05 Nisan 2022 09:09

ODTÜ’deki yemekhane eylemleri neyi gösteriyor?

"Tek adam iktidarının üniversitelerdeki eli olan rektörlüğün soruşturmalarına, tehditlerine karşı temel haklarımız için birlikte mücadele etmemizin gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmıştIR."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Bilgesu KİPER
ODTÜ

Yüz yüze eğitime geçişle birlikte ODTÜ yemekhanesinin niteliğine dair tartışmalar, öğrencilerin ana gündemlerinden oldu.

Temel ihtiyaç ürünlerine ve kampüsteki işletmelere gelen zamlar, ODTÜ öğrencilerinin yemekhaneyi kullanma oranını artırdı. Yemekhanede yiyebilmek için uzun süre beklenmesi gereken yemek sırası, hijyenik olmayan yemekhane koşulları, öğünlerin yetersizliği, personel eksikliği, öğün başına yüzde 44 zam gelmesi gibi nedenler, bu sorunun nasıl çözülebileceğine dair tartışmaları da beraberinde getirdi.

Bu sorunlara tepki göstermek üzere, geçtiğimiz hafta “Ucuz, nitelikli, ulaşılabilir beslenme hakkımız için buluşuyoruz!” şiarı etrafında bir eylem gerçekleştirilmişti. Eylem bitişinde bir öğrenci grubu turnikeden atlama çağrısı yapmış, sonrasında yemekhanede yemek dağıtarak yemekhane işçilerine desteklerini ifade etmişlerdi.

Eylemlerin sonucunda ODTÜ Rektörlüğü, bütün öğrencilere gönderdiği mail ile yemek bütçesinin okul tarafından karşılandığını söyledi ve yeterli bütçenin olmadığını iddia etti. Turnikeden atlama eylemine katılan öğrenciler hakkında adli işlemlerin ve disiplin sürecinin başlatıldığını söyledi. Öğrencilerin ihtiyaçlarına kulak tıkayıp, beslenme hakkının korunmasına yönelik önlemler almaması bir yana, tepkilere soruşturma tehdidiyle cevap verdi. Bu noktada, rektörlüğün tek adam iktidarı tarafından atandığını, üniversiteyi yönetirken de tek adam iktidarının Türkiye’deki baskı politikalarını uyguladığını hatırlamak gerekiyor.

"ODTÜ REKTÖRLÜĞÜ, BU HAKLARI ÖĞRENCİLERE SAĞLAMA SORUMLULUĞUNDADIR"

Üniversitelere yeterli bütçe ayrılmaması, üniversitelerin bütçede şeffaflık sağlamaması, bütçenin öğrencilerin ihtiyaçları için karşılanmaması üniversitelere yönelik politikaların bir sonucu. Bu bağlamda yemekhaneye ayrılan bütçenin artırılması, işçi sayısının artırılması, kapasite yetersizliğini uzun soluklu çözebilmek amacıyla yeni bir yemekhanenin yapılması, sorunu çözebilmenin adımlarıdır. ODTÜ Rektörlüğü, bu hakları öğrencilere sağlama sorumluluğundadır.

Öte yandan yemekhaneye dair tek talep, zamların geri çekilmesi değildir. Öğünlerin niteliği ve hijyen sorunu da öğrencilerin taleplerindendir. Rektörlük, bu sorunları çözmek için attığı veya atacağı adımları öğrencilere açıklamalıdır.

Öğrenci Temsil Kurulları’nın işlevsel olduğu son eğitim döneminde (2017-2018) öğrenciler kafeterya toplantılarına kendi seçtikleri temsilciler aracılığı ile dahil olabiliyordu. Bu toplantılarda öğünlerin içeriği, hijyen koşulları, yemekhane saatleri gibi bütün ihtiyaçlar öğrencilerin katılımı ile kararlaştırılıyordu. Bugün öğrencilerin yediği yemeğe dair söz hakkı bile bulunmazken Rektörlüğün öğrencilere karşı tutumu, beslenme hakkı için mücadele eden öğrencileri soruşturma baskısıyla yıldırmayı hedefliyor.

Bu koşullarda kazanım elde edebilmek için ODTÜ öğrencilerinin birlikte mücadelesini güçlendirmek gerekiyor. Beslenme hakkının ayaklar altında olduğu bu süreç, öğrencilerin kendi talepleri etrafında sistematik, sürekli birbirini besleyen ve yeni olanaklar açığa çıkartan bir mücadeleyi örgütlemesiyle değişebilir. ODTÜ öğrencileri, böyle bir mücadele hattının örgütlenmesi için gerekli deneyime sahiptir. Toplulukların, bölümlerdeki öğrenci birlikteliklerinin ve politik gençlik örgütlerinin temsilciler düzeyinde bulunduğu Konsey grubu üzerinden kurulan hızlı bir iletişim ağı ve buradan yapılan forum çağrıları ile karar alma mekanizmalarının kitleselleştirildiği pek çok örnek mevcuttur. Bu bağlamda ODTÜ öğrencilerinin geçtiğimiz dönem ve bu dönem gerçekleştirdiği yemekhane eylemleri üzerinden açılan tartışmaları, ortak talepler etrafında birleşebilmenin olanak ve araçlarını yaratabilmek amacıyla ele alabiliriz.

KAZANIMLAR ELDE EDİLDİ

Bu eylemler, ODTÜ öğrencilerinin birlikte karar alabildiği forumlar üzerinden gerçekleştirilmiştir. Forumlara katılan öğrencilerin veya topluluk temsilcilerinin sayısının artması, toplulukların ve bölümlerdeki öğrencilerin kendi iç tartışmalarını foruma taşıması, karar mekanizmalarının en geniş ODTÜ öğrenci kitlelerini kapsayabilmesi açısından güncel bir ihtiyaçtır.

ODTÜ öğrencilerinin geçtiğimiz dönem örgütlediği yemekhane eylemi, ardından kazanımlar getirmiş, yeni mücadele olanaklarını da yaratmıştı. ODTÜ öğrencileri, bütün fakültelerde ve yurtlarda, pandemide hibrit öğrenimin devam ettiği koşullara rağmen bir hafta boyunca okulun her tarafında talepleri etrafında 5014 imza toplamıştı. Yaklaşık 1000 kişiyle gerçekleşen bir eylemle de kampanya sürecini sonlandırmıştı. Bu sürecin sonucunda menüye yeniden çorbanın eklenmesini, vegan menünün oluşturulması ve vejetaryen menünün iyileştirilmesi kazanımlarını elde etmişti.

Bir mücadele örneği olarak bu eylem, onlarca ODTÜ öğrencisinin katılımcısı olduğu bir örgütlenme sürecini içermesiyle yalnızca yemekhane sorunlarına tepki vermek üzere buluşmuş bir kitlenin değil, bu sorunların çözülmesi adına birlikte kafa yormuş ve mücadeleyi örgütlemiş öğrencilerin buluşmasının sonuçlarını göstermiştir. İmza kampanyası, sayısal olarak belirli taleplerin gerçekleşmesini isteyen bir kitleyi temsil ettiği gibi, öğrencilerin sorunun çözümüne dair tartışmalarla yan yana gelebildiği bir araç olarak şekillenmiştir. Bu süreçten yeni mücadele olanaklarını doğuran da bu araç etrafında sınıf arkadaşlarını mücadeleye kazanmaya çalışan, yurtta aynı katta yaşadığı arkadaşlarıyla yemekhane sorununu tartışan, kendisini yemekhane sorunların çözümünde pozisyon alabilecek bir özne olarak gören öğrencilerin bir araya gelmesidir. Yani imza kampanyası, eksikleri bir yana, tek başına imzalayan kişi sayısının niceliğine bakarak sonuç beklenen pasifist bir yöntem değil, öğrencilerin kendi taleplerini örgütleyebileceği bir alanı yaratmasıyla beraber aktif, planlı bir eylem olarak örgütlenmiştir.

"MEVCUT GERÇEKLİK VE BİLEŞENLERİN EĞİLİMLERİ ESAS ALINMALI"

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen yemekhane eyleminin açtığı tartışmalarda, kimi çevrelerce öğrenci hareketinin çeşitli eylem biçimleri radikal veya pasifist şeklinde kategorize edilmişti. Bu tartışmalara göre geçtiğimiz dönem gerçekleştirilen imza kampanyası pasif bir eylem biçimiyken, bu eylemi bir ileri taşımanın yöntemi de radikal de olsa turnikeden atlamaktan geçiyordu. Bu noktada radikal bir eylemle, mücadele etmek isteyen öğrenci kitlelerinin ana eğilimlerinden uzak, öğrencilerden kopuk bir eylem arasındaki farklılığı ifade etmek gerekir. Eğer radikalden anladığımız kesin değişikliklere neden olabilecek nitelikte eylemlerse, bir eylem taleplerinin içeriği doğrultusunda radikaldir. Bu talepleri sahiplenen ve mücadele eden özneleri dışarıda tutan bir eylem biçimi ise ancak romantik olabilir. Bu bağlamda, eğer değiştirici bir eylem örgütlenmek isteniyorsa, A noktasından B noktasına yürümek, turnikeden atlamak, daha hızlı slogan atmak gibi şekle dair tartışmalar yeterli olmayacaktır. Öğrencilerin beslenme sorununun nedenlerinin teşhir edildiği, ekonomik kriz ve tek adam iktidarının üniversitelere yönelik politikalarıyla bağının ortaya konulduğu, yemekhaneye dair taleplerini almak için mücadele etmekten geri durmayan ve bu mücadeleyi sorunun esas kaynağına, kapitalist sisteme ve onun temsilcisi tek adam iktidarına çeviren, öğrencilerin bir araya gelebileceği bir hattı örgütlemek hedeflenmelidir. Bu hedef, tek bir eylemde değil, ancak kalıcı mücadele birlikleri etrafında yürütülen tartışmalarla, öğrencilerin kendi deneyimlerinden öğrendiği sistematik bir mücadeleyle gerçekleşebilir. Bu da mevcut gerçeklik ve bileşenlerin eğilimleri esas alınarak uygulanabilir.

ODTÜ’deki örnekleri üzerinden düşünecek olursak, 2019’da Onur Yürüyüşü’ne gerçekleşen polis saldırısı sonrasında öğrencilerin bulundukları fakülte ve bölümlerde boykot komiteleri kurarak örgütlediği Rektöre Veda Töreni ve ODTÜ Boykotu’nda öne çıkan talep rektörün istifası olmuştur. Bunun nedeni rektörlük ve tek adam iktidarı arasındaki bağın geniş öğrenci kitlelerince kurulmuş olmadır. ‘Verşan Kök, ODTÜ’ye Rektör Olamaz!’, ‘Ne AKP ne rektör ODTÜ bizimdir!’ gibi sloganlar etrafında rektöre veda töreni düzenleyen binlerce ODTÜ öğrencisi, son yıllarda gerçekleştirdiği diğer eylemlere kıyasla çok daha değiştirici bir sonucu elde etmiştir. Bu süreçte kurulan boykot komiteleri hala birçok bölümde dayanışma, konsey, forum gibi isimlerle öğrencilerin talepleri etrafında bir araya geldiği zeminleri oluşturmaktadır. Bugün beslenme, eğitim gibi temel haklar çerçevesinde kitlesel eylemlerin ortaya çıkabilmesinin önemli bir ayağı, bu birlikteliklerdir.

Gerçekleştirilen son yemekhane eylemini ve geçtiğimiz dönemki imza kampanyasının da dayandığı noktalardan birisi bu birlikteliklerden elde edilen deneyimle çeşitli bölümlerde toplantılar, döviz atölyeleri gibi etkinliklerle örgütlenmeleridir.

ODTÜ Öğrencileri, acil talepleri etrafında mücadele etmenin ve kazanmanın deneyimine sahiptir. Sağlıklı beslenme hakkını kazanmak üzere önümüze koyabileceğimiz rota, kendi mücadele birikimimizden kalkarak en ortak taleplerimiz etrafında birleşmek ve bölümlerde, yurtlarda, her alanda bu taleplerin örgütlenmesini sağlamaktır. Tek adam iktidarının üniversitelerdeki eli olan rektörlüğün soruşturmalarına, baskılarına, tehditlerine karşı, temel haklarımız için birlikte mücadele etmemizin gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmıştır.

ÖNCEKİ HABER

Kirlilikle mücadele para cezasıyla sınırlı | Tekirdağ'da çevreyi kirleten tesislere 6 milyon 799 bin TL ceza

SONRAKİ HABER

Aliağa gemi söküm tesislerinde iş kazası sonucu bir işçi yaralandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa