Burhaniye'de zeytin mitingi: Zeytin hayattır, zeytinime dokunma
Çevre il ve ilçelerde çok sayıda üretici, zeytinlikleri maden şirketlerinin talanına açan yönetmeliğe karşı, Balıkesir Burhaniye'de düzenlenen zeytin mitinginde buluştu.
Fotoğraf: Evrensel
Balıkesir Burhaniye'de AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan, zeytinlikleri maden şirketlerinin talanına açan yönetmeliğe karşı miting düzenlendi. Burhaniye Emek ve Demokrasi Güçleri'nin çağrısı ile düzenlenen mitinge 1500'e yakın kişi katıldı.
Burhaniye'deki Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleşen mitingde Balıkesir Milletvekilleri Ahmet Akın ve Ensar Aytekin ile CHP, Emek Partisi, HDP ve Sol Parti'den de katılımlar yanında Tüm Köy-Sen, Eğitim Sen, DİSK Emekli-Sen de katıldı. Mitingde çevre il ve ilçelerden zeytin üreticilerinin yoğun katılımı ve taşıdıkları dövizler dikkat çekti.
Mitingde açıklamayı Burhaniye Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüleri Süheyla Okur ve Ünsal Çalışkan yaptı. Açıklamada, zeytinlikleri maden ve enerji şirketlerinin talanına açan düzenlemenin geri çekilmesi çağrısı yapıldı, "Suyumuza, toprağımıza, zeytinimize geleceğimize sahip çıkalım" denildi.
Konuşmaların ardından mitinge destek veren halk müziği sanatçısı Tolga Çandar da türküleriyle mitinge coşku kattı.
April 1, 2022
Mitingde yapılan açıklamanın tamamı şu şekildeydi:
“Bölgemizin en önemli gelir kaynaklarından zeytinciliğe yeni bir darbe daha vurulmak isteniyor! Zeytinliklerimiz enerji ve maden şirketlerinin yağma ve talan projelerine açılmak isteniyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın değiştirdiği Maden Yönetmeliğine göre zeytinlikler elektrik üretimi ve madencilik adına kesilecektir. Zeytinlikleri ağaçları taşıma bahanesiyle kesime açacaklarını söylüyorlar ancak bu taşıma işlemi birkaç ağaç için yapılabilir, bütün ağaçların taşınmayacağı belli olup hızlıca zeytinlikler kesilecektir. Yaşayan ağaçları haber yapıp kamuoyu tepkisi azaltılmak için kullanıldı. Bu zamana kadar, kaç maden sahasında arama faaliyeti bittikten sonra ağaçlandırma yapıldı? Bir zeytin ağacının büyümesi yıllar almaktadır. Yok, edilen zeytinliklerin kısa sürede yerine getirilmesi mümkün değildir. Şirin görünmek için ‘Zeytinlikler kesilmeyecek, nakledilecek’ şeklinde yapılan açıklamalar ise hiç inandırıcı değildir. Ayrıca nakledilmesine de razı değiliz. Dokunmayın yeter. Zeytinlik, olduğu yerde zeytinliktir, yüzlerce yıllık ağaçları ve ekosistemi taşımak mümkün mü?
AKP doğayla savaşıyor. Kendileri gidecek, bu iktidar bitecek. Geride tahrip olmuş zeytinlikler, katledilmiş ormanlar, Karadeniz’in yaylalarındaki yıkımlar, maden ocaklarındaki insafsızlıklar, köstebek yuvasına dönmüş Ege dağları, baraj sebebiyle taşınıp yok edilmiş tarih, sahil yolu diye katledilen deniz dolgu alanları, yerinden yurdundan edilmiş doğal hayatın canlıları öylece kalacak.
Bu yönetmelik zeytini madenciye peşkeş çekmektir. Bu yönetmelik; zeytini kutsal görenlerin, kutsalına saldırmaktır. Bu yanlıştan derhal dönülmesi gerekmektedir.
Günümüzde tüm dünya gıda kriziyle uğraşıyor. Türkiye'de tarım alanları sürekli olarak daralıyor. Bu yönetmelik ile tarımsal üretimimiz tamamen tehdit altına giriyor. İktidar, tam da ülkemizin yanı başında bir savaş sürerken ve dikkatlerimiz bu savaşa yönelmişken bu değişikliği gerçekleştirdi. Daha önce her seferinde ekoloji örgütleri, sektör örgütleri ve zeytin üreticileri ortak mücadelesi ile geri püskürtülen Zeytin Yasası değişikliği yeniden karşımıza çıkartıldı. Zeytinliklerimizin ölüm fermanı olacak olan bu değişikliği asla kabul etmiyoruz. Kutsal ve ölümsüz zeytin ağacını kömüre, taş ocaklarına, madenlere kurban ettirmeyeceğiz.
Edremit Körfezinde de 10 milyon zeytin ağacının yanında 35 bin zeytin üreticisi vardır. Ama bu işten ekmek yiyen 150 bin kişi bulunmaktadır. Daralan zeytin alanları zaten yüksek olan işsizliği yüksek olan enflasyonu daha da arttıracaktır. Kesilen ağaçlardan yağ gelmeyecek, işsiz kalanlar evine ekmek götüremeyecek.
Zeytinlikleri yok etmek yerine nasıl daha verimli hale getirmeliyiz.
Ülkemizde var yılı yok yılı etkisinin azaltılması için, zeytin çeşitlerinin ıslahının yapılması, sulama, ilaçlama ve gübreleme gibi bakım işlemlerinin modernize edilmesi, bunun içinde zeytin üreticisinin desteklenmesi sağlanmalıdır.. Üretimin arttırılması, bu doğrultuda fidan üretimine ağırlık verilmesi gerekmektedir. Gübreleme yetersiz olup, tekniğine uygun yapılmamaktadır. Ülkemizde zeytinyağının markalı dış satımının arttırılması ve sürekli pazarların elde edilmesi, ancak Avrupa Birliği ülkeleri ile eşit koşullarda rekabet ile mümkündür. Halen 15- 20 bin ton civarında satılan markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracatının artırılması için teşvikler geliştirilmeli Türk zeytinyağı imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım çalışmaları desteklenmelidir. Araştırma sonuçlarına göre zeytin üreticilerinin karşılaştığı sorunların başında; işletme maliyetlerinin yüksekliği, talep yetersizliği, desteklemelerin yetersizliği, örgütlenme sorunları gelmektedir. Bu sonuçlara göre, üreticilerin özellikle bakım, hasat, depolama ve örgütlenme konularında desteklenmeleri ve bilinçlendirilmeleri son derece önemlidir.
Peki, bu kadar uğraşımız boşuna mı geçmiş dönemde doğanın yok edilmesine karşı direnişlerimizle madencileri geri püskürttük. Bu seferki yönetmelik ile ilgili açılan davalar varı. Çiftçi Senin yaptığı başvuru Danıştay’da kabul edildi. Kabul edilmesi yetmez. Milli şairimiz Nazım Hikmetin dediği gibi” Sen Yanmasan, Ben yanmasam, Biz yanmasak Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” Bu davaları kazanmak için hepinizin desteğine ihtiyacımız var.
Zeytinliklerin talanına izin vermeyeceğiz. Zeytin Yurdumuzdur işgal ettirmeyeceğiz. Ekmek paramızdır. Emeğimizdir. Yiyeceğimizdir. Yakacağımızdır. Sabunumuzdur. Kolonyamızdır. Tarihimizdir. Geleneğimizdir. Topraklarımızda çıkan en değerli madenimizdir. Alın terimizdir. Gözbebeğimizdir. Ölmez ağacımızdır. Yaşamımızdır. Yurdumuza aşımıza ekmeğimize göz koydurmayacağız."
TALEPLER
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, zeytinlerin sonu anlamına gelecek olan bu düzenlemeyi bir an önce geri çekmelidir.
- Elektrik ve doğalgaz faturaları başta olmak üzere temel tüketim maddelerine yapılan zamlar geri alınmalıdır.
- Emekçilerin ücretleri iyileştirilmeli ve insanca yaşayacak düzeye getirilmelidir.
- Geliri yoksulluk sınırının altında olan tüm yurttaşların elektrik, doğalgaz, su ve internet faturaları ücretsiz olmalıdır.
- Üretici köylülerin borçları faizsiz olarak ertelenmeli, ipotekler ve diğer yükümlülükler kaldırılmalıdır. Üretici köylüler faizsiz kredilerle desteklenmeli, gübre, yakıt gibi tarımsal üretimin temel girdilerde yerli üretim teşvik edilmeli ve bu girdiler devlet desteğiyle ucuza sağlanmalıdır.
- Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerindeki piyasalaşmaya son verilmeli ve tüm kamu hizmetleri yurttaşlara ücretsiz olarak sağlanmalıdır.
- Özelleştirmeler iptal edilmeli ve enerji başta olmak üzere özelleştirilmiş tüm kuruluşlar kamulaştırılmalıdır. Bu kurumların yönetimi halk denetiminde olmalıdır.
- İstanbul Sözleşmesi uygulanmalıdır.
- EYT haksızlığına son verilmelidir.
- Kamu emekçilerinin toplu sözleşmeleri yenilenmelidir. Toplu sözleşmede tüm sendikaların katılımıyla mutabakat sağlanmalıdır. Uluslararası çalışma hukukunun gereği olan grev hakkı iç hukukta da güvence altına alınmalıdır.
- Asgari ücretten vergi alınmamalı. Gelir üzerindeki vergilerin azaltılmalıdır.
(Balıkesir/EVRENSEL)