07 Ocak 2013 02:29

'Devlet patrondan yana tavır alıyor'

Daiyang SK işçilerinin grevi ikinci ayına yaklaşıyor. 2010 yılının başından beri Birleşik Metal İş Sendikasında örgütlenmeye çalışan Daiyang SK işçileri büyük mücadeleler sonucu Güney Koreli patronu toplusözleşme masasına oturtmayı başardı. Ancak işçileri adeta kölece çalıştıran Güney Koreli

'Devlet patrondan yana tavır alıyor'
Paylaş
Tuncay Sağıroğlu

Biz de bu uzun soluklu mücadelenin ön saflarında yer alan işçilerden biri olan işyeri sendika temsilcisi Ali Rıza Köse ile bu süreci konuştuk.

SÖZLEŞME SÜRECİNİ BALTALAMAK İSTEDİLER

Sözleşme görüşmelerine de katılan Ali Rıza Köse, kendilerini greve götüren süreci şöyle anlattı: “Biz işçiler sendikamız ile birlikte taslağımızı hazırlayarak fabrika yetkililerine sunduk. Bizim işe giriş ücretimiz olan 850 liranın bin liraya çıkarılmasını, yüz lira sosyal paket ve dört ikramiye istedik. Ama biz bunları hiç konuşamadık bile. Fabrika yönetimi bizden sürekli ‘zarar ediyoruz, kaliteli mal çıkarmak için öneriler sunun’ diyerek sözleşme sürecini tıkadı. Masaya sanki işçilerin sorunlarını değil de fabrikanın sorunlarını çözmek için oturduk.  En son ‘SSK’dan yararlanacaksınız, maaşlarınızı zamanında alacaksınız, yemek verip servis tutuyorum, maaşlara da yüzde altı zam yaparım’ dediler. Biz de 14 Kasımda greve çıkmak zorunda kaldık. Bu süre içinde biz sözleşme sürecinin tıkanmasını engellemek için yemek boykotu, alkışlı eylemler yaparken fabrika yönetimi de işçilere baskılar yaparak sendikadan istifayı örgütlemeye çalışıp, grev oylaması istedi. Grev oylamasında ağırlıklı bir şekilde grev kararı çıktı.”

KARŞIMIZA DEVLET ÇIKIYOR

Fabrikanın Avrupa Serbest Bölgesi içinde olduğunu ve grev gözcüsü işçilerin giriş kartı olmasına rağmen serbest bölge yönetimi tarafından içeri alınmadığını anlatan Ali Rıza Köse, diğer fabrikaların ise işçiler grevi görmesin diye servis güzergahlarını değiştirdiğini dile getirdi. Köse, “Patronun istediği ücret bordrolarını geri vermek için toplu olarak fabrika önüne gitmeye çalıştığımızda çevik kuvvet barikat kuruyor. Patronun yasa dışı uygulamalarını savcılığa şikayette bulunduğumuzda, kaymakamla görüştüğümüzde hiçbir şey çözülmüyor. Hatta bizim çalıştığımız makinelerde kapsam dışı personel çalıştırıldığını tespit etmek için müfettiş çağırdık ama 50 gündür rapor dahi çıkmadı. Yani kanunlar, yetkililer, polis kısacası devlet patronun yanında. Biz sadece patrona karşı değil devlete karşıda mücadele ediyoruz” diye konuştu.

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

İşçiler arasındaki dayanışmanın zayıflığına dikkat çeken Köse, “Evrensel gibi gazeteler ve bazı siyasi partiler dışında destek veren yok. Sendikalardan dahi hemen hiç destek alamıyoruz. Bu tip dayanışmaların olması için başta sendikal örgütlenmelerin güçlenmesi, fabrikalarda işçilerin birlik meselesine kafa yorması ve işçilere bu yönde eğitim verilmesi gerekli” diye konuştu. Baskılara karşı grevin başarıyla sonuçlanması için maddi manevi desteğe ihtiyaçları olduğunu dile getiren Ali Rıza Köse, Çorlu’daki tüm işçileri 13 Ocak’ta düzenleyecekleri dayanışma etkinliğine katılmaya çağırdı.


TALEPLERİMİZ ÇORLU İŞÇİLERİNİN TALEBİDİR

“Sermaye kesimi kendi çıkarı için sınıf tutumu alarak Daiyang SK patronunu destekliyor, Çorlu işçileri de kendi çıkarları için Daiyang SK grevini kendi grevi olarak görmeli ve desteklemelidir diyen Ali Rıza Köse. gerekçelerini de şöyle açıklıyor: “Yıllar içinde fabrikalarda var olan ikramiyeler patronların ortak tutumuyla neredeyse tüm fabrikalarda kaldırıldı. Bizim en önemli talebimiz ise dört ikramiye. Eğer biz bu hakkı kazanırsak Çorlu’da ki fabrikalarda ikramiyenin yolu açılır. Yine şimdiye kadar Ocak ve Temmuz zamlarını patronlar keyfi olarak belirliyorlardı. Şimdi biz bu durumu değiştirmek istiyoruz. Yani patronların kurduğu siteme karşı, bütün patronlara karşı mücadele ediyoruz. Biz kazanırsak Çorlu işçileri kazanacaktır. Bunun için Çorlu işçileri mutlaka bu grevi desteklemelidir.”


GÜNDE 3 İŞ KAZASI OLUYORDU

2007 yılında devlet teşvikleriyle kurulan fabrikada 2010 yılının başında Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlenmeye başladıklarını belirten Ali Rıza Köse, kendilerini sendikalaşmaya iten nedenleri şöyle açıklıyor: “Fabrika yeni kurulmasına rağmen makineler çok eski ve hiçbir tedbir alınmadığından dolayı sürekli iş kazaları oluyor ve sahip çıkılmıyordu. Ağır iş kazası geçiren arkadaşlar kendi kaderine terk ediliyordu. Bazen günde üç kaza olduğunu biliyorum. Sacın inceltilmesini yapan RM makineleri radyasyon yaydığından ayrı bölümde çalışılması ve özel kıyafet verilmesi gerekirken hiçbir önlem alınmıyordu. Bu bizi çok tedirgin ediyor, yaptığımız birçok girişime rağmen hiçbir çözüm bulunmuyordu. Bizi sendikalaşmaya yönelten nedenlerin başında işçileri adam yerine koymadıklarını anlamamız oldu.”
Köse ikinci nedenin de ücretlerin düşüklüğü ve ücretlerdeki adaletsizlik olduğunu dile getirdi. 2010 yılına 600 liraya çalıştığını ve bir buçuk yıl hiçbir zam almadığını anlatan Köse, “Ama Kore’den getirilen işçiler çok yüksek ücret alıyordu, Türk işçiler arasında da ayrımcılık yaparak az da olsa bazı işçilere daha yüksek ücret veriliyordu. Bu durum da konuşmalarla çözülmediğinden 2010 yılının Ocak ayında Birleşik Metal-İş ile irtibata geçerek örgütlenmeye başladık” diye konuştu.


İKİ YILDIR SÖZLEŞME YAPAMIYORUZ

İnsanca yaşanacak ücret ve çalışma koşulları için sendikalaştıklarını anlatan Ali Rıza Köse, örgütlenme süreciyle birlikte yaşadıklarını şöyle anlattı: “2010 yılının Ocak ayı başında başladığımız örgütlenme çalışmasını bir ayda tamamladık O gün makinelerde çalışan yüz işçinin 96’sı üye olunca çoğunluk için başvuru yaptık. Ama sendikalaşma duyulur duyulmaz baskılarda başladı. Önce çalışmanın başında gördükleri işçileri tek tek çağırarak baskı kurmaya, tehdit etmeye başladılar. Buradan bir sonuç alamayınca ilk önce Şubat ayında benim de içinde yer aldığım 6 işçiyi işten attılar. Bu atılmalar devam ederek yirmi ikiye kadar çıktı. Bu arada fabrika yönetimi önce iş koluna sonra da çoğunluğumuza itiraz ederek uzun süren yargı sürecini başlattı. Fabrikaya noter getiren yönetim işçilerin sendikadan istifa etmesi için baskılar kurmaya başladı. Bu moral bozukluğunun içinde istifa eden işçilerde oldu ama bütün davaları kazanarak önce 2012 Şubatında fabrikaya geri döndük sonra da Nisan ayında yetki davası kazanınca sözleşme yetkimiz geldi. Nisan ayında görüşmeler başladı. Biz sendikaya üye olalı iki yılı geçti ama hâlâ sözleşme yapamadık. Bu nasıl bir iş anlayamıyorum.” (Tekirdağ/EVRENSEL)
 

ÖNCEKİ HABER

Taşeron işçileri süpürüp attılar

SONRAKİ HABER

Meclis’ten eylem programı çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa