19 Şubat 2022 14:40

Ukrayna gerilimi: Durum her türlü provokasyona açık

58. Münih Güvenlik Konferansında yapılan konuşmalarda Ukrayna Lideri Zelensky'ye övgüler dizildi, Avrupa ve ABD'nin birlikte hareket etmesi çağrısı yapıldı. Sınırda ise provokasyon riski artıyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Cuma başlayan ve pazar günü sona erecek 58. Münih Güvenlik Konferansında, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky, adeta bir kahraman gibi ayakta alkışlandı. NATO üyeliği hedeflerinin devam ettiğini söyleyen Zelensky, uzun süre Rusya ile Batı arasında tampon bölge olmayacaklarını da açıkladı. Batılı ülkeler de, Donbass bölgesinde çatışmaların yoğunlaşmasını gerekçe göstererek Rusya'ya karşı söylemlerini sertleştirdiler.

58. Münih Güvenlik Konferansında bir araya gelen Batılı emperyalist devletlerin liderleri ve temsilcileri sürekli Rusya tehdidi ve Avrupa'daki savaş tehdidinden söz ederken, Rusya-Ukrayna sınırındaki Donbass bölgesinden siviller, Ukrayna ordusunun ateşkesi ihlal etmesinden ötürü Rusya'ya doğru yola çıkıyordu.

11 Ocak'ta Rusya-ABD Güvenlik Konseyi'nin Cenevre'de bir araya gelmesiyle başlayan diplomatik görüşmelerden ciddi bir sonucun çıkmayacağı az çok görülebiliyordu. Zira, gerilim ve çatışma potansiyelini büyüten güçlerin asıl maksadının, anlaşmazlık konularının diyalog yoluyla gidermeyi değil, askeri gücü tehdit olarak karşı tarafa geri adım attırmak olduğu anlaşılıyordu. Rusya'nın NATO'nun Doğu Avrupa'ya yaptığı askeri yığınak ve buna bağlı olarak Ukrayna'yı NATO üyesi yapma üzerinden sürdürdüğü planlara karşı bölgeye yaptığı askeri Batılı emperyalist devletlerin temel çatışma malzemesi haline geldi.

ZELENSKY AYAKTA ALKIŞLANDI

Bu yıl konferansın ayakta alkışlanan lideri Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky oldu. Diğer katılımcılar tarafından büyük bir coşkuyla karşılanmasına şaşıran Zelensky, sözü aldığında “Bu alkışlar Ukrayna'ya” dedi.

Zelensky yaptığı yaklaşık 20 dakikalık konuşmada Ukrayna'nın büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu, buna rağmen provokasyona kapılmadan sakin davranmaya devam ettiklerini ifade ederek, “Genel olarak dünyanın güvenlik mimarisi çöktü. Yeni bir mimari ve yeni bir sistem olması gerekiyor. İki dünya savaşından bunu öğrenmemiz gerekiyor. Krım ve Donbass'ın işgali saece Ukrayna'nın değil dünyanın sorunu. Biz ülkemizi gerekirse tek başımıza korumaya devam edeceğiz” dedi.

Ukrayna'nın NATO'ya üye olmak istediğini tekrarlayan, ancak NATO ve bazı ülkelerin kendilerine sürekli beklemeleri önerildiğini ifade eden Zelensky, “Sürekli kapıların açık olduğu ifade ediliyor. Kapıların açık olması iyi, ama biz somut yanıt istiyoruz. Ne kadar erken NATO'ya üye olursak, o kadar iyi. Üye olduğumuzda da güvenlik garantisi talep ediyoruz” dedi.

Rusya'nın Ukrayna'nın NATO'ya üye olması durumunda Donbass ve Krım'ın savaş yoluyla geriye alacağından endişe ettiğini de hatırlatan Zelensky, “Donbass ve Kırım barış yoluyla Ukrayna'ya dönecek. Diplomasi yollarını kullanacağız” dedi. Zelensky açık olarak, “Hiç kimse Ukrayna'nın Batı ile Rusya arasında kalıcı bir tampon bölge olarak kalacağını düşünmemelidir” diyerek, NATO'nın ve AB'nin artık karar vermesi gerektiği çağrısında bulundu.

Zelensky, ayrıca, aralarında Türkiye ve bazı Avrupa ülkelerinin katılımıyla önümüzdeki günlerde bir konferans çağrısında bulunacağını da sözlerine ekledi. Zelensky konuşmasının ardından ABD'li gazeteci Christiane Amanpour'un sorularını yanıtladıktan sonra, “Kahvaltımı Ukrayna'da yaptım, akşam yemeği için de Ukrayna'ya gidiyorum” diyerek salondan ayrıldı.

