04 Mart 2022 10:17

Erdoğan’ın açıkladığı reform paketi medeni hakların gasbını perdeliyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, feshettiği İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan düzenlemeleri sıralayarak yeni reform paketini duyurdu. Kadınlar, “Önce İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden imzala” çağrısında bulundu.

Fotoğraf: İsa Terli/AA

Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) 4. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Kadına yönelik şiddete ilişkin çeşitli düzenlemelerin yer aldığı reform paketinin detaylarını açıklayan Erdoğan, Türkiye’deki kadın cinayetlerinin oran olarak Avrupa ülkelerinin gerisinde olduğunu savundu. Erdoğan, “Kadının temel hak ve özgürlükleri konusunda yaşanan sıkıntılar tamamen zamanın ve şartların ürünü, toplumsal kabullerin eseridir” dedi; iktidarın sorumluluğunu rafa kaldırdı.

AV. KOÇAK: ÖNCE SÖZLEŞMEYE YENİDEN İMZA ATIN

Pakette yer alan düzenlemeleri değerlendiren Eşitlik İçin Kadın Platformundan Av. Yelda Koçak, “Bahsedilen düzenlemeler zaten İstanbul Sözleşmesi’nde yer alıyordu. İstanbul Sözleşmesi, örf adet gelenek görenek sözde namus gibi keyfi uygulamaların kadına yönelik şiddette indirim gerekçesi olmaması gerektiğini söylüyordu. İstanbul Sözleşmesini kaldırıp sonra İstanbul Sözleşmesi içindeki bazı şeylerin vaadinde bulunmak, düzenlemenin getirdiklerinin yanı sıra götürecekleri de akıllara getiriyor. O da Medeni Kanun’a müdahaledir, nafaka halkının kaldırılmasıdır, boşanma usulünün erkekler lehine değiştirilmesidir. Böyle düzenlemeleri öne sürüp medeni hakların gasbedilmesini perdelemeye çalışıyorlar. Önce İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar imza atsınlar” çağrısında bulundu.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET VERİLERİNE SANSÜR

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) yaklaşık iki buçuk yıldır hiçbir veriyi paylaşmıyor. 2016 yılında İçişleri Bakanlığı’na bağlanan Jandarma Genel Komutanlığı ise kısa bir süre öncesine kadar “Aile içi şiddetle mücadele ve çocuk suçları kapsamında” bilgilere de yer veren istatistikler açıklıyordu. Ancak  Kasım 2021’den bu yana kadın ve çocuklara ilişkin hiçbir veriye yer verilmedi. Kadın ve çocuk verilerinin neden sansürlendiği dair de bir açıklama yapılmadı. Geçen yılın Ocak ayında “Aile içi şiddetle mücadele” kapsamında sadece jandarma bölgesinde şiddete maruz kalan 2 bin 840 kadına için işlem yapıldı. Jandarmanın kadınlara yönelik son veriyi açıkladığı 2021’in Ekim ayında işlem yapılan şiddete maruz kalan kadın sayısı 4 bin 563’e yükseldi.

Suça sürüklenen çocukların oranında da artış oldu. 2021 yılının Ocak ayında sadece jandarma bölgesinde bin 438 çocuğun suça sürüklendiği belirlenirken Ekim ayında ise suça sürüklenen çocuk sayısı bin 928’e yükseldi.

KADIN İŞSİZLİĞİ ARŞA VARDI

Genel-İş Sendikası Araştırma Dairesinin 2 Mart’ta açıkladığı Kadın Emeği raporu Erdoğan’ın kadın istihdamına ilişkin sözlerini yalanlıyor. Rapora göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında kadın işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri.  İşsiz kadın sayısı her geçen gün artarken, 2020’de geniş tanımlı kadın işsiz oranı yüzde 36,6 oldu. İşsizlik oranı genç kadınlar arasında yüzde 42,7.

13,3 milyon kadın ev işleri ve bakım sorumlulukları nedeniyle çalışma hayatına katılamıyor. Türkiye’de her 10 kadından 3’ü kayıt dışı çalıştırılıyor. Kadınlar erkeklerden yüzde 27 oranında daha az kazanıyor. Öte yandan Dünya Ekonomik Forumu 2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ne göre 156 ülke arasında Türkiye, 2019'a oranla 3 basamak gerileyerek, 133. sıraya indi.

KIZ ÇOCUKLARI EĞİTİMDEN KOPUYOR

Erdoğan’ın “Ortadan kaldırdık” dediği kız çocuklarının eğitime erişimi sorunu da orta yerde duruyor. Tüm uyarılara rağmen AKP iktidarın dayatmasıyla hayata geçirilen 4+4+4 eğitim sistemi kız çocuklarının okullaşmasında büyük tahribat yarattı. Kız çocuklarının okullaşma oranı örgün eğitimdeki tüm kademelerde erkek çocuklarının gerisine düştü.

2020-2021 eğitim öğretim yılında kız çocuklarının okullaşma oranı okul öncesinde yüzde 56,3, ilkokulda yüzde 93,1 olurken ortaokulda bu oran yüzde 88,7’ye kadar geriledi. Eğitim Reformu Girişimi’nin yaşa göre okullaşma oranı hesaplamasına göre, kız çocukları tüm kademelerde erkek çocuklarının gerisinde kaldı.

20 Nisan 2021’de TÜİK’in yayınladığı İstatistiklerde Çocuk Raporu’na göre, son on yılda 16-17 yaş grubunda toplam 334 bin 738 kız çocuğu evlendirildi. İnsan Hakları Derneğinin İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Raporu’na göre ise 2002’den bu yana 18 yaşın altında en az 440 bin çocuk doğum yaptı. AKP döneminde Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Düzenleme Yönetmeliği değiştirilerek çocukların evlendirilmesinin önü açıldı. Yönetmeliğin 21.  maddesinde; “Evli olanların kayıtları yapılmaz, öğrenci iken evlenenlerin okulla ilişiği kesilerek kayıtları e-okul üzerinden açık öğretim lisesine veya mesleki açık öğretim lisesine gönderilir” denilerek çocuk evlilikleri meşrulaştırıldı.

ÜNİVERSİTEDE DE KADININ ADI YOK

Türkiye’deki 203 üniversitede 10 bin 11 kadın profesör bulunuyor. Kadın profesörlerin oranı toplam profesörlerin yüzde 32.5’ini oluşturuyor. Kadın profesörün yalnızca yüzde 3.94’ü rektörlük ve dekanlık görevi yapıyor. Avrupa Üniversiteler Birliği’nin raporuna göre 48 üye ülkede kadın rektör oranı ortalaması yüzde 15 iken, bu oran Türkiye’de toplamda 17 kadın rektörle yüzde 8.37.

KURUL: SORUN ÇÖZÜLMEDİ, EŞİTSİZLİK DERİNLEŞTİ

Eğitim Sen Genel Başkanı Necla Kurul da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları ile veriler arasındaki uçuruma dikkat çekti. 21. Yüz yılda devletin hiç ulaşamadığı yüzde 2-3 arasında kız çocuğu bulunduğuna dikkat çeken Kurul, “Veriler sorunun çözülmediği gibi eşitsizliğin derinleştiğini de ortaya koyuyor” dedi.

Kız çocuklarının yüz yüze eğitimden uzaklaştığına dikkat çeken Kurul, açık öğretim gibi uygulamalarla kamusal eğitimin dışında kaldığına dikkat çekerek; “Kız çocukları evin içinde, dışarıda, sokakta şiddetle karşı karşıya kalıyor, bu baskılar karşısında da çözümsüz olduğunu düşünüyor. Yani kız çocukları ve kadınlar artık siyasal iktidar için güçlendirilmesi, özgürleştirilmesi gereken, şiddetten uzak tutulması gereken bir kesim olarak algılanmadığını gösteriyor. Cumhurbaşkanı’nın dediğinin aksine kız çocuklarını kapatan, onları kendi hayatlarına sıkıştıran bir yönelim var” ifadelerini kullandı. (EKMEK VE GÜL)

ÖNCEKİ HABER

Duygu Delen'in ölümüne ilişkin yargılanan Mehmet Kaplan tahliye edildi

SONRAKİ HABER

Propaganda savaşı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa