13 Nisan 2022 09:48

Karaburna köylülerinin taşocağı davasının reddedilmesi Danıştay’dan döndü

Karaburna Köyü yakınlarında işletilen moloz bazalt ocağı ve maden arama projesi ile ilgili "ÇED Gerekli Değildir" kararının iptali istemini reddeden mahkeme kararı Danıştay’dan döndü.

Fotoğraf: Karaburna Köyü Sevdalıları Platformu

Paylaş

Özer AKDEMİR

Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi, Karaburna Köyü yakınlarında işletilen moloz bazalt ocağı ve maden arama projesi ile ilgili Nevşehir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının iptali istemini reddeden mahkeme kararı Danıştay’dan döndü. Kayseri 2. İdare Mahkemesi itiraz süresi içinde dava açılmadığı gerekçesiyle davayı reddederken, köylülerin bu kararı temyiz etmesi sonrası dosyaya bakan Danıştay 6. Dairesi ÇED Gerekli Değildir kararının köyde usulüne uygun bir şekilde ilan edildiğine dair dosyada belge bulunmadığı gerekçesiyle bu kararı bozdu. Köylüler kararı sevinçle karşıladılar.

KARABURÇ KÖYLÜLERİNİN ARDINDAN KARABURNA DA DAVA AÇMIŞTI

Köylerinin dibinde işletilen taş ocağına karşı komşuları Karaburç köylülerini ardından Karaburna köylüleri de bazalt ocağının doğaya, ekolojik sisteme, kültürel ve tarihsel mirasa, ekonomiye ve canlı yaşamına zarar vereceği dile getirerek Mayıs 2021 tarihinde Kayseri Nöbetçi İdare Mahkemesine dava açmışlardı. Köylüler dava dilekçelerinde projenin kağıt üzerinde işletme alanı küçük gösterilerek ÇED sürecinden kaçırıldığını ve faaliyetin 1. derece arkeolojik sit alanını da kapsadığı için koruma altındaki kültür varlıklarına zarar vereceğini ileri sürüyorlardı.

DANIŞTAY YEREL MAHKEME KARARINI BOZDU

Köylülerin açtığı davaya bakan Kayseri 2. İdare Mahkemesi, taş ocağına verilen ÇED Gerekli Değildir kararına karşı askı tarihinden itibaren 30 gün içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle davayı süre aşımı yönünden reddetmişti. Mahkemenin bu kararını yüksek yargıda temyiz eden Karaburna köylüleri ise kararla ilgili köylerinde bir duyuru yapılmadığı ve kararı belirten bir metnin asılmadığını ileri sürmüşlerdi. Temyiz incelemesine bakan Danıştay 6.  Dairesi kararında “proje alanı olan Karaburna Köyünde ilanın yapıldığına, yapıldı ise hangi tarihler arasında askıda kaldığına ilişkin bir tutanak sunulamadığından "mahkemeye erişim hakkı" çerçevesinde, davanın öğrenme tarihinden itibaren 30 günlük yasal süre içerisinde açıldığının kabulü gerekmektedir” diyerek yerel mahkemenin kararını bozdu.

“TAŞ OCAĞINI KÖYÜMÜZDEN GÖNDERECEĞİZ”

Danıştay kararını sevinçle karşıladıklarını ve bundan sonra davanın esastan görüşülmesini beklediklerini belirten Karaburna Sevdalıları Platformu yaptığı açıklamada, “Karaburç Köyü’nden sonra şimdi sıra Karaburna Köyü’nde doğamızı ve yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Haksız ve hukuksuz şekilde doğamıza kasteden bu bazalt /moloz işletmesini köyümüzden göndereceğiz” ifadelerine yer verildi.

1800 YILLIK BİZANS KALESİ YAKININDA TAŞ OCAĞI!

Hacıbektaş Karaburna sınırları içerisinde Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun (KTVKK) kararıyla 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilen 2 bin 800 yıllık Hitit dönemine ait yazıtları barındıran Kaletepe Höyüğü ve son dönem çalışmalarla tespit edilen 2 adet Tümülüs bulunurken, bu tarihi eserler madenin ruhsat alanında kalıyordu. Sit alanının büyük bir çoğunluğunun bazalt ocağı ÇED alanı sınırları içinde yer almasına rağmen, firmanın ÇED sürecinde bu gerçeği gizlediği ortaya çıkmıştı.

SU KAYNAKLARININ ÜZERİNDEKİ MADEN ÇED’DEN NASIL KAÇIRILDI?

Develi Bazalt şirketi adlı firmanın her ikisi de Karaburna'da olan iki farklı ruhsat alanı ve iki ÇED alanı oluşturarak ÇED Gerekli Değildir kararı aldığı dava sürecinde ortaya konulmuştu. Köylülerin “suyun gözü” dedikleri içme suyu kaynağının bulunduğu alanda yapılmak istenen taş ocağının su kaynaklarına, tarım ve hayvancılığın yanında tarihi eserlere de zarar vereceği ileri sürülüyordu. Karaburç köylüleri tarafından benzer gerekçelerle açılan davada şirketin ÇED izni iptal edilmişti. Aynı coğrafyadaki kayalıklarla ilgili Karaburna köylülerini davasından da benzer bir kararın çıkması bekleniyor.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI DA VERİLMELİYDİ

Köylülerin avukatı Mevşir Tekin, "Karar son derece olumlu ve umut verici olmakla birlikte genel olarak bu tip çevresel davalarda öncelikle ”Yürütmenin Durdurulması” kararı verilmesinin  çok daha yerinde ve amaca matuf olacağını düşünüyorum. Nitekim geçen her an çevrede telafisi imkansız zararlara sebebiyet vermektedir. Esas hakkında karar verilinceye dek geçen süreçte yerinden oynatılan her bir “kayanın” sorumluluğunu taşıyorum. Bu bağlamda kesinleşmiş iptal kararını da paylaşacağımız güzel günlere." dedi.

ÖNCEKİ HABER

Adana’da 1 Mayıs çağrısı yapıldı

SONRAKİ HABER

Dersim'de polis şiddeti protesto edildi, polislerin açığa alınması istendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa