18 Mart 2022 00:05

20. TÜÖBİK bugün başlıyor: TÜÖBİK 20 yıldır varsayımlara değil, hayata bakıyor

Bu yıl 20’si düzenlenen Türkiye Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi (TÜÖBİK) bugün başlıyor. TÜÖBİK Düzenleme Kurulu Üyeleri Ekin Bal ve Ömer Faruk Can ile TÜÖBİK'i konuştuk.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hazal GÖÇMEN
Ankara

Bu yıl 20’si düzenlenen Türkiye Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi (TÜÖBİK), 18-19-20 Mart tarihinde ODTÜ Ekonomi Topluluğunun ev sahipliğinde ‘Krizler Dünyasında İktisadın Geleceği’ ana temasıyla gerçekleşecek.

20 yıldır öğrenciler tarafından düzenlenen TÜÖBİK, sadece iktisat öğrencilerine değil, sosyal bilimlerin tüm disiplinlerinde eğitim alan üniversitelilere ‘nefes’ oluyor. Sponsorsuz düzenlenen kongreye çok sayıda farklı üniversiteden üniversite öğrencileri katılıyor. Kongre öncesinde onlarca başlık altında yüzlerce sunuma hazırlanan öğrenciler, kongrede sunumlarını gerçekleştiriyor ve sunum çerçevesinde tartışma yürütüyor.

Kongre öncesi düzenleme kurulu üyelerinden ODTÜ İktisat 2. Sınıf  Öğrencisi Ömer Faruk Can ve İktisat 4. Sınıf Öğrencisi Ekin Bal ile TÜÖBİK’i konuştuk.

 

TÜÖBİK 20 yıl önce yola çıktı. Bugün siz 20. TÜÖBİK’in düzenleme kurulundasınız. 20 yaşındaki TÜÖBİK’i nasıl anlatırsınız?

Ekin Bal: 2002 yılında “Varsayalım ki öğrenciler bir iktisat kongresi yapıyor” mottosuyla yola çıkılan TÜÖBİK’in en temel gayesi, iktisat bilimine “bütüncül” bir bakış getirmek. Ana akım iktisadın aslında varsayımlar sanatı olduğu söylenebilir. İktisada giriş dersinde iktisadın tanımını “İnsanın sınırsız ihtiyaçlarını kıt olan kaynaklarla karşılamak" olarak öğreniriz. Öğrendiğimiz ilk tanımda ilk varsayımımızla karşılaşıyoruz; insan ihtiyaçlarının sınırsız olduğu. Daha sonra varsayımları sıralamaya başlıyoruz. ‘Piyasanın tam istihdamda olduğu’, ‘Piyasada tam rekabet koşullarının geçerli olduğu’, ‘Homoeconomicus birey’… İşte tam da varsayımlara boğulmuş, gerçeklikle bağı zayıf, emeği ‘piyasa’ olarak gören, sermaye piyasasına hapsolmuş, diğer disiplinlerle bağı koparılmış bir iktisat öğretisi. ‘İktisat biliminin hayatta ne anlam ifade ettiğinin anlaşılmadığı, rakamlara hapsolmuş bir eğitime hayır’ sesinin karşılığı olarak TÜÖBİK 20 senedir ses veriyor. Asıl itirazımız bu yaklaşımlara.

Ömer Faruk Can: Bu kongre gerçekleri yadsımadan sosyal bilimler öğrencilerinin tartışma alanı. Bizler biliyoruz ki iktisat bilimi üniversite derslerinden ibaret değil. Öncelikle tarihi bir derinliğe sahip. Her bir teorinin veya modelin ortaya çıktığı kendine has şartları var. Bu arka plan bilinmeden iktisat teorileri eksik kalıyor. İktisat bir sosyal bilim ve diğer sosyal bilimler ile iç içe. Bu sebeple iktisadın konuşulduğu bir yerde esasında “insan” ele alınıyor. Bu durum da iktisat biliminin birkaç varsayıma ve modele sıkıştırılamayacağını bize gösteriyor. Her ne kadar iktisatçılar “varsayarak” işe başlasa da, mottomuzda da dediğimiz gibi, biz gerçeklerin peşinde olmayı tercih ediyoruz.

"KONGRE YAN YANA GELME OLANAĞI SUNUYOR"

Tam da bu sebeplerle 20 yıldır bağımsız bir sosyal bilimler kongresi düzenleniyor…

E.B: Şu an TÜÖBİK benzeri bir etkinlik görmek oldukça zor. Genellikle öğrencilerin “Daha çok sertifika al, daha çok dil öğren, daha çok sıra arkadaşının önüne geç” telkinleri aldığı kariyer etkinlikleri düzenleniyor. Ayrıca birkaç “işi bilenin” konuşma yaptığı, öğrencilerin yalnızca dinleyici olduğu bir durum karşımıza çıkıyor. TÜÖBİK’in farkı öğrencilerin bizzat tartışması. Bu sene kongreye en çok “İşsizlik ve Geleceksizlik Kıskacında Gençlik” başlığında sunum gelmesi bu yönden anlamlı. Üniversite öğrencileri hem kendi içinde bulundukları ekonomik durumu hem de Türkiye’nin ve dünyanın ekonomik durumunu tartışmak için bir imkan tanıyor. Öğrencilere daha lisans seviyesindeyken ilgilendiği bir konu hakkında akademik bir üretim yapma imkanı sunuyor. Akademik yazım sürecini takip ederek istediğimiz konuda makale yazıyoruz ve bulgularımızı arkadaşlarımıza sunuyoruz. Bu süreci lisansta tecrübe etmenin katkısı paha biçilemez. Akademik üretim sürecinin deneyimlenmesinin yanında kongrede bizzat fikirlerimizi sunuyoruz ve karşı fikirlere karşı savunuyoruz. Böylesi tartışma atmosferinin yaratılması kongremiz için çok değerli. Biliyoruz ki bir konuya ilgi duymak, onun üzerinde düşünüp fikir üretmek, sistematik bir şekilde yazmak ve başkalarına sunmak her üniversite öğrencisinin öğrenmesi gereken temel bir yetenektir. TÜÖBİK bu ihtiyacı karşılamak için harika bir fırsat olabilir. Ayrıca öğrencilerin bir araya gelebildiği alanlar bu kadar daraltılmışken 20 senedir akademik bir üretim yaparak yan yana gelme olanağı sunan kongremiz, bu açıdan da önemli.

"ÖĞRENCİLER KENDİNİ İFADE EDECEK ALANLAR BULMAKTA ZORLANIYOR"

Ö.F.C: İktisat bilimi Adam Smith’ten bu yana çok değişti, gelişti ve gelişmeye de devam ediyor çünkü tarih akıyor, insanlık her daim değişim içinde. İktisat bilimi de sorular ve yanıtlar üretmeye çalışıyor. Bu değişim bizim kongrelerimizde işlediğimiz başlıklara dahi yansıyor. Böylesine canlı bir iktisat literatürü, bizlere üzerinde düşünülecek pek çok konu veriyor. İktisadın güncelle bu kadar iç içe olması hatta bizzat güncelin kendisi olması iktisada ilgi duyan herkesi motive ediyor. Her sene kongremize gelen yüksek katılım bunun bir göstergesi. Bugün üniversite öğrencileri kendini ifade edecek alanlar bulmakta zorlanıyor. Öğrenci topluluklarının etkinlikleri engelleniyor, “pandemi” bahanesiyle topluluklar iş yapamaz hale getirilmeye çalışılıyor. Bu sebeple 20 senedir bu kongreyi sürdürmekteki amacımız daralan tüm alanlara rağmen tabiri caizse öğrencilere bir nefes aldırmak, bir araya gelebildiğimiz alanları artırmayı sağlamak.

"SPONSOR YOK, BAĞIMSIZ BİR KONGRE VAR"

Öğrenciler tarafından bir kongre düzenlemenin çeşitli zorlukları olsa gerek, nasıl zorluklarla karşılaştınız?

Ö.F.C: Kongre baştan sona öğrenciler tarafından organize edilip icra ediliyor. Her aşamasını üniversite öğrencilerinden oluşan düzenleme kurulu planlıyor ve yönetiyor. Kongreye sponsor almıyoruz. İsminden de anlaşılacağı üzere kongrenin her konuda “bağımsız” olması çok önemli. İhtiyaçlar kongre katılımcılarından alınan gerçekten cüzi bir katılım ücreti ve toplanan bağışlarla karşılanıyor. Tabii ki kâr amacı gütmüyoruz. Zaten en başından beri vurguladığımız üzere kongremiz esasında günceli akademiyle birleştirmeyi hedefleyen bir faaliyet.

"PANDEMİ BAHANESİ SÜREKLİ ÖNÜMÜZE SÜRÜLDÜ"

E.B: Üniversitenin bürokratik karmaşası bizi epey uğraştırdı, “pandemi” bahanesi sürekli önümüze çıktı. Sürekli izin almak için dilekçe yazmakla ve bunların takibi ile uğraştık. Kongremize kitap standı açmak için davet ettiğimiz yayınevlerinden ücret dahi talep edildi. Ne üniversitemizin resmi bir topluluğu olarak Ekonomi Topluluğunun ne kongre ne de gelen yayınevlerinin kâr gibi bir amacı olmamasına rağmen bütçemizin çok üstünde bir kira bedeli istenmesi bizim açımızdan kabul edilemezdi. Ancak kongrenin düzenlemesinin hiçbir aşamasında geri adım atmadık ve geri adım atmadığımız için bu kongreyi bugün düzenleyebiliyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye'de 21 bin 354 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıktı, 101 kişi hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

AKP, zeytini enerjiye feda ediyor: "Ölmez ağacı öldürmek istiyorlar" | Çepeçevre Yaşam

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa