25 Mart 2022 08:47
/
Güncelleme: 15:14

Çeşme projesine karşı açılan davanın avukatı Ömer Erlat: Kanal yetmez, proje iptal edilsin

Eda AKTAŞ
İzmir

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Yatırım İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından İzmir’in Çeşme Yarımadası’nda hayata geçirilmesi planlanan Çeşme Turizm Projesi ile ilgili gelişmeler hızlandı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, geçtiğimiz günlerde İzmir’e gelerek proje hakkında belediye başkanlarına ve iş çevrelerine proje hakkında bilgi verip destek istemişti. Projenin İzmir’in birçok sorununu halledeceği iddiasında bulunan Bakanın sunumu sonrası, İBB Başkan Tunç Soyer ve Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran projenin şeffaf yürütülmesi ile ilgili Bakana teşekkür etmişlerdi.

"İZMİR HALKI YANILTILIYOR"

Projede kanal yapımının iptal edildiği açıklamasının, çevre örgütleri ve Çeşmelileri “İzmir’in Kanal İstanbul’u olacak” tepkisinin önüne geçmek olduğu belirtiliyor. Öte yandan projeye karşı açılan davalar da devam ediyor. Projeye karşı dava açan kurumlardan İzmir Barosunu temsil eden Av. Ömer Turgut Erlat, İzmir halkının aldatıldığını söyledi. Çeşme Projesi’ndeki değişikliği değerlendiren Avukat Ömer Turgut Erlat, “Çeşme’de yapılacaklar konusunda bir illüzyon yaratılıyor. Gerçekler saklanıyor. Gerçek şu, bölgedeki orman alanları, doğal koruma alanları, kıyılar yapılaşmaya açılacak. Mega yat limanları, AVM’ler, hastaneler, okullar, lojmanlar, çok sayıda otel yapılacak. Bakanlık kendi resmi belgelerinde bunu açıklıyor. Ama kamuoyuna betonlaşma olmayacak diyorlar, buna nasıl inanırsınız. Bölgede su yok ama golf sahaları yapacaklar, İzmir’in sınırlı su kaynaklarına el atacaklar. Parıltılı toplantılarda gerçek çarpıtılıyor ve maalesef İzmir’in belediye başkanları da bu oyuna ortak oluyor ve yapılacak yanlışı destekliyorlar. İzmir halkı aldatılıyor. Proje iptal edilmeli."

deniz kıyısı, su içen flamingolar

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

"PROJE KORUNAN HASSAS ALANLARA ZARAR VERECEK"

Projede kanaldan vazgeçilmesinin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini söyleyen Erlat, “O proje yapılırsa, uygulanırsa kanal olsa da olmasa da bölgenin korunan hassas alanları, kıyıları ve ormanları yok olacak. Öyle ya da böyle bu proje korunan hassas alanlara zarar verecek, o alanları yok edecek. Oraya bir de kanal yapmışsınız, bir de Atatürk evi yapmışsınız, bir değil 10 değil 200 otel yapmışsınız hiç fark etmiyor. O alanlara insan müdahalesinin olması, alanın doğal hassas dengesinin elden çıkarılmasına neden olur” diye konuştu.

"BİLİRKİŞİ RAPORU BEKLENİYOR"

Turizm bölgesi kararının iptali için açılan davada bilirkişi incelemesinin raporunun beklendiğini belirten Erlat, “Hâlâ incelemeler devam ediyor, henüz bir rapor yok. Ben sürecin olumlu olacağını düşünüyorum. Rapor geldiğinde orada yapılacakların sonuçları bilimsel olarak ortaya konulacak” diye ekledi.

"MAHKEMEDEN YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARININ ÇIKMASINI UMUYORUM"

2020 yılında mahkeme kararıyla nitelikli doğal koruma alanı olduğu tescil edilen bölgenin koruma statüsü,  Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2021 yılı kasım ayında düşürülerek sürdürülebilir koruma alanına çevrildi. Oysa bir yıl içinde sit derecesinin düşürülmesini gerektiren hiçbir durum yoktu. Önceki sit derecesinde turizm tesisi yapılması yasak olduğu için sit derecesini düşürdüler. Oyun aslında bu noktalarda kendini göstermeye başladı. Sit derecesinin düşürülmesine ilişkin davanın da açıldığını ve devam ettiğini aktaran Erlat, “Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre Bakanlığına karşı açtığımız davaya müdahil olmuş, bu bana ilginç geldi. Bir bakanlığa karşı açılan davaya bir başka bakanlığın da katılma isteği pek rastlanılan durum değildir. Mahkeme ara kararıyla ‘Benim verdiğim karardan sonra sit derecelerini düşürmeyi gerektiren ne gibi durumlar doğdu, bunu açıklayın’ demiş. Henüz bu açıklamayı görmedik. Anladığım kadarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı davaya dahil olarak bir yıldır alanda hiçbir değişiklik olmadığı halde sit derecesini düşürme gerekçesini doğal değerlerle izahını yapmak durumunda kalacak. Bakalım ne diyecek merak ediyoruz. Henüz yargılamalarda bir sonuç yok, bekliyoruz. Mahkemeden yürütmeyi durdurma kararının çıkmasını umuyorum. Bu günlerde sonucu alacağız diye düşünüyorum” diye konuştu.

TMMOB İKK: ÇEŞME YARIMADASI PARSEL PARSEL TALAN EDİLMEKTEDİR

TMMOB İKK çeşme projesi açıklama

Fotoğraf: TMMOB İKK

Çeşme Projesi ile ilgili basın açıklaması yapan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, bu yıkımın acilen durdurulması için yetkili kurum ve kuruluşları sorumluluk almaya ve talan projesinden vazgeçmeye davet etti.

“ÇEŞME PROJESİ İZMİR’İN KANAL İSTANBUL’UDUR”

Açıklamayı okuyan Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutluer, son yıllarda Çeşme’nin sermaye ve merkezi-yerel yönetimlerin çabasıyla kendi deyimleriyle parsel parsel ihale edilmek istendiğini söyledi.

“Çeşme Projesi, İzmir’in ‘Kanal İstanbul’udur” diyerek sözlerini sürdüren Mutluer, “Söz konusu talan projesini meşrulaştırmak amacıyla suyun ters ozmoz yöntemiyle denize deşarj edileceği söylenmekle birlikte, deniz ortamına deşarjı ile bertaraf edilmesi halinde deniz ortamında ekolojik tahribat oluşacağı, tuz giderme tesislerinden kaynaklanan konsantre akımlar yoğun tuz ve toksik içerikli olduğundan deşarj edildikleri noktalarda sucul ekosistemin olumsuz yönde etkileneceğinden bahsedilmemektedir” dedi.

Sakız fidanı üretiminin teknik güçlükleri bilindiği halde bir anda sakız fidanı dikme taahhüdünün de gerçeği yansıtmadığını belirten Mutluer, “Bu alanda yapılacak her türlü müdahale, ekosistem ve tarımın bütünlüğünü olumsuz etkileyecek, habitatın ve sayısız canlı türünün ölümüne sebep olacaktır. Bu kadar hassas bir alanda bu projenin hayata geçmesi ekolojik felakete sebep olacak bir karardır” diye konuştu.

“EKOLOJİK FELAKETE SEBEP OLACAK BİR KARAR”

Çeşme Projesi’nin yanı başında yer alan “Alaçatı Sulak Alanı”nın da sermaye daha fazla kazansın diye yok edildiğini ifade eden Mutluer, “Alaçatı Önemli Doğa Alanı, nesli tehlike altında olan çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Önemli yırtıcı türlerinin üreme alanıdır. Alan, memeli türleri için de büyük önem taşımaktadır. Doğa Derneği'nin Önemli Doğa Alanları kitabına göre Ege Bölgesi’nde sırtlan ve karakulağın nadir yaşadığı alanlardan biridir. Bu alanda yıllardır devam eden müdahaleler sayısız canlı türünün yaşam alanını elinden almaktadır. Bu kadar hassas bir alanda bu projenin hayata geçmesi ekolojik felakete sebep olacak bir karardır” dedi.

TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamalar, suç duyurularını da kapsayan yargı süreçlerine rağmen ilgili Bakanlık ve yerel yönetimlerin uzman görüşlerini dikkate almadığını hatırlatan Mutluer, “Çeşme Yarımadası’ndaki ekolojik yıkım geri dönülemez bir noktaya ulaşmadan, bu yıkımın acilen durdurulması konusunda yetkili kurum/ kuruluşları sorumlu davranmaya, bu talan projesinden vazgeçmeye çağırıyoruz” diye belirtti.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çocukları öğüten çark

Çocukları öğüten çark

Yoksulluğun pençesindeki ailelerin çocukları tüm dünyada acımasızca emek piyasasına çekilirken, Türkiye kapitalizmi bu konuda en önde koşuyor. Çarklar köle koşullarında dönsün diye devlet gücünü seferber etmekten geri durmayan iktidar, milyon milyon işçileştirdiği çocukların da uzun ve ağır çalıştırılmasına, onlarcasının ölüme sürüklenmesine göz yumuyor.

2.3 milyon çocuk MESEM kapsamında günde 8-10 saat çalışıp ustalık belgesi aldı

15-17 yaş grubundaki neredeyse her 4 çocuktan biri çalışma hayatında

71 çocuk 2024'te çalışırken hayatını kaybetti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et