Aydın Çubukçu, Mıgırdiç Margosyan'ın ardından yazdı: "Elveda Mıgırdiç Usta"
Çok acılı ve çok neşeli olmayı, her durumda espriler yapmayı beceren iyimserliği ve umudu ile bir ışık topu gibiydi.
Fotoğraf: MA
Aydın ÇUBUKÇU
Doksanlı yılların ortalarında, ’95 ya da ‘96 olmalı, Diyarbakır’da Ermenice basılmış sosyalist bir gazetenin fotokopisiyle Evrensel Kültür dergimize geldi. Yalnızca öykülerinden tanıyordum o güne değin. Yüz yüze ilk o gün tanıştık, hararetle el sıkıştık. Müthiş keyifli bir sohbet içinde, o yüzyıllık sosyalist gazetedeki yazıların bazılarından kısa çeviriler yaptı. 1 Mayıs dolayısıyla yazılmış bir bildiri özellikle olağanüstüydü. Kürt, Ermeni, Türk proleterlerin kardeşliğine ve birlikte mücadelesine çağrı yapan, bugün bile virgülüne dokunmadan dağıtılabilecek, değerinden hiç kaybetmemiş bir bildiriydi. Gazeteyi tanıtan bir yazıyı dergide yayımladık. Sonra sık sık Tünel’de kesişti yolumuz. Fırsat ve zaman buldukça, derinlere saklanmış Aras Yayınevinde buluşur söyleşirdik. Çok acılı ve çok neşeli olmayı, her durumda espriler yapmayı beceren iyimserliği ve umudu ile bir ışık topu gibiydi. İlk okuduğum, “Gâvur Mahallesi”, Sivas’ta çocukluğumun geçtiği “Ermeni Mahallesi” anılarına götürmüştü beni. Terziler, marangozlar, kuyumcular, demirciler... Ve ikinci anamız gibi bildiğimiz Madam Elmas’la ilgili anılarımı ilgiyle dinler, kimi zaman hüzünlenir, kimi zaman o kocaman kahkahalarından birini patlatırdı.
Öykülerinin okuyanı sımsıkı saran içtenliği ve dürüstlüğü de, ince mizahla birlikte giden derin acılar yüklü içerikleri de onun kimliğinin apaçık yansımasıydı. Ve Evrensel’deki yazıları... Her hafta bir “Mesele”yi kulaklarından tutup evirip çevirmesi, kasıtlı uzattığı ama çok zekice yazılmış ilk paragraftan başlayıp son satırına kadar okunan güzelim pazar yazıları...
Birkaç öğrencisine denk geldim yayınevinde. O büyük sevgilerini, derin saygılarını izledim. Sınıfta nasıl olduğunu hayal ettim. Sahici bir insan, kocaman bir yürek ve keskin bir zeka, artık aramızda yok.
Çok borcumuz var! Halkının bütün has özelliklerini yansıtan aydınlığını elbette özleyecek, güzel anısını yaşatacağız; ama hepimizin payına düşen, kalbinin derinliklerinde taşıdığı büyük ve onurlu acıyı paylaşarak borcumuzun bir kısmını olsun ödemeye çalışmak olmalı.