Cam işçisi: Biz sömürülüyoruz, mülteciler daha fazla sömürülüyor
"Diğer fabrikada olduğu gibi bu fabrikada da kayıt dışı çalışanlar patronların can simidi. 1 gün işe gelmeyen işçinin 2 günü, 2 gün işe gelmeyenin 4 günü kesiliyor."
Fotoğraf: Pixabay
Bir cam işçisi
Esenyurt-İstanbul
Sevgili Evrensel okuru işçi arkadaşlarım, ben çocukluk yaşlarımda inşaatlarda çalışarak ailemin geçimine katkıda bulunmaya çalışan bir işçiyim. İnşaat işçiliğinin istikrarsızlığına kızarak cam fabrikalarında çalışmaya başladım. Bu fabrikada birkaç yıl içinde cam üflemecisi olarak tecrübe kazandım. Pandemi döneminde de yine Evrensel’e yazdığım bir mektupta çalışma şartlarımızı, göçmen işçilere yönelik aşırı sömürüyü yazmıştım.
Askere gidip geldikten sonra başka bir fabrikada işbaşı yaptım. Bu fabrikada karşılaştığım manzara ise içler acısı. Askerlik öncesi çalıştığım işyeri benim fabrika hayatımın başladığı yerdi ve işçilerin birtakım haklarının olduğunu orada öğrendim, çelişkileri orada daha çıplaklığıyla kavradım. Fakat burada işbaşı yapınca şaşırdım. İnsan sağlığı için en hassas yerler olması gereken soyunma odaları, yemekhane tam bir çöplük. Ben abartmadan söyleyeyim, sizler fabrikanın üretim alanına; 1500-1800 derece sıcaklıkta, toz duman içinde koşuşturulan çalışma ortamına not verin.
Diğer fabrikada olduğu gibi bu fabrikada da kayıt dışı çalışanlar patronların can simidi. Çeşitli renkte, dilde, birbirleriyle anlaşma güçlüğü yaşayan göçmen işçilerin çalışmasında zaman kavramı olmadığı gibi aldıkları maaş da oldukça düşük. 1 gün işe gelmeyen işçinin 2 günü, 2 gün işe gelmeyenin 4 günü kesiliyor. Mültecilerin hastalanma hakkı, dinlenme hakkı yok, maaşını ve yevmiyesini, fazla mesaisini hesaplaması yasak. Ellerine tutuşturulan zarfı veya para demetini hiç sorgulamadan cebine koyan, ne iş verilirse itiraz etmeden yapmak zorunda olan işçiler, patronun en tercih ettiği işçiler oluyor burada. Çünkü bu işçiler hiçbir şeye itiraz edemeyecek kadar mecburlar. Geçenlerde yanarak can veren göçmen işçileri duydum mesela. Kapının kilitli olduğu anlaşılmış. Patronlar bizi “nazikçe” sömürürken göçmen yabancı işçileri daha acımasızca sömürüyor. Biz sömürülüyoruz göçmen işçiler de üç dört kat fazla sömürülüyor. Ustabaşıların göçmen işçilere davranışlarını görünce izlediğim tarihi filmlerdeki beyaz adamın Afrikalı siyah köleye davranışı aklıma geliyor. Ve ben gerçeğin tam kendisini yazıyorum arkadaşlar...
Tüm işçi arkadaşlarımın 1 Mayıs Bayramı, mücadele dolu bir gün olsun...