Geç tanı arttı, tedavi süreçleri aksadı | Kanserde tedavi yükü artıyor
Pandemide kanser taramaları yüzde 90 azalırken, geç tanı arttı, tedaviler aksadı. Tedavide etkili olan ilaçlar ise devlet tarafından karşılanmıyor. Birikmiş tedavi yükü tehlikesi kapıda…
Fotoğraf: MA
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Türkiye’de nisan ayının ilk haftası ‘Kanserle Mücadele Haftası’ olarak kabul ediliyor. Çağımızın en yaygın hastalıklarından biri olan kanserin tedavisinde erken tanı ve taramalar, hayati bir önem taşıyor. Hastalığın tedavisinde erken tanı en önemli adımlardan biri olurken pandemiyle birlikte kanser vakalarının teşhisinde Türkiye’de yüzde 90 azalma yaşandı. Pandemide aksayan kanser tanı ve tedavilerinin sonuçlarını gazetemize değerlendiren Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi ve Onkolog Dr. Halis Yerlikaya, “Türkiye’de bir onkoloğa yaklaşık 100 hasta düşüyor, tedaviler kamu hastanelerinde yapılamaz durumda. Pandemide çok sayıda geç tanı almış hastamız oldu, tedavi süreçleri gecikti. Önümüzdeki dönemlerde biriken bir hasta yüküyle de karşı karşıya olacağız” dedi.
"KANSERDEN DEĞİL, GEÇ KALMAKTAN KORKUN"
Kanserin çağımızın en önemli hastalıklarından birisi olduğuna vurgu yapan Onkolog Halis Yerlikaya, kanserle mücadelenin halk sağlığı açısından çok kritik önemi olduğunu belirtti. Kanserin, kardiyovasküler hastalıklardan sonra neredeyse dünyada ve Türkiye’de en fazla ölüme neden olan hastalıklardan biri olduğuna dikkat çeken Yerlikaya “Özellikle akciğer kanseri, meme kanseri, kolon kanseri en sık görülen kanserler. Ama bu hastalığa erken teşhis konulduğunda radyoterapi, kemoterapi gibi ağır tedavilere gereksinim duyulmadan çok kolay tedavi edilebiliyor. Birçok tedavi seçeneğinin de olduğu bir hastalık. Kanser hastalığı eşittir ölecek hasta asla değildir” dedi. ‘Kanserden korkmayın, geç kalmaktan korkun’ ya da ‘Kanserde erken tanı hayat kurtarır’ sloganlarını pratikte de çok net bir biçimde görebildiklerini dile getiren Yerlikaya “Erken teşhis önemli ama ne yazık ki kovid-19 pandemisiyle birlikte insanlar hastaneye başvurmaktan korkar hale geldi. Bu nedenle de taramalarda gecikme yaşandı. Türkiye’de ortalama 200 bin civarında yeni kanser tanısı konulurken pandemi süreci ile ülkemizde de tüm kamu hastanelerinde hemen hemen tüm branşlarda sağlık çalışanları pandemi servislerine çekildi ve kanser tedavisi açısından da gerekli organizasyon yapılmadı. Bu da bu sayının azalacağını ortaya koyuyor” dedi.
"KANSER TARAMALARI YÜZDE 90 AZALDI"
TTB Aile Hekimliği Kolu ile yaptıkları çalışmalarda kanser taramalarının yüzde 90’a yakın azaldığını gördüklerini dile getiren Yerlikaya, “Pandemide evde kal çağrıları yapıldı, tüm hastaneler kovid-19’a ayrıldı, virüsün yarattığı korkuyla hastanelere gidilmedi. Son süreçte ise birçok geç tanı almış hastamız oldu, tedavi süreçleri gecikti. Önümüzdeki dönemlerde biriken bir hasta yüküyle de karşı karşıya olacağız. Burada tabii ki sağlık sisteminin işler halde olmamasının, pandeminin birinci basamakta karşılanmamasının, bilime uygun davranılmamasının önemli bir etken olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
"KAMU HASTANELERİNDE TEDAVİ YAPILAMAZ DURUMDA"
Hastanelerde kısmi bir normalleşmenin olduğunu fakat pandeminin etkisinin devam ettiğine dikkat çeken Yerlikaya, “Hem kovid-19 pandemisi hem de sağlıkta dönüşüm programının yol açtığı büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Olağan zamanlarda da zaten koruyucu sağlık hizmetleriyle ilgili bir çalışma yoktu. Ayrıca kamusal olanaklarla sağlık siteminin organize edilmemesi pandemide durumu daha kötü hale getirdi. İnsanlar sağlık sistemi tıkandığı için özel hastanelere mecbur bırakıldı. Birçok şey kamu hastanelerinde yapılamaz durumda. Paran yoksa sağlık hakkına erişemezsin politikası mevcut. Pandemide rutin taramaların yapılmaması, sağlık kurumlarına başvurularının azalması, kanser bulgusu olan hastaların saptanmaması gibi birçok sorun var ve bu süreç hâlâ devam ediyor” dedi.
1 ONKOLOĞA GÜNDE 100 HASTA DÜŞÜYOR
Onkoloji servislerinin yoğun olduğunu söyleyen Yerlikaya şöyle konuştu: “Emek gücü açısından bir organizasyon sorunu mevcut. Tek bir onkoloğun günde 100-120 hastayı tedavi ettiği yerler var. Bazı onkologların multidisipliner yaklaşımın olmadığı yerlerde görevlendirildiği ve orada atıl durumda kaldığını söyleyebiliriz. Bir yandan da sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntılar devam ediyor. Çalışma koşulları ağır, emeğin karşılığını alamıyor. Bu yüzden de her branşta olduğu gibi onkolojide de yurt dışına gitmek isteyen, giden meslektaşlarımız var.”
"ETKİLİ BİR İLAÇ VAR AMA DEVLET ÖDEMİYOR"
Bazı kanser ilaçlarının geri ödemesinin olmadığını söyleyen Yerlikaya, “İlaç SGK’nin geri ödeme kapsamında olmadığı için hastaya şu söyleniyor çoğu zaman: ‘Böyle bir ilaç var, çok da etkili ama devlet ödemiyor kendi cebinizden ödeyebiliyorsanız alın’ Böyle bir sıkıntı var ve bu makas giderek açılıyor” dedi. Yeni tedavi seçeneklerinin hem pahalı olması hem de geri ödeme kapsamında olmamasının büyük bir sorun yarattığını dile getiren Yerlikaya “İlaç kuru meselesi de ilaca erişime engel olacak kadar sorun yaratıyor. Hayati önemdeki bazı ilaçlara erişimin olmaması ölüme terk etmek anlamına geliyor. En son yapılan zamla çözülmüş gibi görünse de bu sorunu yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz bu politikadan vazgeçilmezse. Çünkü iktidar sağlığı metalaştırıyor. Kamusal olanaklar ile eşit, ulaşılabilir bir sağlık hizmeti gerekli. Halkın sağlığı için kanser başta olmak üzere koruyucu sağlık hizmetlerini temel alan bir sağlık politikası olmalı” dedi.