Sadık Bey böyle olacağını bilseydi, bağışlar mıydı?
Heybeliada’da Darülaceze’ye ait tarihi Sadık Güzel Osman Plajı’nda, inşaatı büyük ölçüde tamamlanan aquapark bütün itirazlara rağmen açılmaya hazırlanıyor.
Fotoğraf: Fatih Polat/Evrensel
Fatih POLAT
İstanbul
Heybeliada’da mülkiyeti Darülaceze Başkanlığına ait tarihi Sadık Güzel Osman Plajı’nda, Ada sakinlerinin itirazları ve bir kez de belediyenin durdurma kararına rağmen yeni proje ile yoluna devam eden Cevahir Turizm, inşaatını büyük ölçüde tamamladığı tesisi bir aquapark olarak açmaya hazırlanıyor.
ORADA DENİZ BANYOLARI VARDI
Hikayenin bugününü anlamak için biraz daha gerilere gitmek gerekiyor. Üç kuşak Adalı bir aileye mensup Gazeteci ve Çevirmen Siren İdemen, 120 yıllık bir geçmişe sahip bu alanda ilk önce deniz banyoları olduğunu hatırlatıyor ve devam ediyor: “O deniz banyolarında sahilde hiçbir tesis yok. Denizin üzerinde tahta ayaklarla kurulmuş küçük kabinler varmış. Daha sonra, benim çocukluğumda ve gençliğimde Sadık Bey’in plajı diye bilinirdi o koy. Sadık Güzel Osman’ın plajı. Orada denizin kara ile buluştuğu yer kendi doğal eğimindeydi ve küçük bir kumsaldı. Denizin üzerinde sadece çok basit tahta ayaklar üzerinde kare şeklinde bir iskele vardı, kıyıda ise küçük ağaçlar, tahta kapılı basit soyunma kabinleri. Bir de içinde kafeteryada gölgede oturup yiyip içenler için bir mutfak ve tuvaletlerin bulunduğu tek katlı küçük bir yapı vardı. Bu, sahilden bakınca da karadan bakınca da doğal görünümü bozmayan, doğal topografyaya uygun bir plajdı. Arka tarafta da yine Sadık Bey’e ait gül bahçeleri vardı. Şu andaki görünüm tamamen değişmiş durumda. Set set betonlaştırılmış, ağaçlar kesilmiş, tam bir kabus. Eski plajla kıyaslanmayacak kadar büyümüş. Adalar’ın bütün koyları da aynı şekilde gidiyor maalesef.”
Sadık Bey tarafından Darülaceze’ye bağışlanan plaj, 29 Mayıs 2019’da 2 milyon 675 bin TL bedelle 5 yıllığına ihaleye çıkarıldı. İhaleyi 2001’den beri plajı işleten Green Beach’in sahibi İsmail Cevahir aldı. Ardından da, plajda şu an gelinen noktanın ilk adımı olan izin için başvuruda bulunarak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığına bağlı Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı ile Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun (KUDEB) imzasıyla “basit onarım ve tadilat” izni aldı.
2019’DA ES VERDİ VE DEVAM ETTİ
Ancak, inşaatın başlamasından sonra kesilen ağaçlar ve betonlaştırma çalışması Ada sakinlerinin tepkilerine neden olunca Adalar Belediyesi tarafından 15.11.2019’da denetim yapılarak müdahale edildi. Bundan sonrasını dinlemek için de Adalar Belediye Başkanlığının kapısını çaldık ve tüm süreci içeren dosya ile yeni projeyi inceleyerek sorularımızı sorduk. Görüştüğümüz Adalar Belediyesi yetkilileri Darülaceze Müdürlüğünün 1982’de İstanbul Belediyesine ait olduğunu (O zaman büyükşehir belediyesi değildi), daha sonra Darülaceze Başkanlığı olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlandığını anlattılar. Plaj şantiyesinde de “yüklenici firma” kısmında Cevahir Turizm yazan bilgilendirme levhasında “mal sahibi” başlığının karşısında Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Darülaceze Başkanlığı yazıyor.
Belediye yetkilileri 2019’daki denetimlerinin raporunu göstererek şöyle açıkladı: “Yerinde gördük ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önceki dönemde verdiği izin kapsamını aştıklarını tespit ettik ve müdahale ettik. ‘Burada yaptığınız ve yapmak istediğiniz çalışma bu ön onarım izin belgesiyle yapılmaz. Bunun esaslı onarım kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor. Burası kamu yeri ve kentsel sitte kalıyor’ dedik ve koruma kurulundan izin alınması gerektiğini söyledik.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu da 03.09.2020 tarihindeki toplantısında “Aquapark yapısının büyüklüğü dikkate alındığında, Ada silüetine olumsuz etki yapacağından uygun olmadığına” karar veriyor.
Kuruldan alınan ‘esaslı onarım’ izniyle Darülaceze Başkanlığı’nın kaşesiyle Adalar Belediyesi’ne yeni proje başvurusu yapılıyor. Belediyeden alınan ruhsatın ardından yeni inşaat çalışması başlıyor. Ruhsat 28.10.2020 onay tarihi taşıyor ve 28.10.2025 tarihine kadar geçerli olacağı belirtiliyor.
Belediye yetkilileri inşaatın sonraki aşamalarında da denetimler yaptıklarını ve usulüne uygun olmadığını düşündükleri noktalarda müdahale ettiklerini belirtiyor. Kısa bir süre önce kamyonlarla inşaat alanına büyük miktarda taş taşındığını hatırlatarak bunların ne amaçla kullanılacağını sorduğumuzda, projede yer alan, doğal taşlardan oluşan yürüme alanına ilişkin olduğu belirtiliyor.
Ve belediye yetkililerinden öğrendiğimize göre, alandaki çalışma tamamlanmış, tesis yakında açılacak.
MÜCELLA YAPICI: HİLE YAPILIYOR
Peki, konunun uzmanları ne diyor? Söz, Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Çevre Etki Değerlendirme Danışma Kurulu Sekreteri ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yürütme Kurulu Üyesi Yüksek Mimar Mücella Yapıcı’da:
“Ne yazık ki, yine bir kıyı ve doğal yapının, bir sit alanının tahribatıyla karşı karşıyayız. Yine ne yazık ki, bu tahribat da usul tartışmaları içinde çok az dikkati çekiyor. Bahsettiğimiz alan şu anda üzerinde birtakım oyuncaklar yapılmış bir aquapark tesisi. Bu alan aslında Sadık Bey Plajı dediğimiz, Ada’nın ilk doğal plajlarından biri. Bu alan Darülaceze’ye bağışlanmış. Ve uzun yıllar kıyı yapısını bozmayan tahta iskelesiyle, doğal plaj yapısıyla ve ahşap soyunma kabinlerinin olduğu bir alanken, sonunda bir gün burada, sadece kabinlerin tamiratı, mevcut tesisin onarımı için izin alınıyor. Bu onarım izniyle faaliyet başlıyor. Fakat faaliyet esnasında KUDEB’in tespitine göre, ‘tadilat’ sınırının aşıldığına karar veriliyor. Ada sakinlerinin de bu konuda ciddi tepkileri var. Bugün müsilaj nedeniyle de sahillerin doğal yapısının korunmasının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Plaja kadar kat kat betonlaştırma, hafriyat tespit raporunda da var usulsüzlük olarak. Bütün bunlar tespit ediliyor ve inşaat durduruluyor. Bundan sonra kurula bir proje sunuluyor. 2020’de sunulan projede bugün inşa edilen aquapark, kurul tarafından Ada’nın siluetini bozması nedeniyle uygun görülmüyor. Sonra birtakım düzenlemeler yapılarak yeni bir proje geçiriliyor kuruldan ve projeye göre ruhsat alınıyor. İşin özünü sorarsanız, Ada’da koruma imar planı olmadığından bütün projeler geçici yapılaşma koşullarına göre yapılır. Şu anda zaten Adalar’da çok ciddi bir meselemiz var. Özel Çevre Koruma Alanı ilan edildiği için bütün kararlar Çevre Bakanlığına geçmiş durumda ve Çevre Bakanlığı sit alanları derecelerini değiştirerek tahribatlara neden oluyor Adalar’da. Sonuç olarak, burada bir suç işlenmiş. Basit bir onarım izniyle doğal bir plaj alanı, hafriyata tabi tutulmuş. Ve bu suçu işleyenler hakkında hiçbir işlem yapılmadan, bir kere eski haline iade edilmelidir orası, bunlar yapılmadan, birtakım düzeltmeler yapılarak, o saçma sapan, Ada sahillerine hiç yakışmayan aquapark bu sefer ruhsatlı bir şekilde inşa ediliyor. Gözümüz gibi korumamız gereken Adalar’daki kıyı şeridine böyle davranacaksak yazık, gerçekten yazık. Burada bir suç var ve bir de suçun temize çekilmesi var. Bunu onaylamak mümkün değil. Yapılması gereken, kurulu bu yapılanları yasallaştırma merci olarak kullanmayıp o alanın aslına iadesinin talep edilmesidir. Kamu idaresinin bunu yapması gerekir.”
Ada sakinlerinin itirazlarına rağmen yapılan tesis, “Aquapark yapısının Ada silüetine olumsuz etki yapacağından uygun olmadığı” yönündeki kararın arkasından dolanmak için muhtemelen, “Cevahir Aqua” adıyla açılacak. Bu da olmazsa, belki yeni bir isim bulma yoluna gidilecek.Tüm bunlar Ada sakinlerinin ‘kabus’ diye nitelendirdiği, Yüksek Mimar Mücella Yapıcı’nın ortada bir suç olduğunu belirterek ciddi itirazlar dile getirdiği gerçekliği değiştirecek mi?
Şu soru da ayrıca önemli: Sadık Bey böyle olacağını bilseydi o plajı Darülaceze’ye bağışlar mıydı?