SES: Sağlık hakkı, sendikal haklar ve kadın mücadelesi yargılanamaz
KESK Eş Başkanı Şükran Kablan Yeşil, SES’e açılan davanın sendikal mücadeleye yönelik bir saldırı olduğunu belirterek, “İktidarın bu çabaları beyhudedir” dedi.
Fotoğraf: SES Genel Merkezi
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), eski Eş Genel Başkanları Gönül Erden ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri hakkında açılan ve 6 Nisan’da 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davaya dair sendikanın genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Ankara Tabip Odası (ATO), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) ve Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) yöneticilerinin katıldığı basın toplantısında, “Sağlık hakkı, sendikal haklar ve kadın mücadelesi yargılanamaz!” yazılı pankart açıldı.
Toplantıda ilk olarak konuşan SES Genel Sekreteri Pınar İçel, “Sendikamız önceki dönem ve yeni 3 kadın Eş Genel Başkanlarımız, önceki dönem Genel Kadın Sekreterimiz ve Kadın Şube Eş Başkanımız ile yöneticilerimize toplamda 8 arkadaşımıza yönelik olarak açılan bu dava esasında kadın eşitlik ve özgürlük mücadelemize, halkın sağlık hakkına ve örgütlü yapımıza açılmış bir davadır. KESK ve KESK’e bağlı sendikalar kurulduğu günden beri emekçilerin haklarını ısrarlı bir şekilde savunmuş ve halkın nitelikli kamu hizmeti alması mücadelesi vermiştir” dedi.
AİHM KARARI
Sendikal mücadeleyi yıpratmaya dair benzer örnekler veren İçel, “2007’de ve 2009’da KESK ve KESK’e bağlı sendika yöneticilerine yönelik 10 yıllık bir yargılanma süreci yürütülmüş, sonra Anayasa Mahkemesi sendikal eylem ve etkinlikler ile toplantıların sendika hakkı kapsamında olduğunu ve gösteri hakkının ihlal edildiğini belirterek yargılanmanın yenilenmesine karar vermişti. Tüm bu sürecin sonunda İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile tüm sendikacılar yeniden yargılanmış ve beraat etmişlerdir. Ancak 10 yıl boyunca bu dava nedeni ile KESK ve KESK’e bağlı sendikalara karşı karalama kampanyası hiç bitmemiştir. KESK ve KESK’e bağlı sendikaların mücadeleci tutumu nedeni ile 2012 yılında yöneticilerine dönük gözaltı ve tutuklama operasyonu yapılmış, 9 ay sonra tüm arkadaşlarımız tahliye edilmiştir. Bu süreçte tutuklamanın haksızlığı nedeni ile AİHM’e yaptığımız başvuruda, AİHM’in verdiği ihlal kararı tüm suçlamaların hukuka aykırı olduğu tespitini yapmıştır” ifadelerini kullandı.
"ASILSIZ İDDİALAR"
Siyasi iktidarın emek, barış ve demokrasi mücadelesi yürüten sendikalara ve örgütlülüklerine yönelik yargı baskısının kesintisiz olduğunu ifade eden İçel, “Her dönem doğruları söylemekten imtina etmeyen sendikamız ve yöneticileri yine hukuksuz bir yargısal süreci ve asılsız iddialar ile yıpratılmak istenmektedir. Bu kapsamda 2 dönem Eş Başkanlığımızı yapan Gönül Erden’in 22 Eylül 2021 tarihinden bu yana tutuklu olduğu ve şu anki Eş Başkanımız Selma Atabey’in ve diğer eski yöneticilerimizin de adli kontrol altında bulunduğu davanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde 6 Nisan 2022 günü ilk duruşması görülecektir. Savcılık suç unsuru bulamayınca bu sefer sendikamızın hazırladığı 2 adet belgeseli dahi suçlamaya gerekçe yapabilmiştir. Bu belgesellerden bir tanesi SES’in 20. Kuruluş yılı nedeni ile çekilen belgeseldir. Diğeri ise sokağa çıkma yasağı döneminde yaşamını yitiren SES üyesi sağlık emekçilerine ithaf edilen Siyaha Karşı Beyaz Belgeseli’dir. Asılsız iddialarla yıpratılmaya çalışılan sendikamız dün olduğu gibi bugün de sağlık emekçilerinin hak ve hukuk mücadelesini ısrarlı bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir” diye konuştu.
İçel, hukuksuz davada yargılanan tüm arkadaşları serbest kalıncaya kadar mücadele edeceklerini belirterek, kamuoyunu 6 Nisan’da Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya katılmaya çağırdı.
"İKTİDARIN ÇABALARI BEYHUDEDİR"
KESK Eş Başkanı Şükran Kablan Yeşil, yaşam mücadelesine karşı iktidarın saldırılarına ses olmak için burada olduklarını kaydederek, “Bir kez daha belirtebiliriz ki iktidarın bu çabaları beyhudedir. Biz nasıl ki dün kadın mücadelesinin, sendikal mücadelesinin en başında mücadele ettiysek bugün de edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Rosa Kadın Derneğine yönelik gerçekleşen operasyonları ve sendikal mücadele yürüten üyelerine yönelik gözaltı ve tutuklamaları da hatırlatan Yeşil, “Arkadaşlarımız beraat edene kadar mücadelemiz devam edecek. İfade özgürlüğümüz ve sendikal mücadelemiz gasbediliyor, bu duruşa karşı cezalandırma çabası olduğunu biliyoruz. Arkadaşlarımız için mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz ve dayanışmaya çağırıyoruz” dedi.
TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ KARNESİ
Haksızlıklarla beraber susturulamaya çalışıldıklarını ifade eden TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut ise, “Sivil toplum kuruluşları geri adım atmaz, bunu henüz öğrenemediler. Biz 6 Nisan’da görülecek duruşmada arkadaşlarımızın yanında olacağız. Türkiye’nin demokrasi karnesi kırıktır, notu düşüktür ve bu tür uygulamalarla notu daha da düşmektedir. Kurgu deliler ve mütalaalarla arkadaşlarımızın suçlanmasını kabul etmiyoruz” diye konuştu.
GÜRBÜZ: MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ
Eğitim-Sen MYK Üyesi Ramazan Gürbüz de, uzun zamandır OHAL sürecini aşan toplumsal muhalefete karşı bir süreç işletildiğini ifade ederek, “Özellikle mücadele eden, emek, demokrasi ve barış diyenlere karşı siyasi iktidarın yönelimi söz konusu. Yüzlerce eğitim emekçisini ihraç ettiler, sürgün ettiler. Bu ILO kararları ve AİHM kararlarına ve Anayasaya aykırıdır. Arkadaşlarımızın sendikal mücadelen dolayı tutuklanması, sürgün edilmesi kabul edilemez bir durumdur. Emek, demokrasi ve barış demeye devam edeceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu demokrasiyi yok sayma, yargıyı kuşatma hali bir gün tersine dönecektir” dedi. (Ankara/MA)