Sağlık örgütlerinden 'Gidiyorlarsa gitsinler' tepkisi: ‘Eylemlerimizle gereken cevabı vereceğiz’
Sağlık örgütleri, "Gdiyorlarsa gitsinler" ifadeleriyle hekimlere hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tepki gösterdi, "Eylemlerimizle gereken cevabı vereceğiz" dedi.
Recep Tayyip Erdoğan | Fotoğraf: DHA
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hekimleri hedef alan "Açık konuşuyorum; varsın gidiyorlarsa gitsinler" ifadelerine sağlık emek meslek örgütleri tepki gösterdi. Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, Sağlık emekçilerinin ve hekimlerin meşru ve haklı mücadelesinin sadece para derdinde olduğunun söylenmesiyle topluma karşı hedef gösterildiğini belirterek, “Hak mücadele ile alınır. Demokratik bir ülke, sağlıklı bir toplum ve insanca yaşayabilecek bir ücret talebiyle mücadelemizi yürüteceğiz” dedi. SES MYK üyesi Eylem Kaya Eroğlu ise, “Asıl gitmesi gerekenin kim olduğunu öğretmemiz gerekiyor. Hekiminden tüm sağlık emekçisine kadar yapacağımız eylemlerde örgütlülüğümüzle, daha fazla kenetlenerek gereken cevabı vermek zorundayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kadın Muhtarlarla Buluşma etkinliğinde yaptığı konuşmasında hekimleri hedef alarak, "Son zamanlarda bir şey daha çıktı hastanelerde şöyle böyle oluyor diye. Bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan yetiştiren bu devlet değil mi? Açık konuşuyorum, Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz. Buralar boş kalmaz" ifadelerini kullanmıştı. Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) MYK üyesi Eylem Kaya Eroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın yaptığı konuşmayı değerlendirdi.
Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, “Bilerek yapılan, talihsiz bir açıklama. Cumhurbaşkanının politik tercihini gösteren bir açıklama. Sanki bu ülkedeki sağlık emekçileri ve hekimler sadece ekonomik çıkarlar için mücadele ediyor. Oysaki TTB, 6 aydır sürdürdüğü mücadele hattında şunu diyordu: Halkın sağlık hakkına sahip çıkıyoruz. İyi hekimlik değerlerine sahip çıkıyoruz. Nitelikli sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Sağlıklı bir toplum ve kendi ekonomik haklarımız için mücadele ediyoruz. Bu meşru ve haklı mücadelemizde sadece para derdinde olduğumuzu söyleyip topluma karşı bizi hedef göstermiştir. Bu açıklamayı kabul etmemiz mümkün değil” diye konuştu
"HAK MÜCADELE İLE ALINIR"
Cumhurbaşkanının ülkedeki sağlık politikalarını teşhir ettiğini söyleyen Karakoç, “Sağlık Bakanlığı bütçesinin çok önemli bir kısmı şehir hastanelerine gittiğini kendisi de söyledi. Buna karşı bütçenin çok az kısmını koruyucu sağlık hizmetlerine ayırıyorlar. Toplumun sağlığını korumak değil, hasta olmasıyla bundan kazanç sağlayacak bir politika yürütülüyor. Cumhurbaşkanının bilmediği bir şey daha var. Genç asistanlarla bu yola devam edeceğiz diyorlar. Asistanların temel görevi eğitim almak için üniversiteler ve eğitim araştırma hastanelerinde olmak. Bir yandan da yurt dışına giden arkadaşlarımız da asistan hekimler. Hiçbiri önceliğinin para olduğunu söylemiyor. Onlar da çalışma koşullarının ağırlığı, mesleğin itibarsızlaştırılması ve ülkede bir gelecek görmemekten kaynaklandığını söylüyor. Biz binlerce yıldır Anadolu’da hekimlik yapıyoruz. Biz buradayız, gitmiyoruz. Daha demokratik daha sağlıklı bir toplum için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bunun için de üretimden gelen gücümüzü kullanacağız, g(ö)revde olacağız. Aciller, kovid, onkoloji ve diyaliz hastaları dışındaki rutin sağlık hizmetlerini üretmeyeceğiz. Hak verilmez, alınır. Mücadele ile alınır. Demokratik bir ülke,sağlıklı bir toplum ve insanca yaşayabilecek bir ücret talebiyle mücadelemizi yürüteceğiz” dedi.
"YAPILAN KAMUSAL SAĞLIK HİZMETİNİN TASFİYESİ"
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) MYK üyesi Eylem Kaya Eroğlu, Cumhurbaşkanının yapmış olduğu açıklamanın; kamusal sağlık hizmetlerine, uzmanlığa, liyakate, halkın sağlık hakkına nasıl yaklaştığının bir yansıması olduğunu söyledi. Birkaç hafta öncesinde bazı hekim örgütlerinin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ile sorunların giderilmesi noktasında görüşmeye gittiğini hatırlatan Eroğlu, “Ücret çalıştayı yapma sözü alarak geri gelmişlerdi. Biz de şunu söylüyorduk; Sağlık politikaları sonucunda sağlıkta şiddet, hekimlerin yurt dışına gidişinin durdurulmaması, hekimlerin özel sektöre kaydırılması, çalışma koşullarımızın modern kölelik haline getirilmesinin sağlanması, kamusal sağlık hizmetinin tasfiyesi anlamına geliyor. Birlikte mücadeleyi örgütleyip bu sorunları ötelemeyi, hak almayı planlarken iktidara yakın faaliyet yürütmenin, hak aramamanın faydalı olabileceğini düşünen görüşe Cumhurbaşkanlığı ilk ağızdan cevap vermiş oldu. Çok tahlilsiz bir açıklama. Harcanan bunca emeğe hiç değer verilmediğini gösteriyor. Hepsi bizim gibi emekçi ailelerden geliyor. Anne babalarının güç bela okuttukları... Kendi alın terinden başka kimseye de borçlu değiller, özellikle bu sistemde. Asıl gitmesi gerekenin kim olduğunu öğretmemiz gerekiyor. Hekiminden tüm sağlık emekçisine kadar yapacağımız eylemlerde örgütlülüğümüzle, daha fazla kenetlenerek bu cevabı vermek zorundayız” diye konuştu.
HİÇBİR YERE ÇEKİP GİTMİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hekimlerin yurtdışına göçüne ilişkin “Varsın gitsinler” açıklamasının ardından Kocaeli Tabip Odası’nın çağrısıyla toplanan hekimler Kocaeli Devlet Hastanesi önünde açıklama yaptı.
Hekimler adına açıklamayı okuyan Kocaeli Tabip Odası Başkanı Ömer Ardaman, Erdoğan’ın sözlerinin bir yönetememe krizinin göstergesi olduğunu belirterek, "İktidar eliyle çökertilen sağlık sistemini, sağlıksızlık üreten hastaneleri, beş dakika muayene dayatmasını, sağlığa da yansıttıkları şiddeti teşhir eden ve beyaz eylemler ile mücadeleyi büyüten hekimlere yönelik bu açıklama başarısızlığın itirafıdır. Sağlığa yönelik acil taleplerimizi görmezden gelen, insanca yaşanabilir ücret talebimizi hedefe koyan bu açıklama toplumu yanıltma, topluma Hekimlerin tek istekleri paraymış gibi göstererek sağlıkta yaşanan krizin üstünü örtme çabasıdır” dedi
DÜN BİZİ ALKIŞLAYANLAR BUGÜN MESLEĞİMİZİ RENCİDE EDİYOR
Açıklamaya TTB Merkez Konsey Üyeleri Ali İhsan Ökten ve Meltem Günbeği de katıldı. Açıklamada konuşan Ali İhsan Ökten, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugüne kadar yaptığımız bütün eylemleri görmezden gelerek sorunu sadece hekimlerin maaşı konusuna indirgemesi, mesleğimizin değersizleştirilmesi politikasının bir parçasıdır. Biz bu söylemi pandemide bunca yoğun çalışmamıza, bu süreçte meslekler arasında en çok ölen meslek grubunun üyeleri olarak kesinlikle hak etmedik. Dün bizi alkışlayanlar, bugün ne yazık ki mesleğimizi ve onurumuzu rencide etmek üzere açıklamalar yapmaktan geri kalmıyorlar” diyerek hekimlerin taleplerini sıraladı.
March 9, 2022
BOZUK YOLDA YÜRÜNMEZ
TTB Merkez Konsey Üyesi Meltem Günbeği ise Erdoğan’ın genç hekimlerle yol yürürüz dediğini hatırlatarak “Ben bir genç hekim ve asistan hekim olarak bu bozuk yolda yürüyemeyiz diyorum. Sağlıksızlık üreten bu sağlık sisteminde genç hekimlerin yürüme ihtimali yok. Tıbbi eğitim bu hale gelmişken hocalarımızın uzmanlarımızın istifa ettiği bir yerde tıp ve uzmanlık eğitimi almamız mümkün değil. Toplumun bütün bu açıklamalara karşı çıkması gerekir çünkü açıkça kamu boşaltılsın özele hekim geçişleri devam etsin isteniyor” diye konuştu. Meltem Günbeği 14-15 Mart’ta hekimlerin grevde olacağını ifade ederek çağrıda bulundu. (Kocaeli/EVRENSEL)
DİŞ HEKİMLERİNDEN YANIT: AKLIN YERİNE HAMASETİ KOYAN BU AÇIKLAMA KABUL EDİLEMEZ
Türk Dişhekimleri Birliği, Hekimleri hedef alarak, "gidiyorlarsa gitsinler" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Aklın ve bilimin yerine; popülizmi, ötekileştiren ve hamaseti koyan bu açıklama kabul edilemez. Biz hekimler 100 yıl sonra da halkımızın sorunlarıyla uğraşıyor olacağız ve ancak biliyoruz ki; bu anlayış tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaktır" diyerek yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Kadın Muhtarlarla Buluşma" programında "Doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlarmış, varsın gidiyorlarsa gitsinler. Buralar boş kalmayacak” ifadelerini kullanmıştı.
"KABUL EDİLEMEZ"
Erdoğan'ın açıklamalarına dair yazılı açıklama yapan Türk Dişhekimleri Birliği, "Hekimler olarak sorunlarımızı hem Sağlık Bakanımız aracılığı ile iktidarla, hem de kamuoyuyla defalarca paylaştık. Ancak, biz taleplerimize olumlu bir yaklaşım beklerken yapılan açıklama ile beklentimizin hiçbir karşılığı olmadığını görüyoruz. 'Beni Türk hekimlerine emanet ediniz' diyen bakış açısından, 'Varsın gidiyorlarsa gitsinler' diyen bakış açısına gelmiş olmak; 100'ncü yılına geldiğimiz Cumhuriyetimiz açısından çok üzücü bir durumdur. Açıklama onurumuzu zedelemiştir. Ancak daha üzücü olan Cumhuriyetimiz adına gelinen noktadır. Aklın ve bilimin yerine; popülizmi, ötekileştiren ve hamaseti koyan bu açıklama kabul edilemez. Biz hekimler 100 yıl sonra da halkımızın sorunlarıyla uğraşıyor olacağız ve ancak biliyoruz ki; bu anlayış tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaktır." dedi.
"SAĞLIKTA YAŞANAN KRİZİN ÜSTÜNÜ ÖRTME ÇABASI"
Türk Tabipleri Birliği de yaptığı açıklamada "Sağlığa yönelik acil taleplerimizi görmezden gelen, insanca yaşanabilir ücret talebimizi hedefe koyan bu açıklama toplumu yanıltma, topluma Hekimlerin tek istekleri paraymış gibi göstererek sağlıkta yaşanan krizin üstünü örtme çabasıdır" değerlendirmesinde bulunmuş, "Biz, topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak buradaydık, buradayız, burada kalacağız!" demişti. (HABER MERKEZİ)
BİR YERE GİTMİYORUZ! MÜCADELEYE DEVAM!
Hamdi GÖKDENİZ
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Artvin Temsilciliği
Sağlık alanında bir sıkıntı ve eksiklik varsa birinci derecede sorumlu 20 yıldır “sağlıkta dönüşüm programının” uygulayıcısı ve hararetli savunucusu AKP hükümetleridir. İlk günden itibaren sağlık emekçilerinin ve örgütlerinin bütün itirazlarına, önerilerine kulak tıkayan hükümet ve cumhurbaşkanı şimdi de hekimleri suçlamaktadır.
Uzun yıllar süren emek ve zorlu eğitimlerle yetişen hekimlerin sorunlarını çözmek yerine Sayın Cumhurbaşkanın hekimlere yönelik sarf ettiği sözleri üzüntü ile dinledik. Hekimlere “nereye gidiyorlarsa gitsinler” söylemleri ve onları paracı göstermek halk ile karşı karşıya getirmektedir. Sağlık emekçilerine, hekimlere yönelik şiddetin artmasında yöneticilerin bu şekilde kullandığı dil ve hürmetsiz yaklaşım etkili olmaktadır. Sağlıkta dönüşümle alınır-satılır bir metaya dönüştürülen sağlık hizmeti ve bilinçli bir şekilde kışkırtılan sağlık talebi kadar yöneticilerin yaklaşımı da şiddeti körüklemektedir.
Öğretim üyelerinin, hocaların, yetişmiş uzmanların yurtdışına göçü Türkiye halkı açısından büyük bir kayıptır. Bugün yeterli öğretim üyesinden yoksun ve pıtrak gibi açılan üniversitelerde niteliksiz tıp eğitimine şahit oluyoruz. Şimdide 32-36 saat angarya koşullarda çalışan asistan hekimlerle bu işi çözeceğini ifade etmek, yabancı hekim ithali ile soruna derman aramak çözümsüzlük politikasında ısrardır.
Hekimlerin ve sağlık emekçilerinin ücretlerine yaklaşım halkın sağlık hakkına yaklaşımdır. Bu söylem aslında sağlıkta dönüşüm politikası ile
işkolu emekçilerini ucuz işgücü haline getiren siyasal politik yaklaşımla direk bağlantılıdır.
Bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Sağlık emekçileri, hekimler köle değildir. Yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret
üstüne yapılan işin niteliği, eğitim yılı, yapılan işin riski, kıdem gibi çeşitli parametreler eklenerek bir maaş skalasının oluşturulması, güvenceli
kadrolu istihdam başta olmak üzere ekonomik özlük ve demokratik taleplerimiz gerçekleşinceye kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.