14 Nisan 2022 09:27

Silivri'deki yakınlarına ulaşamayan aileler endişeli: Nereye gidelim, kime soralım?

İşkence iddialarıyla gündeme gelen Silivri 5 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki mahpusların aileleri endişeli. Aileler, “Neden bize kimse cevap vermiyor, biz nereye gidelim, kime soralım” diyor.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Komuoyu günlerdir Silivri 5 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşananları konuşuyor. İddiaya göre 6 Nisan’da başlayan şiddet ve işkencede 60 gardiyan, girdikleri koğuşlarda mahpuslara işkence yaptı ve onları tehdit edip kendilerini öldürmelerini istedi. Tartışmalar sürerken önce Ferhan Yılmaz’ın ölüm haberi geldi, sonra da yoğun işkenceyi doğrulayan bakım odasındaki görüntüleri. Yetkililer, Yılmaz’ın ölümünü doğrulamak ve "Soruşturma açıldı, haberler algı" demek dışında bir şey söylemiyor. Şiddete uğradığı iddia edilen diğer mahpusların aileleri ise endişeli. Cuma gününden bu yana çocuklarının sesini duymadığını söyleyerek ekliyorlar: “Neden bize kimse cevap vermiyor, biz nereye gidelim, kime soralım.”

AĞCA’NIN ABLASI: NEDEN AVUKATININ GELECEĞİNİ DUYUNCA SEVK EDİLDİ?

Çoşkun Ağca, Silivri 5 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi A-10 Koğuşunda tutulan mahpsulardan biri idi. Ablası Burcu Bozdemir, bu sabah çektiği iki videoyu ulaştırdı elime. Şöyle diyor o videolarda:

“Kardeşim Coşkun Ağca'dan biz de haber alamıyoruz. En son cuma günü beni aradığında ‘Abla bize yardım edin, gardiyanlar bize işkence yapıyorlar. Ayaklarımız, kollarımız hep darp izleri, ayaklarımızda kelepçe izleri var. Her tarafımızı kestik. Sesimizi nereye duyabiliyorsan duyur, yardım et’ dedi. Cumartesi günü cezaevini aradığımda ‘Kardeşinizin hiçbir şey, yok şu anda koğuşta yatıyor’ denildi. Pazar günü aradığımda ‘Kardeşiniz Kovid-19 temaslısı, hücrede yatıyor’ denildi. 'Avukatımız gelirse görüşebilir mi kendisiyle' diye sordum, ‘Evet görüşebilir, bir sıkıntısı yok’ denildi. Pazartesi günü aradığımda burada yok, İzmir 2 No’lu F tipi Cezaevine sevki gerçekleşti’ dediler. İzmir’i aradık, ‘Ancak pazar günü görüşebilirsiniz, sizi arayabilir’ denildi. Gelen ses kaydında kardeşimin de adı var. Bir mahkum annesi tarafından arandım, ‘Kızım, kardeşinin koğuşunda 7 kişi intihar etmiş, oğlum senin kardeşini de içinde görmüş hastaneye kaldırılırken…’ dedi. Kardeşimizin hayatından endişe ediyoruz, perişan durumdayız. Avukatının geleceği duyulunca neden kardeşimin apar topar sevki yapılıyor? İzmir’de neden 'Pazar günü arayabilirsiniz' deniyor?​”

"HÂLÂ NEREDE OLDUĞUNU ÖĞRENEMEDİM?"

Diğer bir mahpus Halil Kasal. Kasal’ın işkence ve kötü muameleyi anlattığı ses kaydından sonra, annesi bir daha oğluna ulaşamadı. Yoğun bakımda olduğu iddia edildi, anne hastaneleri arada ama öğrenemedi nerede olduğunu. Sonra cezaevinde olduğu söylendi. Sabah aradım anne Beyaz Çelik’i, "İzmir’e sevk edildi" bilgisi dışında ellerinde hiçbir bilgi olmadığını söyledi. Çaresiz, sürekli "Oğlun İzmir’de" diye arayan telefonu arıyor, açan yok; İzmir 1 ve 2 No’lu F Tiplerini de aradı, ses yok. Maddi durumu nedeniyle Silivri’ye gelememiş Denizli’den. İzmir’e gitmenin yollarını arıyor, "Gitsem acaba görür müyüm" diye soruyor bana. Sonra ekliyor: “Neden bize kimse cevap vermiyor, biz nereye gidelim, kime soralım.” Sorularının yanıtı bende de yok, sessiz kalıyorum. "Ben bir daha arayayım cezaevlerini" diye kapatıyor telefonu. 

YETKİLİLER "SORUŞTURMA AÇILDI, HABERLER ALGI" DIŞINDA BİR ŞEY SÖYLEMİYOR

Çarşamba günü İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi, Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevine gitti incelemede bulunmak üzere. Baronun açıklamasına göre toplu intihar girişimi, sistematik kötü muamele ile süngerli odada yapılan işkence iddialarında adı geçen mahpusların birçoğunun şehir dışında sevk edildi. 

Görüşmede bir mahpusun aktarımları ilk günden beri anlatılanları doğruluyor: 

“Sayım sırasında infaz koruma memurunun bir mahpusa tokat atması sonrasında, infaz koruma memurları tarafından mahpusların tehdit edildikleri, sonrasında bazı mahpusların fiziksel şiddet uygulanarak süngerli odaya alındıkları, burada işkenceye maruz bırakıldıkları, rapor almamaları için tehdit edildikleri, süngerli odada işkenceye maruz kaldığını beyan eden mahpusların ertesi gün koğuşlarına gönderildikten sonra hap içmek suretiyle intihar ettiklerine dair iddialar, görüşme sırasında tarafımıza iletilmiştir.”

Bu anlatımlara ve otaya çıkan görüntülere rağmen yetkili ağızlardan yapılan açıklamalar ne ailelerin ne de kamuoyunun sorularını yanıtlar durumda değil. Şu ana kadar Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ceza ve Tefkifevleri Genel Müdürlüğü’nden açıklama yapıldı. Ferhan Yılmaz’ın ölümünü doğrulayan açıklamalar "Haberler algı, soruşturma başlatıldı"nın ötesine geçmiyor. Adalet Bakanından ise henüz bir açıklama yapılmadı. Aileler, insan hakları örgütleri, milletvekilleri ise yanıt bekliyor.

ÖNCEKİ HABER

Bakanın memur maaşlarına ilişkin bir bilgisi yokmuş!

SONRAKİ HABER

Zamların ardından İstanbul’da vatandaşın yüzde 45,6’sı kırmızı et alamıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa