Sözmen ve Özyazanlar, Nihat Özdemir’in istifasını değerlendirdi: "Siyasi anlaşmazlıklar ayyuka çıktı"
Evrensel yazarları Mithat Fabian Sözmen ve Mehmet Özyazanlar, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’in görevinden istifa etmesini değerlendirdi.
Nihat Özdemir, TFF tesislerinden ayrılırken. | Fotoğraf: Esra Bilgin/AA
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir’in dün görevinden istifa etmesinin yankıları sürüyor. 3 yıldır TFF’ye başkanlık eden Özdemir’in yerine Servet Yardımcı’nın vekalet edeceği açıklanmıştı. Aynı zamanda Limak Holdingin onursal başkanlarından olan Nihat Özdemir’in görev süresi haziran 2023’te dolacaktı.
Nihat Özdemir’in istifasının sürpriz olmadığını belirten Evrensel Yazarı Mithat Fabian Sözmen “Nihat Özdemir, TFF’de iktidarın vekiliydi, iktidara yakın olan kulüpleri, patronları bir arada tutmakla görevliydi ancak olmadı ve hepsi birbirine girdi” dedi.
Nihat Özdemir’in istifa gerekçesinin açıklanmamasını eleştiren Evrensel Yazarı Mehmet Özyazanlar ise, “Kamuoyunu bilgilendirmekten kaçınmanın kime ne yararı olabilir ki?” diye sordu.
"CUMHURBAŞKANI İLE İSTİŞARE SONUCU BU KARARIN VERİLDİĞİ KESİN"
Nihat Özdemir’in istifasının sürpriz olmadığını belirten yazarımız Mithat Fabian Sözmen, “Nihat Özdemir, daha önce Burak Elmas’ın da dile getirdiği gibi uzun süredir görevi bırakmak istediğini ifade ediyordu. Atanmış bir isim olarak görevden mi alındı yoksa istifa talebini mi kabul ettirdi bilinmez. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir istişare sonucu bu kararın verildiği kesin” dedi.
Özdemir’den ve yönetiminden memnun olmayan çok büyük bir kesimin olduğunu belirten Sözmen: “En çok çatışma yaşadığı isimlerin başında da Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ bulunuyordu ki Gümüşdağ bilindiği üzere Erdoğan ailesiyle doğrudan bağlantılı bir isim” düşüncelerini paylaştı.
Sözmen, yakın dönemde 13 hakeme maç verilmemesi yönünde alınan kararda Nihat Özdemir’in onayının olmadığı iddiaları konusunda şunları söyledi: “Bir kurumun başkanının etkisinin bu kadar zayıf olması, tepedeki siyasi anlaşmazlıkların ayyuka çıkması olarak da yorumlanabilir. Murat Sancak’ın Beşiktaş maçının ardından 'Hakemlerin içerisinde FETÖ’cüler var' minvalindeki açıklaması da bu durumun işaretlerinden biri” dedi.
"KULÜPLERİ, PATRONLARI BİR ARADA TUTMAKLA GÖREVLİYDİ"
Futbolu yöneten ekip içerisinde yeni bir rol dağılımı yapılabileceğini söyleyen Sözmen sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak burada en kritik pozisyon Servet Yardımcı’nın hangi pozisyonda olacağı. Yıllardır TFF’de pek çok isim değişti ancak Yardımcı hep orada kaldı. Nihat Özdemir’in başkanlığı döneminde de yönetimdeki en güçlü isimdi. Dolayısıyla belirleyicisinin tamamen siyaset olduğu bir kavga yeni bir viraja girdi. Burada yeni başkanın kim olduğunun da aslında çok önemli olmadığı bir durum var diyebiliriz. Çünkü mevcut durumda başkan olacak isim iktidara yakın olmak durumunda. Başkan olacak isme dair ‘Sporun içinden biri gelsin’ şeklinde dillendirilen talep de bu durumda gerçekçiliğini yitiriyor. Bugün başkanlık için ismi en çok dillendirilen Hamit Altıntop, yeni başkan olsa dahi kafasındaki projeleri bu sistem içerisinde tek başına hayata geçiremeyecek ve yine bir istifayla sonuçlanan sürece girecektir. O yüzden bu temenniler biraz safça kalıyor. Sonuç olarak Nihat Özdemir, TFF’de iktidarın vekiliydi, iktidara yakın olan kulüpleri, patronları bir arada tutmakla görevliydi ancak olmadı ve hepsi birbirine girdi. Bugün de iktidar için orayı bir arada tutacak başka bir isme ihtiyaç var.”
MEHMET ÖZYAZANLAR: Bİ ZAHMET GEREKÇELERİ AÇIKLASANIZ!
Nihat Özdemir’in istifa gerekçesinin açıklanmamasını eleştiren Evrensel Yazarı Mehmet Özyazanlar, “İstifa etti ama bu istifanın gerekçesini bilmiyoruz. Tıpkı kısa bir süre önce 13 Süper Lig hakeminin klasman dışında bırakılmasının gerekçesini bilmediğimiz gibi. O karar, söz konusu hakemlerin formsuz olması gibi, kimsenin inanmadığı bir gerekçeyle ilişkilendirilmişti. Bu nedenle herkes asıl gerekçeyi aradı durdu. Hâlâ da aranıyor bu gerekçe(ler)” dedi.
“Kamuoyunu bilgilendirmekten kaçınmanın kime ne yararı olabilir ki?” diye soran Özyazanlar, “Futbolda birtakım kararlar alınıyor ama bu kararların gerekçesi nedense açıklanmıyor. Bu da doğal olarak spekülasyona açık geniş bir belirsizlik alanı doğuruyor. Sonuçta da türlü türlü spekülasyonlar gündemi kaplıyor. Ne olur yani alınan kararların gerekçesi açık açık söylense. Gerekçeler yani bir anlamda sorunlar ortaya konmadığı için de işin çözüm kısmına gelemiyor, kısır döngü misali aynı şeyleri yaşayıp duruyoruz...” ifadelerini kullandı.
"İKTİDARDAN BAĞIMSIZ KARAR ALMA ŞANSI YOKTU"
Kağıt üzerinde özerk görünen Futbol Federasyonunun gerçek anlamda hiçbir zaman özerk olamadığını söyleyen Özyazanlar şunları söyledi: “İktidarın baskısı ve yön vericiliği her zaman federasyonun üzerindeydi. Yani federasyonun, iktidar politikasından bağımsız karar alma şansı yoktu. Özdemir, zaten şirketi dolayısıyla iktidarla yoğun bir ihale ilişkisi içindeydi. Bu nedenle de iktidar açısından oldukça kullanışlı bir başkandı. Görünürde istifa etmesini gerektirecek bir gerekçe yoktu.
Nihat Özdemir kendisinden önceki başkanlar gibi futbolun, özellikle milli maçlar üzerinden, iktidarın milliyetçi, militarist propagandasına alet edilmesi için var gücüyle çalışsa da özellikle transfer harcama limiti, yabancı oyuncu sayısı ve hakem yönetimleri konusunda pek çok kulüple bitmeyen gerginlikler, çatışmalar yaşadı. Bir türlü sonuçlandırılamayan yayın ihalesinin yarattığı sıkıntının yanı sıra hakemlerle ilgili olarak alınan ve tam bir skandala dönüşen son kararın baskısı da eklenince Özdemir’in daha fazla dayanacak gücü kalmadığı söylenebilir.
Ayrıca Özdemir, başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana hem Galatasaray, hem Fenerbahçe, hem de Beşiktaş ile sık sık çatıştı. Lobi gücü yüksek bu kulüplerle yaşanan gerginliğin bir anlamda istifaya giden yolu döşediği de başka bir gerçek…
Futbolu ticarileştirip bir rant kapma mücadelesine dönüştüren anlayış egemenliğini sürdürdükçe ne çatışmalar, gerginlikler biter ne de -aslında hiçbir şeyi değiştirmeyecek olan- yeni yönetim arayışlarının sonu gelir…
Bütün bu gelişmeler bir kez daha gösterdi ki, sorunları yaratan zihniyet ya da kişilerle sorunları çözebilmek mümkün olmuyor…”
