22 Mart 2022 21:05

"Türkiye yaşlanmaya hazır değil"

Türkiye’nin hızla çok yaşlı nüfus aşamasına geçtiğini belirten Ege Geriatri Derneği Genel Sekreteri Psikolog Mevlüt Ülgen, sağlıklı ve başarılı yaşlanmayı destekleyen politikaların olmadığını söyledi.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Ramis SAĞLAM
İzmir 

Dünyada ve Türkiye’de yaşlı nüfus hızla artıyor. BM verilerine göre dünyada 1950 yılında yaklaşık yüzde 5 olan yaşlı nüfus oranı yaklaşık iki kat artış göstererek 2021 yılında yüzde 9.8’e yükseldi. 

Her yıl 18-24 Mart tarihleri arasında düzenlenen Yaşlılara Saygı Haftası’nda, yaşlılık ve yaşlı sağlığı konularında farkındalık oluşturmak amacıyla çeşitli etkinlikler yapılacak. Hafta nedeniyle Ege Geriatri Derneği Genel Sekreteri Psikolog Mevlüt Ülgen ile yaşlanan nüfusun demografik sorunlarını konuştuk.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) mart ayında açıkladığı “2021 yılı istatistiklerle yaşlılar” başlıklı raporuna göre Türkiye’de yaşlı nüfus oranı son beş yılda yüzde 22.5 artarken, 1990 yılında yüzde 4.3’e, 2010 yılında yüzde 7.2’ye, 2020 yılında ise yüzde 9.5’e, 2021 yılında bu rakamlar yüzde 9.7’ye ulaştı.

TÜİK’in raporunu değerlendiren Psikolog Ülgen, nüfus projeksiyonlarına göre, Türkiye’de yaşlıların toplam nüfusa oranının 2025 yılında yüzde 11.0, 2030 yılında yüzde 12.9 olacağının öngörüldüğünü ifade etti.

Türkiye’nin hızla çok yaşlı nüfus aşamasına geçtiğinin altını çizen Ülgen, “Birleşmiş Milletler (BM) tanımına göre bir ülkedeki yaşlı nüfusun (65+) toplam nüfus içindeki oranının yüzde 8 ile yüzde 10 arasında olması o ülke nüfusunun ‘yaşlı’, yüzde 10’un üzerinde olması ise ‘çok yaşlı’ nüfus olarak değerlendirilmektedir. Türkiye 2021 yılında yüzde 9.7’lik nüfus oranıyla henüz yaşlı nüfus aşamasında olmamasına karşın bir-iki yıl içinde çok yaşlı nüfus aşamasına geçecektir” dedi.   

‘SAĞLIKLI VE BAŞARILI YAŞLANMA DESTEKLENMİYOR’       

Türkiye’nin bu demografik değişime henüz hazır olmadığını belirten Ülgen, Türkiye’de yaşlı nüfus hızla artmasına karşın, yaşlılara ilişkin hak temelli örgütlenmiş, sağlıklı ve başarılı yaşlanmayı destekleyen, yaşlı bireylerin toplumsal refah ve esenliğine odaklanan, yaşlı bireyin bağımsızlığını ve sosyal katılımını destekleyen politikaların hükümetler ve yerel yönetimler düzeyinde henüz oluşturulmadığını ve buna ilişkin farkındalığın henüz yeterli düzeyde olmadığını söyledi. 

Toplum ve ülkeyi yönetenlerin değişen sosyoekonomik ve demografik yapının farkında olmadığını ifade eden Ülgen, “Yaşlı bireylere yönelik hizmet ve politikaların belirlenmesinde değişen sosyoekonomik ve demografik yapı göz önüne alınmadan yürütülen politikalar yaşlı bireylerin toplumsal refah ve esenliğini olumsuz etkilemekte, toplumsal katılım ve yaşam kalitesini düşürmekte, yaşlı bağımlılık oranını artırmaktadır” diye konuştu.  

‘YAŞLI BAKIMI GELENEKLERE DAYANDIRILIYOR’  

Türkiye’nin yaşlı bireylerin bakım ve diğer sosyoekonomik gereksinmelerini karşılamak için hak temelli örgütlenmiş sosyal koruma sistemi yerine, gelenek ve kültürel yapıya dayandırarak aileye bırakılması, aile içinde de kadına yüklenmesi önemli sorunlardan biri.

Yaşlılarla yapılan çalışmalarda yaşlıların evinde ve alışık olduğu toplumsal çevrede yaşamak istekleri ön plana çıkıyor. Yaşlıların bu taleplerinin karşılanması ve refahının korunması için yaşlıların yerinde yaşlanma taleplerine karşılık gelecek sosyal çevrelerin, hizmetlerin ve politikaların oluşturulması ve yürütülmesi gerektiğini dile getiren Ülgen, bu çerçevede evde sağlık, evde bakım, rehabilitasyon gibi destekleyici sağlık, bakım sistemleri ile evrensel tasarıma uygun erişilebilir ve güvenli yaşam alanlarının önem kazandığını söyledi.   

‘KAMUYA AİT BAKIMEVLERİ YETERSİZ’

Kurumsal bakım gereksinimi olan yaşlılar için kurumsal bakımevi ve merkezlerinin yetersiz, olduğunu, var olanların da yaşlıların taleplerini ve gereksinimlerini karşılamaktan uzak olduğunu söyleyen Ülgen, “Çok az sayıda iyi örnek dışında yaşlıları yaşadığı çevreden, toplumsal yaşamdan soyutlayan, konfor ve mimari olarak yaşlıyı izole eden bir yapıya sahiptir. Kamuya ait yaşlı dinlenme evleri, yaşlı bakım merkezleri çok yetersiz kalmakta, yaşlı bireyler yıllara varan sıraya girmektedir. Özel yaşlı bakım merkezi ve dinleme evlerine maliyetlerin yüksekliği nedeniyle orta ve düşük gelir grubu yaşlılar erişememektedir.

Yaşlı bakım ve profesyonel bakıcı sorunu da büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu. Hak temelli örgütlenmiş sosyal koruma ve güvenlik sistemlerinin büyük önem taşıdığını söyleyen Ülgen, “Değişen sosyoekonomik ve demografik yapıya uygun sosyal politikaların yerel ve merkezi düzeyde hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

ÖNCEKİ HABER

AYM, HDP'li Güzel'in başvurusunu reddetti

SONRAKİ HABER

350 akademisyen ortak açıklamayla Boğaziçi Üniversitesine dekan atanmasına tepki gösterdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa