22 Şubat 2022 17:50

Biyolojik Bilimler okuyan kadınlar şiddeti tartıştı

ODTÜ Biyolojik Bilimlerde kadın öğrenciler olarak kurduğumuz, “Biyolojik Bilimler Kadınları” olarak toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konulu bir etkinlik gerçekleştirdik.

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel

Paylaş

Fatma ÇAKIR

Gözde TOPUZ

ODTÜ

ODTÜ Biyolojik Bilimlerde kadın öğrenciler olarak kurduğumuz, “Biyolojik Bilimler Kadınları” olarak Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu’ndan (TCÇT) öğrencilerin anlatımıyla toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konulu bir etkinlik gerçekleştirdik. Etkinliğimizde toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin ne olduğu ve türleri üzerinden ilerledik.

Bir kişinin cinsiyetinin toplumdaki konumu yüzünden maruz kaldığı şiddet olarak tanımladığımız toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin; sadece fiziksel olmadığı, ayrımcılık ve nefret söylemi gibi fiziksel olmayan durumları da kapsadığını konuştuk. Bu şiddetin cinsel şiddet, cinsel taciz, flört şiddeti gibi farklı şekillere bürünebildiğinden de bahsettik. Özellikle genç kadınların çok fazla yaşadığı flört şiddeti üzerinde daha çok duruldu ve şiddetin fark edilmesinin karşımızdaki insanla olan duygusal bağımızdan dolayı şiddeti uygulayan kişiye böyle bir şeyi konduramama gibi durumlar sebebiyle zorlaşabildiği tartışıldı. Çoğu kadının şiddete maruz kaldığını fark etmekte gecikmesinin başka bir sebebinin de şiddetin her zaman anlık bir olay olmaması aksine fark edilmeyecek düzeyde azar azar, sinsice ve bazen bilinçsizce sosyal ilişkilerimize ve hayatlarımıza yerleştirilebilmesi ve bundan dolayı durumun farkına varmanın zorlaştığının altını çizdik. Aynı zamanda yaşanan şiddetin, maruz kalınan çeşitli manipülasyonlar sebebi ile fark edilememesinin şiddete karşı mücadeleyi zorlaştırdığını konuştuk. Kendini yalnız hisseden bireyin, çabasının bir değişime yol açmayacağına dair umutsuzluğa kapılabileceğinin; zaten ancak birlikte mücadele edilirse bir şeylerin değişebileceğinin altını çizdik.

EVET HER ZAMAN EVET DEĞİLDİR

Devamında onay inşası ve rıza kavramları üzerinde durduk. Onay inşasını “hayır” cevabını, manipülasyon, duygusal şiddet gibi yollarla “evet” cevabına dönüştürme çabası şeklinde tanımlarken rıza kavramının toplumuzda ve aile yapısında bulunmadığı ve bu sebeple öğrenmemiz ve anlatmamız için çok önemli bir kavram olduğunu tartıştık. Aynı zamanda toplum yapılaşması içerisinde bulunan bedensel özgürlüklerin yok sayılması veya cinselliğin çok büyük bir tabu olması gibi sorunlardan kaynaklı özellikle gençlerin bu konuları tartışacağı alanların yaratılmasının kıymetini ve Biyolojik Bilimler kadınlarında bir amaçlarından birinin bu olduğunu tartıştık. Arzu ve onay kavramlarının farklı kavramlar olduğunu tartışırken özellikle “hayır, hayır demektir” cümlesini vurgularken maalesef toplumumuzda “evet, evet demektir” cümlesini kuramadığımızı çünkü “evet” cevabını oluşturan çeşitli manipülatif yollar ve toplumsal koşullar olabileceğini tartıştık.

BÖLÜMLERİMİZDEN FAKÜLTELERE TÜM BİLEŞENLERLE BİRLİKTE!

Son olarak Cinsel Tacizi Önleme Birimi’ne (CİTÖB) başvurma sürecinin nasıl işlediğini ve bu sürecin fakülte dekanlıklarına gelindiğinde soruşturmanın şeffaf yürütülmemesi veya geciktirilmesi gibi sebeplerden dolayı sağlıklı ilerlemediğini konuştuk. Bu sorunun çözümü olarak fakültelerimizde, bölümlerimizde öğrenciler, akademisyenler ve işçiler olarak bir araya gelmenin ve bu sorunları tartışıp iyileştirme üzerine hareket etmenin önemini vurguladık.

Tartışmalarımızın odaklarından biri de çevremizde sık sık gördüğümüz sosyal medya üzerinden ifşa etme konusuydu. İfşa sürecinin kısa vadede şiddeti uygulayan kişilerin açığa çıkarılması açısından bir kazanım sağladığı ama uzun vadede şiddete uğrayan kadının karşılaştığı mağdur suçlaması gibi durumlarla psikolojik olarak daha çok zarar görmesine ve hukuki sürecin sağlıksız ilerlemesine neden olduğunu tartıştık.

Etkinliğimizi sonlandırırken ilişkilerimizde iletişim kurmanın ve şiddetin tanımlarını bilmenin önemine değindik. Ancak çözümün sadece burada değil aynı zamanda şiddetle ve şiddeti yeniden üreten koşullarla toplu ve örgütlü mücadele etmekte olduğunu vurguladık. Bizler de Biyolojik Bilimler’de kadınların herhangi bir şiddet durumunda kendisini güvende hissedebileceği, yaşadıklarını rahatça anlatabileceği ve sesinin duyulacağı, bölümümüzde bu tür olayların yaşanmasının önüne geçebilmek ve bölümümüzdeki arkadaşlarımızı bilgilendirmek amacıyla Biyolojik Bilimler Kadınları’nı ilerletmeyi hedefliyoruz. Çünkü biliyoruz ki tek başımıza bu sorunları çözemeyiz.

ÖNCEKİ HABER

Biden, Rusya’nın hamlesine “işgalin başlangıcı” dedi, uygulanacak yaptırımları açıkladı

SONRAKİ HABER

Kırıntıları değil yaşamın tamamını istiyoruz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa