29 Mart 2022 08:53
Son Güncellenme Tarihi: 29 Mart 2022 13:04

Pervin Buldan: Türkiye’nin geleceğini konuşmak isteyenler Newroz’a bakmalıdır

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.  

Fotoğraf: MA

Paylaş

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor. 

Buldan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye’nin geleceğini konuşmak isteyenler Newroz’a bakmalıdır. Çünkü geleceği şekillendirecek, büyük değişimi gerçekleştirecek irade oradadır. Bu irade dikkate alınmadan siyasetin de geleceğin de şekillenemeyeceğini herkesin bilmesi gerekir”

"Türkiye’nin sol, sosyalist, devrimci, demokrasi ve emek güçleri, kadınlar, gençler, işçiler, emekçiler Newroz alanlarında halklar dayanışmasını, demokratik güç birliğini daha da büyüterek, demokrasi, barış, özgürlük, adalet ve emek için mücadele ortaklığından ve ortak gelecekten yana güçlü bir iradeyi de ortaya koydu. Kürt halkının Newroz alanlarında sergilediği görkemli direniş ve özgürlük talebi iktidarı rahatsız etmiş olmalı ki yüz binlerin aktığı Amed Newrozu’nda halkı engellemeye çalıştılar, kitleye, kadınlara hatta çocuklara varıncaya kadar arama işkencesi uyguladılar. Ama halkın Newroz alanına akmasını engelleyemediler. Amaçları boş Newroz alanları yaratmaktı. Böyle bir hayal kurmuşlardı. Fakat hayalleri suya düştü. Halk engelleri tanımadı. Bu kez medya sansürü uygulanarak milyonlar görünmez kılmaya çalışıldı. Ama bunu da başaramadılar. Amed’in sesi İstanbul’a, Serhat’ın sesi Ege’ye ulaştı. Halkların sesi de sözü de her yerde yankılandı" 

"Newroz’da halkımız, halklarımız barış, demokrasi ve özgürlükteki ısrarını ve kararlılığını en güçlü bir biçimde dünyaya ilan etti.  Dünya halklarının başına bela olan tüm savaşlara karşı içeride ve dışarıda en güçlü barış hattını ortaya koydu"

"Halkımız, rehine siyasetiyle, irade gaspıyla, darbeyle, halk iradesinin asla engellenemeyeceğini gösterdi ve ilan etti. Milyonlar, HDP etrafında en büyük kenetlenmeyi sağlayarak, kapatma ve kumpas davalarıyla demokratik siyasetin asla engellenemeyeceğini, buna izin vermeyeceğini ispat etti. Newroz, Kürt sorununun tecritle, Kürt düşmanlığıyla, inkâr ve imhayla değil, diyalog ve müzakereyle, barış politikalarıyla ancak çözülebileceğini gösterdi. Milyonlar, 2013 çözüm mektubunun, 2015 Dolmabahçe Mutabakatı’nın arkasında olduğunu bir kez daha gösterdi. İmralı’yla diyalog kapılarının bir an önce açılması talebini Newroz’da haykırdı. Kürt halkı, anadilde eğitim başta olmak üzere anadillerinin üzerindeki yasak, baskı ve asimilasyonun bir an önce kaldırılmasını haykırdı. ‘Anadilim onurumdur, kimliğimdir, sonuna kadar onuruma sahip çıkacağım’ dedi."

"ÜÇÜNCÜ YOLU BÜYÜTECEĞİZ"

"Halk, Kürt sorununda çözümsüzlük siyasetinde ısrar eden iktidara ve kalıcı çözümü için cesaret gösteremeyen siyasete çok net bir mesaj verdi ve çözümün yolunu gösterdi. Newroz, HDP’nin Üçüncü Yol siyasetinin, stratejisinin ortak ve eşit geleceği inşa edecek en güçlü yol olduğunu gösterdi. Bizler, halkımızın açtığı bu yolda, halkla, demokrasi güçleriyle, barıştan, birlikte yaşamdan yana olan herkesle, demokrasi ittifakını daha fazla büyüterek yürümeye devam edeceğiz. Bu yol bizi elbette ki zafere götürecektir. Bu yol, Türkiye’yi demokrasiyle, barışla, adaletle, özgürlükle mutlaka ama mutlaka buluşturacaktır."

"SORUMLULAR BİZZAT YARGI TARAFINDAN KORUNUYOR"

"Furkan Vakfı’nın Adana'da yapmak istediği basın açıklamasına, demokratik bir hakkın kullanımına kolluk güçlerinin yapmış olduğu insanlık dışı, hukuk dışı saldırı, AKP-MHP iktidarının siyasetteki, sokaktaki gerçek yüzünü herkese, tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Tüm saldırılar gibi bunu da en güçlü şekilde, şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Adana’daki tablo, uzun bir süredir karakollarda, cezaevlerinde görünmez kapılar ardında rutin hale getirilen işkencenin sokaklara taşmış ve açık alanda uygulanmaya başlanmış halidir. Bizler, yaşam hakkına kasteden bu zulümleri bu zalimleri Servet Turgut’un gördüğü işkence sonucu hayatını kaybetmesinden biliyoruz. Biz zalimleri, Barış Annelerinin sokak ortasında coplanmasından, yerlerde sürüklenmesinden, insanların sınırda, dur ihtarına uymadı yalanlarıyla vurulmasından biliyoruz ve tanıyoruz. Kemal Kurkut’un katledilmesinden ve sorumluların bizzat yargı tarafından korunmasından elbette ki biliyoruz. Kadınların sokak ortasında katledilmesinden ve erkek yargının erkek katillere arka çıkmasından biliyoruz. Çocukların panzerlerin altında ezilerek katledilmesinden biliyoruz"

MUHARREM AKSEM’İN ÖLÜMÜ

"Hafta sonu Urfa’da 16 yaşındaki Muharrem Aksem’in güvenlik güçlerinin atış yaptığı alana 400 metre mesafedeki alanda sağ eli kopmuş halde cansız bedeni bulundu. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum. Aksem ilk değildir. Bölge illerindeki askeri atış alanları ve sahipsiz mühimmatlar nedeniyle bugüne değin yüzlerce insan hayatını kaybetti. Aksem’in cansız bedeninin bulunduğu yer de atış yapılan bir bölgedir, meradır ve insanların geçtiği bir yerdir. Halka yönelik herhangi bir uyarının, bilgilendirmenin olmaması tehlikenin boyutunu daha da arttırmaktadır. Aksem’in ölümünün bütün yönleriyle aydınlatılması için etkin bir soruşturma derhal başlatılmalı ve sorumluluğu bulunanlar mutlaka açığa çıkartılmalıdır"

"TUTUKLULAR SAHİPSİZ DEĞİL

"Buradan Adalet Bakanlığı’na sesleniyorum. Cezaevlerine toplama kampına dönüştüren bu işkence uygulamasına bir an önce son verin çağrımızı yinelemek istiyorum. İnsanlık onuru ve kalıcı barışın tesisi için Aysel Tuğluk arkadaşımız başta olmak üzere tüm hasta tutsakları derhal tahliye edin. Tahliyelerini gerçekleştirin. Hasta tutsaklara yaklaşım, tüm toplumun ve demokratik kamuoyunun vicdanını derinden yaralamaktadır. Bu sese kulak verin!"

"İKTİDAR YIKIM GETİRDİ"

"Bir zamanlar ‘Bir mermi kaç para’ diyen zihniyet şimdi hayat pahalılığından söz ediyor. Krizin nedeni sizin bu mermi siyasetinizdir. Talan ve savaş siyasetinizdir. Biz bunun farkındayız. Ekranlara çıkınca ekonomik sorunların farkındayız diyorlar, bir de hiç sıkılmadan ‘Biz çözeriz’ yalanını her gün halka anlatmaktan vazgeçmiyorlar. İktidarda olan sizsiniz. Neden çözmüyorsunuz diye HDP olarak halkımız adına size sormak boynumuzun borcu ve sorumluluğumuzdur. Bırakalım çözümü; çözüm isteyen üreticilerle dalga geçercesine ‘Manda yoğurdu yiyin’ diyen bir AKP Genel Başkanı var. Millet kuru ekmek bulamıyor, o, manda yoğurdu, kestane balı, Medine hurması, yulaf yiyin diye ekranların başında halkımıza bunu söylemekten utanmıyor, sıkılmıyor. Halka önerdikleri çözüm budur. Türkiye gerçeklerinden kopan, toplumdan kopan, kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen iktidarın ülkeyi getirdiği nokta tam anlamıyla yıkımdır, çöküştür."

"ZENGİNE KUR-FAİZ GARANTİSİ"

"Zengine kur-faiz garantisi, müteahhide yol, köprü rant garantisi, halka ise yoksulluk dayatması. İşte bunların sisteminin özü tam da budur!  Yine geçen hafta müjde verir gibi Çanakkale Köprüsü’nün açılışını gerçekleştirdiler. Bu köprünün maliyeti 2.7 Milyar Euro. Yani 44 Milyar TL. Günlük 45 bin araç garantisi var, geçiş ücreti ise 272 TL. Her bir rakam AKP iktidarının asıl amacının ihale ile rant dağıtmak olduğunu bizlere gösteriyor. Yaptıkları köprüler, halkın cebi ile yandaşın kasası arasında kurulan soygun köprüsüdür. 85 milyonun rızkını 5’li çeteye bağladıklarını bir kez daha görüyoruz. Neredeyse 10 bakanlığın bütçesinden daha fazla bir bütçe ile yandaşa rant dağıtımıyla halkın 11 yıllık geleceğine garanti ödemeleri adı altında ipotek koydular.  İktidardan gittiklerinde bile yandaş şirketlerinin kazanması için dalavere peşindeler." 

"5’Lİ ÇETENİN BAŞINDAKİ ŞİRKET AKP’DİR"

Meclis’e yeni getirdikleri bir torba yasa var. 5’li çete denilmesini yasaklayan bir yasadır bu yasa. Hırsıza hırsız, çeteye çete denilmesini yasaklamak istiyorlar. 5’li çeteye dokunulmazlık kazandırmaya çalıştıklarını biliyoruz. Çünkü bunlar çıkar ve rant ortaklarıdır. 5’li çetenin başındaki en büyük şirket AKP’dir. Şirketin merkezi de Saray’dır. Halk aç, perişan. Çözüm bekliyor. İktidar ise 5’li çetesi için özel bir kanun çıkartıyor! Meclisi bunun için çalıştırıyor. İşte kirli ve karanlık zihniyet tam da budur. Ne yaparsanız yapın! Biz hırsıza hırsız, çeteye çete demeye devam edeceğiz. Ve günü geldiğinde hileli ihalelerinizin dosyaları bir bir açılacak hiç merak etmeyin."

"İKTİDARA ASGARİ ÜCRET ÇAĞRISI"

"İnsanlara sadece suyla açılabilecek bir iftar sofrası bıraktılar. ‘Halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diyen iktidara buradan çağrı yapıyorum: Gelin Ramazan’dan önce; meclisi etkin bir şekilde çalıştıralım. Eriyen asgari ücreti hemen yeniden belirleyelim. Ki grubumuz asgari ücretin üç ayda bir belirlenmesi için kanun teklifi de verdi, hemen bunu meclisten geçirelim. En düşük emekli maaşını asgari ücret düzeyine hemen getirelim. Akaryakıt, ulaşım ve iletişimdeki ÖTV’yi hemen kaldıralım. Açlık sınırının altında olan ihtiyaç sahibi 12 milyon haneye Ramazan destek programı kapsamında 5 bin lira destek verelim. Ekmek ve et fiyatları tüketiciye yarı fiyatında verilmesini sağlayalım. Esnafın indirim maliyetini ise devletin karşılaması için düzenleme yapalım. Tüm bunlara kaynak yaratmak için, kur, köprü ve yol garanti ödemelerini derhal durduralım. Var mısınız? Halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz laflarıyla bu işler olmaz. Gelin gerekli acil adımları bir an önce atalım." 

SEÇİM KANUNU

"Bu iktidarın bir hikâyesi kalmayınca, halktan umudu kesince şimdi de başka bir oyun peşindiler. Seçim kanunlarıyla oynamaya başladılar. Sandığa girmeyecek oyun, sandıktan çıkması için yol bulmaya çalışıyorlar. Yani ikna yoluyla elde edemeyecekleri oyları, hileyle alma peşinde olduklarını biliyoruz. Ülkedeki ekonomik krizi biz çözeriz diyen iktidar, seçim hileleriyle kendi siyasi krizini çözme arayışındadır. Bugün genel kurulda görüşülecek yasanın de özü tam da budur! Bunun için ne yapıyorlar? YSK’yı, il-ilçe seçim kurullarını, eşi görülmemiş dalavere yöntemleriyle tümden ele geçirmeye çalışıyorlar. "

"Küçük ortakları için barajı yüzde 7’ye indiriyorlar. Diyet ödüyorlar. Ver başkanlığı, al barajı alışverişidir bu. Kürtler Meclis’e girmesin diye koydukları barajı şimdi küçük ortakları MHP Meclis’e girsin diye indiriyorlar. Biz bu barajı yıkalı tam 7 yıl oldu. 7 Haziran’da yıkmıştık, geçersiz kıldık. Bir anlamı kalmayınca da şimdi kendileri için indirmek zorunda kaldılar. Ne diyelim? Hayırlı uğurlu olsun. Ama halk size gereken cevabı sandıklarda verecek haberiniz olsun. Bu getirilen seçim yasası teklifi ile ilgili arkadaşlarımız komisyon sürecinde HDP’nin tutumunu ortaya koydu, koymaya da devam edecek. Genel kurulda da demokratik muhalefetimizi en güçlü şekilde yapacağız." (HABER MERKEZİ)

 

ÖNCEKİ HABER

HDP'li Çepni: Ölüm orucu nedeniyle can kayıplarının yaşanmaması için bakanlık acil çözüm üretmeli

SONRAKİ HABER

Fincancı: ATK’lerin tek adres gösterilmesi ciddi bir sorun

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa