Kavala ve Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet istenen mütalaaya tepki: Er ya da geç aklanacaklar
Gezi Parkı davasında duruşma savcısı, Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı için ağırlaştırılmış müebbet istedi. Hukukçular, mütalaanın iktidarın siyasi hesaplarının bir parçası olduğuna dikkat çekti.
Fotoğraf: DHA ve İBB
Eylem NAZLIER
İstanbul
Gezi Parkı davasında mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı'nın "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mütalaayı değerlendiren İstanbul Baro Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu ve Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, mütalaanın iktidarın siyasi hesaplarının bir parçası olduğuna dikkat çekti. Baro Başkanları, yargının siyasallaştığını bir kez daha vurgularken CHP’nin avukat kökenli Milletvekili Sezgin Tanrıkulu mütalaa için “Hukuk adına ‘berbat’ demek bile hafif kalır” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi davasında, duruşma savcısı mütalaasını önceki gün sundu. Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı'nın "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Diğer sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında da "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme" suçundan 15 yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
"UMUDUMU KORUMAK İSTİYORUM"
Mütalaayı değerlendiren İstanbul Baro Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, “Ben gezi davasını başından sonuna kadar izleyen ve müdafilik yapan biriyim. En son savcı tarafından sunulan esas hakkındaki mütalaada bahsedilen konuların herhangi bir şekilde kanıtlandığı kanısında değilim” dedi. Böyle bir mütalaanın Kavala’nın serbest bırakılmaması ya da Gezi davasına yüklenen anlamın somutlandırılması için verildiğini söyleyen Durakoğlu, “Ancak bir umudum var. Gezi davasında başlangıçta tahliye sonuçlandırıldığında yine savcı benzeri bir iddianame, benzeri bir mütalaa vermişti. O mütalaasında mahkumiyet istemişti. İktidarla uzak olmayan ya da daha önce verdiği kararlar itibariyle bizde böyle bir kanının uyanmasına neden olan heyet sonra 3’te 3 oy birliğiyle beraat kararı vermişti. Dolaysıyla şimdi de böyle bir şeyle karşılaşma umudumu korumak istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
"MÜTALAA YARGININ SİYASALLAŞTIĞININ KANITI"
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren şunları söyledi: “Nihayetinde bu dosya ile ilgili verilmiş bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı, Kavala kararı var. Birleştirilmiş bir dosyaydı. Kavala dosyası da o dosyayla birleştirildi. Ama ne yazık ki bu karara uyulmadı. Dün verilen mütalaa bize bir şekilde Türkiye’de yargının ne kadar siyasallaştığını gösterdi. Çünkü siyasal iktidarın bu dosyaya bakış açısı belli. Yargı üzerinden hesaplaşılan bir dava bu dava. Hukuki anlamda kabul etmek mümkün değil. O süreçte yaşananları hepimiz çok iyi biliyoruz. Bugünün Türkiye’sinde çok da şaşırılacak bir mütalaa değil. Bu tür dosyalarda yargının vermiş olduğu kararların bir gün geri döneceğini çok iyi biliyoruz. Şu anki siyasi konjonktürde bu kararlar yargı tarafından veriliyor. Ama bir gün bu dosyalar, değişen süreçle birlikte yeniden ele alınıp beraatle sonuçlanacağından hiçbir şüphemiz yok.”
"BERBAT DEMEK BİLE HAFİF KALIR"
CHP’nin avukat kökenli milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise mütalaa için “Hukuk adına berbat demek bile hafif kalır” değerlendirmesinde bulundu. Yasa dışı elde edilen tapelere ‘yasallık’ kazandırıldığını söyleyen Tanrıkulu, buradaki gerekçelerle 17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk tapelerinin tümü bir defa daha hukuki gerçeklik kazanmıştır. Sorun şu ki; 17-25 Aralık tapelerinde rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma vardı, ama buradaki kayıtlarda kesinlikle herhangi bir suç unsuru yok. Bundan sonrası bakımından Gezi davasında yargılanan arkadaşlarımız er ya da geç aklanacak, Osman Kavala tahliye olacaktır” dedi.