İHD’yi ziyaret eden EMEP Genel Başkanı Akdeniz’den çağrı: Aysel Tuğluk başta olmak üzere tüm hasta mahpuslar serbest bırakılsın
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesini ziyaret eden Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, başta Aysel Tuğluk olmak üzere tüm hasta mahpusların serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel
İnsan Hakları Derneğini ziyaret ederek hasta mahpuslar ile cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin bilgi alan Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Soma’dan Ermenek ve Hendek’e kadar adliye saraylarında yükselen ‘adalet’ isyanının hapishanelerde de devam ettiğini söyledi. Keyfi uygulamaların AKP döneminde resmileştiğine dikkat çekerek ‘adalet’in intikam yaklaşımı ile gerçekleşemeyeceğini söyleyerek başta Aysel Tuğluk olmak üzere tüm hasta mahpusların serbest bırakılması çağrısı yaptı.
YOLERİ: HAK İHLALLERİ KATLANDI
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve beraberindeki heyet, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesini ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşmede Akdeniz cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ve hasta mahpusların durumuna ilişkin bilgi aldı.
Görüşmenin ardından yapılan açıklamada konuşan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, iktidarın 2022 yılında 36 yeni hapishane açılacağını açıklaması ile birlikte Türkiye’deki hapishane sayısının 419’a çıkacağını hatırlattı.
Bunun daha fazla insanın tutuklanması anlamına geleceğini söyleyen Yoleri, şimdiki haliyle 300 bin civarında mahpusun hapishanelerde tutulduğunu söyledi.
Cezaevi infaz sisteminin bir bütün olarak insan haklarına aykırı dizayn edildiğini söyleyen Yoleri, “Bunun en açık örneklerinden biri de Marmara Bölgesine dair 2021 yılı raporumuzda mevcut. 326 mahpus tarafından derneğimize başvurmuş olmasına rağmen bu 326 başvuruda bildirilen ihlal sayısı 6 bin 222. Bu ihlallerin başında işkence, sağlık hakkına erişim gibi sorunlar geliyor” dedi.
SOMA’DAN HENDEK’E VE HAPİSHANELERE UZANAN ‘ADALET’ÇIĞLIĞI
EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz sözlerini tüm sağlık çalışanlarının Tıp Bayramını kutlayarak başladı. Taksim’de hekimlere dönük saldırılara da tepki gösteren Akdeniz, devam eden grevin yanında olduklarını ifade etti.
Daha sonra yapılan görüşmenin detaylarına ilişkin bilgi veren Akdeniz, AKP’nin iktidara gelirken ‘adalet’ kavramı üzerinde çok durduğunu hatırlattı. Akdeniz şunları söyledi: “2002’de kitlelerin oyunu böyle almışlardı. Ama Soma’da, Ermenek’te, Çorlu’da, Hendek Havaifişek Davasında… Bütün bu davaları gezdiğimizde gördüğümüz manzara şudur: Adliye koridorlarında ailelerin isyan çığlığı, adalet çığlığı yükselmektedir. Bu ziyaret vesilesi ile anlıyoruz ki bu çığlık adliye koridorlarından sonra hapishanelerde de devam ediyor. Mahpuslar "adalet" diye feryat ediyor ama duyulmuyor. Gayri insani koşullarda insanlar yığılmış durumda. Özellikle hasta tutuklular konusunda ailelerin çığlıkları var. 600’ü ağır olmak üzere 1605 hasta tutuklu var. 2021 yılında 59 mahpusun hayatını kaybettiğini biliyoruz. İnsanlar devletin gözetiminde sağlıklı girdikleri cezaevlerinden ya ölüm sınırında çıkıyor ya da hayatını kaybederek çıkıyor. Cenazesi çıkıyor yani. Ve ‘adalet’ çığlığı, isyanı hapishanelerden de yükseliyor.”
AKDENİZ YAPILMASI GEREKENLERİ SIRALADI
Yapılması gerekenleri de sıralayan Akdeniz şunları söyledi:
- Ceza infaz sisteminin demokratikleştirilmesi ve insanileştirilmesi gerekiyor. Bu demokratik kitle örgütlerinin, emek ve meslek örgütlerinin, siyasi partilerin mücadelesi ile gerçekleşebilir.
- Keyfi uygulamaların, antidemokratik uygulamaların AKP iktidarı döneminde bizzat mevzuatlar yoluyla resmileştiğini görüyoruz. Hızlı bir düzenleme ihtiyaç vardır. Evrensel hukuk normları uygulanmalıdır.
- Cezaevleri süreci özellikle siyasi mahpuslar için bir öç alma, intikam alma sürecine dönüşmektedir. Adalet ‘intikam’ yaklaşımı ile gerçekleşemez. Adalet bir ayağı yargı ise diğer ayağı da cezaevleridir. Burada da adaletin sağlanması gerekir.
- Mahpusların tedaviye kelepçe ile çıkarılması gibi uygulamalara son verilmeli.
- Adli Tıp Kurumu bir cezalandırma kurumu gibi çalışmamalı, mahpusların durumuna uygun raporlar vermelidir.
- AKP döneminde 20 bini aşkın işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini biliyoruz. Bu görüşmede görüyoruz ki artık mahpus cinayetleri söz konusudur. İnsanlar hapishaneye giriyor ve hayatın ı kaybederek çıkıyor. Ya da ölme sınırına gelmiş durumda çıkıyorlar. Bunlara sessiz kalamayız. Bunların serbest bırakılması, tedavilerinin dışarıda yapılması çok ama çok önemli. Bu vesile ile Aysel Tuğluk’un tedavisinin gerçekleştirilmesi için derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
(İstanbul/EVRENSEL)