Günde iki öğünün bedeli, ayda bir asgari ücret
Pazarda artan fiyatlar mutfağı yakıyor. Ramazan boyunca sadece sebzeli güveç ve menemen tüketen bir ailenin yemek yaparken kullandığı malzeme gideri dahi asgari ücreti aştı.
Fotoğraf: Kübra Kırımlı/Evrensel
Kübra KIRIMLI
Ankara
Pazar, ev ekonomisinde hesaptan şaşmamanın en bilinen hali. Pazara gitmeyen, sırasıyla fiyat kontrolü yapıp, bütçesine göre alışverişini yapmayan yurttaş kalmadı. Ancak son dönemde pazar fiyatları da, yüksek etiketiyle fotoğrafını görmeye alıştığımız market fiyatlarına yaklaştı. Sebebi gübre, mazot-benzin fiyatında her gün artan fiyatlar ve dolayısıyla üretimde katlanan maliyet…
Ankara Çankaya’da kurulan pazara girdiğim andan itibaren renk renk yeşilliklerle, rengarenk meyvelerle sarhoş olan gözlerim, fiyatları görünce neredeyse kör oluyordu. Her defasında tezgahına uğradığım Ankara Güdül’den gelen Pazarcı Ali’ye selamımı verdikten sonra, “Aman ne olmuş böyle, fiyatlar uçuyor bu hafta” deyince; “Valla ramazan ayı da geldi, fiyatlar çok yükseldi. İnsanlar ne yapsın? El mahkum. Almayıp da ne yapacak ama az ama çok… Mide bu dolmayınca da olmuyor. Fiyatları görünce şaşırıyor insanlar. ‘Gerçekten bu fiyata mı?’ diyorlar” diye anlattı derdini. Ali ağabeyin yanından ayrılıyorum. İki üç malzeme doldurup torbama hem vatandaşla hem de esnafla sohbete koyuluyorum.
"PATATES ARTIK LÜKS"
Tezgahları gezen 40 yaşlarındaki bir kadınla laflıyoruz. “Kolay alınmıyor artık, dolmuyor torbalar” deyince ben; “Öyle kızım. Bak 1 saat oldu neredeyse pazara geleli. Hiçbir şey alınmıyor. Pazar artık lüks oldu” diye bir çırpıda söyleyiveriyor. “Lüks olan ne?” diye soruyorum. “Patates, soğan bile artık lüks, eskiden kilolarca alırdık. Artık tane işi. Şu yemeğe şunu koysam, az da patates hesabını yapıyoruz artık” diyor.
"GECE 3’TE KALKTIM, 12 OLDU SİFTAH YAPAMADIM"
Önünde onlarca ekmek, bazlama ve Erzurum ketesi yapmış bir satıcı kadının yanına çeviriyorum yönümü. “Merhaba, saat neredeyse öğleye yaklaştı. Siftah yaptınız mı?” diye sorunca “Ben konuşmam. Çoluğum çocuğum var benim, hapse atarlar beni” diyor. “Korkma seni hapse atarlarsa ben gelir senin yerine keteleri satarım” deyince, “Satar mısın? Zaten ramazan ayı da geldi. Korkan Allah’tan korksun. Sor” diyor.
“Kaç yıldır bu işi yaptığını, satış yapıp yapmadığını” sorduğum satıcı kadın, “Gece 3’te kalktım. Bazlama, Erzurum ketesi yaptım. Saat oldu öğlenin 12’si daha bir siftah yok. Herkes akşam olunca doluyor pazara. Onda da eskisi gibi satış olmuyor. Şu eteği görüyor musun? 4 yıldır giyiyorum ben bunu. Artık kimsenin alım gücü yok. Bu keteyi de bir daha yapmayacağım, Erzurum ketesi, ye bi bak tadına. Nasıl güzel… Haftaya gel tezgahta olmayacak. Elektriğe öyle bir zam geldi ki sadece bazlama yapacağım. Ben böyle zor zamanı daha hatırlamıyorum. 20 yıllık pazarcıyım, evveli bir yağ kuyruğu vardı, bir onu bilirim, aha bir de bu” diyor. “Bir tane haftaya yapmam dediğin Erzurum ketenden verir misin?” dedim. Ben yanından ayrılırken, aldığı siftah parasını poşetli mamullerin üzerine sürüp bereket diliyordu.
"ÇAYYOLU ZENGİN MUHİTİ, ONLAR BİLE ŞİKAYETÇİ"
Geçimini enginar satmakla sağlayan orta yaşlarda ki abi ise ‘zengin muhitlerinde’ oturanların da artık bu durumdan şikayetçi olduklarını anlatıyor: “Ankara Çayyolu’nun pazarına da gidiyorum. Oranın halkı yüksek gelirli. Onlar bile şikayet ediyor. Fiyatlardan dert yanıyorlar. Ya gariban fakir fukara ne yapsın?” diyor. Tezgah sahibinin ve vatandaşın hali böyle.
EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYAR MI?
Artan pahalılıkta ne pişirebileceğiz? Bir derin iç geçirdikten sonra, buyurun yemeklerimize geçelim. Gelin sizlerle 4 kişilik bir aileye bir öğün için yemek hazırlayalım. Bakalım fiyatlara:
- 1 bağ kıvırcık: 15 TL
- 1 kilo domates : 22 TL
- 1 kilo biber: 25 TL
- 1 kilo patlıcan: 22 TL
- 1 kilo patates: 10 TL
- 1 kilo soğan: 7 TL
- 1 bağ Ispanak: 5 TL
- 1 kilo pırasa: 7 TL
- 1 kilo havuç: 8 TL
- 1 demet maydanoz: 5 TL
- 1 demet nane: 8 TL
- 1 demet dereotu: 9 TL
- 1 bağ taze soğan: 10 TL
- 1 koli yumurta (30 adet): 50 TL
SEBZELİ GÜVEÇ VE MENEMEN KAÇA MAL OLUR?
İlk seçeneğimiz Diyarbakır usulü etli sebzeli güveç, ikinci seçeneğimiz ise sofralarımızın vazgeçilmezi menemen.
Diyarbakır usulü etli sebzeli güveç için malzemelerimiz: Domates, biber, patlıcan ve et. Kuşbaşı etin kilogramı kasapta güncel olarak 110 TL. 4 kişiye yapılan bir yemek için ideal et kullanımı 1 kilogramdır. Ancak artan pahalılıkta yarım kilogram et kullanıp kalanı için sebzeye ağırlık vereceğiz. Yani bu haliyle malzemelerimiz; yarım kilogram kuzu kuşbaşı 55 TL. Yarım kilo biber (12.5 TL), yarım kilo patlıcan (11 TL) ve yarım kilo da domates (11 TL). Bu haliyle yemeğin şimdilik maliyeti 89.5 TL. Yemeğin yanına bir de salata yapalım diyorsanız neredeyse yemek kadar maliyeti çıkıyor.
İkinci yemeğimiz ise “menemen”. Yazdan kalma konservelerin olmadığını varsayıp, pazardan alacağımız malzemeler ile günü kurtaracağız diyorsanız malzemelerimiz şöyle:
1 kilo domates (22 TL), yarım kilo biber (12.5 TL) ve 4 kişiye dörtte yumurta kıralım diyorsak (yumurtanın adet fiyatı 2 TL’den) 8 TL. Böylelikle yemeğin maliyeti 42.5 TL’ye mal oldu. Tabii bu yemeğin yanında ekmek olmazsa olmaz! Zira kimsenin de karnı doymaz. Ekmeğin de adet fiyatı 2.75 TL.
Her gün örneğin ramazanda bu mütevazı yemeği yese herkes 1 ayda menemenin sadece malzeme maliyeti 1350 TL, sebzeli güvecin maliyeti 2 bin 700 lira oluyor. 30 gün boyunca 6 lira 66 kuruş da ekmek, tuz, diyelim ki su dersek, oldu sadece 2 yemeğin toplam tutarı 4 bin 250 lira! Yani asgari ücret. Şu tabloda, artık sofra donatmak oldukça zor. Yine de bir araya geldiğiniz sofralarınız bereketli, sohbetiniz şen olsun.