07 Nisan 2022 12:04

RTÜK üyesi Okan Konuralp cezaları değerlendirdi: Ben başvurayım RTÜK de zaten gereğini yapar, mantığı

RTÜK Üyesi Okan Konuralp Halk TV, TELE 1 ve KRT’ye verilen cezaları değerlendirdi. TGS, TGC ve RSF de RTÜK kararına tepki gösterdi.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Gözde TÜZER
İstanbul

RTÜK, Diyanetin Kur’an kursundaki istismarı haberleştirdiği gerekçesiyle Halk TV, KRT ve TELE 1’e ceza verdi. RTÜK Üyesi Okan Konuralp Diyanetin başvurusunun hadsiz olduğunu belirterek, bunun ‘Ben başvurayım RTÜK de zaten gereğini yapar’ mantığı olduğunu aktardı. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş RTÜK’ün görevinin hukuksuzluğu korumak olmaması gerektiğini söyledi. RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ise “Kurul kararlarıyla, iktidarın tabu gördüğü ikircikli, hoşa gitmeyen, rahatsız edici dosyalarla ilgili adı konulmayan bir yayın yasağı mantığını ve pratiğini izliyor” dedi. TGC Yönetim Kurulu ise yaptığı açıklamada “RTÜK yine yurttaşların haber alma hakkını engelledi” dedi.

HALK TV, KRT VE TELE 1’E CEZA VERİLDİ

RTÜK, Erzurum’daki Kur’an kursunda çocuklara tecavüz davasını haberleştiren Halk TV, KRT ve TELE 1’e yüzde 2 para cezası verdi. Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an kursundaki istismarı gündeme getiren KRT ve Halk TV’yi “Diyanetin küçük düşürüldüğü, aşağılandığı ve yayın yasağı ihlali”, TELE 1’i ise “yayın yasağı ihlali” gerekçesiyle RTÜK’e şikayet etmişti. RTÜK, oy çokluğuyla “yayın yasağı ihlali” gerekçesiyle 3 kuruluşa para cezası verdi. Cumhuriyet Halk Partisinin Radyo Televizyon Üst Kurulu Üyesi Okan Konuralp Evrensel'e cezaları değerlendirdi.

"YAYIN YASAĞI İHLALİ CEZASI DA KABUL EDİLEMEZ"

RTÜK'ün CHP’li Üyesi Okan Konuralp, “Diyanet İşleri Başkanlığı KRT ve HalkTV’nin Erzurum’daki Kur’an kursunda yaşanan istismarla ilgili yayınlarının toplumu kin ve düşmanlığa tahrik ettiği, toplumda nefret duyguları oluşturduğu, kurum olarak Diyaneti küçük düşürdüğü, aşağılandığı ve yayın yasağına da aykırılık taşıdığı gerekçesiyle RTÜK’e başvurdu. 6112 Sayılı RTÜK Kanunu’nun ilgili maddelerince de cezalandırılmasını talep etti” hatırlatmasında bulundu ve “Başvuruya istinaden RTÜK, Çarşamba günkü toplantısında Diyanetin hakkında şikayetçi olmadığı TELE1’i de dahil ederek toplamda üç kanala, Erzurum’daki istismar olayıyla ilgili alınan mahkeme kararına uyulmadığı gerekçesiyle idari para cezası verdi. Diyanetin başvurusunun bütünü karşılanmış olsaydı KRT ve HalkTV çok daha ağır yaptırım kararlarıyla karşı karşıya kalacaktı. RTÜK’ün bu konudaki tavrı elbette övgüyü hak etmiyor. Başvurunun hiç işleme konulmaması gerekirdi. RTÜK’ün, yayın yasağı ihlali gerekçesiyle dahi bir yaptırımda bulunmaması gerekirdi” ifadelerini kullandı.

"DİYANET BAŞVURMAYI DÜŞÜNMEMELİYDİ BİLE"

“Bu olay özelinde kabul etmek gerekir ki RTÜK’ün mevcut siyasi bloka tanınmış kontenjandan seçilmiş üyeleri dahi yaptırımı sadece yayın yasağı ihlali düzeyinde tutmayı tercih etti. Dolayısıyla, alınan yaptırım kararları özelinde bu dosyadaki asıl mesele Diyanetin bu başvuruyu yapabiliyor olmasıdır.” diyen Konuralp şöyle devam etti: “Özetle, Diyanet bu başvuruyu yapmayı düşünmemeliydi bile. Başvurunun kendisidir, Diyaneti aşağılayan, küçük düşüren. Türkiye’nin saygın gazetecilerinin Erzurum’daki istismar olayını tüm açıklığıyla kamuoyunun önüne taşıması ise başlı başına bir gazetecilik başarısı ve vicdani sorumluluklarını yerine getirmelerinin bir örneğidir.”

"ÇOCUKLAR İSTİSMARA UĞRUYOR, BUNLAR KENDİLERİNİ DÜŞÜNÜYOR"

Söz konusu olanın çocukların üstün yararı olması gerektiğini aktaran ve bu yarar doğrultusunda hareket etmek gerektiğini vurgulayan Okan Konuralp “Ortaya çıkan vakaların travmatik etkisinin çocuklar ve aileler nezdinde hızla azaltılması; hukuki ve idari süreçlerin sağlıklı ve şeffaf bir biçimde yürütülmesi gerekir. Yapılması gerekenler genel hatlarıyla bu başlıklar altında özetlenebilecekten, Diyanet’in kendini düşünen, önemseyen hali pespayeliktir. Çocuklar istismara uğruyor, hazretler kendilerini düşünüyor. Yayın yasağına uyulmadığı gerekçesiyle alınan yaptırım kararlarının hukuken ve vicdanen geçerliliği yoktur. Anayasa Mahkemesi de yayın yasağı uygulamalarının ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiğini söyler. Özetle aslolan çocuklardır; kurumların zedelendiği iddia edilen itibarları değil.” dedi.

"HAKTAN, HUKUKTAN, ADALETTEN UZAK"

RTÜK Üyesi Konuralp sözlerini şöyle sürdürdü: “Diyanet ‘Ben başvurayım RTÜK de zaten gereğini yapar’ diyor. Çünkü haktan, hukuktan, adaletten, fikir ve ifade özgürlüğünden, basın özgürlüğünden, sanatsal özgürlükten ve daha da önemlisi çocuğun üstün yararı ilkesinin belirlediği sınırların o kadar uzağındalar ki her şeyi kendilerinde hak görüyorlar. Kendilerini dokunulmaz, eleştirilmez ve uygulamaları bağlamında tartışılamaz kabul ediyorlar. Bu bağlamda, Diyanetin başvurusu son derece hadsiz bir başvurudur. Dediğim gibi, RTÜK’e başvurayım cezayı kestireyim, mantığı… RTÜK de zaten bu ve benzer başvuruları sıklıkla gündemine alarak bu mantığın işlemesine süreklilik kazandırıyor.”

ÜSTÜNE DÜŞENİ ZAMANINDA YAPMADI

Diyanetin böylesine hadsiz bir başvuruda bulunabiliyor olmasının bir başka nedeninin de Erzurum’daki çocuklarla ilgili üzerine düşen görevi zamanında yapmamış, olayın ortaya çıkmasından sonra da yapmamaya devam etmesi olduğunu aktaran Konuralp “Oysa bu tür olaylarda insanın yüzünün kızarması, başını öne eğmesi ve toplumu da rahatlatacak bir öz eleştiri- denetim, yaptırım sürecini başlatmış olması ya da başlayan hukuki sürecin kararlılıkla takipçi olması gerekirdi. Çocukların aileleriyle hukuki, ahlaki ve vicdani bir diyalog kurulmamış olması dahi bu tablonun vahametini görmemiz açısından yeterlidir. Üstüne düşeni zamanında yapmamış, çocukların cinsel istismarına yol açan süreçteki ihmalini halının altına süpürmeyi tercih etmiştir.” dedi.

Konuralp; gazetecilerin gazetecilik yapmaya devam edeceklerini vurgulayarak “Basın İlan Kurumu ilanları kesti, diye, Evrensel gazetecilikten mi vazgeçti? BirGün, Milli Gazete, Yeni Asya yayınlarını mı durdurdu? Ne yaparlarsa yapsınlar engelleyemezler” dedi. Konuralp şöyle devam etti:

ELLERİNDE BİR MEDYA ENKAZI

Yayın yasağı ihlali üzerinden bu cezaların kesinlikle verilmemesi gerektiğini belirten Konuralp daha fazla saldırganlık olabileceğini, baskıların, zulümlerin artabileceğini ekleyerek şöyle devam etti: “Çökmekte olan bir siyasi iktidar var, çökmekte olan bu siyasi iktidarın elinde milyarlarca dolarlık yatırıma rağmen kamuoyu oluşturma gücü olmayan, hiçbir saygınlığı olmayan bir medya enkazı var. Bu enkazın karşısında her şeye rağmen kıt kanaat de olsa gazetecilik yapmaya çalışan bir grubun başarısı var. Bunun içerisinde Evrensel de var, BirGün de var, Cumhuriyet de var, TELE 1, Halk TV, KRT de var. Bu başarı onları kudurtuyor. Dolayısıyla daha fazla saldırgan olabilirler. Daha fazla sıkmaya, boğmaya çalışabilirler. Ama bu zamana kadar hangi gerekçelerle gazetecileri boğamadılarsa, bundan sonra da boğamazlar. Halkın haber alma hakkı diye bir hak vardır. Halkın haber alma özgürlüğü diye bir özgürlük vardır. Gazeteciler gazetecilik yapmakla sorumludur. Evrensel kurallara uygun olarak yapılan gazetecilik vardır. Bunlar olur; baskılar artar, zulümler artar. Ama dünya tarihinde hiçbir zaman, dünya tarihi kadar eski olan bir mesleğin sürdürülebilirliğini engelleyebilmiş değildir. Mutlaka bir yerlerden kendine yol bulur, yöntem bulur ve haber muhatabına ulaşır” ifadelerini kullandı.

TGS: RTÜK’ÜN GÖREVİ ÇOCUK İSTİSMARINI KORUMAK OLMAMALIDIR

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş RTÜK’ün Halk TV, KRT ve TELE 1’e verdiği para cezasını ülkedeki çocuk istismarının üzerini örtme girişimi olarak yorumlayarak “Gelişmiş demokrasilerde bu tarz olayların üzerine gidilir ve ağır şekilde cezalandırılırken bizim ülkemizde maalesef olayların üzeri kapatılıyor. Erzurum’da Diyanet yurtlarında çocukların istismara uğramasını haberleştiren televizyon kanallarına ceza veren RTÜK, tarafının çocuk istismarcılarından yana olduğunu göstermiştir” dedi.

Durmuş şöyle devam etti: “RTÜK bir an önce ceza kararından vazgeçmeli ve tam aksi yönde gazetecileri cesaretlendirmelidir. Bu ülkeyi yönetenler çocukların istismar edilmesini en ağır şekilde cezalandırmalı, bu yurtlar derhal kapatılmalıdır. RTÜK’ün görevi çocuk istismarını, hukuksuzluğu korumak olmamalıdır.”

"DEVLET GÜCÜNÜ TV KANALLARI ÜZERİNDEN SINIYOR"

RSF Türkiye Temsilcisi ve Bianet Medya Özgürlüğü Raportörü Erol Önderoğlu RTÜK’ü, bağımsız, yayıncılık değerlerini tarafsızlıkla uygulayan bir kurum olarak görmediklerini belirterek “Hatta kurul kararlarıyla, iktidarın tabu gördüğü ikircikli, hoşa gitmeyen, rahatsız edici dosyalarla ilgili adı konulmayan bir yayın yasağı mantığını ve pratiğini izliyor” dedi. Önderoğlu “Devlet, dokunulmaz saydığı yapılardaki vahim olumsuzluklarla ilgili yıllardır etkili önlem almazken gücünü, kamuoyunu bilgilendiren televizyon kanalları üzerinde sınıyor. Anlaşılan, iktidarı zor duruma düşürebilecek konulara eğilen kanalları seçim sürecinde bir kez daha zor günler bekliyor” dedi.

TGC: RTÜK YİNE YURTTAŞLARIN HABER ALMA HAKKINI ENGELLEDİ

TGC Yönetim Kurulu RTÜK’ün kanallara ceza vermesiyle ilgili açıklama yaptı. Ülkede her gün basın özgürlüğünü ihlal eden uygulamalara bir yenisinin daha eklendiğini belirten TGC açıklamasında “Bu cezalarla yine gazetecilik mesleğine doğrudan müdahale edilmiştir. Cezalar Anayasaya aykırıdır, ölçüsüz ve orantısızdır.” denildi.

Açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) ceza kararlarıyla özellikle eleştirel yayıncılık yapan kuruluşlar, ekonomik olarak zayıflatılmakta, yurttaşların haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı yine engellenmektedir.

Özerk olması gereken RTÜK, iktidar adına sansür uygulamaktadır. Medya kuruluşlarının haber yaparken, haksız ve hukuksuz nedenlerle cezalandırılma korkusu ve tehdidi altında olması basın özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir. RTÜK’ün bu tutumu kamusal meseleleri tartışmaktan caydırıcı bir rol oynayacak ve oto sansüre neden olacaktır.

RTÜK’e bir kez daha özerk olduğunu hatırlatıyor, kararlarında tarafsız davranmaya, Anayasa’ya, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne saygılı olmaya çağırıyoruz.”

ÖNCEKİ HABER

Şırnak ve Mardin’de toz taşınımı nedeniyle gökyüzü sarıya büründü

SONRAKİ HABER

Avukat Pınar Çelik Arpacı: Zamları protesto anayasal bir haktır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa