Asgari ücretin artırılması şart
Çalışma Bakanı asgari ücrete zam yapılmasını anlamlı bulmadığını söylerken, asgari ücretliler bunun acil bir ihtiyaç olduğunu söyledi: Bıçak kemikte.
Fotoğraf: Evrensel
Eren ERGİNE
İstanbul
Asgari ücrete yapılan zammın daha ceplere girmeden erimeye başlaması ikinci zam tartışmasını başlattı. AKP Grup Başkan Vekili Cahit Özkan’ın, asgari ücrete yılda iki kez zam yapılabileceğini söylemesinin ardından Çalışma Bakanı Vedat Bilgin ise “Tartışmaları anlamlı bulmuyorum, çok önemli artış yaptık” dedi. Geçinemediklerini belirten asgari ücretliler ise asgari ücretin artırılmasının şart olduğunu söylüyor.
GIDAYA, GİYİME, YAKITA ZAM GELMEDİ Mİ?
Semt pazarında görüştüğümüz asgari ücrete çalışan iki çocuk babası Sercan Işık ucuz olan yerden alışveriş yapmaya çalıştıklarını belirterek, “Pazarın başından başladım sonuna kadar gideceğim. 2 çocuğum var istediklerini alamıyorum. Mart ayındayız. Çocuklara mont alamadan yaz gelecek. Meyve alacaktım alamıyorum. En basitinden patatesin 5 kilosu 40 lira, elmanın kilosu 10 lira. 4 kişilik aileyiz ekmeğe bile aylık 400 lira gidiyor. Doğal gaz faturası 650 lira geldi, ısınamadığım halde. Elektrik faturası 350 lira geldi. Asgari ücretle nasıl geçineceğiz?” dedi.
Asgari ücretle fabrikada temizlik işi yapan İzzet de her gün yeni zamlarla güne başladıklarını söyleyerek, “Geçinemiyoruz. Geçen sene 170 liraya aldığım bir tüp bugün 300 lirayı aştı, bir ayçiçeği yağı 200 lira olmuş, bir kilo şeker 15 lira olmuş. ‘Asgari ücrete iyi bir artış geldi’ diyor ya bakan, asgari ücrete geldi de gıdadan giyime, yakıta, ulaşıma zam gelmedi mi?” diye konuştu.
İHTİYAÇ 500 LİRA, CEPTEKİ 150 LİRA
Semt pazarında alışveriş yapan Neşe de geçim sıkıntısından dert yanıyor. 200 lira ile pazara çıktığını belirten Neşe, “Yine elim boş döneceğim eve. Pazarcılara da bir şey demiyorum, maliyetleri arttı. Yakıta, yola her şeye zam geldi. Ukrayna-Rusya savaşını bahane ediyorlar, zam yapıyorlar ama asıl savaşı biz veriyoruz. Eskiden birkaç kilo meyve sebze alırdık, şimdi yarım kilo. Kıyafet alamıyoruz, sosyal yaşantımız yok. Sadece kira fatura ödeyip ay sonunu getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Sinemaya gitmek için bile haftalar önce hazırlık yapmak zorunda kaldıklarını belirten Neşe, “Kenara 25-30 lira atıp sinema parasını çıkarmanın hesabını yapıyoruz. Bizi bu hale düşürdüler” dedi.
1 çocuk annesi Saniye’nin eşi de asgari ücretli. Saniye pazara 150 lirayla çıkmış, pazar çantası boş. “Asgari ücretli yaşamıyor” diyen Saniye şunları söyledi: “Meyvenin, sebzenin, yağın, pirincin en ucuzunu alıyoruz. Kırmızı eti bayramdan bayrama yiyoruz. Doğal gaza, elektriğe, kiraya verdiğinde hiçbir şey kalmıyor. Uyanıyoruz kar yağdı rüzgar esti zam. Bugün aldığımızı yarın aynı fiyata alamıyoruz. Şu an benim evimin ihtiyaçları 500 lirayı geçer ama cebimde 150 lira var. 150 lirayla ne alabilirsem artık. Mesela salata malzemesi alamayacağım, 2 patlıcan, 3 kabak alacağım. Çünkü o kadara yetiyor” dedi.
"ZAM YAPILMALI"
Hükümetin asgari ücret zammını açıkladığı aralık ayında TÜİK’in yıllık enflasyonu yüzde 36 olarak açıkladığını belirten bir metal işçisi, “Hükümet o dönem yaptığı açıklamada işçileri enflasyona ezdirmediğini söylemişti. TÜİK’in son açıkladığı enflasyon yüzde 54. TÜİK rakamları bile hükümetin verdiği zammın iki ayda erdiğini gösteriyor. Enflasyon bu kadar yüksekken maaş zamları 6 ayda bir güncellenmelidir” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, “Türk lirası en düşük durumda, daha ineceği bir yer yok, vatandaş rahat olsun” sözlerini eleştiren metal işçisi bir kadın da şunları söyledi “Ağır vergi yükü, her gün yeniden gelen zamlar altından kalkılacak gibi değil. Pazara gidiyoruz meyve sebzeyi taneyle alıyoruz. İnsanlar gerçekten aç, evine ekmek götüremiyor. Tarım ülkesi olmamıza rağmen tarımı bitirdiler, gıdaya ulaşamaz durumdayız nasıl rahat olalım” diyerek tepki gösterdi. İktidarın asgari ücrete zam talebinin üzerini kapatarak emekçileri açlığa mahkum edeceğini söyleyen metal işçisi kadın, “4 bin 250 lirayla bu koşullarda nasıl ayakta kalacağız? Bakan asgari ücrette önemli artış yaptık diyor ama o artış senenin başında eridi gitti. Önümüzü göremiyoruz. Bırakın yılı, bu ayı nasıl çıkaracağız onu bile bilmiyoruz” dedi.
"İNSANLAR KALİTENİN DEĞİL UCUZLUĞUN PEŞİNDE"
Enflasyon arttı, ücretler eridi, alım gücü düştü. Elektrikten, doğal gaza, yakıta, ulaşıma gelen zamlar hem alıcıyı hem de satıcıyı mağdur ediyor. Emekçiler daha ucuzunu bulmak için pazar pazar geziyor, ay sonunu getirebilmek için kılı kırk yarıyor. Kuruş hesabı yapan yurttaşlar artık kaliteye değil ucuza yöneliyor. Son dönemde gelen zamlardan dolayı pazarcılar da mağdur olduklarını anlatıyor. Geçen senenin fiyatlarıyla bu senenin fiyatlarını karşılaştıran Pazarcı Sezgin Aytekin, fiyatlar arasında yüzde 100 artış olduğunu söylüyor. Alım gücünün gözle görülür düştüğünü söyleyen Aytekin, “Geçen sene muzu 6.5 liraya alıp 7.5 liraya satıyorduk, bu sene 13 liraya alıp 14 liraya satıyoruz. Alım gücü çok düştü. Bir insan çocuğuyla gelip 5 liralık çilek alıyor, kendinden vazgeçmiş çocukları için alışveriş yapmaya çalışıyor. Sebze, meyve artık lüks. Kış bitti ama evine bir kilo portakal alamayan aileler var. Buna dur dememiz lazım artık” dedi.
Gelen zamlara tepki gösteren Aytekin şöyle devam etti: “Hale malzeme almaya gidiyorum, bir gidişte kamyon 400 lira yakıyor. Geçen sene 1 kilo poşet 20 liraydı şimdi 40 lira, kese kağıdı kullanıyoruz, geçen sene 7 liraydı şimdi 25 lira. İnsanlar artık kalitenin değil ucuzluğun peşinde. 3 yıl önce müşteri gelir 1 lira fazla olsun iyisi olsun derdi, şimdi herkes fiyatlara bakıyor. 200 lirayla pazara çıkıyor aileler. Onunla da 5 kilo meyve alabiliyor sadece, bir kalıp peynir olmuş 80 lira, sıvı yağ olmuş 200 lira, bir karpuz 200 lira. Dilimleyerek satıyoruz, dilimi 45-50 lira geliyor düşünün artık.”
ZAMMIN ÖNÜNDE ENGEL YOK
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik “Asgari ücretin aralık ayında ve yılda bir kez saptanması şart değil. Böyle bir kural yok. Geçmişte enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde haziran ve temmuzda da asgari ücret yıl içinde ikinci kez saptandı. Komisyon yıl ortasında da toplandı” dedi. Çelik 1997, 2001 ve 2002’de Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğleri de paylaştı.
DİSK: KOMİSYON TOPLANMALI
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da yaptığı açıklamada, “Türkiye çok yüksek enflasyonlu bir döneme girdi. Asgari ücrete yapılan yüzde 50’lik artış elimize geçmeden enflasyon karşısında eridi. TÜİK’in resmi enflasyonu bile yüzde 55, resmi gıda enflasyonu yüzde 65. O nedenle Türkiye işçi sınıfı asgari ücretin bir an önce güncellenmesini ve asgari ücretin bu kaybının giderilmesini istiyor. Bunun önünde herhangi bir engel de yok, mevzuat buna uygun. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Çalışma Bakanlığının çağrısıyla hemen toplanmalıdır” dedi.
"TEMEL TÜKETİM MADDELERİNE YAPILAN ZAMLAR GERİ ALINMALIDIR"
İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu adına açıklama yapan Sinan Ceviz asgari ücretin 2022 yılı itibariyle ortalama ücret haline geldiğini belirterek, “Asgari ücret belirlendiği andan itibaren işçilerin insanca yaşamalarına yetecek bir ücret olmadı. Her gün barınma, ısınma, temel gıda ürünlerine zam üstüne zam gelirken asgari ücret hızla geriledi. İktidar kanadından ‘Gerekirse yeniden düzenlenir’ açıklamasını değerlendirdiğimizde durumun bir zorunluluk olduğu ortadadır” dedi.
Milyonlarca emekçinin en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz olduğunu söyleyen Ceviz, “Bugünkü yüksek enflasyon ve kurdaki yükselişi düşündüğümüzde hızla asgari ücret artışı yapılmalıdır” dedi. Barınma başta olmak üzere su, doğal gaz, elektrik gibi temel ihtiyaçların işçi ve emekçilere vergisiz sunulması gerektiğini belirten Ceviz, “Yapılan zamlar geri alınmalıdır. Temel tüketim mallarında vergi kaldırılmalıdır. Zam furyası devam ettiği durumda asgari ücrete yapılan artış sorunu çözmeyecektir. Yapılan zamlar ne fırsatçıların işi gibi sunulabilir ne de dış güçlerin oyunu. Bizzat kamu kurumları tarafından temel ihtiyaçlara fahiş zamlar yapılmaktadır. Ulaşım, doğal gaz, elektrik, ev kiraları artık katlanılamaz duruma gelmiştir. Özelleştirmelerle birlikte ortaya çıkan özel sektör gerçeği de ayrıca ele alınmalıdır. Şeker fabrikalarını satanlar bugün şeker fabrikalarında denetim yapıyoruz, pahalılığa karşı tedbir alıyoruz diye kimseyi kandıramaz. Bu nedenle bir kez daha ifade etmek gerekir zamlar geri alınmalı, temel tüketim malları vergisiz olmalı ve asgari ücret senede birkaç kez belirlenmelidir” dedi.