19 Şubat 2022 13:09

Dil Bilimci Sami Tan: Örgütlenerek dil mücadelesi vermeliyiz

Kürtçenin yaşatılması için bir yol haritası hazırlanması gerektiği belirten Dil Bilimci Sami Tan, “Çalışmalarımızı dilimizle yapmalıyız. Örgütlenerek dil mücadelesi vermeliyiz” dedi. 

Sami Tan | Fotoğraf: MA

Paylaş

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1999 tarihinde 21 Şubat  Dünya Anadil Günü olarak belirlendi. UNESCO, bu kapsamda 2008 yılında yok olmaya yüz tutmuş dillerin kapsamlı bir haritasını 30 dil bilimcinin çalışmasıyla ortaya çıkardı. “Tehlike Altındaki Dünya Dilleri Atlası” adlı raporda, dünya genelinde alınmayan önlemler nedeniyle iki haftada bir, bir dilin yok olduğu ifade edildi.  

Dil Bilimci Sami Tan, 21 Şubat Dünya Anadil Günü’ne ilişkin baskıların hedefinde olan Kürtçe başta olmak üzere dillerin karşı karşıya kaldığı sorunları ve yapılması gerekenleri, Mezopotamya Ajansından Müjdat Can’a değerlendirdi. 

"HER DİL ÇOCUKLARIN DİLİ OLMALI"

Türkiye’de yaklaşık 30 dilin konuşulduğunu, ancak her geçen gün konuşulan dillerin azaldığını söyleyen Tan, “Türkçe her alanda yaygınlaşırken, diğer dillere yaşama alanı bırakılmadı. Birçok dil her gün yok olmaya doğru gidiyor ve bazı diller yok oldu. Bunlardan biri de koruma altına alınması gereken Ubıhça’dır. Dilin son konuşanı Tevfik Esenç öldükten sonra kimse o dili konuşamıyor. Aynı kaderi paylaşan birçok dil var. UNESCO’nun hazırladığı rapora göre kaybolmaya doğru ilerleyen dillerden biri de Kürtçenin Dimilkî (Zazaca) lehçesi. Bu tehlike Zazaca için de geçerli. Türkiye’de Kürtçe için de tehlike çanları çalıyor. Her dil önce çocukların dili olmalı” ifadelerini kullandı.

"HERKES ÇOCUKLARIYLA KÜRTÇE KONUŞMALI"

Kürtçenin önünde engellerin kaldırılması ve kullanım alanlarının çoğaltılmasının demokratik mücadele sürdüren herkesin görevi olduğunun altını çizen Tan, “Kürtler dillerinin kaybolmasını istemiyorsa her alanda dillerine sahip çıkmalı ve çocuklarını eğitmeli. Artık o imkanlar vardır. Kimse bu görevden kaçmamalı. Bir çok aile var, Türkçe bilmemelerine rağmen, çocukları ile Türkçe konuşmaya çalışıyorlar. Bu üzücü bir durumdur. Bu zihniyetin değişmesi lazımdır. Kürtçenin yaşaması için derli toplu bir programa ihtiyaç vardır, bu diğer diller için de örnek olmalı. Kürtlerin Kürtçe için mücadelesi diğer diller için örnek bir mücadele olmalı. Herkesin dilini, kültürünü savunması gerekir” diye konuştu. 

"HALKLA ORTAKLAŞILMALI"

Tan, Kürtçe ile ilgili çalışma yapan kurumların halk ile bütünleşmesi gerektiğini ifade etti. Kürtçenin gelişimi için örgütlülüğe dikkat çeken Tan, devamında şunları söyledi: “Kürtçenin gelişmesi için bir yol haritamızın olması gerektiği gibi, bizim diplomasi, siyaset, hukuk, engellemelere karşı da bir programımızın olması lazım. Bu da derli toplu, örgütlü, programlı bir çalışma ister. Kürtçenin yaşatılması kampanyalar ile olacak bir şey değil. Diyarbakır gibi bir ilde bir yol haritası hazırlanmalı. Bir yılda şu kadar aile ziyaret edeceğiz, şu kadar çocuğa Kürtçe öğreteceğiz gibi hedefler önüne koyulmalı. Kürtçe için verilen mücadelenin büyümesi için kurumların da örgütlülüklerini büyütmesi gerek. Bütün dil, kimlik ve kültürleri savunmak insani ve ahlaki bir görev. Her kes kendi ana dilinde mutlu olur. Sözlerimi Kürt Şair Xanay Qubadî’nin şu sözleri ile sonlandırmak istiyorum. Xanay Qubadî şöyle der: ‘Evet Farisî için şeker derler, ancak benim yanımda Kürtçe Farisîden daha tatlı.’ Her kes için kendi dili ona tatlı gelir. Biz de kendi dilimiz ile çalışmalarımızı yapmalı, ortaya koyduğumuz ürünleri kendi dilimizde var etmeliyiz. Bu şekilde özgür oluruz.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İzmir'de kadınlar zamları protesto etti: Krizi biz yaratmadık, bedelini de ödemeyeceğiz

SONRAKİ HABER

Türkiye yazarı Fuat Uğur, Tarkan'ı hedef aldı: Her şeyin bedeli var, bir gün gelir ödenir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa