30 Mart 2022 23:25

Metal işçisi: Zengine şifa, yoksula cefa

"Tencere zor kaynıyorsa, işçilerin vergileri patronlara teşvikler olarak dönüyorsa, hesap sorulmalıdır. AKP ve Erdoğan, halkın tepesine binmenin tarifini vermiştir."

Ekran görüntüsü, Cumhurbaşkanlığı'nın canlı yayınından alınmıştır.

Paylaş

Emek Partili bir metal işçisi
Kayseri

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halka sunduğu şifa reçetesi hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. “Ben her gün yatmadan önce manda yoğurdu, kestane balı, yulaf, Medine hurması karıştırır yerim ve yatarım” demiş.

Peki, Erdoğan bu söylemiyle “Ben halktan, işçilerden, emekçilerden ayrı zevküsefa bir yaşam sürdürüyorum. Ben milyonlarca asgari ücretli, emekli, işsiz, ne yer ne içer bilmem. Çünkü bizim paramız var. Kamunun muslukları benim elimde. Benim canım ne yapmak isterse ne yemek isterse onu yerim. Ama siz işçiler, emekliler, işsizler açlığa ve yoksulluğa mahkumsunuz” demiş oldu. Çünkü bu kapitalist sistem, sermayedarlar ve onların iktidarı için mükemmel bir sistemdir. İşçiler ve emekçiler için içinse bu sistem, yaşamın zehir edildiği bir düzendir.

Erdoğan’ın verdiği bu şifa reçetesi, geçtiğimiz günlerde Elitaş’ın “Pide yemeyin somun ekmek yiyin” gibi önerileri, tek adam iktidarının halktan kopuk bir yaşantısının gün yüzüne çıkmış halidir. Bu denli ekonomik krizde halkla dalga geçmek de utanmazlığın göstergesidir. İşçileri ve emekçileri yolsuzluk, yalan, yağma siyasetiyle yönetmeye çalışıyorlar. Bu şekilde yönetirken de ses çıkaranı zorbalıkla susturmaya çalışıyorlar.

Peki, bu baskı, yalan, yolsuzluk ve yağma siyasetine karşı bireysel tepki göstermek işe yarar mı? Bireysel tepki göstermek bir çözüm değildir. Ne yapmak gerekir. Emek Partili bir metal işçisi olarak çağrım şudur; bulunduğumuz her işyerinde, her mahallede birleşip mücadele etmeliyiz. Çünkü bu kirli düzeni, tek adam iktidarını değiştirmenin çözümü ve reçetesi de böyledir. Son olarak da milyonlarca işçi ve emekçi akşam yatmadan ne yer içer biliyor musunuz: Bir bardak belediye gazozu, yani su içer yatar.


HALKIN TEPESİNE BİNMENİN TARİFİ

Öz Çelik-İş üyesi bir işçi
Kayseri

Tokat’ta çiftçilerle buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıklı yaşamanın sırrı”nı açıklarken karşımın maliyetinin 500 TL’yi aşkın olduğunu unutmuş olmalı. Bu tarif bile halktan kopmuş saraydan bakan bir siyasetçi olduğunu kanıtlamış oldu.

Asgari ücretlinin günlüğünün 141 liracık olduğunu da bilen kafa, geçenlerde Çanakkale Köprüsü’nün geçiş ücretinin 200 liracık olduğunu açıklarken ne kadar da rahat olduğunu göstermişti.

Liranın gün geçtikçe değersizleştiği bugünlerde sarayda yokluk olmadığı için “liracık” diye dalga geçer gibi bir söylem kullanmıştır. İşçilerle bu söylemleri konuştuğumuzda sohbetimiz henüz “Beğenmeyen oy vermesin”den öteye gitmiyor. Sadece oy vermemek yetmez, tencere zor kaynıyorsa, işçilerin vergileri patronlara teşvikler olarak dönüyorsa, hesap sorulmalıdır. AKP ve Erdoğan, halkın tepesine binmenin tarifini vermiştir. Tepetaklak etmenin tarifi de işçilerin ellerindedir.

ÖNCEKİ HABER

Maltepe Belediye işçisi: Sendikadan istifaya zorlanıyoruz

SONRAKİ HABER

Felsefeci ve yazar Mustafa Günay: Bana göre şairden çok şiir, şiiri önemli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa