Konya Katliamı Davası: ‘Yeri belliyse neden 6 gün beklendi, pazarlık mı yapıldı?’
Konya Katliamı Davası Avukatı Abdurrahman Karabulut, Mehmet Altun’a olaydan 6 gün sonra operasyon yapıldığını hatırlatıp soruyor: “Yeri belli, neden 6 gün beklendi, tetikçi ile pazarlık mı yapıldı?”
Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel
Meltem AKYOL
İstanbul
Konya Katliamı sanığının yakalanmadan önce polisle görüştüğü ortaya çıktı. Görüşmenin tüm dökümlerinin dosyaya eklenmesini talep eden Avukat Abdurrahman Karabulut, Mehmet Altun’a olaydan 6 gün sonra operasyon yapıldığını hatırlatıp soruyor: “Yeri belli, neden 6 gün beklendi, tetikçi ile pazarlık mı yapıldı?”
Avukat Sebahat Gençtarih dosyadaki eksikleri sıraladı, “Mehmet Altun ‘Beş kişi daha öldüreceğim’ diyor. ‘Onun yarım bıraktığı işi devam ettirecek biri var mı dışarıda’ sorusu akıllarda olmalı” diye uyarıyor. Gençtarih hakikatin ortaya çıkarılmasının o 5 kişinin can güvenliği açısından da şart olduğuna dikkat çekiyor.
14.43-15.23 ARASI POLİSLE 4 GÖRÜŞME YAPMIŞ
Konya’nın Meram ilçesinde, 30 Temmuz 2021 tarihinde Mehmet Altun, Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi yanında getirdiği silahla öldürdü. Cinayetleri işledikten sonra evi yakmaya çalıştı, bahçedeki köpeği bile vurdu.
Tetikçi Mehmet Altun yakalanmamış henüz, tarih 2 Ağustos 2021. 14.43’te 155’e bir telefon geliyor, “Kalfalar Hasanköy cinayetleri hakkında görüşmek istiyorum, birini bana bağlayın” diyor telefondaki. 14.43’teki ilk aramadan sonra 3 arama kaydı daha var, 15.23’e kadar süren toplam 4 aramayı yapan kişi Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi öldüren Mehmet Altun. Altun bu görüşmelerin tamamında ne söyledi ne anlattı henüz bilmiyoruz, dosyadaki bir sayfalık evraka göre Mehmet Altun şunları söylüyor: “Polislerin önünde bizi tehdit ettiler. Ben 5 kişiyi daha vuracağım. Bunlar tam bir teröristti, tüm mahalleli illallah etmişti. Emniyetten yardım alamadık. Keleş ailesinin hiçbir alakası yok, cinayeti işleyen şahıs benim.”
‘YERİ BELLİYMİŞ, NEDEN 6 GÜN BEKLENDİ?’
Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe yazarak, o görüşmelerin tüm dökümünün dosyaya eklenmesini talep ettiklerini söyleyen Avukat Abdurrahman Karabulut, “Şimdi soru şu: Polisle ne konuşuldu, ortada bir pazarlık mı var? Bir şeylerin sözü mü verildi, ailesiyle ilgili birtakım garantiler mi verildi?” diyor. Polisle yapılan bu görüşmelerden sonra akıllara başka bir sorunun daha geldiğini belirten Karabulut şöyle devam ediyor: “Tetikçiye operasyon tarihi tutanaklarda sabit, 5 Ağustos. Olaydan 6 gün sonra. Ama görüyoruz ki ikinci gün bu görüşme yapılıyor. Tetikçi’nin yeri sinyal bilgilerinden belli hem telefonun sinyal bilgilerinden hem araçtaki takip sisteminden. O zaman neden 6 gün sonra yakalanıyor, üstelik ‘5 kişiyi daha öldüreceğim’ demişken?”
EKSİKLERİ SIRALADI: KOLLUK GÖREVİNİ YAPMADI!
Dosyanın avukatlarından Sebahat Gençtarih’e göre cinayetlerle ilgili sağlam-etkin bir soruşturma süreci yürütülmedi. Gençtarih bir çırpıda dosyadaki eksikleri şöyle sıralıyor:
- Tetikçi olaydan önce yaklaşık olandan, 2.5-3 gün boyunca, İstanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir gibi illerde lüks otellerde kalıyor. Biri hariç, onu kredi kartı ile ödemiş, hepsini peşin ödüyor. Buralarda 6 farklı kişi ile görüşüyor, 2’si kadın. Bunların ifadeleri hâlâ yok, isim düzeyinde biliyoruz. Kredi kartı kimin henüz bilmiyoruz. Daha yeni otellere yazı, emniyet müdürlüklerine müzekkere yazıldı.
- Anlaşılan o ki ciddi bir takip var, tetikçi Çetin Dedeoğulları’nın yurt dışına gitmesini bekliyor, sonra diğer fertlerin gelmesini. Evin önünde bulunan kamera kayıtlarının iki dakikalık kısmı -18.32-18.34 arası- kayıp. Gözcü konumlandırılmış olmalı diyoruz, evin çevresindeki MOBESE kayıtlarını, bekleyen araçların tespitini talep ettik, bu hâlâ yapılmış değil.
- 12 Mayıs 2021 akşamı 60 kişilik grup Dedeoğulları ailesine taşlı, sopalı ve bıçaklı saldırı düzenledi, dördü kadın, yedi kişi yaralandı, saldırının ardından tutuklanan 10 kişi tahliye edildi. Saldırının başını çeken Keleş ailesinin tehditleri devam ettiği halde Dedeoğulları ailesi korunmadı ve 30 Temmuz’da aynı aileden yedi kişi Mehmet Altun tarafından öldürüldü. Burada dört ailenin fertleri var, hepsi birbiriyle akraba ve cinayet öncesi-sonrası arı kovanı gibi telefonlaşıyorlar. Biz 50 kişiyi sanık yapın demiyoruz ama aydınlanması için dosyaların birleştirilmesi lazım. Ayrıca bunun arkasında bu aileleri harekete geçiren, ‘Siz bunu yapın, sıkıntı yok, arkanızdayız’ diyen birileri var mı biz bunun ortaya çıkmasını istiyoruz.
- HTS kayıtlarında özellikle Ayşe Keleş -tetikçinin ablası, 12 Mayıs’taki saldırıda da var- cinayet sonrası 58 defa görüşmüş. Ayşe Keleş’in de bu davada sanık olarak yargılanması ve HTS kayıtlarıyla ilgili sorgulanması gerekir.
- Bakın Mehmet Altun polise ‘Beş kişi daha öldüreceğim, daha bitmedi’ diyor. ‘Onun yarım bıraktığı işi devam ettirecek biri var mı dışarıda’ sorusu akıllarda olmalı. Yani cinayetlerle ilgili sağlam etkin bir soruşturma, sadece olayın aydınlatılması için değil, bu 5 kişinin can güvenliği açısından da şart.
‘SIRADAN BİR CİNAYET DEĞİL, İNSANLIĞA KARŞI SUÇ’
Dosyaya bakan avukatlar başından beri olaya ‘sıradan bir cinayet’ muamelesi yapılmasına itiraz ediyor. Dedeoğulları ailesinin 7 ferdinin Kürt olduğunu için öldürüldüğü savunan avukatlar davanın da insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Avukat Sebahat Gençtarih’e göre ortaya çıkan bir sayfalık döküm bile haklı olduklarının kanıtı: “7 kişiyi öldürmüş, zerre pişmanlık yok, ‘Bunlar terörist zaten’ diyor, ‘biz cezasını verdik’ demek bu. Başka kanıta ihtiyaç var mı?”
Avukat Gençtarih’in dikkat çektiği bir nokta ise İzmir’de HDP binasında öldürülen Deniz Poyraz’ın katili ile Mehmet Altun arasındaki benzerlik: “Biri Konya biri İzmir’de, birbirini tanımıyorlar. İkisi de ırkçı cinayetler işliyor ve her ikisi de benzer lüks otellerde kalıyor, harcamaları dikkat çekici. Bizde şu düşünce oluştu: Bunları örgütleyen, bunları elinde maşa olarak kullanan karanlık bir el mi var? Bu sorunun yanıtlanması da gerçeğin ortaya çıkarılmasına, olayın aydınlatılmasına bağlı.”