İNGİLTERE, ABD, ALMANYA LİDERLERİNİN MESAJLARI

Başından itibaren ABD ile birlikte Ukrayna'ya her türlü askeri ve politik desteği veren İngiltere'nin başbakanı Boris Johnson, Münih Güvenlik Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, günlerdir 16 Şubat'ta Rus işgalinin başlayacağına dair yaydığı yalan haberlerin üstünü örtmek için “Rusya yalan haberlerin örümcek ağıdır” açıklamasında bulundu ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgal edeceğini ileri sürmeye devam etti. Ayrıca NATO'nun kapılarının her zaman Ukrayna'ya açık tutulması gerektiği çağrısında bulundu.

Rusya'nın konferansın artık diyalog değil transatlantik bir platform haline geldiğini gerekçe göstererek bu yıl ilk defa katılmayı reddettiği Münih Güvenlik Konferansı'nın ABD'den gelen en üst düzey temsilci ise Başkan Yardımcısı Kamala Harris oldu. Başkan Joe Biden'ın “Avrupa'nın güvenliği tehlikede” şeklindeki açıklamasını tekrarlayan Harris, Batı ittifakını birlik halinde kalmaya ve Rusya'nın saldırması durumunda sert yaptırımlara hazır olmaya çağırdı. Toplantının devam ederken Biden'dan da Rus ordusunun Kiev'e saldırı düzenleyeceğine inandıklarını ve bunun birkaç gün içinde olacağı açıklaması geldi.

ABD'nin Rusya'ya karşı yaptırım planları hazırladığını söyleyen Harris, açık olarak “Rusya'nın bankalarını ve temel sanayisini hedefe koyacağız” dedi. Bunu ancak Avrupa'daki müttefiklerle birlikte yapabileceklerini de ifade eden Harris, NATO'nun Doğu kanadını askeri olarak güçlendirmeye devam edeceklerini da belirterek, Baltık ülkelerine bir saldırı olması durumunda NATO'nun 5. Maddesi'nin devreye gireceğini de hatırlattı.

ABD ile Rusya arasında bir denge kurarak diyalog yolunu öne çıkaran Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise konferansta yaptığı konuşmada, öncesine göre Rusya'ya karşı daha sert bir üslup kullandı. “Avrupa'yı yeniden bir savaş tehdit ediyor. Riziko yüksek ve bunu engellemek gerekiyor” dedi.

Daha sonra söz alan konuşmacılar Zelensky'e övgüler dizerek, Avrupa ve ABD'nin birlikte hareket etmesi çağrısında bulundular.

HER TÜRLÜ PROVOKASYONA KAPI AÇIK

Bölgeden gelen haberlere bakılırsa, çatışma riskinin öncesine göre daha arttığı anlaşılıyor. Bu nedenle her an büyük bir provokasyonla Ukrayna ordusu ile 150 bin kişilik gücü olduğu ifade edilen Donbass bölgesindeki Rusya destekli milis güçler arasındaki çatışmalar yoğunlaşabilir. Sürecin başından itibaren en güçlü senaryo olarak, NATO'nun her türlü desteğini alan Ukrayna'nın özerk Donbass bölgesine saldırarak geri almak isteyi yönündeydi. Bu amacına varması durumunda ardından benzer bir stratejinin Krım'a karşı uygulanacağı da ileri sürüyordu. Rusya'nın Mart 2014'te Krım'ı ilhak etmesini ilişkilerde kırılma olarak nitelendiren Batılı emperyalist devletler, çıkarları ve söylemleri farklı olsa da Krım'ın yeniden Ukrayna'nın parçası olmasına temelde destek veriyorlar.

Diplomatik seçeneklerin oldukça azaldığı bu süreçte, bir provokasyonla oluşabilecek bir çatışma NATO'nun sürece daha açık müdahil olmasının da önünü açmış olacak. Resmi olarak NATO üyesi olmadan, kurulan fiili üyelik Ukrayna'yı Batıya daha yakınlaştırıyor. Bunun farkında olan Batı amacına ulaşmak için gerilim be provokasyonlara kapıları açık tutulacak.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye'de son 24 saatte 80 bin 454 Kovid-19 vakası, 278 can kaybı (19 Şubat 2022)

SONRAKİ HABER

Gür İplik işçileri bayram ikramiyesi talebiyle iş bıraktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa