İşçi kadınlar 8 Mart'ta: Krizin faturasını kadınlar ödemeyecek
İzmir, Ankara'da işçi kadınlar “Sömürüsüz, savaşsız, şiddetsiz, eşit, özgür bir yaşamı birlikte kazanacağız” diyerek yürüyüş gerçekleştirdi. DİSK Genel Merkezi 8 Mart'ı Farplast işçileriyle karşıladı.
Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan / Evrensel
DİSK’in çağrısıyla Farplas önünde buluşan kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutladı.
Farplas direnişinin 36'ncı gününde fabrika önünde buluşan kadınlar, "Mücadeleyi omuz omuza büyütmeye çağırıyoruz" dedi. "Farplas işçisi yalnız değildir", "Farplas'ta direnen kadınlar kazanacak", "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" ve "Şiddete tacize tecavüze" hayır sloganı atan kadınlara CHP, HDP, Emek Partisi, Uid-Der ve İşçi Emekçi Kadın Komisyonları da destek verdi.
"BİZE HER GÜN 8 MART DEMEKLE OLMUYOR"
Fabrika önündeki buluşmada konuşan Farplas işçisi Betül Oral, "Yağmur, kar, soğuk demeden buradayız. 2 Şubat'tan bu yana fabrika önündeyiz, yılmıyoruz" dedi. Sonuna kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyleyen Oral, "Patron bizim için provokatör diyor, biz provokatör değiliz. Emeğimizin peşinden gidiyoruz, bunun için direniyoruz. En önde kadınlar olmaktan o kadar gurur duyuyoruz ki. Bizim patronumuz bir kadın, onu da buraya çağırıyoruz dayanışmaya. Kadın haklarını, kadın emeğini ve kadın değerini biliyorsa buraya bizim yanımıza gelsin ve bize destek olsun. 'Bize her gün 8 Mart' demekle olmuyor, biz 8 Mart'ı emekçi kadınlarla kutluyoruz, o da burada kutlasın istiyoruz. Bize hiç bir şekilde emeğimizin karşılığını vermediler, ciddi baskılarla çalıştık, içeride çalışmaya da devam ediyor arkadaşlarımız. Bizim istediğimiz sendika DİSK'tir. Biz onunla yürüyoruz, içeride sarı sendikayı getirmek için işçi arkadaşlarımıza baskı yapmayı bıraksınlar. İçeride baskıya ve sömürüye maruz kalan her kadın için buradayız. Hiç bir şekilde yılmıyoruz, korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz" diye konuştu.
Farplas işçisi Betül Oral'ın ardından konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'nun ise, "Kadınlar olarak yoksulluğa, işsizliğe, ayrımcılığa ve şiddete karşı günlerdir alanlardayız" dedi. Emekçi kadınların 8 Mart'ını kutlayan Çerkezoğlu, "Bugün de burada her türlü baskıya karşı işi için, onuru için direnen Farplas işçisi arkadaşlarımızın yanında onlarla birlikteyiz. Farplas direnişçileriyle birlikte, evde görünmeyen emeğinin yanı sıra, evine ekmeğini götürmek için işyerlerinde 24 saat alın teriyle çalışarak bütün kız kardeşlerimizin, bütün emekçi kadınların 8 Mart'ını kutluyoruz" dedi.
"HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTİYORUZ"
"Bütün dünyada kadınlar aynı işi yaptıkları erkeklerden 4'te 1'i oranında daha az gelir elde ediyor" diyen Çerkezoğlu, "Bizler çalışırken de ayrımcılıklarla yüz yüze kalıyoruz. Çalışmak istediğimizde 'kadına özgü' işler olarak tarif edilen, 'çocuk bakımı', 'yaşlı bakımı' gibi işler kadınların üzerinden alınmadığı için, toplumsal bir bakış açısıyla, kamusal politikalar hayata geçirilmediği için, birçok kadın arkadaşımız çalışmak istediği halde istihdama katılamıyor. Özellikle 2 yıldır yaşadığımız pandemi süreci biz kadınları daha fazla etkiledi. Kadınların hem ev içindeki iş yükü arttı, kadına yönelik şiddet arttı, hem de kadınlar daha fazla istihdamdan çekilmek zorunda kaldı, gelirini kaybetti. İşte böylesi bir süreçte her türlü eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı verdiğimiz mücadelede bu 8 Mart'ta yan yana geliyoruz, omuz omuza veriyoruz ve haklarımız için mücadeleyi yükseltiyoruz" diye konuştu.
İktidarın politikalarını eleştiren Çerkezoğlu, "Neredeyse her gün bir kadın cinayetiyle sarsıldığımız bir süreçte, ülkeyi yöneten siyasi iktidar kadına yönelik şiddete karşı adımlar atacağına, bir gece yarısı kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi'nden çekiliyor, nafaka hakkını tartışmaya açıyor, 6284 sayılı yasayı uygulamıyor, İLO'nun işyerlerinde şiddete karşı 190 sayılı sözleşmesi hala imzalanmıyor" dedi.
"MÜCADELEYİ OMUZ OMUZA BÜYÜTMEYE ÇAĞIRIYORUZ"
"Farplas direnişi alanından DİSK'li kadınlar olarak bir kez daha haykırıyoruz" diyen Çerkezoğlu, "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz.
Kadına özgü işler olarak tarif edilen işlerin kadının üzerinden alacak sosyal politikaların hayata geçirilmesi için, bütün sanayi merkezlerinde 24 saat açık kreşlerin sağlanması için, nafaka hakkını tartışmaya açan tüm düzenlemelere dur demek için, İLO'nun işyerlerinde şiddete karşı 190 sayılı sözleşmesinin onaylanması ve gereğinin yapılması için, eşit ücret için, sendikal haklarımız için, sendikalarımız içinde daha fazla söz ve karar sahibi olabilmek için, eşitlik için, adalet için, barış için, yaşam hakkınI savunmak için tüm kız kardeşlerimizi, kadın işçileri sendikalı olmaya, DİSK'li olmaya ve bu mücadeleyi omuz omuza büyütmeye çağırıyoruz" dedi.
Kadınlar konuşmaların ardından yağmura rağmen omuz omuza halay çekti.
(Gebze/EVRENSEL)
GENEL-İŞ İZMİR ŞUBELERİ
Genel-İş İzmir Şubeleri, “Sömürüsüz, savaşsız, şiddetsiz, eşit, özgür bir yaşamı birlikte kazanacağız” diyerek 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yürüyüş gerçekleştirdi.
Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi Kırmızı Kedi kitapevi önünde toplanan işçi kadınlar, “Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam bizimle mümkün” yazılı pankart ve “Yaşasın kadın dayanışması”, “Krizin yükü patronlara”, “Nafaka hakkı gasbedilemez”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Her yer 8 Mart, her yer mücadele” sloganları eşliğinde Kıbrıs Şehitleri Caddesi Sevinç Pastanesi önüne kadar yürüdü.
Büyükşehir Belediyesi bandosunda çalışan kadın işçiler de müzikleriyle eşlik etti.
Zamların geri alınması, şiddetin, sömürünün ve savaşın son bulması gibi taleplerin ön plana çıkığı yürüyüşte basın açıklamasını Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin okudu.
“TALEPLERİMİZ İÇİN SOKAKTAYIZ”
“Tüm dünyada olduğu gibi bugün burada biz işçi kadınlar olarak eşit nitelikteki işlerde eşit ücret, eşit yaşam hakkı, özgürlük ve insanca yaşam talebi ile sokaktayız” diyen Gümüştekin, Türkiye’nin dört bir yanında hakları için direnen emekçi kadınlara selam yolladı.
“KRİZİN FATURASINI KADINLAR ÖDEMEYECEK”
Ekonomik krizin en çok kadınları etkilediğini söyleyen Gümüştekin, “Artan zamlar, yükselen faturalar ve sefalet ücretleriyle karşı karşıya kalan kadınlar yaşamaya çalışıyor. Yine kriz derinleştikçe yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik ve şiddetin boyutları artıyor. Biz kadınlar emeğimiz ve haklarımız için direnmekten, ‘krizin faturasını kadınlar ödemeyecek’ demekten vazgeçmiyoruz” dedi.
“NAFAKA HAKKIMIZIN ELİMİZDEN ALINMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”
İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden sonra nafaka hakkına da göz diktiğini ifade eden Gümüştekin, “Kadınların mücadele ile kazanmış olduğu nafaka hakkının elinden alınmasına izin vermeyeceğiz” diye ekledi.
Gümüştekin, “2021 yılının ilk 9 ayında ise 113 kadın işçi iş cinayetleri nedeniyle hayatını kaybetti. Kadınlarda resmi işsiz sayısı 1,5 milyon, gerçek kadın işsizliği ise 3,5 milyonu buldu çünkü 13 milyon kadın; aile, ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı nedeni ile çalışma hayatına katılamıyor” diye konuştu.
“ILO 190 SAYILI YASA İMZALANSIN”
“Biz işçi kadınlar olarak; dayanışma ve mücadelede direngen, taleplerimizde inatçı ve ısrarcıyız. Yok sayılmaya, baskılara, üretimden çekilip eve hapsetmek istediğiniz yasalara, ayrımcılığa ve emeğimizin sömürülmesine karşı bulunduğumuz her yerde bugün de susmuyor, vazgeçmiyor ve mücadelenin bitmediğini hatırlatıyoruz. Kapitalizmin sömürüsünü kabul etmiyor, şiddetine boyun eğmiyoruz” diyen Gümüştekin, taleplerini şu şekilde sıraladı:
- İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen İLO 190 sayılı yasa imzalansın.
- Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya son verilsin.
- Bütçede, eğitim, sağlık, başta olmak üzere her türlü yasa ve uygulamada toplumsal cinsiyet eşitliği sağlansın.
- Yapılan zamlar geri alınsın.
- Eşit işe eşit ücret verilsin.
- Kadınların kaynaklara erişiminin desteklensin.
- Eşit istihdam ve eşit ücret koşulları sağlansın.
- Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimlerine karşı tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılsın.
- Sendika ve örgütlenme hakkı engellenmesin.
- Kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak bakım hizmetleri kamusal hale getirilsin.
GENEL-İŞ İZMİR ŞUBELERİ ÜYE KADINLAR SAHNEDE 8 MART'I KUTLADI
Genel-İş İzmir 1,2,3,5 ve 9 No'lu Şube üyesi kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla etkinlik düzenledi. Konak Selahattin Akçicek Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte Genel-İş ve Kadın Komisyonu üyesi kadın işçiler "Duvar" isimli tiyatro oyunu sergiledi. Oyun sonrası ise işçilerden oluşan koro ile müzik dinletisi gerçekleşti. Etkinliğin sunuculuğunu Genel-İş 9 No'lu Şube Yönetim Kurulu Üyesi Sevgi Bilir yaparken, şubelerin kadın komisyon üyesi kadınlar kürsüde konuşma yaptı.
"HAKLARIMIZIN İKTİDARIN İKİ DUDAĞI ARASINDA OLMADIĞI GÜNLERE..."
Genel-İş 1 No'lu Kadın Komisyonu Üyesi Meral Tekin, "Bir araya geldiğimiz sürece kazanamayacağımız bir şey yok. Özgür, eşit günlerde bir arada olmayı da temenni ediyorum" dedi.Genel-İş 2 No'lu Şube Mali Saymanı Zeynep Zarıçlar, "Kadın mücadelesi yılda 1 güne sığdırılmayacak kadar kutsaldır. Eğitim hakkımızın elimizden alınmadığı, hak ve özgürlüklerimizin iktidarın iki dudağı arasında olmadığı, toplu sözleşmede kadınlara özel kazandığımız haklarımız olan güne kadar mücadelemiz devam edecektir" diye konuştu.
Genel-İş 3 No'lu Şube Mali Sekreteri Serap Yılmaz da "Bizler değiştiriyoruz, dönüştürüyoruz. Bizler gücümüzün farkındayız" diye konuşurken 9 No’lu Şubeden Sevgi Bilir de teşekkür konuşması yaptı.
"EŞİT, ADİL BİR YAŞAM İÇİN MÜCADELE SÜRÜYOR"
Kadınların ardından söz alan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise, Türkiye işçi sınıfının çok zor dönemlerden geçtiğini, AKP'nin 20 yılı bulan baskıcı adaletsiz politikalarının artarak devam ettiğini söyledi. Sarı, "İktidar bu dönemde kulaklarını tıkayarak, emeğiyle geçinmeye çalışanın sesini kısmaya devam etti. Bu geri gidişten en çok kadınlar etkileniyor. Her dönemin şartlarına göre kadınlar tüm bu olumsuzluklara rağmen durmuyor direniyor. Eşit, adil bir yaşam için mücadele ediyor" dedi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çeken "Duvar" oyununun ardından ise koroyla etkinlik son buldu. (İzmir/EVRENSEL)
ODTÜ'DE İŞÇİLER EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK TALEBİYLE YÜRÜDÜ
ODTÜ'de Tez-Koop İş'in çağrısıyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde kadın işçiler yürüyüş düzenledi. ODTÜ PTT önünde buluşan işçiler, rektörlük önüne sloganlar eşliğinde yürüdü.
March 8, 2022
Güvenceli iş, eşit işe eşit ücret, şiddetsiz bir yaşam ve eşitlik ve özgürlük taleplerini yazdıkları pankart eşliğinde yürüyen işçiler, rektörlük önünde basın açıklamasi gerçekleştirdi. Mersin Tarsus Sebze Hali, Oppo, Alpin Çorap, Farplas işyerlerinde çalışan kadın işçilerinin mücadelesinin selamlandığı açıklamada, Türkiye'nin dört bir yanındaki fabrika, atölye ve depolarda kadın işçilerim sendikasız, güvencesiz, çalışma koşullarına karşı itiraz ettiğine dikkat çekildi.
Kadına yönelik, şiddet, istismar ve cinayetlerin her gün haberlere konu olduğu belirtilen açıklamada, “Bir yandan aile kurumu kutsanıyor, diğer yandan kadınların ekonomik, toplumsal, hukuki açıdan derin bir olanaksızlığa hapsediliyor. Kadınları her gün ölümle burun buruna getiren psikolojik ve fiziksel hasarlar oluşturan bu şiddet normalleştiriliyor” denidi. Kadınların şiddete karşı güvenceli olan 6284 Sayılı Kanunun uygulanmasını talep edilen açıklamada, işçiler İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 Sayılı Kanunun uygulanmasını istedi.
İşçiler ayrımcılığa, sömürüye, yoksulluğa ve eşitsizliğe karşı kadın mücadelesinin önemi vurgulayarak, her türlü eşitsizliğe karşı mücadeleye devam edeceklerini söylediler. (Ankara/EVRENSEL)
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ EMEKÇİLERİ POLİS ENGELİNE RAĞMEN 8 MART'I KUTLADI
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde örgütlü Sağlık İş Sendikası, SES, Birlik Sağlık Sen, Eğitim-Sen ve Genel Sağlık-İş bir araya gelerek hastane bahçesinde 8 Mart için buluştu. Kadın sağlık emekçileri, düzenledikleri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliğinde polis engeliyle karşılaştı.
HASTANE GÜVENLİGİ VE EMNİYETTEN ENGEL
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde sabah saatlerinden itibaren önce hastane güvenliği sonra Balçova emniyeti tarafından planlanan etkinlikler engellenmeye çalışıldı. Hastane bahçesinde yapılmasına izin verilmeyen etkinlik için özel bir kafeye geçildi. Kafede gerçekleştirilecek etkinliği de engellemeye gelen polis ve güvenlik, çalışanları dışarıya çıkardı.
Sendika temsilcisi kadınlar ise "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü türkülerle söyleyip birbirimize gül vererek kutlayacaktık. Ama onlar bize bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktı. Biz yıllar önce 129 insanımızın, yakılarak, işkence edilerek öldürülen kadınların başlattığı mücadelenin devamı olarak bugün buradayız. Baskılar bizi yıldıramayacak. Daha önce de defalarca kınamalar, sürgünler ve açığa almalar oldu. Yine yapabilirsiniz. Biz buradayız. Etkinliğimize devam edeceğiz" dedi. Etkinliğe erbane eşliğinde türkülerle devam edilirken hiçbir sağlık emekçisi de alandan ayrılmadı. (İzmir/EVRENSEL)
SAĞLIK EMEKÇİSİ KADINLAR: İNSANCA ÇALIŞMAK VE YAŞAMAK İÇİN MÜCADELEYİ ÖRGÜTLÜYORUZ
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi SES İşyeri Temsilciği, “Sağlık emekçisi kadınlar insanca çalışmak ve yaşamak için sesini yükseltiyor, mücadeleyi örgütlüyor” diyerek 8 Mart açıklaması yaptı.
AMATEM binası önünde bir araya gelen sağlık emekçisi kadınlar sık sık, “Yaşasın 8 mart, yaşasın mücadelemiz”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Eşit işe eşit ücret”, “İnsanca çalışmak insanca yaşamak istiyoruz” sloganları attı. Açıklamada kadınlar “Ekmek ve Gül” şiirini okudu.
Basın açıklamasını okuyan SES İşyeri Temsilcisi Ayşe Tabakoğlu, sağlık emekçisi kadınların yaşadığı sorunlara değinerek, “Tacizin, tecavüzün yaşandığı bir dönemde işe-vardiyaya gelmek sorununu unutmadık. Şort giyen hemşirenin otobüste darbedildiğini unutmadık. Gece işten çıkan sağlık emekçisinin parkta darbedildiğini unutmadık. Bunlar öyle korkutur ki biz kadınları, zorunlu olarak uzun mesaileri kabul ederiz. İdare yasal olarak zorda kalmasın diye ‘24 saat nöbet tutmayı kendim istiyorum’ diye imza veririz. Oysa 8 saat üstü çalışmak hem kadın sağlığı hem de hasta güvenliği açısından zararlı ve tehlikelidir” dedi.
March 8, 2022
“TALEPLERİMİZ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”
“Taleplerimiz için alanlarda olmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz” diyen Tabakoğlu sağlık emekçisi kadınların taleplerini şu şekilde sıraladı:
- Çalışma saatleri 8 saatle sınırlanmalı, vardiya değişimlerinde güvenli ulaşım için ücretsiz servisler olmalıdır.
- Personel açığı giderilmeli, iş yükü azaltılmalı, angarya çalışma yasaklanmalıdır.
- Gebelik testi pozitif olur olmaz gece mesaisi yasaklanmalı; acil hizmeti, yoğun bakım hizmetinden sağlık emekçisi kadınlar geri çekilmelidir.
- Gece mesailer çift vardiya olarak hesaplanmalı, izin ve ücretlendirme bunun üzerinden yapılmalıdır.
- 5 yıla 1 yıl yıpranma payı hesaplanmalı erken emekliliğin önü açılmalıdır.
- Etkili bir meslek hastalığı yasası çıkarılmalı,
- Kovid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir.
- Kadın çalışana şiddet uygulayanın mutlaka tutuklu yargılanması güvenceye alınmalı, etkili bir şiddet yasası çıkarılmalıdır.
- İşyeri şiddetini kapsayan ILO 190 sayılı sözleşme acilen imzalanmalıdır.
- İstanbul Sözleşmesi tekrar uygulamaya konmalıdır. (İzmir/EVRENSEL)
KAYSERİ'DE SAĞLIK ÇALIŞANLARI 8 MART’TA BİR ARAYA GELDİ
Sağlık emekçisi kadınlar ve Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası’nın Kayseri Şube başkanı Soner Salcanlıer, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinde bir araya geldiler.
Mikrofonumuzu uzattığımız sağlık emekçisi kadınlardan biri olan Dilek Hanım ekonomik gidişatın geldiği noktaya vurgu yaparak “Ekonomik kriz diye bir gerçek var. Ben 3 çocuğa bakmak zorunda olan bir anneyim. Çocuklarımdan bir tanesi üniversitesi okuyor, diğerleri ise lise eğitimi görüyor. Bu koşullar altına zar zor geçinebiliyoruz." Dedi.
Sendikanın Kayseri Şubesi yönetiminde bulunan Gül Hanım ise "Ben bir kadınım, anneyim ve aynı zamanda bir sendikacıyım. Bir yandan da çalışmaya devam ediyorum. Bir kadın olarak bunların hepsini bir arada yapabiliyorum çünkü bizler dünyaya çok büyük anlamlar kazandırıyoruz. Umarım gelecek kadınlar için daha güzel ve aydınlık olur " temennilerinde bulundu.
Bir başka çalışan ise “8 Mart Dünya Kadınlar gününde eşit, acı olmayan, sevgi ve kardeşçe yaşanan bir dünya diliyorum.” Dedi.
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası’nın Kayseri Şube başkanı Soner Salcanlıer ise yaptığı konuşmasında "Buradaki kadın arkadaşlarımızla yıllardır yan yana çalışıyoruz. Şu an burada onların nezdinde bütün kadınlar için şiddetin son bulduğu bir yaşam diliyoruz" dedi. (KayseriEVRENSEL)
PAS SOUTH'TA KADIN İŞÇİLERDEN 8 MART EYLEMİ
March 8, 2022
Tekirdağ Çerkezköy'de bulunan ve Arçelik, BSH, Varicon gibi beyaz eşya firmalarının üretim yapan Pas South’ta çalışma koşullarının ağırlığına, düşük ücrete, telafi çalışması dayatmasına karşı Petrol-İş Sendikasında örgütlenen ve işten atılan işçiler fabrika önünde 8 Mart eylemi gerçekleştirdi. Petrol-İş Manisa Şubesinden desteğe gelen kadın işçilerin dayanışmasını selamlayan Pas South işçisi kadınlar “Direnenlere selam olsun” mesajı gönderdi. (EKMEK VE GÜL)
GIDA İŞ: GÜVENCESİZ ÇALIŞMA VE ŞİDDETE KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE!
DİSK/Gıda İş Genel Sekreteri Olcay Ozak 8 Mart ile ilgili yaptığı açıklamada eşit özgür şiddetsiz bir yaşam ve güvenceli ve sendikalı bir iş, insanca yaşanacak bir ücret için mücadele çağrısı yaptı.
2022’nin 8 Mart’ı, Türkiye’de derinleşen yoksulluk, artan işsizlik, güvencesizlik, ağır çalışma koşulları, zamlarla karşılanırken, dünyanın çeşitli bölgelerinde savaş ve çatışmaların artarak devam ettiğini belirten Ozak; “Savaşlardan en çok da kadınlar ve çocuklar etkileniyor, savaşın ve çatışmaların faturası işçi ve emekçilere kesiliyor. Salgının kadın işçiler üzerindeki yıkımı devam ederken, fazla mesailerle 12 saate çıkan çalışma süreleri, ücretsiz izin uygulamaları ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması artarak devam etti. Ev içi bakım emeğinin de kadınlar üzerinden sağlanması, kadınların iş yükünü daha da artırıyor. Pandemi sürecinde kârlarına kâr katan patronlar; artan işsizliği de fırsat bilerek, kadın emeğinin sömürüsünü artırdılar. Kadınlarda işsizlik oranı arttı. Sigortasız ve düşük ücretle çalışma oranı erkeklere oranla kadınlarda daha yüksek. Kadınları yoksullaştıran bu durum aynı zamanda kayıt dışı çalışmayı ve güvencesizliği artırıyor” dedi.
MÜCADELE ÇAĞRISI
Kadınların işyerlerinde yaşanan mobbing, taciz ve şiddet karşısında korumasız bırakıldığını vurgulayan Ozak şunları söyledi; “Eşit işe eşit ücret ilkesinin çoğu yerde uygulanmayışı ise kadın işçiler arasında endişe ve kaygıya yol açtığı gibi adalet duygusunu da zedeliyor. Bu kapsamda Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) işyerlerinde şiddet ve tacizi önleyen, ILO 190 sayılı Sözleşme’nin hayata geçirilmesi kadın işçiler için oldukça önemlidir. Disk/Gıda İş sendikası olarak, işyerlerinde şiddet ve tacizi önleyen ILO 190 sayılı Sözleşme’nin derhal kabul edilmesini ve etkin uygulanmasını istiyoruz. Eşit özgür şiddetsiz bir yaşam için güvenceli ve sendikalı bir iş için, insanca yaşayacağımız bir ücret için; yarın değil bugün, yalnız değil hep birlikte örgütlü mücadeleye!” (HABER MERKEZİ)
EYÜP EKMEK VE GÜL GRUBU 8 MART'I TEKSTİL İŞÇİLERİYLE KUTLADI
Eyüp Ekmek ve Gül Grubu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Merter’de tekstil atölyesinde çalışan işçi kadınlarla buluştu. Eyüp Ekmek ve Gül Grubu adına konuşan Hülya Zabun, 8 Mart’ın emekçi kadınların günü olduğunu vurguladı, kadınları hakları için mücadele etmeye çağırdı. (EKMEK VE GÜL)
{{456517}}