12 Nisan 2022 11:13

Silivri’de hayatını kaybeden Ferhat Yılmaz’ın ağabeyi Evrensel’e konuştu: Kalp krizi dediler, ama işkence izleri vardı

İşkence iddialarının gündeme getirildiği Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde hayatını kaybeden Ferhat Yılmaz’ın abisi Hikmet Yılmaz Evrensel’e konuştu.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

İşkence iddialarının gündeme getirildiği Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde hayatını kaybeden Ferhat Yılmaz’ın abisi Hikmet Yılmaz Evrensel’e konuştu: "Bize kalp krizi dediler. Cenazesini yıkarken gördük ki her iki gözü patlamış, burnu sanki tamamen kırılmış, göğüs kısmında büyük bir şişkinlik ve morluk, sanki boynunda da çamaşır ipiyle asılmış gibi iz vardı.”

TEHDİT, İŞKENCE, ÖLÜME ZORLAMA…

Bu sabah saatlerinde haber merkezlerinin adreslerine bir mail düştü. İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesinden atılan ‘acil’ kodlu mail Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi işkence, kötü muamele, tehdit ve ölüme sürükleme iddiaları olduğunu söylüyordu. İddiaya göre 6 Nisan’da başlayan şiddet ve işkencede 60 gardiyan girdiği koğuşlarda tutuklulara işkence yaptı, tehdit etti ve kendilerini öldürmelerini istedi. İddia günler önce de gündeme geldi, ancak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ‘iddialar tamamen gerçek dışıdır. Söz konusu iddialar iyi niyetten uzak, kamuoyunda algı oluşturmaya yöneliktir’ diyerek yalanladı. Ancak o günden bu yana ne avukatlar ne de aileler hapishanede bulunan mahpuslarla görüşebildi.

FERHAT YILMAZ’IN AĞABEYİ: KARDEŞİM BUGÜN TAHLİYE OLACAKTI…

İddiaların gündeme geldiği cezaevinde pazar günü kalp krizi geçirdi denilerek hastaneye kaldırılan bir mahpus yaşamını yitirdi. Cezaevinde hayatını kaybeden o mahpus 29 yaşındaki Ferhat Yılmaz’dı. Pek çok yerde adı Serhan Yılmaz olarak geçen mahpusun ağabeyi Hikmet Yılmaz Evrensel’e konuştu. Kardeşinin bugün toprağa verdiklerini söyleyen Hikmet Yılmaz, “Yazın yazın, yazın ki başkaları ölmesin” diye başladı anlatmaya:

"Pazar günü cezaevinden aradılar, anneme ‘oğlunuz kalp krizi geçirdi, durumu kritik hastaneye gelmeniz lazım’ demişler. Silivri Devlet Hastanesi'ne kaldırılmış. Annemler hemen hastaneye gitti, hiçbir şekilde görüştürmediler. Ben gittiğimde doktor ilk gün ‘ya buna ne yapmışlar, iç organları hiçbir şeyi kalmamış, çocuk patlamak üzere’ dedi. Ama sonra hiçbir açıklama yapmadı, sorduğumuzda ‘cezaevini arayın’ dediler. Biz hiç göremedik hastanede. Sonra ‘öldü’ dediler. Kalp krizi dediler ama biz yıkarken gördük, sanki boynuna çamaşır ipiyle asılmış gibi iz var, her iki gözü patlamış, gözlerinden kan geliyor, burnu sanki tamamen kırılmış pamuklarla doldurulmuş, göğüs kısmında büyük bir şişkinlik ve morluk var sanki ağaç saplanmış gibi. Üst dudağı neredeyse bir avuç kadar şişmişti. Sağ ayak kısmı dikişliydi. Daha sonra cezaevinden bize ‘isyan çıkmış, sizin oğlunuz da onların içindeydi. İsyandan dolayı fenalaşmış, kalp krizi geçirmiş’ açıklaması yaptılar. Kardeşim cezasını tamamlamıştı. Bugün çıkacaktı. Para göndermiştik ona. Birkaç gün sonra tahliye edilecek çocuk neden isyana katılsın, bizim çocuğumuza ne yaptılar. Peşini bırakmayacağız.”

HALİL KASAL ANLATTI, ANNESİ KAYDETTİ: İNTİHAR EDECEĞİZ!

Mahpuslardan Halil Kasal’ın ise yoğun bakımda olduğu iddia edildi.

Kasal, cuma günü annesini aradı, sesini kaydetmesini istedi. Kendisi ile birlikte 5-6 isim sıralayan Kasal o kayıtta şunları anlatıyordu: "Ortada hiçbir şey yokken, gelip tokat atıp, hakaret ettiler. Hastalığımdan dolayı, psikolojik sorunlarımdan dolayı atak yaptım. Bu nedenle beni alıp bahçeye götürüp, orada bir ton hakarette bulundular, vurdular. Daha sonra tekrar koğuşa gelip arama ve sayım bahanesiyle bizi alıp götürdüler, vurdular. Yine aynı şekilde dayak attılar, hakaret ettiler, sakallarımızı yoldular. Sonra bizi ‘yumuşak odaya’ attılar. Botlarla kafamıza bastılar. Bizi pisliğin içine atıyorlar, ekmek yok, yatak yok, bir şey yok. Bize zulüm yapıyorlar. Ayrıca kendilerini haklı çıkarmak ve dava açmak için tutanak tutuyorlar. Bugün kendimizi öldüreceğiz, karar vermişiz. İntihar edeceğiz. Burada 5-6 kişi daha var, Coşkun Ağca, Orhan Hacıoğlu, Ali diye bir çocuk var, Tolga Okçu, bir sürü kişi daha var kendine zarar verecek. Eğer darp cebir alırsanız, bu dayağın bir sonraki seansı, terapisi var’ dediler. Darp cebir de aldırtmıyorlar. Biz de korkudan hiçbir şeyimiz yok diyoruz.”

AĞCA’NIN ABLASI: ‘İZMİR F TİPİ’NE SEVK ETTİK’ DEDİLER

Diğer bir mahpus Çoşkun Ağca. 28 yaşındaki Coşkun Ağca 2,5 yıldır hapis, 2 yılı kalmış. Ablası Burcu Bozdemir, kardeşi ile en son cuma günü görüştüklerini söyledi: “Kardeşim o gün dedi ki ‘Abla bize işkence yapıyorlar, sesini nereye duyuruyorsan duyur. Gardiyanlar bize zulüm yapıyorlar, her tarafımızı kestik. İntihar edeceğiz’ dedi.” Cuma günü sabah 09.00’da yaptıkları bu görüşme sonrası kardeşine bir daha ulaşamadıklarını söyleyen Bozdemir, “Cuma gününden beri arıyoruz cezaevini, bir ‘hücrede’ dediler, bir ‘karantinada’ dediler, bir ‘koğuşta, sıkıntısı yok’ dediler. Pazar günü Silivri Devlet Hastanesine gittik, kapıdaki polis ‘burada sadece bir mahkum var onun da midesinden sorunu’ dediler. Bugün aradım İzmir F Tipi Cezaevine sevk edildiğini söylediler. Daha dün ‘karantina’da dediniz, bugün niye apar topar sevk yapıldı diye sordum, 'Biz bir açıklama yapamayız' dedi. Sabah avukatımız gitti, dosyası ile birlikte sevk edildiğini söyledi o da. Yarın öğleden sonra ulaşacakmış, yarın arayacağız artık. Kardeşimin sesini duyana kadar o cezaevinin söylediği hiçbir şeye inanmıyorum” diye konuştu.

6 GÜN OLDU, SESİNİ DUYMADIK, ULAŞAMADIK HALA…

Adı geçen mahpuslardan biri Abdulmenan Çetin. Çetin’in kardeşi Fadime Çetin 6 gün önce gelen telefonla yaşananlardan haberdar olduklarını anlattı: “Sabah telefonum çaldı, bir çığlık, kadın çığlığı. ‘Çocuklarımız ölüyor, kalkın’ dedi. Telefondaki kişi şu anda yoğun bakımda olan Halil Kasan’ın annesiydi. Ondan bir saat sonra da ağabeyim aradı. ‘Bunlar bize işkence yapıyor, ya bunlar bizi öldürecek, ya biz kendimizi öldüreceğiz’ dedi. O konuşmadan sonra ulaşamadık. Annem cezaevine gitti, görüşemedi, savcılığa gitti. Cezaevini arıyoruz ‘durumları iyi’ diyorlar. CHP Milletvekilini aradılar, cezaevini aramış, ‘aralarında kavga çıkmış’ demişler ona da. Eee iyi ise bu kadar haber çıktı, arasın bizi sesinin duyalım. ‘İyiyim’ desin madem, haksız değilseniz, bir şey yoksa. O söylesin bize.”

GERGERLİOĞLU: BU NASIL ADALET BAKANLIĞI, BU NASIL CEZAEVİ

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini yakından takip eden HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu 6 Nisan’da başlayan işkence ve toplu intihar iddiaları üzerine cezaevini aradı. Telefona çıkan baş memurun ‘böyle bir şey yok, durup dururken insanlar cezaevini arıyor’ dediğini anlatan Gergerlioğlu şunları söyledi: “Halil isimli bir mahpus intihar girişiminde bulunmuş, ailesi ile görüştüm hala ulaşamadılar. Nerede olduğunu bilmiyorlar. Ve hala bununla ilgili bir açıklama yok. İhlaller apaçık bir şekilde ispat edilse bile bakanlık böyle örtbas girişimleri ile konuyu kapatmaya çalışıyor. Bu nasıl adalet bakanlığı, bu nasıl cezaevi?"

İHD VE ÖHD: İDDİALAR KORKUNÇ, AÇIKLAMA YAPIN

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi ise Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde iddiaların çok vahim olduğunu belirterek Adalet Bakanlığına çağrı yaptı:

“Silivri 5 No’lu hapishanesinde hem işkence yasağına yönelik hem de yaşam hakkına yönelik ağır hak ihlalleri iddiaları vardır. Konuyla ilgili sürecin takipçisi olacağımızı belirtmekle beraber bu iddiaları aydınlatma yükümlülüğü Adalet Bakanlığı’ndadır. Dolayısıyla mahpusların can güvenliklerine ve yaşanan hak ihlalleri iddialarına ilişkin Adalet Bakanlığı’nı acilen açıklama yapmaya davet ediyoruz. Bu olaya dair hakikati ortaya çıkarmak ve suçluların cezalandırılmasını sağlamak için, olaya katılan cezaevi görevlileri ve göz yuman cezaevi yönetimini zaman geçirmeksizin görevden alın ve olayı hem cezai hem idari olarak soruşturun, olayın aydınlatılması aşamasında sivil inceleme heyetlerinin mahpuslarla görüşmesine olanak sağlayın ve hakikati tüm açıklığı ile kamuoyu ile paylaşın.”

İLK RESMİ AÇIKLAMA YAPILDI

Bütün bu açıklamalar üzerine Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bir açıklama yaptı. Yapılan yazılı açıklamaya göre hayatını kaybeden Ferhat Yılmaz, koğuşunda rahatsızlandı, önce Silivri Ceza infaz Kurumu Devlet Hastanesine oradan da Silivri Devlet Hastanesine sevk edildi: “10.04.2022 tarihinde saat 18.30'da Silivri Devlet Hastanesi, Genel Yoğun Bakım Servisinde tedavisi devam ederken Kardiyak Arest (Kalp Durması) sebebiyle vefat ettiği belirlenmiş ve konuya ilişkin derhal idari soruşturma başlatılmıştır.”

Açıklamaya göre yoğun bakımda olduğu iddia edilen Halil Kasal ise “halihazırda ceza infaz kurumunda, ayrıca sağlık durumunda da herhangi bir sorun bulunmuyor.”

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü açıklamasında işkence iddialarının ise doğru olmadığnı savundu: “Kurumlarımiz ulusal ve uluslararası bağımsız denetim kuruluşları tarafından düzenli olarak denetlenmekte olup yapılan denetimlerde, kurumlarımızda işkence ve kötü muamele olduğuna ilişkin herhangi bir tespit yapılmamıştır.”

HALİL KASAL’I ANNESİ: ‘OĞLUNU İZMİR’E SEVK ETTİK’ DEDİLER

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün ‘halihazırda ceza infaz kurumunda, ayrıca sağlık durumunda da herhangi bir sorun bulunmuyor’ dediği Halil Kasal’ın annesi Beyaz Çelik ise oğluna dair aldığı bilgiyi Evrensel ile paylaştı: “Cezaevine bulunan bir tanıdığımız sayesinde oğlumun yoğun bakımda olduğunu öğrendim. Ondan sonra aradım aradım ama hiçbir şekilde nerede olduğunu, nasıl olduğunu öğrenemedim.

Göremedim de durumunun nasıl olduğunu. Sen aramadan yarım saat önce bir telefon geldi, ‘Oğlun İstanbul’dan İzmir’e gönderildi. Çocuğun İzmir’de hastanede, net olarak sana yarın bilgi vereceğiz. Çocuğunu görmek istiyorsan da sana yardımcı olacağız’ dediler. Ben hastanede mi hapishanede mi diye sordum, ‘hastane’ dediler. 5-6 gündür hiç sesini duymadım, ben oğlumu öldürdüler çöpe attılar diyordum. Yarın gidip oğlumu göreceğim inşallah.”

ÖNCEKİ HABER

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Kovid-19 test sonucu pozitif çıktı

SONRAKİ HABER

Üniversitede Mülteci Farkındalığı Forumu'nda mültecilerin yaşadığı sorunlar tartışıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa