22 Şubat 2022 22:35
/
Güncelleme: 23 Şubat 2022 17:49

Taner Barlas ve Ekin Aksu: Seçtiğimiz oyunlar duruşumuzu yansıtıyor

Perdeci Oyuncuları tarafından sahnelenen “Öteki” tiyatroseverlerle buluşmaya devam ediyor. Oyuncular Taner Barlas ve Ekin Aksu ile "Öteki"yi konuştuk.

Taner Barlas ve Ekin Aksu: Seçtiğimiz oyunlar duruşumuzu yansıtıyor

Fotoğraf: Basın görseli 

İsmail AFACAN
İstanbul

Perdeci Oyuncuları bu sefer “Öteki” oyunuyla tiyatroseverlerin karşısında… Oyunda, ayrı saflara savrulmuş, birbirleriyle savaşmış iki üvey kardeşin bir inşaat alanındaki hesaplaşmasına tanık oluyoruz … İki üvey kardeş arasındaki çatışmayı “Türk-Kürt”, “Sırp-Boşnak”, “Şii-Sünni” olarak da kabul edebiliriz… Oyun yüzleşmenin ve diyaloğun önemini bir kez daha hatırlatıyor.

Enzo Cormann’ın kaleme aldığı oyunun yönetmenliğini Taner Barlas yapıyor. İki düşman kardeşi ise Usta Oyuncular Taner Barlas ve Ekin Aksu canlandırıyor. Öteki oyunu üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdiğimiz Barlas ve Aksu “Toplumsal sorunlara duyarlı oyunlar seçmeye özen gösteriyoruz. Neticede, seçtiğimiz oyunlar duruşumuzu ve üretim biçimimizi yansıtıyor” diyor.

“BARIŞ SIMSIKI KENETLENMIŞ ELLERİDİR İNSANLARIN”

“Barış”la başlayalım. Ülkemizde ve dünyada en çok özlem duyulanların başında geliyor. Oyundan yola çıkarak sizler için “barış” ne anlam ifade ediyor?

Sorunuza Ünlü Ozan Yannis Ritsos’un “Barış” adlı şiirinden seçtiğimiz bölümlerle yanıt vermek isteriz. “Barış ışın demetleridir yaz tarlalarında/ İyilik alfabesidir o, dizelerinde şafağın./ Herkesin ‘kardeşim’ demesidir birbirine,/ ‘Yarın yeni bir dünya kuracağız demesidir;/ ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle./ Barış budur işte./ Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların/ sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın/ Barış bir annenin gülümseyişinden/ başka bir şey değildir./ Kardeşler uzatın ellerinizi,/ Barış budur işte…”

Ayrı saflara savrulmuş, birbirleriyle savaşmış iki üvey kardeşin bir inşaat alanındaki hesaplaşmasına tanık oluyoruz. Bu karşılaşma ve yaşananlar çok tanıdıktı. Yakın dönem Türkiye’sinden kesitler sunuyor gibiydi. Bu çatışma hali ve hesaplaşmayı sahnelemek sizlerde neler hissettirdi?

Hitler faşizminden bu yana süregelen, evrensel bir sorun olan kimlik üzerinden ayrımcılığı, siyaseti; simgesel olarak ayrı kimliklere sahip iki kardeş üzerinden vurgulamak istedik. Oyun metni bize bu olanağı sağlayacak nitelikteydi.

Oyun evrensel bir sorunu konu alıyor. İki üvey kardeş arasındaki çatışmayı “Türk-Kürt”, “Sırp-Boşnak”, “Şii-Sünni” olarak da kabul edebiliriz… Dünyada ve ülkemizde yüzleşmek, hesaplaşmak ve diyalog neden bu kadar zor?

Otoriter rejimlerde otorite, varlığını ve gücünü sürdürebilmek için birtakım taktiklere başvuruyor. Dışarıda bir düşman yaratılıp, toplum bir arada tutulmaya çalışılıyor. İçeride ise ötekiler yaratılıyor; kimlik üzerinden, din üzerinden, ideoloji üzerinden, cinsiyet üzerinden… Böylece safları netleştirip, kendi saflarını kristalize edip güçlendiriyor ve varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar.

“Barış” temalı oyunlar, genellikle her türlü savaş “Kötü ve yanlıştır” tezi üzerine kuruluyor. Oyunda da bunu hissediyoruz. “Haklı savaş” yok mudur? Mesela Anadolu’da verilen ulusal kurtuluş savaşı gibi… Vietnam halkının Amerikan emperyalizmine karşı verdiği mücadele gibi… Ya da oyundan örnek verecek olursak Ekin Aksu’nun canlandırdığı karakterin mücadelesi gibi? 

“En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir.” sözü, MÖ 3. yy‘da yaşamış Bilim İnsanı ve Yazar Çiçero’nun bir sözüdür; çoğu çıkarcı, iş birlikçi, otoriter düzenden yana kişilerin sığındığı. Emperyalizme, faşizme karşı verilen her savaş, var olma savaşıdır. Sizin de sorunuzda belirttiğiniz gibi, Kurtuluş Savaşı’mız bir bağımsızlık ve yeni bir ulus yaratma savaşıdır. Oyunumuzdaki iki kardeş karakter, birbirlerine karşı ötekileştirilmiş ve savaştırılmıştır. Asıl sorun; neden savaştırıldıkları, bu savaşa son verme ve barışı sağlama konusundaki iradelerine neden engel olunduğudur. Ne için? Bunun yanıtını kuşkusuz biliyoruz…

"BU TARZ METİNLER, BİZİ SAHNEDE ÖZGÜR KILIYOR"

Perdeci Oyuncuları olarak toplumsal sorunlara duyarlı oyunlar sahneliyorsunuz. Sahnelediğiniz oyunlardan bazıları: “Adalet, Sizsiniz”, “Memleketimden İnsan Manzaraları”, “Büyük Gözaltı”… Sahneleyeceğiniz oyunları nasıl seçiyorsunuz?

Sorunuzun yanıtı, sorunuzun içinde aslında. Evet, toplumsal sorunlara duyarlı oyunlar seçmeye özen gösteriyoruz. Neticede, seçtiğimiz oyunlar duruşumuzu ve üretim biçimimizi yansıtıyor. Bu yüzden oyun seçme konusuna titizlikle yaklaştığımızı belirtmek isteriz.

Şimdi de “Öteki”yi sahneliyorsunuz… “Öteki” oyununu sahneleme isteği nasıl doğdu. Süreçten bahseder misiniz biraz? 

Yukarıda vermiş olduğumuz yanıta devam niteliğinde söyleyecek olursak, ‘Öteki’ oyununu da sahneleme isteği toplumsal sorunlara duyarlılığımızdan kaynaklanıyor. ‘Öteki’ bir metin olarak derdimizin karşılığını veren, sorgulayan, güçlü ve derinliği olan bir metin. Bu tarz metinler, bizi sahnede özgür kılıyor ve bize düşüncelerimizi teatral açıdan yorumlama ve üretme imkanı sunuyor.

Nasıl bir yorumla sahneliyorsunuz Öteki’yi…

‘Öteki’ sürprizlerle dolu bir oyun. Seyirciyi oyunun sonuna kadar ilgi ve coşkuyla ayakta tutmayı amaçlıyoruz. Oyunun her bölümünde ayrı ayrı işlediğimiz duygu ve eylem katmanları bulunmakta. Bu yüzden seyirciyi sürprizlere açık tutmak isteriz. İzin verirseniz, fıkranın sonunu başta söyleyip seyircinin merakını ve ilgisini kaçırmayalım. Yorumu da seyirciye bırakalım.

Evrensel'i Takip Et