26 Şubat 2022 00:15

İşçi mektupları | Senin benim gibi gariban hapı yuttu!

Rusya'nın Ukrayna işgali hakkında Kocaeli'den işçiler Evrensel'e mektup yazdı. Fabrikadaki tartışmaları anlatan işçiler “Bu savaş da yine bizi etkileyecek yine bizim canımızı yakacak” diyor.

Fotoğraf: Wolfgang Schwan / AA

Paylaş

Fabrika işçisi
Kocaeli

Merhaba, Evrensel okurları ben bir fabrika işçisiyim. Bugün sabah mesaisine daha yeni başlamıştık ki birden uzaktan bir ses geldi: “Hooop Rusya Ukrayna’ya girmiş savaş başlamış olummm” diye bağırdı Ahmet abi. Başta hiçbir şey olmamış gibi devam ettik, daha sonra birden;

-Dolar fırlayacak!

 -Rusya gazı keser!

-Borsa çöktü! 

-Kripto parası çöküyor!  

Her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Bant başında, yemekte ve çay molasında gündemimiz buydu bugün. İlk olarak Ferhat abi ile konuşuyorduk “Abi ne olur sence nasıl yansır bu bize” diye sordum. Ferhat abi “Vallaha ben de kestiremiyorum ama kesin bize eksi dönüşleri olacaktır. Kesin gaza zam yaparlar baktım şimdi Türkiye Rusya’yı eleştiriyordu yani Putin gazı bir kesse senin benim gibi gariban hapı yuttu kardeşim” dedi. Sonra çay molasında yan banttan Savaş abi ile konuştuk kendisi biraz mutsuzdu borsadan satın aldığı hisseler savaş yüzünden eksiye düşmüş. Savaş abi olayı şöyle yorumluyor: “Rusya Ukrayna hikaye bunların hepsi ABD, İngiltere vb. ülkeler silah satsın pazarda yer alsınlar diye zorla bu olayı çıkardılar. Yazık değil mi insanlar ölecek günahsız masum insanlar. Bak şimdi Rusya bizden bi domates almasa bize de yedirmezler ucuza o domatesleri, gider denize dökerler. Sonra domatesi iki kat fiyat ile bize satarlar zaten dünyanın neresinde kötü olan ne olsa hep bize yansıyor. Her şey Türkiye ekonomisini etkiliyor yani yersen bu mal mülk sahibi patronlara fırsat. Hop orada bu oldu, şurada bu oldu haaydiii zam zam, hizmet kesme vb. olarak bize dönüyor yani kimse de ne oluyor demiyor” dedi. 

Çay molası bitti, bant başına geçip işlerimizi hallederken ilk boşlukta hemen tekrar savaş konuşulmaya başladı. Bu sefer Osman abi girdi “Kardeşim bunların çıkarı yüzünden olan yine bize olacak bizim ülkemizin her tarafını IHA ve SIHA ile çevirmemiz lazım bizim her tarafımız düşman her tarafımızı tehlike her erkek silah kullanmasını bilmeli gerekirse kadınlar da öğrenmeli ancak öyle olaydan kurtuluruz” diyor. Sonra Rıfat abi aldı sözü “Beyler onu bunu bilmem ama kesin şimdi bizim hükümet ‘Savaş var dünya ekonomisi kötüye gidiyor bölge ekonomisi kötüye gidiyor’ der. Sonra da bu savaşı gündemde tutar gerekirse dahil olmaya çalışır. Sonra dönüp (Erdoğan taklidi yaparak) ‘Eyyy kardeşim ne EYT’si sırası mı yahu biz daha iyi biliriz emeklilik yaşını’ deyip bizim hayalleri de iyice yok eder kabak yine biz gariban işçilere yansır” dedi. Evet anlayacağınız gibi Rıfat abi EYT’li. Mesai bittiğinde dönüş yolunda serviste hakim olan fikir: “Bu savaş da yine bizi etkileyecek yine bizim canımızı yakacak” olmuştu. Bugün işyerlerinde sıcağı sıcağına tartışılan bu meselede tutacağımız saf: Barış olmalı. Savaşın en büyük mağduru bizlerken aksini düşünmek, savaşı çıkaranlardan birinin safını tutmak bile bile lades demek olur.

Umalım ki savaş bir an önce sonlansın, yoksa Ferhat abi dediydi: “Senin benim gibi gariban yine hapı yuttu!”


Ölüm üstümüze zimmetli!

Metal işçisi
Gebze

Dünyanın her yerinde savaşı bol,ölümü çok,yarası derin günler yaşıyoruz. Acısız, dertsiz yaşanmıyor artık. Gökyüzüne bakamıyoruz, kan damlıyor. Dünya savaş üssü, bir kan gölü. İnsanlık umutlarını denizlerin derin sularına, bombaların, savaş uçaklarının altında bırakarak terkidiyar ediyor yaşadığı toprakları. Bu vahşi savaşlar yüzünden yakılan, yıkılan, yok edilen, yağma ve talan edilen yurtlarını, evlerini, yaşamlarını terk etmek zorunda bırakılıyor insanlık. Bu dünyanın zenginliğini paylaşmak için savaş çıkaranlara karşı, ölüm ve gözyaşı yoksul emekçi halklara düşüyor. Televizyon haberlerinde bile yükselen petrol fiyatları ölen emekçilerin önüne geçiyor. Unutmayalım ki dünyanın neresinde olursa olsunsavaşta ölüm yoksulların üstüne zimmetlidir.

Kirli savaş ençok da, kundaktaki bebeleri,yoksul çocukları vurur. Kimi kundaktaki bebeğin gül tenli bedenleri vurur denizin kıyısına kiminin de yıkılan, bombalanan kentlerin orta yerinde kurşunlar vurur. Ve bir de yoksul emekçi kadınları vurur kirli savaş. Acılarıyla,yaralarıyla, hüzünleriyle, ağıtlarıyla, gözyaşlarıyla kadınları vurur savaş.

Zengin zenginliğini artırır bu savaşta, yoksul yoksulluğunu artırır, bir de ölümünü. Bunun için savaşa en çok işçiler, emekçiler ve yoksullar karşı çıkmalı ve barışı hep birlikte savunmalıyız. Bizler savaştan hiçbir çıkarı olmayan aksine savaşların bedelini canımız ile, işsizlikle, yoksullukla ödeyen bizler birleşmediğimiz, mücadele etmediğimiz sürece barış da olmayacaktır. Savaş bizler için sömürünün artması demektir. Bizim ekmeğimiz küçülürken zenginlerin kasalarının dolması demektir. Savaş emeğin haklarının tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Savaş o kararı alanların çocuklarının değil, emekçi halk çocuklarının cepheye sürüldüğü bir cehennemdir. Emeğiyle, alın teriyle yaşayan bizler, bu dünyada savaşlar yüzünden kimsenin ölmesini istemiyoruz. Bugün savaşa karşı çıkmak işsizliğe,açlığa,sömürüye hayır demektir. Gün savaşa karşı birlikte mücadele etme günüdür.

      

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

PTT Pal işçisi insanca yaşanacak ücret istiyor

SONRAKİ HABER

HDP'li Gülüm: Bakanlığın "seyreltme uygulaması" mültecilerin seyahat ve çalışma hakkına aykırı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa