17 Mart 2022 01:13
/
Güncelleme: 18 Mart 2022 09:12

Siyaset Bilimci Burak Cop: İstanbul seçiminde seçim kurullarının tavrını gördüler

Siyaset Bilimci Burak Cop: İstanbul seçimi yenilenirken birçok ilçe seçim kurulu başkanı tarafsız görüntü çizen performans ortaya koydular. İktidarın o dönemde umduğunu bulamadığını söyleyebiliriz.

Siyaset Bilimci Burak Cop: İstanbul seçiminde seçim kurullarının tavrını gördüler

Fotoğraf: DHA

Birkan BULUT
Ankara

Cumhur İttifakının seçim yasasını değiştirme teklifinde; en kıdemli hakim yerine birinci sınıf hakimler arasından kurayla bir kişinin seçim kurulu başkanı olarak belirlenmesi, sandık kurulu üyeliğinde başka bir parti üyesini göstermek için olurunun alınması gibi maddeler seçim güvenliği konusunda yeni soru işaretleri yarattı. Siyaset Bilimci Doç Dr. Burak Cop, iktidarın İstanbul seçimlerinin yenilenmesi sürecinde de birçok ilçe seçim kurulu başkanının hukukun gereğini yapan, tarafsız bir görüntü çizen performansını gördüğünü dile getirdi. Cop, o dönemde umduğunu bulamayan iktidarın kura yöntemiyle kendisine yakın hakimlerin göreve gelmesi ihtimalini artırmak istediğini söyledi.

AKP ve MHP’nin seçim yasasını değiştirme teklifi tartışması sürüyor. Siyasi partilerin ittifak oylarından yararlanarak milletvekili çıkarmasının engellenmesi en çok gündeme gelen konu olsa da teklifin seçim ve sandık kurullarına ilişkin getireceği değişiklikler seçim güvenliğini yeniden tartışmaya açtı. Teklifte seçim kurulu başkanlarının en kıdemli hakimler yerine birinci sınıf hakimler arasından kurayla belirlenmesi ve partilerin başka bir parti üyesini “Oluru olmadan” sandık kurulu üyesi göstermesi öngörülüyor.

Tasarıyı gazetemize değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesinden Siyaset Bilimci Doç. Dr. Burak Cop, iktidarın en kıdemli hakimleri kendilerine yakın görmediğini belirterek şöyle diyor: “Meslek hayatlarına AKP’den önce başladıkları için kıdemli hakimlerin çoğu partizan bir aidiyet hissetmeyebilir. Mesleğin sonuna yaklaşmış, belli bir prestij elde etmiş herhangi bir görevlinin iktidar baskılarına teslim olmaması, tecrübesiz bir hakime göre daha kolay. Birinci sınıf hakimler de mesleğe yeni başlamış hakimler değiller ama 2016’dan sonra Fethullahçı iddiasıyla temizlenen kadroların yerine binlerce hakim ve savcı göreve başladı. Bunların arasında birinci sınıf hakim noktasına gelenler varsa kuradan çıkacak hakimin iktidar yanlısı olma ihtimali de artıyor. Ancak her şartta en kıdemli hakimin görevlendirilmesi yerine kura yöntemi iktidara yakın hissetme olasılığını artırıyor. İstanbul seçimi yenilenirken de birçok ilçe seçim kurulu başkanı hukukun gereğini yapan, tarafsız bir görüntü çizen performans ortaya koydular. İktidarın o dönemde umduğunu bulamadığını söyleyebiliriz.”

Burak Cop

Fotoğraf: Kişisel arşiv

SANDIK KURULU ÜYELİĞİNDE ZORLUK ÇIKARILABİLİR

Birçok seçimde ortaya çıkan seçim güvenliği sorunu muhalefet partilerini, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, yurttaş dayanışmalarını bu konuda ortak çalışmalar yapmaya yöneltti. Böylece sandık kuruluna üye bildirme hakkı olan partiler, başka bir parti üyesini veya herhangi bir partiye üye olmayan yurttaşları sandık kurulu üyesi olarak gösteriyor. Teklife göre başka partiye üye olanların olurunun alınması isteniyor.

Bir kişinin üyesi olmadığı partinin adına sandık kurulu üyeliğini kendi rızasıyla yapması gerektiğini belirten Cop, “Fakat o kişi sandık başına zorla götürülemeyeceğine göre kendi iradesiyle bu görevi üstlenmiştir. Kanun teklifinde bir kişiden nasıl olur isteneceğinin ayrıntısı belli değil. Teklif kabul edilirse YSK bu konuda bir açıklama yapabilir. Ancak bu düzenleme uygulamada işi zorlaştıracaktır” ifadelerini kullandı.

Siyasi partilerin seçim günü belli alanlardaki boşlukları birini göndererek çözebildiğini belirten Cop, “Düzenlemedeki olur alma mekanizması burada zorluklara ve bazı sandıklarda boşluklara neden olabilir. Bu maddenin gerekçesine baktığımızda da neden böyle bir değişiklik istendiği anlaşılmıyor. Belirsizlik ve anlaşmazlıkların ortadan kaldırılacağı söyleniyor ama ayrıntısı verilmiyor” dedi.

"TEMEL AMAÇ KARŞI İTTİFAKI BOZMAK"

Seçim Kanunu’nda değişiklik teklifinin en tartışılan konusu artık oylar düzenlemesi oldu. Teklife göre partilerin ittifak oyları değil, seçim bölgelerindeki aldıkları oylar dikkate alınacak. Böylece ittifak oylarından yararlanma imkanı ortadan kalkacak. MHP’nin artık oylardan şikayet etmesinin sebebini, “Sistemin değil oy oranının kurbanı olmak” diye açıklayan Cop, “MHP hiçbir seçim çevresinde AKP’den fazla oy alamıyor. AKP ve MHP oyları arasındaki makas çok büyük. Halbuki CHP ve İyi parti arasında böyle bir fark yoktu.  Dolayısıyla ittifak ortağının ortaya koyduğu katkı ile bir adım öne geçip milletvekili alma imkanından CHP ve İyi Parti matematiksel sebeplerle yararlanabildiler. Fakat AKP-MHP arasında makas büyük olduğu için MHP yararlanamadı” dedi. 

İktidarın temel amacının karşı ittifakı bozmak olduğunu belirten Cop, “DEVA, Gelecek ve Saadet Partisinin adaylarının CHP ve İyi Partiden seçime girmesi gibi güçlü bir ihtimal bulunuyor. Dolayısıyla karşı tarafın ittifakın dağıtılmasıyla açıkta kalacak muhafazakar oyların AKP’ye yönelmesi, en azından sandığa gitmemeleri gibi iktidar açısından bir yan etki de bekleniyor olabilir” dedi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et