İşçiler, Erbosan patronuyla aynı gemide değil

Bir grup Erbosan işçisi
Kayseri

Sözleşme sürecimize dair epeydir Evrensel gazetesine mektup yazdık, röportaj yaptık. Çıkan mektuplarımızı ve görüşlerimizi hem okuduk, hem diğer işçi arkadaşlarımıza okuttuk. Mektuplar ve röportajlarımız sayesinde sözleşme sürecinde işçiler olarak neler yapmamız gerektiğini ve kararlılığımızı sendika ve patrona, Erbosan işçilerine iletmiş olduk. 

Daha önceki sözleşme süreçlerinde işçilerin çok sesi çıkmaz, sadece belirli ustabaşıları konuşurdu. Geçmiş sözleşmeler Erbosan işçilerinin toplamını değil, belirli kişilerin isteklerini karşılayan bir noktada olurdu. Sendika ve patron kendi arasında anlaşır, işçilere söz hakkı bile tanınmazdı. 

“Erbosan işçileri bir şeyden anlamaz, ses çıkartmaz” devri artık bitti. Çünkü bu sözleşmede Erbosan işçileri artan hayat pahalılığı karşısında dayanılmaz bir süreç yaşıyor. İşçilerin sözleşme sürecinin başından bu yana ortaya koyduğu talepleri diğer tüm işçiler de savunuyor. Öncelikle “İşçiye sorulmadan sözleşme imzalanmayacak” demiştik. Maaş ve ikramiye konusunda ısrarımızı sürdürmeliyiz diye konuşmuştuk. Bu taleplerimiz halen geçerliliğini koruyor. Sesimizi duyuran Evrensel gazetesinin etkisinin büyük olduğunu düşünüyoruz.

Çünkü Erbosan işçileri, sözleşme süreçlerinde gazeteden her kesime seslendi. Bunu gören Özçelik-İş Kayseri Şube başkanı ara buluculuk görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanmasının ardından yerel medya ve gazetelere açıklamada bulunmak zorunda kaldı. Tabii açıklamanın içeriğinde problemli yanlar yok değil.

Örneğin, “Bizim yerimiz grev alanları değil, tezgahlarımızın başlarıdır. Bu nedenle aynı gemide olduğumuzu düşündüğümüz ve sosyal ortak olarak gördüğümüz Erbosan işveren vekillerimize bir kez daha çağrı yapıyoruz” diye açıklama yapılıyor.

Erbosan işçileri olarak soruyoruz: “İşçilerle patron nasıl aynı gemide olabilir? İşçiyle patron nasıl sosyal ortak olabilir?​” Şube başkanı bu ifadeyi kullanarak kendilerinin patronla aynı gemide ve sosyal ortak olduğunu mu itiraf ediyor? “Bu sözleşmede işçinin onayı alınmadan talepleri karşılanmadan imza atılmayacak” diyoruz.

Bir grup işçi olarak Evrensel gazetesi aracılığıyla buradan sesleniyoruz: Biz Erbosan patronuyla aynı gemide falan değiliz. Çünkü biz gece gündüz, sıcak soğuk demeden binlerce ton çeliği emeğimizle boru haline getiriyoruz. Biz yıllardan beri asgari ücret düzeyinde ya da biraz üstünde ücret alıyoruz. Ama patronun kârı her gün büyüyor. İhracat yaptığı ülke sayısı giderek artıyor. Her yıl ilk 500 sanayi kuruluşu içerisinde yer alıyor. Biz işçiler de hiçbir sosyal hayatımız olmadan ölmemek için çalışıyoruz. Çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakamıyoruz. Ama Erbosan patronu bizlerin emeğini sömürerek yedi değil yedi yüz sülalesine yetecek servet biriktiriyor.

Durum böyleyken başkan ne dediğinin farkında mısın? Grevi baskılamak üzere mi bu açıklamayı yaptın? İşçiler olarak kararlıyız. Patron taleplerimizi karşılamazsa, işçiler olarak grev hazırlıklarına biz başlıyoruz. Sendikanın da açıklama ile uğraşacağına grev hazırlıklarına vakit geçirmeden başlaması gerektiğini söylüyoruz.