EMEP Genel Başkanı Akdeniz: Sosyal demokrat partiler mültecilere ayrımcılığı bırakıp çözüme odaklanmalı
Hatay Belediye Başkanı'nın mültecilere dair açıklamalarını değerlendiren Akdeniz; sosyal demokrat partilerden belediye başkanlarının mültecileri kapsayan çözümlere odaklanmaları gerektiğini belirtti.
Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel
Emep Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Artı Tv'de Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın mültecilere yönelik söylemlerini değerlendirdi. Dışlayıcı üslubun nefreti körükleyeceğine dikkat çeken Akdeniz, sosyal demokrat partilerin de mültecilere yönelik ayrımcı söylemlerle oy devşirme gayretini bırakıp konuya çözüm odaklı yaklaşılması gerektiğini belirtti.
Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, geçtiğimiz günlerde "kangren" diye tabir ettiği mülteci sorununa dair açıklamalarda bulunmuş, kentteki mülteci nüfusunun artışına dair veriler paylaşıp "Hatay elden gidiyor" gibi ayrımcı ifadeler kullanmıştı. Savaş'a söylemlerinden dolayı soruşturma açılmıştı.
Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Artı TV'de Kemal Göktaş'ın sunduğu Medya Kritik programında Lütfü Savaş'ın açıklamalarını değerlendirdi. Öncelikle Savaş hakkında Valilik tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu hatırlatan Akdeniz, "Devlet makamından, seçilmiş bir belediye başkanına suç duyurusu olunca konuşmak biraz daha zor oluyor. Bu suç duyurularıyla bu süreç ilerletilemez, daha demoktratik bir tartışma ortamı gerekiyor" dedi.
"TÜRKİYE'DE SOSYAL DEMOKRAT PARTİLER OY DEVŞİRME GAYRETİNDE"
Türkiye'de bir dönemdir sosyal demokrasinin, Avrupa sağcılarının söylemleri gibi mülteci karşıtı söylemelere sürüklendiğini söyleyen Akdeniz "Millet ittifakı içerisinde de İYİ Parti bu işin amiral gemisi ve CHP'yi sürüklüyor. Avrupa'da göçmenler, mülteciler, orada yaşayan Türkler, Kürtler ya da başka toplumlardan insanlar seçimde sosyal demokratlara oy verirler. Yani ordaki ülkücü insanlar, muhafazakar, mütedeyyin insanlar dahi oradaki sol sosyal demokrat partilere oy verirler çünkü sosyal demokrat veya sol-sosyalist partiler mültecileri savunur. Türkiye'ye baktığımız zaman, sosyal demokrat partiler ısrarla mülteci karşıtı söylemleri kullanarak buradan bir siyasal oy devşirme gayretindeler. Bu çok ciddi bir paradoks. Türkiye'de sosyal demokrasi adına kaygılanan bir siyasi akıl varsa şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım" diye konuştu.
"DIŞLAYICI ÜSLUP NEFRETİ VE ŞİDDETİ KÖRÜKLER"
Türkiye'de şu ana kadar doğan Suriyeli çocukların sayısının 1 milyona yaklaştığını ifade eden Akdeniz "Bu sosyolojik bir gerçeklik ve giderek artacak. Fakat bu gerçeklik karşısında nasıl bir çözüm üreteceksiniz? Çözüm üretmeden, çözüm odaklı konuşmadan sadece çelişkileri ortaya koyarak dışlayıcı bir üslup kullanırsanız bu maalesef nefret ve şiddeti körükler. Bu sosyolojik mevzunun bir nefret söylemiyle dile gelmesi çocuklara sirayet ediyor. Dolayısıyla önümüzdeki 5-10 yıl biz çözüm odaklı tartışmazsak gerçekten toplumsal fay hatları kırılacak ve çocuklar birbirini vurmaya başlayacak. Bu dilden uzak durmamız lazım." diye konuştu.
AYRIMCILIK YERİNE ÇÖZÜME ODAKLANMA ÖNERİSİ: HEMŞEHRİLİK HUKUKUNA GÖRE BÜTÇE TALEP ETMELİLER
Akdeniz, sosyal demokrat partilerin belediye başkanlarına mültecilere çözüm odaklı yaklaşmaları önerisinde bulunduğunu anlattı: "Ben şunu öneririm Lütfü Bey'e; Tanju Bey'e de (Özcan) onu önerdim; bütün o sert radikal, Avrupa'nın faşist partileriyle yarışan söylemlerine rağmen... Neden şunu tartışmıyorsunuz? Türkiye'de belediyelere verilen bütçe Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısına göre veriliyor ama bazı bölgelerde yüzde otuz civarı mülteci nüfus var. Bu verilen bütçe bunu kaldırmıyor. O zaman o ilde veya ilçedeki mültecileri de katarak bütçe talep edilmeli. Vatandaş kriterini kaldıracaksınız. O çevrede yaşayan bütün insanlar için hemşehrilik hukukuna göre bir bütçe düzenlemesini neden talep etmiyorsunuz diyorum. Gerçekten çözüm odaklı gidildiğinde bu sorunlar çözülebilir" dedi.
"SAVAŞ İKİ TARAFLI BİR MADURİYET YARATTI"
Savaş bitse de Türkiye'de doğan Suriyeli çocukarın ülkelerine geri dönmeyeceklerini dile getiren Akdeniz "Erdoğan çok akıllı bir siyaset sürdürüyor. Türkiye'nin ve kendi siyasetinin, AKP'nin 10 yılını düşünerek hareket ediyor. Türkiye'de doğan, bu gün 10 yaşında olan çocuklar 10 yıl sonra 20 yaşında olacak. Sosyolojik bir gerçeklik var bu dünyada. Bir savaş bitse de, tamamen barış sağlansa da başka ülkelerde doğan çocuklar dönmüyorlar. Bu çocuklar da dönmeyecek. Suriyeli ailelerle konuşuyorum 'Savaş bitse biz dönsek çocuklarımız dönmeyecek, parçalanacak ailelerimiz bundan korkuyoruz' diyorlar. Bu 10 yıllık göçün ve Suriye Savaşının etkileri iki taraflı bir maduriyet yarattı. Hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yoksul halk, ekonomik olarak da siyasi olarak da mağdur oldu hem de göçmenler, mülteciler de mağdur oldu. Buna iki anahtarlı bir sorun ve iki anahtarlık bir çözüm olarak bakmak lazım. Sadece mülteci sevicilik yaparak yerli vatandaşı dışlamak ya da milli kaygılarla yerli vatandaşları savunup mültecileri dışlamak da doğru olmaz" değerlendirmesinde bulundu.
"EŞİT YURTTAŞLIK HAZIRLIĞI YAPILMALI"
Sadece 2023 seçimlerine yönelik siyaset üretemeyeceklerine de değinen Akdeniz "Türkiye'de doğmuş olan 1 milyon çocuk geri dönmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacaklar. Bunlar 2020-30'a geldiğimizde sayıları daha da artacak. Bu dille mi kazanacaksınız seçimleri? Londra Belediye Başkanı Pakistan kökenli Sadık Kağan. Yeni Honafer'de ilk defa bir Türk belediye başkanı seçildi. Yani bunlar burada da olacak. Şimdi olmaycak belki ama 3 yıl 5 yıl sonra olacak. Toplumun buna hazırlıklı olması lazım. Bu hazırlığı da siyaset kurumunun en çok da sosyal demokratların yapması gerekiyor. Bu insanlar için artık eşit yurttaşlık hazırlığının yapılması gerekir ve siyasetin öznesi olarak şunu düşünmek gerekir; siz artık Türkiye'de siyaseti 82 milyon için üretmeyeceksiniz. 86 milyon için üreteceksiniz. Erdoğan veya AKP bu tür söylemleri kullandığında Suriyelilere ilişkin oy kaybediyor algısı tek taraflı bir değerlendirme olur. Dolayısıyla doğru olmaz çünkü teba toplumu, islami toplum yaratma kaygısının karşılığında hâlâ ülke içerisinde Suriyelinin de yerlinin de oyunu alabilecek bir pozisyonda duruyor. Muhalefetin bu malzemeyi vermemesi lazım" dedi.
NE OLMUŞTU?
Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, geçtiğimiz günlerde kentteki mültecilerin nüfusunun arttığına dair veriler paylaşarak "Hatay elden gidiyor" gibi ayrımcı ifadeler kullanmıştı. Savaş, "Hatay’ın nüfusu 1 milyon 670 bin. Resmi verilere göre 500 bin civarında Suriyeli var. Ama gayri resmi sayı 800 binin üzerinde. Yaklaşık her 2 kişiden biri Suriyeli. Hatay’daki doğumların yüzde 75’ini Suriyeli kadınlar yapıyor. Yeni doğan her dört çocuktan üçü Suriyeli. Savaş psikolojisi hormonları bozmuş. 11 ayda doğum yapan, altı yılda altı çocuk yapan Suriyeli kadınlar var. Çoğunun üç-dört eşi var ve hepsi de çok çocuk yapıyor. Demografik yapı bizim aleyhimize gelişiyor. 12 yıl sonra belediye başkanının Suriyeli olması hiçbirimizin hoşuna gitmez" ifadelerini kullanmıştı
Hatay Valiliği ise Lütfü Savaş hakkında bu ifadeleri nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştu.
(HABER MERKEZİ)