Yeni cinayetlere kapı aralanıyor
Zonguldak’ta TTK’nın Kozlu Müessesesinde yaşanan iş cinayetinin ardından gözler yeniden taşeron çalışma sistemine çevrildi. Sekiz işçinin yaşamını yitirdiği olayın ardından sendikalar ve meslek odaları, başta madencilik olmak üzere tüm sektörlerde taşeron uygulamasına son verilmesini isterken, hükümet tepkiler
Sosyal-İş Sendikası Uzmanı Onur Bakır, hükümetin önündeki yasa taslağının iş cinayetleri ve ölümleri azaltmak bir yana artıracağını kaydetti. Bazı medya organlarında, taşeron işçilerin umudunu bu yasaya bağlamasına neden olacak, yanıltıcı haberler çıktığını hatırlatan Bakır, aksine hükümetin uygulamanın önündeki tüm yasal sınırları kaldırarak taşeron ilişkisini kural haline getirmeyi, iyice yaygınlaştırmayı hedeflediğini belirtti.
TAŞERON PÜSKÜRMESİ
Kozlu’da yaşanan iş cinayetiyle ilgili olarak “metan gazı değil taşeron püskürmesi” değerlendirmesi yapan Bakır, taşeronlaştırmanın başlı başına bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunu olduğunu vurguladı. Bakır şunları söyledi: “Zonguldak’ta taşeron düzeni patlamış, enkazın altında taşeron işçileri kalmıştır. Taşeronlaştırmanın asıl amacı, işçi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, işçilerin daha sağlıksız, güvensiz koşullarda daha fazla sömürülmesidir. Böyle bir çalışma düzeninde işçi sağlığı ve güvenliği arka planda olduğu gibi, taşeron şirketler bu konuda gerekli önlemlerin alınmasının doğuracağı maliyetten kaçınmaktadır. Hal böyle iken AKP hükümetinin Türkiye’yi taşeron cennetine dönüştürmeyi amaçlayan yasa değişikliği çalışmaları, bu sorunu çözmek bir yana daha da büyütür, yeni iş cinayetlerine, yeni katliamlara kapı aralar.”
TTK DA SORUMLU
Onur Bakır, taşeron yasası olarak bilinen düzenleme yasalaşırsa asıl işverenin de taşeron işçilerin her türlü hak ve can güvenliğinden sorumlu tutulacağı, böylece kazaların önleneceği iddialarına da yanıt verdi: “Bu iddiayı ortaya atanlar ya okuma yazma bilmemektedir ya da manipülasyonda, yalanda sınır tanınamamaktadır. Çünkü bugün yürürlükte olan İş Yasası’nın 2. Maddesinin 6. Fıkrasında zaten asıl işveren ve alt işverenin, ortak sorumluluğu düzenlenmektedir; bu sorumluluk işçi sağlığı ve güvenliğini de kapsamaktadır. Dolayısıyla zaten yasada var olan bir düzenlemeyi yeni bir icat gibi sunmak ahlak dışıdır.” Kozlu’daki ocakla ilgili müfettişlerin daha önce hazırladığı raporlarda kazanın “geliyorum” dediğini, ancak bu raporların dikkate alınmadığını belirten Bakır, “Hem bu rapor hem genel kurallar uyarınca gerekli önlemlerin alınmasını sağlama yükümlülüğünü TTK yerine getirmemiştir. İş Yasası’nın 2. Maddesi uyarınca sorumluluğunu yerine getirmeyen TTK, taşeron şirket ile birlikte bu cinayetten birinci derecede sorumludur. Sorunun kaynağında ise işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan taşeron düzeni yer almaktadır. Eğer cinayetlerin önlenmesi isteniyorsa, taşeron yasaklanmalıdır” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)
DİSK’e bağlı sendikalar ve İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Kozlu’da 8 işçinin ölümüne neden olan iş cinayetinin sorumlularını protesto etti. Taşeron çalışmanın kaldırılması istenen basın açıklamasında, mücadele çağrısı yapıldı. İstanbul Unkapanı Bölge Çalışma Müdürlüğü önünde bir araya gelen emekçiler adına konuşan Dev Sağlık- İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, başta Çalışma Bakanlığı, TTK ve taşeron şirketler olmak üzere tüm sorumluların hesap vermesi gerektiğini söyledi. AKP Hükümetinin taşeron sistemini yaygınlaştırdığını ifade eden Çerkezoğlu, “Taşeron çalıştırmayı marifet sanan ve bunu medyaya, topluma ülkemiz içn ‘hayırlı’ olarak inandırmaya çalışan AKP Hükümeti bu cinayetin, bundan önceki onlarcasınıın ve ölümle sonuçlanmasa da insanları kölece ve sefalat ile çalışmak zorunda bırakan taşeron çalışma sisteminin hesabını vermek zorundadır” şeklinde konuştu. Taşeron sisteminin ölüm getirdiğini, Zonguldak Kozlu Müessesesinde çalışan işçilerin bile bile ölüme gönderildiğini vurgulayan Çerkezoğlu, şöyle devam etti: “Olay yerinde inceleme yapan TMMOB Maden Mühendisleri Odası, kömür madenlerinde galeri açmak için gerçekleştirilen sondaj çalışması sonrası içeride biriken gazın tamamının boşaltılıncaya kadar beklenmesi gerekirken, Star madencilik işletmesinde buna uyulmamasını gündeme taşıdı.” SAYIŞTAY DA HAYATİ RİSKİ TESPİT ETMİŞ TTK’nın Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında 2010 ve 2011’de yapılan tüm resmi denetimlerde ‘hayati risk’ tespit edildiği ortaya çıktı. Sayıştay müfettişlerinin TBMM KİT Komisyonu’na gönderdikleri raporlarda, “Vahim bir olayla karşılaşılmamasının tamamen tesadüf olduğu görülmektedir” ifadelerine yer verildi. 2011 yılında Sayıştay tarafından düzenlenen raporda, ihaleyi kazanan firmanın bir inşaat firması olduğuna dikkat çekildi. İşi alan Star İnşaat Şirketi’nin bugüne kadar herhangi bir kömür madeninde taş içi galeri açma faaliyetinde bulunmadığının bilindiği vurgulanan raporda şu yorum yer aldı, “Kömür havzasının yüksek oranlarda metan gazı içerdiği, ocakların derinleşmesi ile gaz içeriklerinin arttığı bu şartlarda faaliyet göstermenin tek koşulunun ise iş güvenliği ve işçi sağlığına ilişkin kurallar ve hükümlere titizlikle uyulmasının olduğu aşikârdır. Düzenlenen rapor ve tutanaklardan firmanın iş güvenliğine yönelik alınması gereken önlemler konusunda hassasiyet göstermediği, bu arada vahim bir olayla karşılaşılmamasının tamamen tesadüf olduğu görülmektedir.” ALABAŞ: KAZA DEĞİL, İŞ CİNAYETİ GENEL Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, TTK Kozlu Müessesesi’nde ana galeri açma ve hazırlık işlerini yürüten taşeron şirketin çalıştığı alanda meydana gelen ve 8 maden işçisinin hayatını kaybettiği kaza ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Taşeron şirketlere yeraltında ihale verilmesi ilk gündeme geldiğinde sendika olarak basın açıklamaları ve eylemlerle tepki gösterdiklerini ve uyardıklarını anlatan Alabaş, uyarıları dikkate alınmayınca 17 Mayıs 2010 tarihinde TTK Karadon Müessesesi’nde bir taşeron şirketin çalıştığı alanda meydana gelen faciada 30 madencinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. 2010 yılındaki kazanın ardından da uyarılarını sürdürdüklerini vurgulayan Alabaş, uyarılarının yine dikkate alınmadığını ve 7 Ocak 2013 tarihinde Kozlu’da meydana gelen kazada ise taşeron şirkette çalışan 8 madencinin hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Alabaş; “Tüm bu uyarılarımıza rağmen akıl almaz bir duyarsızlıkla bu uygulamayı sürdürenler ve taşeron şirketlerin başarısızlıklarına rağmen ısrarla süre uzatımına gidenler bu kazadan birinci derecede sorumludurlar. Yaptığımız uyarılar nedeniyle 2010’daki kazaya, göz göre göre geldiği için ‘facia’ demiştik. Şimdi tüm uyarılarımıza rağmen yaşanan bu son olayı açıkça bir ‘iş cinayeti’ olarak tanımlıyoruz” ifadelerini kullandı. (ZONGULDAK) KIDEM TAZMİNATI RAFTAN İNİYOR ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı , 30 Haziran’a kadar kıdem tazminatı düzenlemesini netleştirmek istediklerini belirtti. NTV’de açıklamalarda bulunan Çelik, kıdem tazminatı çerçevesinde çalışanların, taşeron işçilerin altında kaldığını belirterek, “Kıdem tazminatını ortadan kaldıran değil, tazminatı daha yaygın hale getiren ve 1 ay bile çalışan işçimize tazminat hakkı veren bir düzenleme getirelim diyoruz. Bu konu mutlaka tartışılmalı. Başbakanımızın istediği bu. ‘İşçi ile işveren bu konuyu bir noktaya taşırlarsa siz raftan indirin.’ Biz de şu anda bu görüşmeleri sürdürüyoruz” dedi.