Ford işçisi: Hem patrona hem sendikacılara ‘Biz buradayız’ dememiz lazım
"Şubat ayında 4 gün, mart ayında 5 gün işe gelmedik. Bazen idari izin yazıldı, bazen yıllık izinlerden düşüldü, bazen de brüt ücretinden yüzde 25 kesinti yapıldı.”
Fotoğraf: Ford Otosan işçileri
Ford Otosan işçisi
Kocaeli
Esnek ne demek hiç düşündük mü? Düşünmesek de yaşıyoruz. Esneklik, fizik kurallarına göre bir cismin üzerine kuvvet uygulandığında cismin şeklinin değişmesi; kuvvet kaldırıldığında cismin ilk haline gelmesi. Bizler esnekliğin insan üzerindeki etkisini şu iki senedir çok iyi biliyoruz. Katı bir üretimin içinde esnek çalışmaya zorlanıyoruz, nasıl mı? Şubat ayında 4 gün, mart ayında 5 gün işe gelmedik. Hem de bizden kaynaklanmayan sebeplerle. Bazen idari izin yazıldı, bazen yıllık izinlerden düşüldü, bazen de brüt ücretinden yüzde 25 kesinti yapıldı. En kötüsü de sürekli söylentiler içerisinde “Hangi gün ne olacak” diye bekledik. Eski genel müdürümüz esnekliğimiz için bizlere teşekkür etmişti. Başlarda bir kısmımız memnun görünse de bu durumdan; ne para kaldı, ne izin… Hepsi hiç oldu. Artık çalışma düzeni, huzur kalmadı.
“Yine ne zaman üretim duruşu olacak?” sorusu ortada kaynarken hiç ciddiye alınmayıp, merkezi bir mesajla bile bilgilendirilmedik. Sanki sendikalı işçiler değiliz gibi “Bugün git, yarın gel” düzeni bizlere reva görüldü. Reva görülen bu düzende aslında değişim gücünün elimizde olduğunu mu unuttuk, ne oldu da biz buna alıştık, alıştırıldık? Hiçbir şeyin haber verilmediği, her şeyi son dakika öğrendiğimiz bir duruma geldik. Mesai olacak mı son dakika, çalışma var mı yok mu son dakika, yemek ve mola saatleri değişiyor mu son dakika?
Fabrikamızda geçtiğimiz günlerde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın da katıldığı E-Transit aracının hattan iniş lansmanı yapıldı. Bu lansmanda gördük ki her şey planlı, her şey düzenli son teknoloji elektrikli araba çıkarmışız. Orada Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak da çıktı konuştu, diğerleri de konuştular, herkes işçiye teşekkür de etti. Tamam, rica ederiz de bir sorun bakalım biz teşekkür ediyor muyuz? Tüm bu ilerlemenin sebebi bizsek, Ford bu kadar büyümüşse, bu da bizim sayemizdeyse, o zaman “teşekkür” sadece laftan ibaret olmamalı. Biz zaten kendimizin farkındayız ama, yapılan bu laf cambazlığına da, teşekkürlere de karnımız doydu artık. Biz eğer gücün bizde olduğunu bilirsek asıl o zaman değiştiririz. Onların ağzından çıkacak iki kelimelik son dakika haberlerine bakmak istemiyorsak eğer, hem sendikaya hem de yönetime “Biz buradayız” dememiz gerekiyor. Bunu “Hurra sendikayı basalım” gibi bir şeyle söylemiyoruz. Her bölümde konuşuluyor, bizim artık tek konumuz bu olmuş durumda madem, o zaman kendi içimizden seçtiğimiz sözcülerle birleşerek, oraya gitmek gerek, onlar kadar örgütlü olmak gerek. İşte o zaman hem “Biz de buradayız” demiş oluruz, hem de yaşadığımız bu saçma esneklik halinden çıkış için yolumuzu kendimiz seçebiliriz.