Lombardiya’dan Ukrayna’ya kemanın tınısı
"Motele’nin savaştığı partizan birliği 1944 yılında Nazi güçlerinin yoğun ateşine maruz kalır ve 14 yaşındaki Motele Schlein Yahudi partizanlarla birlikte öldürülür ama kemanı yaralı kurtulur."
2. Dünya Savaşı sırasında bombalanan Kiev | Fotoğraf: Wikimedia Commons
Günümüzde kullanılan kemanın ilk örneği XVI. yüzyılda Andrea Amati tarafından yapılmıştır. Andrea Amati İtalya’nın Lombardiya Bölgesinde yer alan Cremona adlı küçük bir şehirde doğmuştur. Amati Cremona’da keman yapım okulunu kurarak bir geleneğin de başlangıcını oluşturmuştur. Amati’nin zanaatı ardıllarına ön açmış ve XVII. yüzyıla gelindiğinde Giuseppe Guarneri ve Antonio Stradivari’nin yaptığı kemanların birer sanat eserine dönüşmesine öncülük yapmıştır.
İnsan sesine en yakın enstrümanlardan birinin keman olduğu söylenir. Bu iddiayı test etmek için Ulusal Tayvan Üniversitesinde gerçekleştirilen bir araştırmada yapımcıları arasında Amati ve Stradivari’nin de olduğu 15 keman incelenmiştir. Araştırmanın sonucunda bu kemanların ilk yapılış amaçlarının solo bir enstrüman olmaktan çok insanların söylediği şarkılara, ettikleri danslara eşlik etmesi için üretildiği ve bu nedenle de üretilen ilk kemanların insan sesini taklit etmek için üretilmiş olabileceği ifade edilmiştir.
Antonio Stradivari’nin yaşamı boyunca yaklaşık bin yüz yaylı enstrüman yaptığı ve günümüze bu enstrümanlardan beş yüz on ikisinin ulaştığı bilinmektedir. Günümüze ulaşan bu enstrümanlardan biri de Stradivari’nin altın çağında yaptığı 1714 yapımı Soil Stradivariustur. Bu keman 1950-1986 yılları arasında dünyanın en iyi keman virtüözlerinden biri kabul edilen Yehudi Menuhin tarafından çalınmıştır. Belarus göçmeni bir Yahudi olan Menuhin kemanını 1986 yılında İsrailli bir başka Yahudi keman virtüözüne, Itzhak Perlman’a devretmiştir.
Itzhak Perlman kendisiyle yapılan bir söyleşi sırasında “Dünyanın en iyi keman virtüözleri neden Yahudi’dir, biliyor musun?" diye sorar karşısındakine. Cevap alamayınca da cevabını kendisi verir: "Çünkü kaçmak gerektiğinde en kolay taşınabilen enstrüman kemandır” der.
Evet, kemanın anavatanı Lombardiya olsa da birçok keman virtüözü Yahudiler arasından çıkmıştır. Ancak burada Çingene keman virtüözlerinin adını anmazsam haksızlık etmiş olurum. Göçebeliği rüzgârdan öğrenmiş Çingeneler de elbet göç yollarında kuyruklu piyano çalmamıştır. Yüreklerinin en yakınına dayadıkları kemanlarının tınısı ile rüzgâra eşlik etmişlerdir. Adları Yahudi keman virtüözleri kadar anılmasa da en az onlar kadar yürek işçisidir Çingene keman virtüözleri…
Yahudiler ve Çingeneler XX. yüzyıla ortak yazgılanmıştır. Göçler, sürgünler, toplama kampları, aynı dumana ve aynı toprağa karışmış bedenler. Ve yaşanan tüm bu acıların tanığı kemanlar.
İşte bu tanık kemanlardan biri Motele Schlein’a aittir. Motele 1930 yılında Belarus’un doğusunda yer alan Karmanovka kasabasında doğmuş bir Yahudi’dir. 22 Haziran 1941 tarihinde Nazi Ordularının Sovyetler Birliğini işgal amacıyla Barbarossa Harekatını başlattığında henüz 11 yaşındadır. Nazi orduları hızlıca Belarus’u ve Ukrayna’yı işgal ederken Karmanovka bundan muaf değildir. Motele’nin tüm ailesi Auschwitz’e gönderilirken, Motele kemanı ile evin çatısına saklanarak kurtulur.
Günlerce kemanı ile birlikte ormanda saklanır, ta ki partizanlar onu bularak himayesine alana kadar. Sonrasında Motele ve kemanının partizanlık dönemi başlar. Motele’ye ve kemanına Ukrayna’nın kuzeyinde yer alan Ovruch kasabasında gözcülük görevi verilir. Kemanını da belirtiyorum çünkü Motele’nin gözcülük yaparken dikkat çekmemek için keman çalarak dilenmesi planlanmıştır. Motele planlı uygulamaya koyar, ancak işler planladığı gibi gitmez. Çünkü Motele çok iyi keman çalıyordur ve Almanların dikkatini çeker.
Böylece Naziler, Motele’nin Alman askerlerinin gittikleri bir lokalde keman çalmasını ister. Bu durum partizanlar için bulunmaz fırsattır. Motele her akşam boş keman kutusu ile lokalden çıkar, her sabah dinamit lokumu dolu keman kutusu ile lokale yeniden girer. Haftalar içerisinde yaklaşık 18 kilogram dinamit lokumunu lokale sokmayı başarır Motele ve lokalin temeline partizanlardan öğrendiği şekilde yerleştirir. Lokali havaya uçurmak için uygun zamanı bekleyen Motele bu fırsatı bir SS Tümeni’nin cepheye giderken Ovruch’ta konaklaması sırasında yakalar. Motele lokalde 200 kıdemli Nazi Subayı yemek yerken hazırladığı patlayıcı düzeneğinin fitilini ateşler ve kemanını da alarak lokali terk eder. Lokal 200 SS subayı ile birlikte havaya uçar.
Motele bu olaydan sonra partizanlar için savaşmaya devam eder. Sovyet ordusunun şemsiyesi altındaki diğer partizan savaşçılara katılır. Motele’nin savaştığı partizan birliği 1944 yılında Nazi güçlerinin yoğun ateşine maruz kalır ve 14 yaşındaki Motele Schlein çok sayıda Yahudi partizan savaşçı ile birlikte öldürülür ama kemanı yaralı kurtulur.
Aradan yıllar geçer Motele’nin yaralı kemanı İsrailli keman üreticisi ve onarıcısı Amnon Weinstein’a ulaştırılarak tamir edilir ve 2008 yılında İsrailli bir gencin elinde soykırıma tanık bir keman olarak yeniden yaşama döner.
Bugün Rusya’nın Ukrayna’nın işgalinin 29. günü. Bundan 81 yıl önce Hitler'in orduları Barbarossa Harekatı ile Ukrayna topraklarını işgal etmişti. Bu harekât sırasında Sovyet orduları Alman işgalini durdurmak için Ukrayna topraklarına girmişti. İki ordu arasında yaşanan çatışmalarda bir milyondan fazla insan ölmüş, yaklaşık üç buçuk milyon insan yaralanmıştı. Aradan 81 yıl geçti, Rusya yeniden Ukrayna topraklarında, hem de neredeyse aynı gerekçeyle. Neredeyse aynı gerekçeyle dedim, çünkü bu defa gerekçe Naziler değil Neonaziler. Gerekçede küçük bir fark olsa da sıkılan kurşunlar, atılan bombalar, yıkılan binalar, göç etmek zorunda kalan kadınlar, çocuklar ve yaralanan, ölen insanlar aynı.
Rus orduları Ukrayna’ya kuzeyden Belarus topraklarını kullanarak girdi. Giriş yolu tam da Motele’nin Ovruch’a giderken kullandığı güzergâhtı. Motele’nin yanında tarihe tanıklık eden ve tınısıyla dile gelen bir kemanı vardı, hâlâ da var. Umarım bu günleri de insan sesini taklit ederek gelecek kuşaklara anlatacak tanık kemanlar olur ve son olur.
Ondan sonra mı? Ondan sonra hayat bir çingenenin yüreğinden kopup bir kemanın tellerine konan dokuz sekizlik bir güvercin olsun.
Meraklısına not: Motele Schlein’ın öyküsüne çok benzer hikayesi olan bir film önerim olacak. “Gel ve Gör” adlı bu film 1985 yılında Elem Klimov tarafından çekilmiş bir SSCB yapımı. Filmde İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman işgali altındaki bir Belarus kasabasında yaşayan 13 yaşındaki Florya’nın partizanlara katılması ve onun gözünden savaşın acımasızlığı anlatılmaktadır. İki buçuk saat boyunca savaşın Florya’yı nasıl çocukluktan çıkardığını izlerken yaşlanıyorsunuz.
- Vadedilmiş harfler 10 Ekim 2024 10:21
- Umut ayracı 26 Eylül 2024 10:24
- Fenike’den Marsilya’ya, uzodan rakıya… 12 Eylül 2024 12:41
- Bütün yollar Rom’a çıkar 29 Ağustos 2024 10:33
- Bitiş çizgisi 15 Ağustos 2024 04:54
- Çayın yolculuğu 01 Ağustos 2024 08:30
- Kafatası çağı 18 Temmuz 2024 10:00
- Çok kapılı oda 08 Temmuz 2024 10:44
- Yoldan sonra 28 Haziran 2024 09:23
- Bir “Yol” Hikayesi II 13 Haziran 2024 13:49
- Bir “Yol” Hikayesi 30 Mayıs 2024 13:20
- İçimizdeki İrlandalı 16 Mayıs 2024 12:53
- İşçiler marş söyleyerek sahneye girerler… 01 Mayıs 2024 10:10
- Emek bizim, söz bizim… 26 Nisan 2024 04:30
- Sol açık 18 Nisan 2024 11:30
- Kader kapıyı çalınca… 04 Nisan 2024 12:45
- Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin 21 Mart 2024 04:30
- İkiyüzlü ahlak kumkumalığı 07 Mart 2024 13:48
- Elde kaldı hüzün… 22 Şubat 2024 13:32
- Tüfenk üçlemesi: Mavzer 01 Şubat 2024 10:47
- Tüfenk üçlemesi: Aynalı Martin 18 Ocak 2024 11:50
- Tüfenk üçlemesi: Filinta 04 Ocak 2024 13:45
- Gayrı döner oldum 21 Aralık 2023 14:58
- Kayyum rejimi 07 Aralık 2023 12:54
- Kimdi giden kimdi kalan 23 Kasım 2023 11:01
- Eni vici vokke 02 Kasım 2023 13:04
- Şeytanın ışıltısından insanlığın karanlığına 19 Ekim 2023 09:52
- Dayanışma ezilenlerin inceliği midir? 28 Eylül 2023 12:20
- Amerikan İç Savaşı'ndan İngiltere'ye gariptos ağaçlarının hışırtısı 14 Eylül 2023 11:12
- Cehennemin kapısından Bakırköy’ün avlusuna… 31 Ağustos 2023 10:22
- Irgatın Türküsü 17 Ağustos 2023 11:32
- Yüksek Kaldırım’dan Leningrad’a bir şehrin faşizme karşı direniş senfonisi 03 Ağustos 2023 11:46
- Mississipi’den Feshane’ye derinlik ve güvenlik meselesi 20 Temmuz 2023 04:07
- Birimize bir şey olursa ne yaparız? 06 Temmuz 2023 11:31
- Mordan öte 22 Haziran 2023 12:22
- Hakikat bükücülüğü 08 Haziran 2023 11:11
- Umut yorgunluğu 25 Mayıs 2023 10:44
- “Winner” ceket mütevazı mutfağa karşı 11 Mayıs 2023 11:11
- Savaş naraları 27 Nisan 2023 10:10
- Bellek oyunları 13 Nisan 2023 10:50
- Maraş, bahtı gara Maraş 23 Mart 2023 10:48
- Aradığınız devlet bulunamadı 02 Mart 2023 12:22
- Deprem değil, binalar öldürürmüş (!) 16 Şubat 2023 08:42
- Katil uşak 02 Şubat 2023 11:01
- Suyun kokusu 19 Ocak 2023 13:45
- Timsah armudu 05 Ocak 2023 10:27
- Yılın sözcükleri 22 Aralık 2022 11:09
- Franco’dan bugüne Dünya Kupalarından elimizde kalanlar 08 Aralık 2022 11:45
- Şah mat 24 Kasım 2022 09:19
- “Gördük biz bu filmi” 10 Kasım 2022 10:54
- Hakikat yolcusu 30 Ekim 2022 11:20
- Anlatılamamış masallar 27 Ekim 2022 10:14
- "In vino veritas" diğer bir deyişle "Hakikat şaraptadır" 13 Ekim 2022 11:07
- Suskun notalar 29 Eylül 2022 11:12
- Güney Kutbunun yeniden keşfinin hüzünlü hikâyesi 15 Eylül 2022 11:09
- “Sen ben Lenin” Bir de Ahmet Abi. 01 Eylül 2022 10:39
- Börklüce’den günümüze Eyyamı Bahur ya da namı diğer Köpek Günleri 18 Ağustos 2022 10:59
- Dünyanın eksenini kaydıran Hindistan’ın küçük cevizi 04 Ağustos 2022 10:39
- Dünyanın tadı baharı 21 Temmuz 2022 08:40
- Menekşe kokusu 07 Temmuz 2022 04:24
- İnsan kokusu 23 Haziran 2022 04:12
- Tiryak-i 02 Haziran 2022 11:37
- Bahar karşılama 19 Mayıs 2022 06:26
- Hıdırellez ateşi 05 Mayıs 2022 01:05
- Yelkenler fora 21 Nisan 2022 05:20
- Sözün gücü 07 Nisan 2022 06:05
- Zeytinin hükmü 10 Mart 2022 05:55
- Geççek 24 Şubat 2022 05:15
- Allasen söyle nedir aşkın aslı astarı! 09 Şubat 2022 23:45
- Erguvan kokusu 27 Ocak 2022 05:49
- (N)isyan 13 Ocak 2022 04:53
- Yaşamın ağırlığı 30 Aralık 2021 05:42
- Kuşaklar boyu insan hakları 16 Aralık 2021 05:03
- Savaşı Durduran Kadınlar: Lili ve Marlen 02 Aralık 2021 04:23
- Herkesin bir Ahmet Kaya’sı vardır 18 Kasım 2021 04:00
- Şaka mı, şeker mi, yoksa patates mi? 04 Kasım 2021 05:43
- Memeli Zeus 21 Ekim 2021 06:51
- Son Bakış 07 Ekim 2021 05:30
- Kırmızı 22 Eylül 2021 23:43
- Asuman’dan Antonis’e Ege’nin iki yakası 09 Eylül 2021 04:46
- Her ekalliyeti düşünüyorum 26 Ağustos 2021 04:04
- Dezenfektan aşkı 12 Ağustos 2021 06:12
- Nomadland’den Rosetta’ya Göçebe Ruhlar 29 Temmuz 2021 06:35
- Lavinia 14 Temmuz 2021 23:08
- Ruhumda Sızı* 01 Temmuz 2021 06:46
- “Y” 17 Haziran 2021 06:06
- Vurmayın öldüm 03 Haziran 2021 03:56
- Gözümün nuru 20 Mayıs 2021 06:11
- İmgenin suskunluğu 06 Mayıs 2021 05:56
- Ruhlar Mezbahası İyi Günler 22 Nisan 2021 03:34
- Şiirci Geldi Haaanıım… 08 Nisan 2021 00:00
- Ata Abi 25 Mart 2021 05:08
- “Yurtsama”dan “gündedün”e “nostalji”nin çağrıştırdıkları 10 Mart 2021 23:20
- Gönülçelen kelimeler atlasım 25 Şubat 2021 05:00
- Harfiyat 10 Şubat 2021 22:41
- Utanç ne yana düşer usta... 28 Ocak 2021 04:20
- “... Ve Herkes için Adalet” 13 Ocak 2021 23:15
- Yattığınız yer incitmesin… 31 Aralık 2020 04:38
- San(a)saryan’dan Su’ya Mahsus Mahaller 09 Aralık 2020 22:44
- Ölüm, adın kalleş olsun… 26 Kasım 2020 04:03
- Depremin ruhsal sarsıntısı 12 Kasım 2020 04:59
- Notaların savaşla hesaplaşması 29 Ekim 2020 05:11
- Hırsızlar mağarası 15 Ekim 2020 00:00
- İyi ki TTB var! 01 Ekim 2020 06:30
- Heybeliada Sanatoryumundaki Hayalet 17 Eylül 2020 00:02
- Otokinetik etki ve norm oluşturma 03 Eylül 2020 05:06
- Ödemişli Muzaffer’den Amerikalı Sherif’e 20 Ağustos 2020 00:51
- Uygun adım marş!… 06 Ağustos 2020 05:18
- ERK-EK 23 Temmuz 2020 04:57
- İçimdeki yangın 09 Temmuz 2020 05:18
- Dededen toruna “Barış”ın inşası 25 Haziran 2020 01:00
- Esaretten kaçan köleden hasta, kamçıdan tedavi üretmek 11 Haziran 2020 00:00
- Kerli ferli yalanlar ve sosyal uyum 28 Mayıs 2020 00:00
- Elma dersem çık… 14 Mayıs 2020 00:30
- Yaşam için ölüme yatanlar 30 Nisan 2020 02:08
- Bastırılan geri döner 16 Nisan 2020 00:00
- Miasmadan Covid-19’a sağlıkçıların salgından korunma önlemleri 02 Nisan 2020 02:49
- Şimdiki zamanda bir distopya: Covid-19 18 Mart 2020 20:30
- Şehitler tepesi 05 Mart 2020 00:30
- Özlerimize kıymayın efendiler! 20 Şubat 2020 00:30
- Acının tonu 06 Şubat 2020 00:00
- Başlarken… 29 Ocak 2020 23:20