02 Nisan 2022 00:16

Bozankaya işçi kıyımına başladı

"Ramazana 2-3 gün kala tekrar işten çıkarmalar başladı. Daha da devam edeceği söyleniyor. Tam sayıyı bilen yok! 50 kişi işten çıkarıldı, “50 kişi daha çıkarılacak” diyen var."

Ekran görüntüsü Bozankaya tanıtım videosundan alınmıştır.

Paylaş

Bozankaya işçisi
Ankara

Merhaba Evrensel okurları. Ben Ankara’nın Sincan ilçesinde bulunan Bozankaya fabrikasında çalışıyorum. Daha doğrusu çalışıyordum. Bu yazıyı okuduğunuz zaman çoktan çıkarılmış olacağım.

Bozankaya’yı gerek hükümetin gerekse şirketin “yerli ve milli üretim”, “yurt dışına ihraç” şeklindeki içi boş reklamlarından tanıyor olabilirsiniz. Kendilerini Türkiye’nin ilk “Yerli ve milli metrosunu yapıyoruz” diye pazarlayan şirkette işçilerin yaşadıklarını gören duyan olmaz. Tasarruf adı altında işyerinde kullanılan peçeteyi azaltma mı dersiniz, işçilere son ana kadar haber vermeyip atıldıklarında ise ihbar tazminatını ödememek için çeşitli bahaneler mi dersiniz, yoksa her gün fazla mesaiye zorlandıktan, pazar günü çalıştırdıktan sonra bir anda iş yok deyip kışın ortasında işçileri kapının önüne koymak mı dersiniz... Ülkenin gururu Bozankaya böyle bir şirket işte... Bugüne geldiğimizde, ramazana 2-3 gün kala tekrar işten çıkarmalar başladı. Daha da devam edeceği söyleniyor. Tam sayıyı bilen yok! 50 kişi işten çıkarıldı, “50 kişi daha çıkarılacak” diyen var. “Sadece bizim holden 5 kişi çıktıysa 150 kişiyi bulur” diyen var. “Yazın sonuna kadar yarı yarıya düşer” diyen var. Bu belirsizliğin sebebi ise ne şirket yönetiminin ne de işçiye tek bir yararı dokunmamış Türk Metal’in işçilere açıklama yapmamış olmasıdır. Ama belirgin bir gerçek var ortada; Onlarca işçi ramazan ayı öncesi sokağa atıldı.

‘HİÇBİRİMİZİN YERİ GARANTİ DEĞİL’

Bu durumun bizim gibi pek çok fabrikada yaşandığını tahmin edebiliyorum. Çünkü patronlar için biz işçiler sadece sayılardan ibaretiz. Evimizi geçindirebiliyor muyuz? İftara iyi bir sofra kurabilecek miyiz? Çoluğumuza çocuğumuza bayramlık alabilecek miyiz? Memlekete anamızı, babamızı görmeye gidebilecek miyiz? Bunların hiçbirinin onlar için önemi yok. İhtiyaçları olduğunda bize fabrikanın en değerli insanıymış gibi hissettirirler. Fabrika bizsiz yapamazmış gibi davranırız. Kâr edildiğinde bize bir faydası olmasa bile seviniriz. İşler yoğun olduğunda fedakarlık yapar, terimizin kurumasına izin vermeden çalışırız. İşler durgun olduğunda ise “Patron da haklı” der zam konusunda diretmeyiz. Ancak yaşananlar bize gösteriyor ki; biz patron için çalışmaktan ailesini görmeye vakit bulamayan işçiler bilmeliyiz ki; onlar bizim her zaman karşımızda olacaklar. Ne bizler onlarla aynı gemide olacağız, iyiyi kötüyü beraber yaşayacağız ne de onlar yaşamımızı, geleceğimizi düşünerek hareket edecekler. Bizim fabrikada tek dostumuz ekmeğimizi bölüştüğümüz, yanımızda çalışan işçidir. Kıdemli, kıdemsiz, çok çalışan, az çalışan... Hiçbirimizin yeri garanti değil. Çözüm ise çok açık. İçinde bulunduğumuz koşullardan kan emici patronlardan ancak birleşik bir mücadeleyle kurtulabiliriz.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

DEDAŞ trafoyu onarmıyor: Mahallede 15 gündür elektrik ve su yok

SONRAKİ HABER

CHP'li Torun: Belediye müzelerinin devrine imkan tanıyan Kararnameyi Danıştay'a götüreceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa