Formula’da ırkçılık karşıtlığı coğrafya seçiyor
Rus yatırımcılara büyük boykotlar gelirken Orta Doğu’nun eli kanlı krallarının futbol takımları satın alabilmesinin ardında tek bir sebep var, para.
Kaynak: Unsplash
İmran Sinan YEŞİLKÖY
Galatasaray Üniversitesi
Üç hafta önce başlayan 2022 Formula 1 Şampiyonası, sıkı çekişmelere sahne olan ve sürücülerin üst düzey yeteneklerini sergilemesine fırsat sunan iki yarışla birlikte Orta Doğu takvimini kapattı. 2018 sayılmazsa uzun yıllardır zirvede kendisine yer bulamayan ve ilgisini kaybetmeye başlamış Tifosilerin* mutlulukları eşliğinde de sürmeye devam ediyor. Güçlü gözüken takımlar ile rekabetin üst, orta ve arka sıralarda kendisini sıklıkla göstermesi, sene boyunca heyecanla takip edebileceğimiz yarışlar olacağını kanıtlar nitelikte. Ancak pazar günü yapılan son yarış her ne kadar izlettiği güzel görüntülerle biraz öne çıksa da Suudi Arabistan'ın emperyalist emellerinin ve dünyaya kendisini kanıtlama hevesinin gölgesi altında kalmış gibi gözüküyor.
FEDERASYON TUTARSIZ TAVIRLAR SERGİLİYOR
Amerika’da geçen sene ırkçılığa karşı yükselen toplumsal hareketi, pistte yarışan tek siyah Pilot Lewis Hamilton'ın büyük kişisel çabası ve baskılarıyla destekler pozisyona gelip ırkçılığa karşı açıklamalar yapan FIA*, bu tavrını Suudi Arabistan'ın siyaseti konusunda gösteremiyor gibi gözüküyor. Geçen hafta Suudi Arabistan yönetiminin siyasi mahkumları idam etme kararına rağmen Formula 1 yönetiminin herhangi bir yaptırımda bulunmamasının tartışmaları sürerken cuma günü, antrenman yarışlarında piste çok yakın olan bir Aramco tesisinin saldırıya uğraması ve ardından sosyal medyaya düşen yangın ve büyük duman görüntüleri pist üstündeki birçok kişiyi endişelendirdi. Yarışı pazar günü kazanan Max Verstappen, antrenman için arabasıyla pistteyken takımıyla gerçekleştirdiği konuşma da gündeme bomba gibi düştü. Yanık kokusu aldığını belirten Hollandalı pilotun, kendi arabasının ya da bir başka arabanın motorunun yandığından endişelenirken saldırıdan hiçbir haberi yoktu. Bunun ardından Suudi Arabistan hükümeti durumun kontrol altında olduğunu ve yarışla ilgili bir sorunun yaşanmayacağını garanti ettiklerini belirtse de birçok sürücü, mühendis, mekaniker ve diğer pist çalışanları endişeli olduklarını dile getirmekten de geri durmadı.
Geçen sene Formula E yarışları yapılırken yaşanan saldırı sonrasında balistik füzelerin devreye girmesine rağmen hükümetle ortak hareket ederek yarışı durdurma, erteleme ya da iptal etme kararı almayan FIA, yaşanan saldırıya karşı da aynı tutumu sergilemeye devam ediyor. Dünyanın Ukrayna savaşında aldığı tutumun bir devamı olarak Sochi yarışını takvimden çıkartan FIA, Suudi Arabistan yönetiminin Rusya'dan çok da farklı olmayan hareketlerine göz yummakta ise bir sorun görmüyor.
PARAYI VEREN YİNE DÜDÜĞÜ ÇALIYOR
Katar’da yapılacak Dünya Kupası, kuralarla ve teknik direktörlerin açıklamalarıyla büyük tartışma bulurken aslında şirketlerin ve kurumların sporu, sporcuları ve spor kültürünü geliştirmeyi ne kadar arka planda tuttuğunu da gösteriyor. Formula 1 özelinde gelişen ve şirketlerin iki yüzlülüğünü bize çok daha net bir şekilde gösteren bu durumun da tabii ki kaynak yaratımıyla büyük bir alakası var.
Formula 1 yarışlarının yapılacağı yerler en fazla yatırım yapan ülkeler arasından seçiliyor, Suudi Arabistan ise 55 milyon dolar ile Katar’la birlikte en fazla yatırım yapan ülke konumunda. Bu sene Sochi Grand Prix’sini takvimden çıkartan FIA, Suudi Arabistan’ın hala Yemen ile savaştığını, ülke içerisinde muhalefete yönelik baskısını hiç olmadığı kadar arttırdığını ve insan hakları konusunda rezilliğinin diz boyu olduğunu unutmuşa benziyor. Aslında Rusya’da önceki senelerde yapılan yarışlar da bundan farksız değildi. Demokrasinin hiçe sayılarak halkın büyük baskılarla kontrol edildiği bu ülkeler, Formula 1 Grand Prix’lerini dünyaya kendilerinin ne kadar iyi ve güzel ülkeler olduğunu kanıtlamak için istiyor, FIA da bunun karşılığında başka hiçbir ülkeden almadığı kadar katılım bedeli alıyor. Her ne kadar rekabet ve zirve yarışı ön plana çıkarılmaya çalışılsa da kapitalist sistemin çelişkileri kapitalist bir spor organizasyonunu da doğrudan etkiliyor. Aslında Türkiye’de yarış yapılamamasının, sporun rekabetinin düşmesinin, Katar’da Dünya Kupası organize edilmesinin ve Rus yatırımcılara büyük boykotlar gelirken Orta Doğu’nun eli kanlı krallarının futbol takımları satın alabilmesinin ardında tek bir sebep var, para.
*Ferrari taraftarları
**Uluslararası Otomobil Federasyonu