Siyaset Bilimci Sinan Birdal: Ukrayna’nın geleceği Kıbrıs’a benzeyebilir
"Türkiye de Kıbrıs konusunda belirli bir izolasyon yaşadı, pazarlıklar önüne getirildi. Azerbaycan bile tanımıyor. Ancak 50 yıldan beri adada askeri ve idari varlığını sürdürüyor."
Sinan Birdal (Fotoğraf: Evrensel) / Dolmabahçe toplantısı (Fotoğraf/AA)
Birkan BULUT
Ankara
Ukrayna ve Rusya’nın İstanbul görüşmesini değerlendiren Siyaset Bilimci ve Evrensel Yazarı Sinan Birdal, Ukrayna’nın verdiği tavizlerle zayıflığını kabul etmiş olduğunu ifade etti. Rusya’nın Ukrayna’daki varlığına ilişkin gelişmelerin Kıbrıs’a benzediğine dikkat çeken Birdal, “Türkiye Kıbrıs konusunda belirli bir izolasyon yaşadı, uluslararası siyasette zaman zaman pazarlıklar önüne getirildi. Azerbaycan bile tanımıyor. Ancak 50 yıldan beri adada askeri ve idari varlığını sürdürüyor” dedi.
Ukrayna ve Rusya heyetlerinin İstanbul görüşmesinde, Ukrayna tarafsızlık statüsü karşılığında uluslararası güvenlik garantisi talep etti. Rusya heyeti Ukrayna’nın güvenliği için birçok ülkenin garantör olması teklifini Putin’e ileteceklerini bildirdi. Bu ülkeler arasında Türkiye’nin de adı geçerken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu görüşmede en anlamlı ilerlemenin kaydedildiğini söyledi. Peki Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin geldiği aşamada bundan sonra ne olacak? Türkiye’nin bu süreçte oynadığı rol ne anlama geliyor?
TÜRKİYE SÜRECİ FIRSAT OLARAK GÖRÜYOR
Gelişmeleri gazetemize değerlendiren Siyaset Bilimci ve Gazetemizin Yazarı Sinan Birdal, Türkiye’nin pozisyonunu şöyle yorumladı: “Ukrayna krizi çıktığında Erdoğan’ın zor duruma düşeceği yorumları yapılıyordu. Ben başından beri bunun tam tersi olduğunu düşünüyordum. Çünkü tarihsel olarak Rusya, batı ve transatlantik arasındaki her gerilim Türkiye’nin jeopolitik değerini artırıyor. Türkiye soğuk savaşın bitiminden bu yana kendisine yeni bir jeopolitik misyon arayışındaydı. Dolayısıyla kendisine yeniden transatlantik ittifakı içinde pazarlık payını artıracak projeler içindeydi. AKP zamanında Balkanlara, Ortadoğu’ya açılımlar yapıldı. Türkiye açısından bu kaygının azaldığını düşünüyorum. Erdoğan hükümeti açısından bu başından beri bir fırsattı.” Birdal, bu süreçte Ne ABD’nin S-400’leri ne de Rusya’nın Bayraktar SİHA’larını mesele haline getirdiğine de dikkat çekti.
RUSYA SALDIRGAN İMAJINI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR
Rusya’nın diplomatik ve askeri araçları aynı anda kullandığını belirten Birdal, siyasi hedeflere bakmanın önemli olduğunu vurguladı. Rusya’nın gerek İsrail Başbakanı Bennet gerek Türkiye’de Erdoğan’ı ara bulucu rolünde kabul etmesinin taktik bir manevra olduğunu anlatan Birdal, şöyle devam etti: “Askeri harekata girişen Rusya, Ukrayna’da bir hakemlik kabul etmeyecektir. Çünkü uluslararası yaptırımlar, Rusya’ya sempatiyle yaklaşan çevreleri bile tarafsızlaştıran ya da karşı tavır almaya iten hamlelerden sonra Rusya havayı yumuşatmak zorunda. Birleşmiş Milletlerde de çok net görüldü ki Rusya’nın saldırgan devlet imajı oturmuş durumda. Rusya Rus azınlığı korumak için bu harekatı gerçekleştirdiği iddiasını desteklemek için pazarlığa açık olduğunu göstermek zorunda. Ancak bu askeri harekattan vazgeçeceği anlamına gelmiyor. Çünkü Rusya’nın eli güçlü, Ukrayna’nın NATO’ya üye olmayacağını açıklaması onlar açısından bir başarı.”
KIBRIS’TA VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR
Ayrıca Donbas bölgesinde referandum planlandığını, bunun Rusya’nın sahada elde ettiği nüfusu ve etkiyi süreklileştireceğini belirten Birdal, “Askerini çekse de paramiliter unsurları tutabilir. Kırım’ın ilhakıyla da birlikte uluslararası toplumun hukuken tanımadığı fiili bir durum oluşacak. Bu da orta vadede en azından siyasi hedeflerini gerçekleştirmesi anlamına geliyor” dedi. Ukrayna ile Kıbrıs harekatı arasında bir paralellik görülebileceğine dikkat çeken Birdal, şöyle devam etti: “Sonuçta ne oldu? Türkiye Kıbrıs konusunda belirli bir izolasyon yaşadı, uluslararası siyasette zaman zaman pazarlıklar önüne getirildi. Azerbaycan bile tanımıyor. Ancak 50 yıldan beri adada askeri ve idari varlığını sürdürüyor. Yine Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesi ama NATO üyesi değil.” Böyle bir durumun Ukrayna açısından önemli bir taviz olduğunu belirten Birdal, Ukrayna’nın ciddi tavizler vererek bu görüşmelerde zayıflığını kabul etmiş olduğunu söyledi. Rusya’nın savaş sonucunda elde ettiği diplomatik kazanımı, yeni bir diplomatik kazanç için savaşta kullanabileceğine dikkat çeken Birdal, Rusya’nın elini güçlendirmek için sahada daha ağır hamlelerde bulunabileceğini ifade etti.