Validebağ Korusu'nda bulunan Haydarpaşa Lisesi’nde neler oluyor?

Eylem NAZLIER
İstanbul

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Validebağ Korusu'nun bitiminde bulunan Haydarpaşa Lisesi’nin doğal sit statüsünü değiştirmesine ve yıkılıp yeniden yapılmasına karar verdi. Validebağ Gönüllüleri Derneği Başkanı Arif Belgin lisenin koru içinde kaldığını ve korunun parçalara bölünerek işlem yapılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, sit değişikliği kararının iptali istemiyle dava açtıklarını söyledi. Belgin, “Haydarpaşa Lisesi, Validebağ Korusu'nun bir parçasıdır. Bu alanın her türlü imara açık hale getirilmesi, koru için bir tehdittir” dedi.

"BİRİNCİ DERECE DOĞAL SİT ALANI İÇERİSİNDE"

Haydarpaşa Lisesi’nin 1989 yılında daha önce bulunduğu Haydarpaşa semtinden taşınarak, Validebağ Korusu içinde bir alan tahsis edildiğini, binalar yapıldığını anlatan Belgin, “1990 yılında da faaliyete geçti. Orası Validebağ Korusu sınırları içerisinde. Ama bizim de çok sonradan bilgimiz oldu, orası da sit alanı içerisinde kalıyormuş. Dolayısıyla herhangi bir inşaat faaliyeti yapılamaz. Korunun diğer bölümleri gibi orası da aynı şekilde birinci derece doğal sit alanı sınırları içerisinde” diye konuştu.

"BÜTÜN BİNALARIN YIKILMASINA GEREK YOK"

10 yıl kadar önce depremden dolayı zarar gördüğü iddia edilerek binalar yenilendiğini hatırlatan Belgin, “Sadece 2 tane yurt binası yenilenmemişti. 2 yıl önce yenileyelim diye bir şeye giriştiler. Girişim başlattılar, ama koruma kurulu izin vermemiş. 10 yıl önce koruma kurulu izin verirken 2 yıl sonra neden izin vermiyor onu ben anlamadım. Yani o iki binayı yıkalım, yapalım noktasındaydılar ama kasım ayında yeni bir şey ortaya çıktı. ‘Bütün binaları yıkalım yeni baştan yapalım’ dediler. Bütün binaların yapılmasına gerek yok. 10 yıl önce zaten tadilat görmüş, depreme karşı güçlendirilmiş” dedi.

"BEN YAPTIM OLDU, MANTIĞIYLA HAREKETE GEÇTİLER"

“Yapılan şey ortaya konulan proje mantıksız” diyen Belgin, “Hiçbir devlet okulunda olmayan yüzme havuzu içeren bir projeden bahsediyoruz. Ayrıca Çevre Şehircilik Bakanlığı o bölgenin koruma grubunu 1'den 3'e düşürdü. Yani kesin korunması gereken hassas alandan sürdürülebilir kullanım alanına dönüştürüldü bu da inşaat yapılabilir anlamına geliyor. Bunu yapma yetkisi yok hiç kimsenin, Çevre Ve Şehircilik Bakanlığının da yok. Orası korunun bir parçası, bir bölümünü ayırıp da burası 1. derece şurası 3. derece hiç kimse diyemez. Tek bir parsel çünkü, o parselin bütünlük içinde değerlendirilmesi gerekiyor. ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla harekete geçtiler” değerlendirmesinde bulundu.

"KORUNUN BÜTÜNLÜĞÜ BOZULACAK"

Bu işleme karşı 26 Ocak günü Validebağ Gönülleri olarak yürütmeyi durdurma talebiyle dava açtıklarını söyleyen Belgin, “Haziran ayında okulun yıkılacağını öğrendik zemin ölçümleri yapıldı. Şimdi bunun şöyle birkaç tehlikesi var. Bir tanesi korunun bütünlüğünün bozulması. Bizim bütün ilkemiz şudur, korunun yeşil, doğal ve bir bütün olarak gelecek nesillere aktarılması, bu çok net. Bölerseniz yeşilliğinin, doğallığının bir anlamı kalmaz. İkincisi 2, 3 kat bodrumdan bahsediliyor. 226 araç otoparktan bahsediliyor. Bunun dörtte birlik bölümü yer üstünde, kalanı yer altında. Şimdi yer üstünde olması ayrı bir dert. Bir sürü alanın betonlaştırması demek. Yer altında olması da ayrı bir dert. İnsanların aklına pek gelmiyor ama yeraltı suları var. Korunun yanı başında buna göre yer altı suları kesilirse, akışı değiştirilirse, kurutulursa ya da ağaçların köklerinin yeraltı sularına erişmesi engellenirse ki  bir otopark yapımı bu anlama geliyor o zaman kurudaki ağaçlar kuruyacak.  Zaten biz bunu 10 yıl önce yaşadık. 2011 yılında yapılan Taş Yapının Koru Evleri, korunun hemen üstünde. Eskiden orada STFA Genel Müdürlüğü vardı oraya 3 kat bodrum inildi. Yaklaşık 10 metre kadar derine inince ağaçların köklerinin yeraltı sularını inmesi engellendi o sınır boyunca tam 17 tane anıt ağaç ve korunmaya değer dediğimiz bizim de anıt ağaç adayı dediğimiz ağaçlar kurudu. Yüz yaşın üzerindeki ağaçlardı bunlar ve kurudular” dedi.

"EKOSİSTEM YOK OLACAK"

Belgin son olarak şunları söyledi: “Yaklaşık 30 bin metrekare Haydarpaşa Lisesi'nin kapsadığı alan. Şimdi de 40 bin metrekare alandan bahsediliyor. Yani bir 10 bin metrekare kadar koruya taşma söz konusu olacak. Yine projeye baktığımızda çocukları taşıyacak servis araçları koru içinden geçmesi öngörülmüş. Böyle bir cinayet olamaz. Servis aracı her gün en az iki kez girecek çıkacak oraya. Bu olmaz. İlla inşaatı korunun içinde yap, yapma olarak değerlendiriyorlar ama o kadar basit değil. İçeriye yüzlerce arabanın girmesi de inşaat yapılması kadar olumsuz etki yapacaktır. Koruya buradaki doğal hayata. Bir ekosistem var. Kaplumbağalar, kirpiler, kuşlar, kelebekler yaşıyor. Bunları kaçırmak anlamına gelir.”