21 Mart 2022 12:25

Diyarbakır'da 11 kadının tutuklanmasına KESK'ten tepki: Bizi yıldıramayacak

Diyarbakır'da 11 kadının tutuklanmasına tepki gösteren SES Genel Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli, tek yolun sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçtiğini söyledi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve KESK’e bağlı sendikalar, 16 Mart’ta Diyarbakır’da yapılan ev baskınlarında aralarında sendika üyelerinin de bulunduğu 11 kişinin tutuklanmasına ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan SES Genel Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli, “Tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, bu hukuksuz uygulamayı gerçekleştirenler hakkında soruşturma açılmalıdır. Kadınların mücadelesini kriminalize etmeye yönelik gözaltılar, tutuklamalar, baskılar kadınları yıldıramayacak, korkutamayacaktır” dedi.

KESK Genel Merkezi'nde yapılan açıklamada konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli, AKP iktidarının yönetememe halini perdelemek amacıyla demokratik kurumları hedef göstererek ve toplumu kutuplaştırarak demokrasiden ve eşitlikten yana olan bütün sesleri ve özellikle ona biat etmeyen, karşı çıkan kadınları susturmaya çalıştığını söyledi. Kadınların hemen her etkinliğini engelleyenlerin, kadın mücadelesi karşısında büyük korkuya kapıldığını ifade eden Adıbelli, "Buna mücadele kararlılığını tehlike olarak gören siyasal iktidar 16 Mart'ta çok bilindik ve hiç yabancısı olmadığımız bir yöntemle. Diyarbakır'da KESK işkollarından SES Diyarbakır Şube Kadın Sekreteri Fatma Yıldazhan, Tüm Bel-Sen Şube Yöneticisi Nihal Yanık, Eğitim Sen 1 No'lu şube yöneticileri Hatice Efe ve Emine Akşahin, BTS eski MYK üyesi Bahar Karakaş Uluğ’un da aralarında bulunduğu 24 kadın gözaltına almıştır. 4 gün gözaltı süresinden sonra ifadelerine başvurulmuş, SES Diyarbakır Şube Kadın Sekreteri Fatma Yıldızhan ve BTS eski MYK Üyesi Bahar Karakaş Uluğ’un da aralarında bulunduğu 11 kadın tutuklanmıştır" dedi.

"Kadınlar her gün erkek ve devlet şiddetine maruz kalırken, şiddet tehdidi altında yaşamlarını sürdürürken, siyasal iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, yaşananlara karşı mücadele yürüten kadınlara yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalarla şiddeti kalıcı hale getirmekte, kadına yönelik şiddeti cesaretlendirmektedir” diyen Adıbelli, iktidarın tekçi, gerici ve cinsiyetçi politikalarına karşı gelen, kabul etmeyen, muhalif olan ve bunun için alanlara çıkan kadınlara yönelik baskı şiddet gözaltı ve tutuklamayı rutin hale getirdiğini ifade etti. Her gün en az 3 kadının katledildiğine dikkat çeken Adıbelli, "Bu ülkede nedense katiller cezasızlık politikasıyla adeta ödüllendiriliyor, bu katliamlara dikkat çeken kadınlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Gözaltı ve tutuklama zamanlamasının Newroz ve 1 Mayıs öncesine denk gelmesi tesadüf değildir. Son yıllarda belli günler öncesinde kitlesel gözaltılar ve tutuklamalar rutin hale getirilmiştir. Böylelikle kadınlar üzerinden tüm topluma gözdağı verilmek, sindirilmek, yapılacak eylem ve etkinliklere katılımı en aza indirmek hedeflenmektedir. İktidar gözaltı ve tutuklamalar yoluyla muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedeflediğinden bu politikayı özellikle ve sistematik olarak uygulamaktadır. Ortada sayısız mahkeme ve AİHM kararı olmasına karşın ısrarla en temel sendikal hak ve özgürlükleri yok sayanlar, anayasal hakları olan toplantı, gösteri ve ifade özgürlüğü hakkını kullanmak isteyenleri tutuklayarak ‘sendikal faaliyeti engelleme’ ve ‘görevi kötüye kullanma suçu’ işlemektedir" diye konuştu.

"TUTUKLANAN ARKADAŞLARIMIZ SERBEST BIRAKILSIN"

Temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran, anayasayı hiçe sayan uygulamalara son verilmesi gerektiğini ifade eden Adıbelli, şunları söyledi:

“Basın açıklamalarına, mitinglere katılım, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki paylaşımlar ve benzeri demokratik eylem ve etkinlikler anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükler kapsamındadır. Bu nedenle değil tutuklama gözaltına alınma, soruşturma açılması dahi anayasa ihlalidir. Tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, bu hukuksuz uygulamayı gerçekleştirenler hakkında soruşturma açılmalıdır. Biz kadınlar eril zihniyetin üzerimizde kurmak istediği sistematik tahakkümü kırmanın tek yolunun sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmekte olduğunu biliyoruz. Bu mücadeleyi yürütürken karşımıza her türden engellemeler çıkacağının da farkındayız. Hakkımız olanı evde işte, sokakta, kısacası yaşam alanımızın her yerinde mücadeleyi büyüterek kazanacağımızın bilincindeyiz. Kadınların mücadelesini kriminalize etmeye yönelik gözaltılar, tutuklamalar, baskılar kadınları yıldıramayacak, korkutamayacaktır.” (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Aleyna Çakır davasında Ümitcan Uygun'a verilen cezanın gerekçesi açıklandı

SONRAKİ HABER

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 301. kez rektörlük binasına sırt döndü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa