CHP'li Murat Bakan: İklimde, rantı önceleyen politikalardan vazgeçilmeden koyulan her hedef illüzyon
İklim Şurası öncesinde konuşan TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü Murat Bakan, "Rantı önceleyen yağma ve talan politikalardan vazgeçmezseniz koyulan her hedef illüzyon, yapılan her şura kakofoni…" dedi.
Murat Bakan | Fotoğraf: CHP
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından düzenlenen İklim Şurası yarın başlıyor. TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, toplanacak komisyon öncesinde açıklamalarda bulundu. Rant politikalarına dikkat çeken Bakan, “Rantı önceleyen yağma ve talan politikalardan vazgeçmezseniz koyulan her hedef illüzyon, yapılan her şura kakofoni…” dedi.
İKLİM ŞURASINA İLGİLİ KOMİSYONLAR DAVET EDİLMEDİ
İklim Şurası'nın iktidar tarafından "ben yaptım oldu" mantığıyla kurulduğunu; iklim ve çevre konusunda uzun süredir çalışmalar yürüten TBMM komisyonlarının İklim Şurası'na davet edilmediğini dile getiren Bakan, şunları söyledi:
"Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi, kuraklıkla mücadele ve su kaynaklarının verimli kullanılması amacıyla parlamentoda bir araştırma komisyonu kurduk. Komisyon olarak, haftada iki gün olmak üzere dört ay boyunca çalıştık. Onlarca uzman dinledik, yetinmedik sahaya çıktık, sulak alanlarımızda incelemeler yaptık. Komisyon 730 sayfa rapor hazırladı, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak 124 sayfa şerh yazdık. İklim krizi, gerçek beka sorunu dedik, siyaset üstü dedik ve elimizden gelen tüm katkıyı verdik. Aylarca, her partiden vekiliyle uzmanıyla danışmanıyla bunca insan emek verdik. Ayrıca Çevre Komisyonu olarak Glasgow’a COP26’ya yani İklim Zirvesi’ne gittik. Ancak gelin görün ki ‘Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede yol haritasını belirleyecek’ diye tanıtılan İklim Şura’sına ne iklim araştırma komisyonu davet edildi ne de Çevre Komisyonu... Sadece ülkemizin değil, gezegenimizin geleceğiyle ilgili olan bir önemli konuda daha parlamento yok sayıldı. Böyle olmamalıydı, yine ‘yaptılar oldu.’ Her şeye rağmen biz bu şurayı iklim kriziyle mücadele için bir fırsat olarak görüyor, sağlam bir irade ortaya koyulmasını arzu ediyoruz."
Ülkede yaratılan diğer krizlerden iklim krizine sıra gelmediğini, bunun gündem edilmediğini söyleyen Bakan, "Ülkeyi yönetenler iklim krizinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olduğumuz konusunda ikna olamıyor, farklı öncelikleri sebebiyle iklim kriziyle mücadelede ortaya bir irade koyamıyorlar. Şeffaf olmak, radikal kararlar almak ve uygulamaya geçirmek için vaktimiz daralıyor. İklim kriziyle topyekûn bir mücadele için ulusal eylem planı ve etkin uygulama şart" ifadelerini kullandı.
Bakan açıklamasını şu sözlerle noktaladı:
"İklim Şurası’na sesleniyorum: İklim kriziyle mücadele ve ‘2053 net sıfır emisyon’ hedefi için; karbon yutak alanlarımız olan ormanlarımızı maden uğruna katletmeyeceksin, sulak alanlarımızı vahşi tarımsal sulamayla kurutmayacaksın, denizlerimizi sanayinin kirli atıklarıyla doldurmayacaksın, dünyanın çöpünü ‘ham madde’ diye ülkemize getirip dönüştüremediklerini doğaya attırmayacak o atıkları toprağa suya karıştırmayacaksın ve kömürden elektrik üretmeyeceksin. İklim krizini uzaklarda, kutuplarda eriyen buzullarda aramayacaksın. İklim krizi; Kazdağları’nda, Cerattepe’de, Efemçukuru’nda, Marmara Denizi’nde, Çukurova’da, Seyfe’de, Fatsa’da, Manavgat’ta, Kuzey Ormanları’nda, Salda’da, Bozkurt’ta, Elbistan’da, Van Gölü’nde. İklim krizi; ektiğin tarlada, yediğin domateste, içtiğin suda, yüzdüğün denizde, ıslandığın yağmurda, oynadığın kar topunda, aldığın nefeste. Rantı önceleyen yağmacı ve talancı politikalardan vazgeçmeden koyulan her hedef illüzyon, yapılan her şura kakofoni…" (HABER MERKEZİ)