29 Mart 2022 05:28

Sağlık Bakanlığı’na dilekçe

Şiddete neden olan AKP’nin sağlık politikaları tamamen yok olmadan şiddet azalmayacak. Ancak, kendimiz için yapmamız gerekenleri yapmazsak, kendimize saygımızı da kaybedeceğiz.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Sağlıkta şiddet azalmadan devam ediyor. 14 Mart kutlamalarında Cumhurbaşkanı’nın müjdelerinin biri de şiddet yasasının TBMM’ye getirileceğiydi. Nitekim 15 Mart günü komisyona getirildi. Ancak, 14 Mart günü de yasa tasarısının TBMM’ye geldiği gün de bu yazıyı okuduğunuz anda da şiddet devam etti, ediyor. AKP hükümetinin sağlığa bakışı neyse, şiddete bakışı da odur.

Akılcı ve toplumcu sağlık anlayışı, öncelikle sağlığı korur. Amaç ve öncelik halkın hastalanmamasıdır. Hastalıktan korumak, hastalığı tedavi etmekten daha kolay ve daha ucuzdur. Sosyal devletin önceliği budur. Önceliğiniz koruyucu hekimlik olunca, tüm tedbirlere rağmen hastalanan çok daha az sayıdaki insanı tedavi etmek de kolay olacaktır.

Sağlıkta şiddet olgusu da tıpkı hastalık gibidir. Eğer şiddeti oluşturacak ortam ve nedenleri azaltırsanız, şiddet de azalır. İnsanlar sadece ceza alacağını düşünerek şiddetten vazgeçmez. Aynı hastalık gibi. Sonunda ciddi hastalık hatta ölüm olduğunu bilmemize rağmen, kimi zaman koruyucu tedbirleri almayız. Şiddet olgularında da istediğiniz kadar cezaları arttırın, şiddeti azaltmazsınız. Öncelikle kamu sağlık yöneticilerinin, kendileri adına hizmet veren hekim, hemşire, teknisyen, güvenlik görevlilerine sahip çıkması, kullandıkları dili düzeltmesi gerekiyor. Şiddet olayı olduğunda bunun sadece bir kişiye değil, o kuruma yönelik olduğunu kabul ederek, ona göre tutum alması çok önemli.

Bu duyguyu yıllardır TTB, Tabip Odaları ve sendikalar anlattılar ve bakanlığın/ sağlık müdürlüğünün/ başhekimliklerin gerekli önlemleri almasını talep ettiler ama nafile. Yukarıda adı geçen makamlardaki herkes hekim olmasına rağmen kılları kıpırdamadı. O zaman fiili bir durum yaratmak gerekiyor. Tek tek bizlere iş düşüyor. Yine Tabip Odalarının, sendikaların önderliğinde, kamuda çalışan tüm hekim, hemşire, teknisyen herkes, hepimiz. Bir dilekçe verelim başhekimliklere, Sağlık bakanlığına; Uyaralım.

Ve diyelim ki...

“Sayın Başhekim, Sayın Bakan,

Kurumunuzda 657 sayılı yasaya bağlı olarak çalışmaktayım. Devlet adına çalıştığım için, çalışma şartlarım ve güvenliğim devletin yani sizin sorumluluğunuzdadır. Tarafıma gelecek herhangi bir şiddet olayında, o andan itibaren, fiziki ve ruhsal olarak başka bir hastayı muayene edecek ve tedavi sorumluluğunu alacak durumda olamayacağım. Bu nedenle, o andan itibaren “işten çekilme” hakkımı uygulayacağımı bildiririm. Yine yanı başımdaki meslektaşım ya da başka bir sağlık çalışanına da uygulanacak bir şiddet durumunda da aynı psikoloji nedeniyle işten çekilme hakkımı kullanacağımı bildiririm. Yine çalıştığım bu kurumda benzer bir olayın olması durumunda güvenli çalışma ortamı sağlanıncaya kadar kurumdaki tüm çalışanlarla birlikte işten çekilme hakkımı kullanacağımı bildiririm. Yukarıdaki nedenlerle çalışma koşulları ve güvenlik sorumlulukları başhekimlik/bakanlık sorumluluğunda olduğundan yukarıda yazılı durumlarda size bilgi vermeksizin işten çekilme hakkımı kullanacağımın bilinmesini arz ederim.”

İşte bu kadar. Önceden uyaracağız, ama hepimiz. Bu dilekçeyi vermek bir suç değil. Ayrıca iki faydası olacak. Birincisi yönetimler, şiddet anından itibaren, hastanede işin tamamen bırakılacağını bilecek. İkincisi, halk da aynı bilgiye sahip olacak. Yanındaki kişi şiddete kalkıştığında, kendisi de hizmet alamayacak. Bu halkın yeniden kendine hizmet veren hekime, sağlık çalışanına sahip çıkmasına yol açacaktır. Birey olarak her birimiz, örgütler olarak hepimiz bu dilekçeleri başhekimliklere verdiğimizde, bir şiddet anında herkes ne yapacağını bilecek. Hiçbir yönetim de bu davranış karşısında çalışan aleyhine tek bir işlem yapamayacak.

Şiddete neden olan AKP’nin sağlık politikaları tamamen yok olmadan şiddet azalmayacak. Ancak, kendimiz için yapmamız gerekenleri yapmazsak, kendimize saygımızı da kaybedeceğiz.

Haydi arkadaşlar,
Haydi örgütler,
Haydi İzmir Tabip Odası.
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya yine hep beraber.
Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI