Gökçenur Ç: Dünyanın her yerinde şairler tavırlarını daima barıştan yana koyuyor
Şair ve Çevirmen Gökçenur Ç, "Aynı Güneşin Altında Genç İsrail Şiiri Antolojisi"ni anlattı.
İsmail AFACAN
İstanbul
Aynı Güneşin Altında Genç İsrail Şiiri Antolojisi okuruyla buluştu. Yitik Ülke Yayınları’ndan çıkan kitabı Şair ve Çevirmen Gökçenur Ç. hazırladı. Genç İsrail şiirinin portresini çizen antoloji, Türklerin ve Yahudilerin yüzyıllardır süren dostluklarını vurgulayan “Aynı güneşin altında çamaşır kurutmuşuz” sözünden geliyor.
Gökçenur Ç. ile “Aynı Güneşin Altında”yı konuştuk. Antolojiyi hazırlarken iki kültür arasındaki ortak yanları keşfettiklerini belirten Gökçenur Ç. “Dünyanın her yerinde eğitimli ve vicdan sahibi kişiler özellikle de şairler devletlerinin uygulamaları ne olursa olsun tavırlarını daima barıştan, halkların kardeşliğinden yana koyuyor” dedi.
"İKİ KÜLTÜRÜN ORTAK YANLARINI KEŞFETTİK"
İsrail şiiriyle nasıl tanıştınız?
Bu antolojinin macerası tasarladığım ve eş başkanı olduğum Wordexpress projesinin bir uzantısı olarak Tel-Aviv’de Helicon tarafından düzenlenen Shaar Şiir Festivali kapsamında gerçekleştirdiğimiz performans ve çeviri atölyesi ile başladı. Genç İsrail şiiri ile tanışmamsa biraz daha eskiye, muhalif İsrail şiirinin en önemli şairlerinden biri olan Tal Nitzan’la Letonya, Ventspils’de LAF tarafından düzenlenen bir şiir çeviri atölyesinde tanışmamıza ve karşılıklı olarak birbirimizin şiirlerini çevirmemize dayanıyor. 2010 yılında Shaar Şiir Festivali sırasında İsrailli şairlerle oluşan dostluklarımız Helicon ile geliştirdiğimiz iş birlikleri desteğiyle 2012 yılında İsrail’de Ein Hashofet Kibuttz’da Türkiye’den benim yanım sıra Efe Duyan ve Onur Behramoğlu’nun da katıldığı bir çeviri atölyesi daha gerçekleştirdik. Ortak çalışmalarımız ilerledikçe köklü şiir geleneğine sahip iki kültürün ortak ve birbirini tamamlayan yanlarını keşfediyorduk.
Bu süreç antoloji hazırlama fikrine nasıl dönüştü?
O yıllarda kültürlerarası şiir etkinlerimizi kurucu başkanı olduğum Delta Kültürlerarası Yaratıcı İşbirlikleri Derneği çatısı altında gerçekleştiriyorduk. 2013 yılında bu kez İstanbul’da yine Efe Duyan’la birlikte bir önceki çeviri atölyesindeki ekibe Sevgili Nurduran Duman, Anita Sezgener ve Dr. Mehmet Altun’un da katıldığı bir atölye daha gerçekleştirdik ve Nâzım Hikmet Kültür Merkezinde büyük bir okuma düzenledik. Artık bir antoloji düşü kurmaya başlamıştık; Delta tarihe karışmıştı ama biz çalışmalarımızı Çevrim dışı İstanbul çatısı altında gerçekleştiriyorduk. Bu amaçla 2017 yılında Tel-Aviv’de tüm atölyelerimize İsrail tarafının organizatörü ve moderatörü olarak katılan Helicon Başkanı Tziona Shamay’la ben ve Zerrin Yılmaz editoryal bir çalışma kampı gerçekleştirdik ve şiirleri çevrilen Türk şairlerin şiirlerinin İsrail’de İbranice bir antoloji, İsrailli şairlerin şiirlerinin Türkçe çevirilerinin de Türkiye’de bir antoloji olarak yayımlanmasına karar verdik. Antolojilerin kapakları ve adları aynı olacak böylece simgesel olarak çalışmaların bütünlüğü vurgulanacaktı. Antolojinin adını Türkiye’de yaşayan Türk ve Yahudilerin yüzyıllardır süren dostluklarını vurgulayan “Aynı güneşin altında çamaşır kurutmuşuz” sözünden ilhamla Aynı Güneşin Altında koyduk.
"ŞAİRLERİN BİRÇOĞU HELICON ŞİİR OKULUNDAN"
İsrailli şairleri nasıl belirlediniz?
Doğrusu İsrailli şairleri biz belirlemedik. Projenin tüm etkinlerindeki ortağımız Helicon Derneğiydi. Helicon İsrail’deki en önemli şiir etkinliklerini düzenleyen, dergiler çıkaran, şiir kitapları basan ve adına bir şiir okulu olan çok değerli ve bağımsız bir şiir organizasyonu. Birlikte çalıştığımız şairlerin birçoğu Helicon Şiir Okulunda çalışmışlardır. Her birinin şiirlerindeki özgünlüklerinin yanı sıra ne denli iyi şairler oldukları bize bir şiir okulunun ne kadar iyi olabileceği konusunda ilham verdi. Helicon ayrıca tüm organizasyonların gerçekleştirilmesinde de aktif rol üstlendi ve işlerin olabildiğince kolay çözülmesini sağladı. Zorluklarla karşılaştığımızda zorlukları bizim gibi sahiplendi ve gerek seçtikleri şairlerin iyi şairler olmasının yanı sıra Türk şiirini merak eden ve bunun için çalışmaya hazır, iş birliğine açık şairler olmasıyla gerek yapıcı tutumuyla mükemmel bir proje ortağı olduğunu defalarca ispatladı.
"BENZERLİKLERİMİZİN DAHA FAZLA OLDUĞUNU GÖRDÜK"
Genç İsrail şiiriyle tanışmanız İsrail algınıza ne gibi katkılar sundu ya da algınızda ne gibi değişimler yarattı?
Benzerliklerimizin farklılıklarımızdan daha fazla olduğunu gördük. İsrail’e ilk seyahatim Mavi Marmara olayından birkaç gün sonraydı. Yakın çevrem dahil birçok kişi ziyaretimi iptal etmemi ve İsrail’i protesto etmemi öneriyordu. Oysa bütün İsraillilerin özellikle de şairlerin, İsrail ordusunun böyle kötü sonuçlanan bir operasyonunu bütünüyle desteklediğini düşünmek saçmalık diye düşünüyordum. Oraya gittiğimde haksız olmadığımı gördüm. Ancak şunu anlamalıyız ki nasıl Kürt sorunu bizim sorunumuzsa, hepimiz bir şekilde sorunun nedeni, sonucu ya da çaresiysek Filistin sorunu da onların sorunu. Biz nasıl bazı dinamikleri dışarıdan kimselere anlatmakta zorluk çekiyor, kolaycı etiketlemelerin kurbanı oluyorsak oradaki sorunu da tüm yönleriyle anlamak bizim için zor. Ama şunu anlamak zaman alsa da mümkün, dünyanın her yerinde eğitimli ve vicdan sahibi kişiler özellikle de şairler devletlerinin uygulamaları ne olursa olsun tavırlarını daima barıştan, halkların kardeşliğinden yana koyuyor.
Diğer yandan bütüncül bir İsrail kültürünü en azından başlangıçta algılamak zor. İsrail Ukrayna’dan Almanya’ya, Bulgaristan’dan Irak’a çok farklı coğrafyalardan ve kültürlerden gelen din ve kendi topraklarında gördükleri soykırım, mezalim ve dışlanmışlık dışında ortak yönleri neredeyse olmayan buna karşılık yeni bir ülke, yeni bir umut ülküsü etrafında birleşmeyi başarmış çok toplumlu çok kültürlü bir ülke. Biz de “Hemşehrim memleket nere?” sorusunun yerini orada “Deden nereliydi?” sorusu almış. Zira sadece iki nesil önce onlarca farklı ana dilin konuşulduğu bir toplum var karşımızda. Bu bir zorluk olduğu kadar bir zenginlik olarak çıkıyor karşımıza. Diğer yandan hem kendi içinde hem de komşularıyla pek çok din ve çıkar çatışmasının ortasında kalmış, bu çatışmaların tüm olumsuz etkilerini iliklerinde hisseden bir halk var ve bu durum tüm edebiyata da yansıyor.
"İSRAİLLİ ŞAİRLERİN EĞİTİM SEVİYELERİ OLDUKÇA YÜKSEK"
İsrailli genç şairlerle Türkiyeli genç şairleri karşılaştırdığınızda benzer ve farklı yönlerini nasıl açıklarsınız?
Türk ve İsrailli şairler uzun zaman aynı coğrafyayı paylaşan ve karşılıklı pek çok alışverişte bulunan kültürlerden geliyorlar. Yaşadıkları ekonomik, politik ve toplumsal sorunlar birbirinden çok farklı değil. Ayırt edici bir fark söylemem gerekirse İsrailli şairlerin eğitim seviyelerinin oldukça yüksek olduğu hepsinin en az üç hatta bazen dört beş dil konuştukları ve bu nedenle dünya şiirini daha yakından takip edebildikleri olurdu.
Çevirilerde birçok ismin imzası var. Şiirleri nasıl bir yöntemle çevirdiniz?
Tüm şiirler yukarıda bahsettiğim şiir çeviri atölyelerinde Türk ve İsrailli şairlerin aynı oda içinde karşılıklı olarak birbirlerinin şiirlerini köprü dil İngilizce üzerinden çevrildi. Karşılıklı çeviri yapmak olağanüstü bir deneyimdir. Bir çevirmen olarak şaire soramayacağınız soruları sormanıza bir şair olarak yanıtlamayacağınız soruları yanıtlamanıza imkan verir. İyi şairler çok kısa süre içinde karşısındakini anlamaya ve anlaşılmaya başlarlar. Bir anda kendinizi kendinize bile ifade edemediğiniz şeyleri açıklarken bulursunuz. Karşılıklı çeviri atölyelerinde çok hızlı bir şekilde çok derin ve kalıcı dostluklar oluştuğunu söyleyebilirim.
"TAL NITZAN’IN HEDEF ŞİİRİNDEN ÇOK ETKİLENDİM"
Sizi en çok etkileyen şair(ler) ve şiir(ler) hangileriydi?
En çok etkilendiğim şiir aynı zamanda ilk çevirdiğim Tal Nitzan’ın, güvenlik noktasında sırada beklerken canlı bomba şüphesiyle İsrailli askerlerce kendisi ve kocası vurulan, kendisi hafif yaralanan ancak kocasını kaybeden ve oracıkta doğum yapan Filistinli hamile bir kadının hikayesini anlattığı Hedef adlı şiir oldu. İlk okuduğumda karnıma yumruk yemiş gibi olmuştum. Şairin olayın katlanılmaz acısını olanca dehşetiyle bize duyurmasının yanı sıra şairin maruz kaldığı toplumsal baskı ve tepkiler şiiri daha da çarpıcı kılıyordu.
Evrensel'i Takip Et