06 Mart 2022 23:12

Emekçilere bir dokunan bin ah işitiyor ama çaresiz olmadıklarını da gösteriyorlar

8 Mart öncesi bir grup sağlık emekçisi kadınla buluşan Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, izlenimlerini aktardı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Selma GÜRKAN
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı

8 Mart vesilesiyle Mersin’de iki hastaneden bir grup sağlık emekçisi kadınla buluştuk. Bu buluşma resmi toplantı formatında gerçekleşmediği için emekçilerin dertlerini anlattığı, çözüm yollarını tartıştığı samimi bir sohbet havası oldu.

Pandeminin 2. yılı dolarken 8 Mart’a hazırlanıyor sağlık emekçileri. Çalışma koşullarına baktığımızda bu iki yılda sağlık emekçilerinin sorunlarının katmerlenerek arttığına Mersin’de de tanık oluyoruz. Personel eksikliği, salgının yarattığı ağır koşullar, artan vakalarla birlikte nöbet sayısının fazlalaşması, filyasyon görevlendirmeleri nedeniyle yoğun çalışma temposu… Bunlar ilk elden sıralanan sorunlar. Yöneticilerin adaletsiz iş organizasyonu planlaması, kayırmacılık, görevlendirmelerdeki keyfilik vb. sıraladıkça sorunlar, dertler artıyor elbette.

Sohbet sırasında 2 eylem üzerinden yapılan kıyaslama dikkat çekiciydi. 15 Aralık iş bırakması ve eylemlerinin çok etkin gerçekleştiğini paylaştılar. Sendikaların hepsinin eyleme katılma kararının ve hekimden, hemşireye farklı statüdeki sağlık emekçilerinin eyleme iştirak etmesinin bu eylemin etkin geçmesinde etkili olduğunu ifade ettiler. 17-18 Şubat grevinin ağırlıklı olarak hekim eylemi olmasından kaynaklı etkin olarak örgütlenemediğini belirttiler. Doğal olarak sendikalar arası rekabet yerine ortak mücadelenin, yine iş yerinde statüsü ve mesleği ne olursa olsun sağlık hizmetlerinin bir ekip işi olduğu bilinciyle çalışanların da birliğinin sağlanmasındaki öneme dikkat çekmiş oldular.

KADIN ÇALIŞANA EMİR, ERKEĞE RİCA!

Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin boyutu korkunç düzeyde, bu açık. Anlatılan bir olay, hasta yakınlarının kadın ve erkek çalışanlara yönelik tutum farklılıklarını, cinsler arası eşitsizliği de ortaya koydu. Örneğin kadın emekçilere emir kipli hitaplar, erkek çalışana gelince ricaya dönüşebilmekte. Biz bu tutumu kadınlara yönelik saldırılardan iki örnekte görmüştük. Zanlılar, direnç görmeyeceğini, gücünün yeteceğini düşündüğü için saldırı hedefi olarak kadınları tercih ettiğini söylemişlerdi. Yani durum sokakta da hastanede de değişmiyordu.

İki hastaneden de işçi statüsünde çalışan kadın emekçiler vardı ve sohbetin bir yerinde anlatılan sendikaların malum durumunu bir kez daha ortaya koyuyordu. İşçi kadınlara, yaşadıkları sorunlar nedeniyle iş yeri temsilcisine başvurup başvurmadıklarını sorduğumda iş yeri temsilcilerini tanımadıklarını söylediler. Öyle ki; e-devlet şifreleri istenerek doğrudan sendikaya üye yapılmışlar, hangi sendika olduğunu bile bilmiyorlar. Tabii burada işçilerin de üye oldukları sendikaya karşı ilgisizlikleri sorgulanabilir ama bir sendikanın iş yeri temsilcisinin o iş yerinde çalışan işçilerce tanınmıyor olması sendikal bürokrasinin geldiği düzeyi göstermesi bakımından çarpıcı.

MESAİDE TARİKAT ÖRGÜTLENMESİ

Hastanenin birinde yol verilen bir uygulama tarikatların hastanelerde nasıl örgütlendiğini göstermesi bakımından ilgi çekiciydi. Belli tarikatlara üye sağlık personeli, hiçbir çekince duymadan, çalışanlara, hasta ve yakınlarına tarikatın zikir tavsiyelerini içeren kitapçıkları gün içinde, mesai saatlerinde dağıtabiliyor. Yapılanın yanlışlığı üzerine yönetim kademelerine bilgi verildiğinde ise sonuç tutumsuzluk ve derin bir sessizlik oluyormuş. Tarikatların devlet aygıtlarındaki ve kamu kurumlarındaki hegemonik ve örgütlü ilişkilerini işaret etmesi bakımından bu önemliydi. Sosyal hizmetler, rehberlik hizmetlerinde, eğitim hizmetlerinde, aile içi şiddet ve geçimsizlik halinde sulh mekanizması olarak din adamlarının görevlendirildiği, pozitif kovid hastalarını filyasyon ekibinden imamların aradığı bir siyaset düzeninde tarikatların bu egemenliğini normalleştirmiyoruz ama açıkçası uygulamaya da şaşırmıyoruz.

Sohbet boyunca sadece sorunlar ve dertler konuşulmadı elbette. Sorunlar dile getirilirken, bu sorunları aşmak için nelerin yapılması gerektiğini de kendi içlerinde tartıştılar. Tartışmalar sendikalara, ileri işçi ve emekçilere düşen görev ve sorumluluğa da işaret etmektedir. İşçi ve emekçiler yol bulduğunda yürümeye meyilli olduklarını dün göstermiştir, bugün de göstermektedir. Buluşmanın sonlarına doğru sağlık emekçisi kadınların, 8 Mart vesilesiyle iş yerinde yapılabilecek buluşmalar üzerine tartışarak yapılacak etkinlikler göreviyle buluşmadan ayrılmaları da bunun göstergesidir.

ÖNCEKİ HABER

"Hüseyin Rahmi’nin bisikletleriyiz"

SONRAKİ HABER

Bir buçuk yılda bulamadığım işi iki saate nasıl bulacağım?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa