04 Nisan 2022 00:04

Bizi sefalet ücretine mahkum ettiler

"Biz işçiler sendika yönetimine girmeliyiz. Hayat bize gösterdi ki işçiler olarak kurtarıcı aramak yerine kendimizi ancak biz kurtarırız. Şimdi 1 Mayıs’a hazırlanmalıyız."

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Paylaş

Seyhan Belediyesi işçisi
Adana

Ben Seyhan Belediyesinde çalışan bir işçiyim. Seyhan Belediyesinde yetkili olan sendikamız DİSK/Genel-İş Adana Şube, sözleşmemizin imzalandığını açıkladı. TİS sürecinde yaşananları anlatmak istiyorum. Sendikamız 2021 ekim ayında hazırladığı TİS taslağında 5 bin 200 lira ücret talep etti. Bu, DİSK’in 2022 yılı için belirlediği net asgari ücretti. Belirlenen bu ücret giydirilmiş bir ücretti. Yani içinde yol ve yemek parası da vardı. Bu çalışmalar sırasında biz işçilere bir şey sorulmadı. Ancak sonraki süreçte kurdaki ve enflasyondaki artış bu taslağı geçersiz kıldı. Asgari ücret 4 bin 253 lira olarak belirlenince bizim için istenen çıplak ücret asgari ücretin altında kaldı. Biz de sendikanın önceden belirlediği TİS taslağının yenilenmesini istedik. Net 6 bin lira ücret artı sosyal haklar istedik. Ancak sendikacılar, işverenin önerisine bizi razı etmeye çalıştı. TİS sürecinde sanki masanın bir tarafında sendikacılar ve işveren, diğer yanında biz işçiler vardık. Sendikacılar biz işçilerin birliğini bozma ve direncini kırma yolunu seçti. Sonuçta belediye 5 bin 550 lira giydirilmiş ücrete çıktı. Yol ve yemek ücreti çıkarıldığında geriye kalan ücret asgari ücretin dahi altındaydı. Bu teklifi bizler reddedince grev süreci başladı.

ŞUBE NE YAPTI?

Sendikamız, önerilen zam teklifini kabul etmediğimizi 14 Şubat’ta sendikanın sosyal medya hesabından duyurdu: “Seyhan Belediyesinde süren toplu iş sözleşmesi süreci anlaşmazlıkla sonuçlanmış ve grev kararı alınmıştır” dedi. Ancak sendikacılar bu paylaşımdan sonra hiçbir eylem ve bilgilendirmede bulunmadı. Grev kararının alınmasından sonra grevi savunan bazı arkadaşlarımızın görev yeri değişti. İşçilerin işten çıkarılacağına dair korku ve kaygı yaratıldı. Temizlik İşleri Müdürlüğünde İşyeri Temsilcisi Bayram arkadaşımız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkardığı 696 sayılı OHAL KHK’si gerekçe gösterilerek zorunlu emekli edildi.

Şube yöneticileri TİS boyunca işverenden yana tutum alarak temsilcileri süreç dışında tuttu. ‘Eylem takvimi çıkarılacak’, ‘60 günlük yasal süreyi bekliyoruz’. ‘Merkezin grev kararı almasını bekliyoruz’ gibi gerekçelerle işveren ve amirlerin grev kırıcılığı faaliyetlerini rahatça yürütebilmesine zemin hazırladı. Sendikadan doğru herhangi bir açıklama, işverenin bizi dikkate alacağı bir eylem yapılmadı, alındığı söylenen grev kararı bir türlü işyerine asılmadı.

AMİRLER KARŞIMIZA DİKİLDİ

60 gün içinde greve gitme süresinin 30 günü geçiştirildi. Bununla da kalınmadı, şube başkanı ve yöneticileri; müdürler, birim amirleri, şeflerle birlikte bizi ikna etmeye çalıştı. Amirler karşımıza dikilince nasıl greve gideceğiz dedik. Hepimizin çoluğu çocuğu var. Evimize ekmek götürmemiz gerekiyor. Karşımızda belediye amir ve yöneticilerini gördüğümüzde korktuk, çekindik hem de şaşırdık. Haliyle sinen arkadaşlarımız oldu. Bazı temsilci arkadaşlar bu süreçte yüzünü sendika yönetimine döndü. Bu ziyaretlerde işverenin teklifinin iyi olduğunu anlatan sendika başkanı, bizim birimde ‘Diğer birimlerdeki işçilerin teklifi kabul ettiğini’ belirterek greve gidilmemesini öğütledi. Böyle olunca aramızda güvensizlik oluştu, birbirimize düştük. Sendikacılar ana binadaki işyeri temsilcisine ‘Sen toplantıya katılma, işçiler önünde tartışma olmasın’ diyerek toplantıya almadı. Bazı toplantılar temsilcilerden habersiz yapıldı.

Bu ziyaretlerin fotoğraflarını sosyal medya hesaplarından bolca paylaşan şube başkanı, işverenle birlikte grev konusunda kararlı olan işçilerin azınlık olduğu algısını yarattı. Seyhan Belediye Başkanı Sayın Akif Kemal Akay ve Genel-İş şube yönetimi daha sonra “TİS’te önerilen zam oranını 9 temsilci kabul etmiyor” diyerek paylaşımlarda bulundular.

TİS teklifinin reddedildiğini 14 Şubat’ta DİSK Çukurova Bölge’nin sosyal medya hesabından duyuran Genel İş Adana Şubesi 16 Mart’ta yaptığı açıklamayla “İşyeri temsilciler kurulumuzda toplu sözleşme teklifi 18 kabul, 9 ret şeklinde olmuştur” dedi.

25 Mart tarihinde ise DİSK Çukurova Bölge Facebook sayfasında Seyhan İmar AŞ ile işçiler adına toplu sözleşmenin imzalandığını açıkladı. Teklifte hiçbir değişiklik olmamasına rağmen, bizim grev kararından nasıl vazgeçtiğimiz veya eski teklifi neden kabul ettiğimiz ise açıklanmadı.

Yapılan toplu sözleşme biz işçilerden habersiz imzalanmıştır. Sefalet ücretine imza atılmıştır. Sendika şube yönetimimiz açlık sınırının altında kalan bir asgari ücrete imza attıktan sonra şimdi ‘Geçinemiyoruz’ eylemine hazırlanıyor.

DİĞER BELEDİYELER İÇİN DE ÖRNEK OLURDU

TİS sürecimizin grev aşamasına girmesiyle “CHP belediyelerinde grev olsun mu istiyorsunuz”, “AKP belediyelerinde niye grev olmuyor” diye sözler edildi. Amirler işçilere “Sizi EMEP, TİP gibi sol, sosyalist partiler kışkırtıyor” dedi. Belediye Başkanı katıldığı televizyon programında kendilerini AKP’li Adana Sarıçam-Yüreğir belediyesi ile karşılaştırarak niye orada grev olmuyor, sorusunu sordu. AKP belediyesinde grev olmuyor, CHP belediyesinde de grev olmasın deniyorsa o zaman CHP’nin AKP’den ne farkı olacak? Biz işçiler CHP’ye oy verdik. Dolayısıyla ekmeğimiz büyür, grev hakkını tanırlar ve bu hakka saygı duyarlar diye düşündük. Belediyelerdeki MHP-AKP yönetimleri değişti. Ama bu TİS süreci beklentilerimizin yersiz olduğunu gösterdi. Oysa biz işçilerin talebi karşılansaydı Yüreğir, Sarıçam ve diğer AKP-MHP’li belediyelerde çalışan işçiler oranın yönetimi ile karşı karşıya gelirdi. Onlar da bizim aldığımız hakları isterdi.

SENDİKAYA RAĞMEN YAPAMADIKLARIMIZ OLDU

TİS sürecinde sendikacılara rağmen yapamadıklarımız oldu. Kamuoyu oluşturmaya çalıştık ama bütün işçi arkadaşları harekete geçiremedik, sendikaya rağmen işçileri sokağa dökemedik. Bize en doğruyu birileri söylemişti ama onun değerini anlayamadık. Grev işyerinde işçilerle yapılır. Biz işçilerin TİS sürecinden çıkaracağı ders, işyerinde, işçilerin bütününü kucaklayan, örgütlü ve kararlı bir mücadelenin ancak kazanım getireceğidir.

TİS süreci, kimin bizden yana kimin bize karşı olduğunu gösterdi. İşçiler olarak kendi birlik ve beraberliğimizi sağlamanın tek yol olduğunu anladık. Ekmek kavgası diye ortaya çıktık ama bizim basit bu talebimizin birçok taşı yerinden oynattığını gördük. Biz hakkımızı istediğimizde bizi sağcı-solcu diye bölmek istediklerini fark ettik. İşveren CHP’li de olsa işçileri düşük ücretle çalıştırmak isteyeceğini gördük. Ama sendikacıların işçilerden yana taraf olmamasını ve bizim için dövüşmemesini bir türlü anlayamadık. Buradan çıkaracağımız sonuç da sendikaya küsmek değil sendikayı kendi evimiz haline getirmektir. Sendikamızın mücadeleci olmasını sağlamaktır. Onun için biz işçiler sendika yönetimine girmeliyiz. Hayat bize gösterdi ki işçiler olarak kurtarıcı aramak yerine kendimizi ancak biz kurtarırız. Şimdi Seyhan Belediyesi işçileri olarak 1 Mayıs’a hazırlanmalıyız. TİS’te çıkamadığımız sokaklara 1 Mayıs günü çıkmalıyız.

ÖNCEKİ HABER

Margosyan'ın ardından yazılar | Elveda Mıgırdiç Usta

SONRAKİ HABER

Eski eşini pompalı tüfekle yaralayan erkek serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa