Newroz ateşiyle birleşen sergi: Simurg
Rosa Kadın Derneği, ressam Hatice Kapusuz’un “Simurg” sergisini Newroz haftasında tarihi Deva Hamamı’nda Diyarbakırlılarla buluşturdu.
Fotoğraf: Dilan Temiz/Evrensel
Dilan TEMİZ
Diyarbakır
Rosa Kadın Derneği, Ressam Hatice Kapusuz’un “Simurg” sergisini Newroz haftasında Diyarbakırlılarla buluşturdu. Tarihi Deva Hamamı’nda açılan sergi “Küllerimizden yeniden doğuyoruz” şiarıyla düzenlendi. Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, “Simurg sergisinin anlam açısından Newroz ile çok örtüştüğünü düşündük. Newroz yeniden doğuşla örtüştüğü için sergiyi Newroz’da yapmamız çok anlamlı oldu” dedi.
Ressam Hatice Kapusuz, serginin hikayesini ve içeriğini şu sözlerle anlattı:
“Ursula Lu Guin de ‘Kadınlar defalarca kendilerini doğurur’ diyor. Simurg da doğası gereği küllerinden yeniden doğan bir masal kuşu olarak kadının kendini yeniden var eden yapısına çok uyuyordu. Bir yandan da biz kadınlar olarak toplumda yaşarken kendimizi yoktan var ediyoruz bize hiçbir şey hazır tepside sunulmuyor. Kendimizi o olanaksızlıklar içinde zorluklar, şiddet içinde yeniden kurmamız gerekiyor ve bu kurma süreci inanılmaz bir mücadele, bazen düşüyoruz, bazen yolda kalıyoruz, bazen yollarımız bitiyor ama kadın olmak her seferinde hayatta kalmanın bir yolunu bulmak demek, kendini yeniden doğurmak demek. Böylelikle Simurg ve mücadele eden kadınların hikayesi zihnimde birleşti.”
KADIN OLMA HALİ VE NEWROZ
Sergide 30 Simurg çiziminin olduğunu belirten Kapusuz şunları söyledi:
“30 Simurg aslında Kafdağı’na Simurg’u bulmaya giden 30 kuşu simgeliyor. Tüm kuşlar Simurg’u bulmaya gider, çeşitli vadileri geçerler ama sadece 30 tanesi Kafdağı’na ulaşır ve oraya ulaştıklarında görürler ki aslında Simurg 30 kuş demektir. Yedi vadiyi aşan 30 kuştur Simurg’un kendisi. O yüzden sergide 30 tane kuş var. İlk başta ateşlerin içinde bir kuş var o biraz cadı diye yakılan kadınları simgeliyor, hâlâ mirasını taşıdığımız kadınlar. Önce alevleri ve alevlerden çıkışı temsil eden Simurglar çizdim. Sonra arada bir ateş ve suyun yan yana olduğu bir Simurg var. Ardından yağmur ve suyu temsil eden Simurglar çizdim. Sonrasında da yağmurun ardından gökkuşağı renklerini taşıyan Simurgları çizdim. Gökkuşağının ardından yeşillenme çizdim, çiçeklenme tekrar hayata dönme, filizlenmeyi temsil eden Simurgları çizdim. Tam da Newroz’un ortasında, Newroz ateşi ile birleşebileceği aklımıza geldi. O yüzden hem kadın olma hali hem Newroz ateşini bir araya getirmiş olduk.”