiler, ücret artışlarına rağmen enflasyonun altında ezildikleri anlattı. Herkesin kredi borcu olduğunu ve bunları ödemekte zorlandıklarını kaydeden işçiler elektriği ve doğal gazı en az şekilde kullanmaya çalıştıklarını ifade etti. Bu zorluklar yaşanırken patronun işlerin eski yoğunlukta olmadığı gerekçesiyle 10 kişiyi işten atacağını duyurduğunu söyleyen işçiler, çıkışlar başlayınca eyleme geçtiklerini ifade etti. Eylemin ani geliştiğini ve sendikanın önayak olduğunu belirten işçiler bir günde patrona geri adım attırdıklarını dile getirdi.

Eylemden sonra morallerinin arttığını söyleyen işçiler, kazanımın sınırlı olmasına karşın işçilerin dediğinin olması açısından önemli bir başarı elde ettiklerini ifade etti. “İşçiler arasındaki birliğin bu kazanımda etkili olduğunu gördük, ortak irade ve kararlılık her zaman iyidir” diyen işçiler, kendi aralarında dayanışma ve güven duygusunun arttığına dikkat çekti.

Ülkemizde yaşanan irili ufaklı işçi eylemlerini de yakından takip ettiklerini en son Eskişehir’de Yemeksepeti işçilerinin eylemine katıldıklarını anlatan işçiler “İşçilerin kazanım haberleri ve eylem haberleri geldikçe biz de mutlu oluyoruz. Geleceğe dair umutlarımız artıyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Tüm Bel-Sen, Denizli ve Antalya'da zamlara karşı basın açıklamaları düzenledi

SONRAKİ HABER

Duygu Delen davası | Sanık Mehmet Kaplan'ın "çocuğun kasten öldürülmesi", suçundan cezalandırılması talep edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa