Muğla’da TİP'in çağrısıyla “Madene inat doğada inat ediyoruz” mitingi gerçekleştirildi
Muğla’da Türkiye İşçi Partisi'nin çağrısıyla “Madene inat, doğada inat ediyoruz” mitingi gerçekleştirildi, rant için doğanın katledilmesine karşı mücadele çağrısı yapıldı.
Fotoğraf: Evrensel
Muğla’da Türkiye İşçi Partisi'nin çağrısıyla Sınırsızlık Meydanı'nda “Madene inat, doğada inat ediyoruz” mitingi gerçekleştirildi. Birçok bileşenin katıldığı mitingde temsilciler söz aldı.
Söz alan TİP Ekoloji Temsilcisi Efe Kurdaş, “Finike’de maden ocağına karşı mücadele ederken katledilen Büyüknohutçu çiftini saygıyla anarak başlamak istiyorum. Son birkaç senede Muğla’nın %59’u Ordu’nun %74’'ü Kazdağları ormanlık alanının %80’i maden ruhsat alanı olarak belirlendi. Siyasi iktidar doğanın ve halkın olanı kendine ve yandaşlarına gelir kapısı olarak görüyor. Bizler doğada inat edenler, doğayı sadece insanların değil keçinin, kuşun, balığın ve tüm canlıları ekosistem parçası olarak görenler bu talana izin vermeyeceğiz. Tam 254 gündür 780 dönümlük Akbelen Ormanı'na göz diken Limak Holding’e karşı İkizköylüler cansiparene bir şekilde yaşam alanlarını koruyor. Yerel yönetimler ve merkezi yönetimler rant için ne yaparsa yapsın bir arada, talanın olduğu her yerde yaşam alanlarımızı ve tüm canlıları korumak adına birleşe birleşe direnişimizi büyüterek devam edeceğiz” dedi.
Zeytin Üreticisi Tayyibe Demirel, “Turgut’taki zeytinlikler feda edildi. Bir avuç toprağım var ben vermedim. Termik santral, en zehirli santral. Toprağımı milyonlara değişmem ve toprağımı vermeyeceğim. Mücadelemi bırakmayacağım, kömür şirketiyle komşu olmayacağım” dedi.
Emek Partisi İl Yöneticisi Döndü Taka Çınar, “Türkiye’de ve dünyada yaşanan son gelişmeler, artan işsizlik, yoksulluk, egemenlerin sermayelerini genişletmek için giriştikleri pazar ve toprak için askeri savaşlar, ticari savaşlar, ne kapitalist sistemin ne de onların iktidarlarının halka bir şey vermeyeceğini göstermektedir. Doğa yağmalanıyor, tahrip ediliyor. Ormanlar, dereler, tarım alanları, zeytinlikler, yaşam alanlarımız, enerji, maden ve taş ocağı şirketlerinin dizginsiz kar hırsına teslim ediliyor. Rant ve zenginlik için doğanın tahribatı sonucu ortaya çıkan küresel ısınma, kuraklık, yangınlar, seller, salgın hastalıklar ile dünya her açıdan yaşanılamaz hale dönüşüyor, iklim krizi canlı yaşamını tehdit ediyor. Bugün her şeyden önce bu yağmaya, bu talana, bu yıkıma, bu kirliliğe, yaşanabilir bir dünya için hep birlikte güçlerimizi birleştirmeliyiz. Ekolojistler, sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler olmak üzere işçi sınıfı, emekçiler, gençler, kadınlar, bu mücadelenin en önünde yer almazsak bize yaşam kalmayacak. Ya biz emekçi halklar kazanacağız, işçi sınıfı kazanacak, gelecek kazanacak ya da hayat son bulacak. Ama biz biliyoruz ki gelecek kazanacak, biz kazanacağız, emekçiler kazanacak. Bunu doğaya, geleceğe borçluyuz” dedi.
TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, “İnsanlar çocuklarına mama alamıyorlar. Yokluktan çocuklarını okula gönderemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin lirası tarihin en düşük dönemini yaşıyor, bakanın çıkıp al yanaklarıyla ‘Merak etmeyin, bundan sonra daha da düşemez’ diyebileceği kadar yüzsüzleşmiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Çalışacak iş bulamıyoruz, 10 milyona yakın işsiz var. Türkiye’deki her 4 gençten yalnızca bir tanesi iş bulabiliyor. Gençler için bu ülkede bir gelecek, özgürlük, okul, mezun olsalar da çalışacak iş bırakmadılar. Gençleri nerede görseler ‘Çıkar telefonunu göster’ diyebilecek kadar utanmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Utanmıyorlar. Kadın arkadaşlarımız aramızda. Kadınların yalnızca bir anne gibi, evde erkeğe tabi bir süs, bir mal gibi görüldüğü bir ülke yarattılar. Bunun adına da fıtrat dediler. İstiyorlar ki bu ülkede bütün kadınlar erkeklere tabi olsun; onlar ne derse onu yapsın. Bunu yapmayacağız arkadaşlar. Böyle bir ülkeyi de kabul etmiyoruz. Bu ülkenin kadınlarına hiç kimse bu muameleyi yapamaz. Şanslı olup da bir iş bulabilirsek günde 10-12 saat eşek gibi çalışıyoruz. Karşılığında ekmek alacak bir maaşı boğazımızdan geçmeye çok gören bir iktidarla karşı karşıyayız. Burada birçok dostumuz var. HDP’li, CHP’li, EMEP’li, SYKP’li, KESK’li dostlarımız buradalar. Bu sadece Türkiye İşçi Partisi’nin mücadelesi değil, bu topraklarda nefes almak isteyen herkesin mücadelesidir. Destek olan tüm kurum ve kuruluşlara da teşekkür ediyoruz. Dostlarımızdan aldığımız güçle buna izin vermeyeceğiz. Kazdağları’nda o şirketleri kovduğumuz gibi, Seferihisar’da o jeotermal şirketlerinin karşısına çıktığımız gibi, Gebze’de Anadolu Grubu’nun karşısına dikilen Yaykıl köylüleri gibi ve elbette o Topçu Kışlası’nı Gezi Parkı’na yaptırmayan milyonlar gibi o şirketlerin karşısına dikileceğiz! Yaptırmayacağız” dedi. (Muğla/EVRENSEL)